SPOR - 28 Nisan 2024 Pazar 14:53

AB Büyükelçisi Türkiye Delegasyon Başkanı İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı

A
A
A

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut bu yıl 19’uncusu gerçekleştirilen İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul’un düzenlediği Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu bu sabah gerçekleşti. Koşuya Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut da katıldı. Elit atletlerin katıldığı koşunun startını veren Meyer-Landrut ardından 10 kilometrelik parkurda koşusunu gerçekleştirdi. Yaklaşık 2 saat içinde koşusunu tamamlayan Meyer-Landrut açıklamalarda bulundu.

AB Büyükelçisi Türkiye Delegasyon Başkanı İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı

Büyükelçi Meyer-Landrut "Parkur boyunca İstanbul’un tarihi bölgelerini gördük. Öncelikle belediyeyi bu güzel organizasyonu yaptıkları için kutluyorum. Pek çok tarihi binayı görerek bu yarışı gerçekleştiriyorsunuz. Birçok insan ile birlikte koşuyorsunuz. Yağmur da problem teşkil etmedi. Umarım bu yarış birçok şeye ve koşuculara ilham kaynağı olur. Bu koşu etkinliğinin benzer spor etkinliklerine ilham kaynağı olmasını diliyorum. Sonuçta hareket etmek veya koşmak hepimizin sağlığı için gerekli" dedi.

AB Büyükelçisi Türkiye Delegasyon Başkanı İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı

Dünyanın en iyi 11 "Gold Label" yarı maratonundan biri olan İstanbul Yarı Maratonu, 10 kilometre ve 21 kilometre kategorilerinde koşuluyor. Yenikapı Miting Alanı’ndan start alan yarı maratonda koşucular, sahil yolunda Kennedy Caddesi boyunca Kumkapı, Cankurtaran, Çatladıkapı, Sarayburnu, Sirkeci ışıklar, Eminönü’nden Karaköy istikametine saparak Galata Köprüsü’nü geçti. Köprü bitimindeki ışıklardan "U" dönüşü yapan sporcular, Eminönü, Unkapanı, Cibali, Abdülezelpaşa Caddesi, Ayvansaray, Haliç Köprüsü’ne varmadan Fatih ilçe sınırından "U" dönüşü yaparak ters istikamette aynı sahil yolunu kullanarak Yenikapı’ya ulaştı.

AB Büyükelçisi Türkiye Delegasyon Başkanı İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı

Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu’na 72 farklı ülkeden yaklaşık 14 bin sporcu katıldı. Elit atlet kategorisinde ise 34 farklı ülkeden 47 erkek, 21 kadın olmak üzere toplam 68 sporcu yarıştı.



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Uraloğlu: “Engelli olmak bir kusur değildir, onları hayattan alıkoyan engellerin kendisi kusurludur" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Özürlü, sakat, çürük gibi ibareler yerini engelli ibaresine bırakmıştır. Zira engelli olmak bir kusur değildir, onları hayattan alıkoyan engellerin kendisi kusurludur” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Engelliler Haftası çerçevesinde bakanlık bünyesindeki engelli çalışanlarla bir araya geldi. Karayolları Genel Müdürlüğünde düzenlenen programda konuşan Uraloğlu, engelliler için hayatın her alanında proje yürüterek engellilerin günlük hayatta zorlukları rahat aşması için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. “Engelli olmak bir kusur değildir, onları hayattan alıkoyan engellerin kendisi kusurludur” Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nin 2007 yılında imzalandığını ve Türkiye’nin bu anlaşmayı ilk imzalayan ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Uraloğlu, “2013’te yayımlanan yasal düzenleme ile farkındalığın dilimize yerleşmesi için çok önemli bir adım atılmış, daha önceki bazı resmi tanımlarda geçen; özürlü, sakat, çürük gibi ibareler yerini engelli ibaresine bırakmıştır. Zira engelli olmak bir kusur değildir, onları hayattan alıkoyan engellerin kendisi kusurludur. Özetlemeye çalıştığım şudur ki Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2002 yılından bu yana görünür olmaya başlayan farkındalık süreci, adım adım yapılanmayı, eylemleri ve diğer alanlarda yapılması gerekenleri şekillendirmiştir. Başlattığımız farklı sosyal sorumluluk kampanyaları ile engelli kardeşlerimize dönük eğitim altyapısının ve kalitesinin zenginleşmesini, artmasını sağladık. Bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak biz de engelli ve hareket kabiliyeti kısıtlı vatandaşlarımızın önündeki engelleri kaldırmak, hayata katılımlarını teşvik etmek için çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Farklı ihtiyaçlara sahip tüm vatandaşlarımızın, kendilerine uygun tasarlanmış hizmetlere ve erişilebilirlik imkanlarına sahip olması için çalışmaya devam ediyoruz. 4 Aralık 2021 tarihinde 2021-2025 yıllarını kapsayan Erişilebilir Ulaşım Stratejisi ve Eylem Planı’mızı kamuoyuna açıkladık. Eylem Planı ile herkes için erişilebilir bir ulaşım sistemi oluşturulmasını amaçladık. Eylem planının tüm süreçlerinde ilgili tarafların görüş ve önerilerini önemsedik. Her adımda farklılıkları ortadan kaldıran bir ulaşım ağı oluşturmak vizyonu ile hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Herkes İçin Hareketlilik” Yeni bir proje yürüttüklerinin haberini veren Uraloğlu, ‘Şimdi, ’Herkes İçin Hareketlilik’ adıyla bir mobil uygulamayı da tamamlamak üzereyiz. Bu yıl hayata geçirilmesi planlanan bu uygulamamızla; Refakatçi modülünden engelli taşıma hizmetleri modülüne, ulaşım sisteminin erişilebilirliğini iyileştirmeye yönelik geri bildirim modülünden işaret dili çağrı merkezi desteğine kadar, engelli vatandaşlarımızın ulaşım sürecine ilişkin tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Bu uygulama ile engelli bireylerin seyahatleri öncesinde ve esnasında karşılaştıkları veya karşılaşabilecekleri tüm sorunları ortadan kaldırmayı veya asgari düzeye indirmeyi hedefliyoruz. Böylece hareketliliği teşvik ederek engelli kardeşlerimizin sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını kolaylaştıracağız” dedi. “40 havalimanımıza Erişilebilirlik Belgesi kazandırdık” Yolcu Dostu Havalimanı Projesi kapsamında engelli, yaşlı, bebekli veya doktor raporu bulunan hasta yolcular için hizmetlerde öncelik ve kolaylık sağladıklarını belirten Uraloğlu, “40 havalimanımıza Erişilebilirlik Belgesi kazandırdık. En kısa zamanda da bu belgeyi tüm havalimanlarımızın almasını sağlayacağız. Havalimanlarımızda engelli yolcu standartlarına uygun danışma, pasaport, bilet satış ve check-in bankoları ile engelli tuvaletleri oluşturduk. Ayrıca engellilerin kullanabileceği standartlarda rampa ve basamaklar tesis ettik, hissedilebilir yer zemin döşemeleri yaptık. İstanbul Havalimanımız erişilebilir havalimanlarının en güzel örneklerinden biridir. 23 farklı noktada bulunan erişilebilir Bana Sor Dijital Danışma Kioskları’ndan sesli ve görüntülü canlı danışma ve Türkçe işaret dili hizmeti alınabilmektedir. İstairport.com web sitesinden başvuru yaparak Çok Özel Misafir Kartı alan Demans, Otizm ve Down Sendromlu yolcular uçuş kapıları bölgesinde bulunan Çok Özel Misafir odalarında sakin bir zaman geçirebilmektedir. Yine, Demans, Otizm gibi fark edilemeyen, desteğe ve hassasiyetle yaklaşılmaya ihtiyacı olabilecek yolcular için danışma noktalarından ücretsiz ayçiçeği yaka kartı temin edilerek, bu yolcuların görünür olmaları sağlanmaktadır” diye konuştu.
İstanbul “Uyku apnesi olanlarda trafik kazası riski 3 kat fazla” Uyku bozukluğu sonucu gelişen trafik kazalarında ölüm oranının yüzde 11.4, diğer sebeplerle olan kazalarda ise ölüm oranının yüzde 5.6 bulunduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, “Trafik kazası yapma riski tüm sürücüler açısından değerlendirildiğinde, gündüz aşırı uyku eğilimine yol açan uyku apneli olgularda riskin yaklaşık 3 kat daha fazla olduğu saptanmıştır” dedi. Uyku apnesinin, uyku sırasında tekrarlayan solunum durmaları ile karakterize, oksijen düşmeleri ve uyku bölünmelerine neden olan, ani ölüm riski oluşturan ve birçok vücut sistemini ilgilendiren ciddi bir hastalık olduğuna dikkat çeken Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, hastalıkla ilgili bilgiler verdi. “Uykuda geçici boğulmalar yaşanabilir” Uyku apnesi sırasında genellikle birkaç saniye süren geçici boğulmalar yaşanabildiğini vurgulayan Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, “Bu boğulma anında kandaki oksijen seviyesi düşerek, beynin uyanmasını sağlar. Beyin solunum fonksiyonlarının durduğunu haber vermek için vücudu uyandırır. Santral (Merkezi, Beyin Kaynaklı) ve Obstrüktif (Tıkayıcı) tipte olabilir. Santral tipte uyku apnesi çok daha nadir görülür ve beynin solunumu kontrol eden kaslara doğru sinyaller göndermemesi sonucunda ortaya çıkar. Obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) ise; uyku sırasında bazı kişilerde nedenini tam bilemediğimiz bir şekilde üst hava yollarında tıkanmalar, daralmalar neticesinde oluşmaktadır” ifadelerini kullandı. “Uykuları sık bölündüğünden yorgunluk artar” Uyku sırasında solunumun durması sırasında kandaki oksijen miktarının azaldığını, beynin bu azalmayı algıladığını ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalıştığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, “Bu kişiler gece birkaç kez uyanabilir, uykuları sık sık bölündüğü için de ertesi gün bu sorunu hatırlayamazlar. Bu durum da tekrarlayan zaman dilimleri içinde kişide yorgunluk ve halsizlik hissine neden olur” diye konuştu. “Sabah baş ağrıları, gece boğulma şikâyetleriyle uyanırlar” Uyku apnesinin belirtilerinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, “Uzun süre devam eden horlama, gündüz aşırı uyku hali ve yakınları tarafından fark edilen gece uykuda solunum durması en tipik üç bulgudur. Bunun dışında yorgunluk, sabah baş ağrıları, gece boğulma hissi ya da çarpıntı ile uyanmalar sık saptanır. Halsizlik, gece sık tuvalete kalkma, depresyon ve sinirlilik diğer görülen bulgulardır. Uyku hastalıklarına bağlı gündüz artmış uyku hali, hastaların işlerini yapmasını engelleyerek onları başarısızlığa sürükleyebilmektedir. Uyku apneli hastalarda genellikle sosyal ve cinsel fonksiyonlarda azalma, ruh sağlığı ve kişinin kendi enerjisinin azaldığını hissetmesi gibi belirtiler görülür” dedi. “Kısa boyunlularda ve sigara içenlerde daha fazla” Uyku apnesi toplumda oldukça yaygın saptandığını, kadınların en az yüzde 2’sinde ve erkeklerin yüzde 4’ünde uyku apnesi geliştiğini işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, hastalarda belirli bir meslek özelliği olmadığını; ancak obezite, boyun kısalığı, uzun süre sigara ve alkol tüketen bireylerde hastalığın görülme sıklığının daha fazla olduğunu söyledi. “Trafik kazalarının yüzde 22’sinden uykusuzluk sorumlu” Kötü ve yetersiz uykunun, dikkat azalmasına yol açtığını, ayrıca uykusuzluk ve uykuya bağlı hastalıklar sonucu trafik kazalarının görülme riskinin de arttığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, şu uyarılarda bulundu: “Türkiye’de ve dünyada geçmiş yıllarda yapılan araştırmalarda trafik kazalarının yüzde 22’sinde uyku sorunlarının ve direksiyon başında uyuklamanın rol aldığı gösterilmiştir. Bu durumda oluşan trafik kazaları daha ölümcül seyretmektedir. Uyku bozukluğu sonucu gelişen trafik kazalarında ölüm oranı yüzde 11.4, diğer sebeplerle olan kazalarda ise ölüm oranı yüzde 5.6 bulunmuştur. Trafik kazası yapma riskinin tüm sürücüler değerlendirildiğinde gündüz aşırı uyku eğilimine yol açan uyku apneli olgularda yaklaşık 3 kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Bu tür vakalarda gece apneler nedeniyle sık tekrarlanan uyku bölünmeleri gündüz uyku eğiliminin artmasına yol açmakta, uzun yolda araç kullanırken de kaza yapma riski artmaktadır. Kişinin uyku sorununun farkında varması, buna yönelik uygun tedavi alması trafik kazası riskini azaltacaktır.” “Gece boyunca beyin aktiviteleri kaydediliyor” Uyku laboratuvarında yapılan polisomnografik testle hastanın gece boyunca beyin aktiviteleri ve vücuduyla ilgili farklı fonksiyonları kaydedilerek hastalığın tanısının konulup, ağırlık derecesinin belirlendiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, böylece her hasta için en uygun tedavi şeklinin planlandığını dile getirdi. Tedavi uygulanan hastaların bir uyku laboratuvarı veya merkezinde düzenli takibi, hasta ve eşinin eğitimi son derece önemli olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, “Yalnızca horlamanın kesilmesi, tedavi yanıtı açısından yeterli değildir. Ağırlığı ne olursa olsun, OSAS (Obstrüktif uyku apne sendromu) tedavisinde ilk aşama genel önlemlerin uygulanmasıdır” dedi. Uyku apnesi tedavisinin aşamaları Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, 3 aşamada planlanan Obstrüktif uyku apne sendromu tedavisini şöyle anlattı: “İlk aşamada kilo verme, yatış pozisyonu düzeltilmesi, Alkol ve Sedatif-Hipnotiklerden sakınma ve eşlik eden hastalıkların tedavisi planlanır. Sonraki aşamada ise Pozitif havayolu basıncı tedavisi (CPAP) ve gerekmesi halinde cerrahi yapılabilir.” “Sabahları baş ağrısına yol açabilir” Uyku apnesi tedavi edilmediği takdirde kısa dönemde ev, iş veya trafik kazaları, uzun dönemde de kalp-damar hastalıkları ile ölüm oranlarında artış olduğunu işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, “Oksijen düşüklüğü sonucu beyne giden oksijen azalması nedeniyle sabahları baş ağrısı olabilmektedir. Karar verme yeteneğinde azalma, hafıza zayıflaması, unutkanlık, kişilik ve davranış değişiklikleri gibi özellikler sıklıkla ağır dereceli OSAS’lılarda görülür. Hastaların yaklaşık yüzde 30’una depresyon eşlik etmektedir. Özellikle şiddetli uyku apnesi olan olgular, tedavi edilmediği takdirde aşağıdaki hastalıklarda artış olduğu gösterilmiştir” dedi. “Kalp ve damar hastalıklarından ölümü tetikleyebilir” Dr. Öğr. Üyesi Ruşen, uyku apnesinin en önemli tehlikelerini ise şöyle sıraladı: “Kalp damar sistemi: Kalp krizi, kontrol altına alınmakta zorlanılan hipertansiyon, kardiyak ritm düzensizlikleri ve hatta ani ölümler. Sinir sistemi: Beyin felçleri, baş ağrıları, depresyon, unutkanlık, karar verme yeteneğinde azalma. Hormonal sistem: Büyüme hormonunda azalmaya bağlı çocuklarda gelişme geriliği, cinsel isteksizlik, insülin seviyesinde artma, şeker hastalığına yatkınlık. Diğer: Trafik kazaları, evlilik sorunları, yaşam kalitesinde azalma, reflü.”
Bursa Uludağ’da operasyonla kurtarılan ayı Karacabey ayı barınağına götürüldü Bursa-Uludağ yolunda araba çarpması sonrası yaralanıp mahsur kaldığı dere yatağından Jandarma ve DKMP ekipleri tarafından operasyonla kurtarılan ayı Karacabey’deki Ayı Barınağına gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Uludağ yolunda araçların önüne çıkan yaralı bir ayı olduğu ihbarının 112 Acil Çağrı Merkezi’ne düşmesinin ardından harekete geçen Uludağ Yiğitali Jandarma Karakoluna bağlı Asayiş timleri, yaptıkları incelemede yaralı bir ayının olduğunu ve ayının ormanlık alana doğru sürünerek ilerlediğini tespit etti. Bunun üzerine Jandarma Çevre Koruma Timi ve Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) ekiplerine haber verildi. DKMP Bursa Şube Müdürlüğü ve jandarma timlerinden oluşan aralarında 3 veteriner hekimin de bulunduğu 20 kişilik kurtarma ekibi gece boyu ayıya ulaşmaya çalıştı. Sabahın ilk ışıklarıyla ayının izini sürmeye devam eden ekipler yaralı ayıya Yiğitali Mahallesinin yaklaşık 2 kilometre üzerinde ormanlık alandaki dere yatağında ulaştı. Ekipleri fark eden yaralı ayı, arka ayaklarını kullanamamasına rağmen sürünerek dere yatağından aşağıya doğru kaçtı. Jandarma ve DKMP ekipleri bunun üzerine sahaya dağılıp yaralı ayının önünü keserek daha fazla kaçmasına engel oldu. Ekipler tarafından kıstırılan 2 yaşındaki genç ayı, veteriner hekimler tarafından uyuşturucu iğne atılarak bayıltıldı. Ayının bulunduğu bölgeye inen ekipler, pençelerini ve ağız kısmını sargı beziyle sarıp ayının saldırma ihtimaline karşı tedbir aldı. Urgan yardımıyla dere yatağından Jandarma ve DKMP ekipleri tarafından yukarıya taşınan 100 kiloluk ayı, DKMP ekiplerinin getirdiği kafese konularak araçla Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesine götürüldü. Görevli veteriner hekimler tarafından sedye ile içeriye alınan ayının çekilen röntgeninde kalça kemiğinde birden fazla kırığın olduğu belirlendi. Ameliyata alınan ayının buradaki 3 günlük tedavisinin ardından Karacabey Ovakorusu Celal Acar Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezine götürüldü, tedavi sürecine burada devam edilen genç ayının belli bir süre diğer ayılardan ayrı bir ortamda tutulacağı belirtildi. Kalça kemiğinde parçalı kırıkların bulunduğu genç ayının 1 ay boyunca burada tedavi altında tutulacağı, durumu düzeldiği taktirde yeniden doğal hayata alındığı bölgeye bırakılacağı öğrenildi.
Eskişehir Bilinçsizce atılan ağlar onlarca canlının telef olmasına neden oldu Eskişehir’de, İç Sularımızı Hayalet Ağlardan Temizliyoruz Projesi’ne katılan Amatör Olta Balıkçılığı Ve Doğal Hayatı Koruma Derneği üyeleri (ESABDER) metrelerce ağ içinde ölmüş veya ölmek üzere olan balık, ördek ve kaplumbağa ile karşılaştı. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Çifteler ilçesi Sakarıbaşı bölgesinde gerçekleştirilen İç Sularımızı Hayalet Ağlardan Temizliyoruz Projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalara, Eskişehir Amatör Olta Balıkçılığı Ve Doğal Hayatı Koruma Derneği üyeleri katılım sağladı. Uzun süren çalışmalar neticesinde sudan ağ, pinter ve hapislerin içerisinde onlarca ölü veya ölmek üzere olan balığın yanı sıra kaplumbağa, ördek, balıkçıl kuş gibi canlılar görüldü. “İçin faydalı olacak projelerde yer almaya devam edeceğiz” Eskişehir Amatör Olta Balıkçılığı Ve Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Yasin Başaran, “Daha öncede dediğimiz gibi ESABDER olarak amatör ve sportif olta balıkçılığının gelişmesi, sürdürülebilirliği ve gelecek nesillere temiz bir doğa bırakmak için faydalı olacak projelerde yer almaya devam edeceğiz. Başta böyle bir projeye öncü olan Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne, dernek yönetimimiz ve üyelerine, çalışmalarda birlikte hareket ettiğimiz ETSOBDER derneği başkanı Fatih Garip ve üyelerine teşekkür ederiz” dedi.