SPOR - 13 Eylül 2018 Perşembe 16:48

Ahmet Ağaoğlu’ndan Burak Yılmaz açıklaması

A
A
A
Ahmet Ağaoğlu’ndan Burak Yılmaz açıklaması

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Burak Yılmaz ile yaşanan gerilimin yanlış anlaşılmalardan kaynaklandığını söyledi.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, Burak Yılmaz ile yaşanan gerilimin yanlış anlaşılmalardan kaynaklandığını söyledi. Burak’ın en önemli oyuncularından olduğunu belirten Ağaoğlu, kendisini göndermek gibi bir düşünceleri olmadığını vurguladı.


Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, son günlerde golcü oyuncu Burak Yılmaz konusunda yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Bordo-mavili kulübün başkanı, dün bir yayın organında Burak Yılmaz’la yapılan bir görüşmenin yer alması üzerine kamuoyunda oluşan soru işaretlerini ortadan kaldırmak amacıyla toplantı düzenlediklerini ifade ederek, “Burak Yılmaz asla ve asla bugün yapmış olduğum konuşmanın karşı tarafı değildir. Ortaya bir takım ciddi yanlış anlaşılmalardan kaynaklı sıkıntılar çıktı. Dün akşam saatlerinde Burak Yılmaz ile telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Kendisinin özellikle röportajda öne sürmüş olduğu üç başlık var. Burak’ın orada ifade ettiği yabancı oyunculara ödeme yapıldığı yönünde. Biz oyunculara 15 Mayıs olarak söz vermiştik. Kendisi ve diğer oyunculara ödeme yapılmadığı için kendisi 16 Mayıs’ta ihtarname çekme istediğini ifade etmiştir. 15 veya 18 Nisan tarihinde yapmış olduğumuz toplantıda eski yönetimden kalan alacakları ödeyeceğimize dair taahhütümüz vardı. Ben bu durumun 15 Mayıs’a kadar neticeleneceğini tahmin ediyordum. 15 Mayıs’a kadar kredi anlaşmaları bazı talimatlardan dolayı 18 Mayıs’a kadar uzadı. Bunların hepsinin belgeleri var" diye konuştu.



"Burak’ı gönderelim diye bir düşünce söz konusu değil"


18 Mayıs’ta 85 milyon TL’lik kredinin hesaplarına geçtiğini açıklayan Ağaoğlu, "Verdiğimiz sözden 3 gün sonra yine aynı gün 14.30’da 14 yerli ve 6 yabancı oyuncunun ödemesini gerçekleştirdik. Burak Yılmaz yabancı oyunculara ödeme yapıldığı, kendi ödemesinin yapılmadığı düşüncesine kapılarak 16 Mayıs tarihinde kulübümüze ödemelerin yapılması için ihtarname gönderdi. Böyle bir düşüncenin içerisine girmiş olması benim açımdan bakınca da hiçbir art niyete bakılmaksızın ayrıştırmayla karşı karşıya olduğunu düşündüğü için eylem yapmış olduğunu düşünüyorum. Yönetime geldiğimden beri gündemi işgal eden Burak gidiyor mu durumları oldu. Zaman zaman ben bunlara esprili cevap verdim. Burak’la alakalı benim tavrım başından beri çok açık ve netti. Burak’ın Trabzonspor’dan alacağı parayı darphanelerin basmadığını söyledim esprilerle. Birçok yerde bunu tekrarladım. Burak Yılmaz geçtiğimiz sezon takımın en skorer oyuncusu. Türkiye’de de şu an farkındaysanız 3 büyük takımda bir pivot santrfor sıkıntısı söz konusu. Türkiye’nin de bu konuda en güçlü ismi Burak Yılmaz. ’Bu tür oyuncuya başka kulüplerin ihtiyacı var, Trabzonspor’un elinde 3-5 tane daha var’ gönderelim diye bir düşünce söz konusu değil” ifadelerini kullandı.



“Fikret Orman beni aradı”


Transfer döneminde Burak Yılmaz’ın Beşiktaş Kulübü’ne transfer olacağı söylentileri üzerine Fikret Orman’ın kendisini aradığını belirten Ağaoğlu, "Ben onunla çok rahat görüşebilen birisiyim. Son derece seviyeli ilişkimiz olan bir insan. ’Kamuoyunda Burak Yılmaz’ın adı Beşiktaş’la anılmaya başladı ve bu durum bize ve size zarar vermeye başladı’ dedi. Ben de kendisine, benim öyle bir düşüncem yok. Kaldı ki hocamızın önümüzdeki sezon kadrosu içerisinde mutlaka görmek istediği ve satılmasına hiç sıcak bakmadığı bir oyuncumuz. Biz Burak’ı satmak istemiyoruz deyince konu orada kapandı. Ankaragücü maçından önce Trabzon’da kulüp binamızda başkan yardımcımız ile beraber Burak ile bir görüşme gerçekleştirdik. Burak’a, ’eğer konu senin başka kulübe gitmense ben seni satmıyorum, sen bu kulübün en önemli oyuncususun, takımın lider oyuncususun. Dolayısıyla hiçbir yere gitmen söz konusu değil’ diye söyledim. Bu görüşmeden sonra bu konu bizim için kapandı. Transferin bitimine 48 saat kalıncaya kadar. 29 Ağustos tarihinde başkan yardımcısı beni arayarak, ’Beşiktaş’ın bir teklifi var’ dedi. Menajerlerden teklif gelince kulüplerden gelmeyen teklif benim için ciddi olarak değerlendirmez. Menajerlerin buradaki ilgisini de bir noktaya kadar normal karşılıyorum. Burak Yılmaz maliyeti ve market değeri en yüksek oyunculardan biri. Kimse kalkıp de 50 bin Euro, 100 bin Euro olan oyuncunun satılması için çaba göstermez. Ben menajerler aracılığıyla geldiği için, kulüp başkanından gelmediğini için işi ciddiye almadım. 31 Ağustos akşamı saat 20.30 civarında başkan yardımcımız beni telefonla arayarak, ’konu kapanmıştır reddettik teklifi’ dedi. Bu görüşmelerden Burak Yılmaz’ın haberi yok. Ben görüşmeyi ciddiye almadığım için bilgi verme ihtiyacı hissetmedim. Bundan kaynaklanan bir yanlış anlaşılma var. Bu teklif Trabzonspor Kulübü’nden gitmedi ve menajerler aracılığıyla bize geldi. Onun için Trabzonspor’un Burak Yılmaz’ı satma gibi bakış açısından bakmak doğru olmaz. Bunu Burak Yılmaz’ın kendi yüzüne de söyledim. Son 2 gün içerisinde olan görüşmelerin Burak’ta bir hayal kırıklığı olduğu ortaya çıkıyor” dedi.



“Berlin’deki ameliyat sonrası aramadığım için hatalıyım”


Burak Yılmaz’ın ’hastanede ziyaretime gelmediler’ dediğine değinen Ahmet Ağaoğlu, “2. ameliyatında ameliyat öncesi yanındaydım ve çıktıktan sonra da yanındaydım. Taburcu oluncaya kadar da ziyaret ettim. Oradaki serzenişi Berlin’de geçirdiği ameliyat esnasında orada olmayışımız veya telefonla arayamayışımızla alakalı olarak o ifadeyi kullandığını düşünüyorum. Orada da haksız sayılmaz. Her ne kadar kulübümüzün sağlık ekibinden bir kişi yanındaysa da, sonrasında ve öncesinde en azından benim bir telefon etmem gerekirdi. Bu konuda da haksız olduğunu söyleyemeyeceğim. Yapı olarak baktığımızda Burak Yılmaz heybetli sakallı görünüşüne bakmayın tanıdığım oyuncular içerisinde en duygusal olan 3-5 oyuncudan bir tanesi” ifadelerini kullandı.



“Benim en değerlimi, en kıymetlimi istemenin yolu vardır”


Ağaoğlu, Burak Yılmaz’ın Muharrem Usta ile alakalı olarak ’bir başkan kaybettim ama bir abi kazandım’ ifadesine gönül koyduğu yönündeki iddialara ilişkin, "Kastettiğim o değildi benim. Bir kulübün genel kurul süresi içerisinde takım kaptanının ya da herhangi bir oyuncusunun bu tür ifade kullanması normal değildir. Ben bunu ona söyledim. Hala aynı düşüncedeyim. Ama oradan bir kafa takıklığı ya da oyuncuya karşı bir tavır söz konusu değil. Burak Yılmaz’ın transferi gündeme gelip bu doğrultuda bana sorular sorulduğunda bizim takımımızın en değerli oyuncularından birisi dedim. Benim en değerlimi en, kıymetlimi istemenin yolu vardır. En değerlimi elimden almak kolay değildir. Her zaman futbolculuğunu, tekniğini takdir ettiğim bir insandır. Kaptan Onur’dan başlayarak son transferimize kadar Trabzonspor formasını sırtına geçirmiş ve bunu taşıyan her oyuncu benim için aynı değeri taşır. Bütün futbolcularıma aynı hassasiyetle kol kanat gererim. İki kaptanımızla yaptığımız toplantıda ben onlara şunu sordum; sizlerin ne kadar mukaveleniz var? ’Benim kontrat süresini biliyor musunuz’ dedim. ’Aralık ayı sonuna kadar. Aralık ayında ben gider bir başkası gelebilir. Ama bu kulübe sahip çıkması gereken, takım ruhunu mücadele gücünü beraberliğini sağlayacak olan sizlersiniz’ dedim. Bizler burada sadece yönetiyoruz. Burak Yılmaz da dahil olmak üzere son haftalar içerisinde bu duyguyla mücadele ettiklerinin farkındayım” açıklamasını yaptı.



“Trabzonspor’da şu an yaşadığımız gerçekler var”


"Trabzonspor’da şu anda yaşadığımız gerçekler var" diyen Ağaoğlu, şöyle devam etti:


“Takım ruhu oluştu. Kendisine çok güvendiğimiz, inandığımız hocamız Ünal Karaman ile birlikte bütün oyuncularımız inanılmaz bir hava yakaladı. Yeni transferlerimizin hepsi çok iyi ama bunların içine eklememiz gereken Onazi, Sosa ve Kucka da var. Burada güçlü bir Trabzonspor profili ön plana çıkmaya başladı. Bu şekilde üzerimize yüklenilmesi ve gündem oluşturulmasını tasvip etmiyorum ama doğal karşılıyorum. Trabzonspor ne zaman başını kaldırsa bir taraftan iğneyi sokmaya çalışırlar. Tamamen Burak’ın duygusallığından ve yanlış anlaşmalardan kaynaklanan durumlardan oldu. Ayın 18’inde bütün oyuncuların parası ödendi. Bu bir tür yanlış anlaşılma. Hiçbir şekilde kulübün adını zikretmiyor. Şahsiyetine yapılmış bir şey olarak görmüyorum. Sadece başkan lafı geçtiği için ben bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Şartlar ne olursa olsun belki tavrımız çok farklı olabilirdi. Ama o ifadelerden yola çıktığımızda tamamen yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı belli. Bu durumlar devam edecektir. Bizim kontratımız aralık ayına kadar. Uğraşacaksınız bizimle uğraşın. Oyuncularımla lütfen uğraşmayın. Bir Sürmeneli ne kadar kibarsa o kadar kibar bir insanım. Takıma ve oyuncularıma zarar geleceğini hissettiğim zaman beyefendi Ahmet Ağaoğlu çizgisinden çıkmayı çok iyi bilirim. Bu konuşmanın tarafı Burak Yılmaz değil. Biz olanı temizlemesini biliriz. Bizim tek sevdamız Trabzonspor’dur. Biz hizmet etmeye çalışıyoruz. Oyuncularımıza ve teknik heyetimize karşı her zaman olumsuzluklara göğsümüz siperdir. Burak Yılmaz ve bütün oyuncularımızı sayabiliriz ve bunların hepsini aynı duygu ve düşünceyle savunuyoruz. Taraftarlarımızdan büyük destek istiyorum. Futbolcularımız kim olursa olsun sevin, bağrınıza basın. Ama lütfen bu oyuncularımızla başladık ve devam edeceğiz. En ufak olumsuzlukta ya da büyük olumsuzlukta futbolcularımıza karşı hoş olmayan ifadeleri paylaşmayalım. Taraftarı da oyuncusu da basını da divanı da milyonlar aynı duyguyu paylaşmak zorunda. Bunun ilk ışıltılarını vermeye başladığımız andan itibaren her yerden dalmaya başladılar. Alem buysa bu alemin harcı olmasını da biliriz! O mücadeleyi de vermesini biliriz."



“Burak çok ciddi sakatlıklar geçirdi”


Burak Yılmaz’ın çok ciddi sakatlıklar geçirdiğini vurgulayan Ahmet Ağaoğlu, “2 ameliyat üst üste her futbolcunun kaldırabileceği şeyler değil. Kendisi Trabzon’da yaşıyor, çocukları İstanbul’da ve bu açıdan da bakmak lazım. Biz yönetim olarak bazı futbolcularımızın bir takım sorunlarına eğilmeye başladık. Yabancı futbolcularımızın yaşamış olduğu olumsuzluklar ve sıkıntılar var geçmiş dönemde. Bu oyuncu formanın içerisine girdikten sonra her yönüyle her şeyinden sorumlusunuz. Biz kendi içimizde farklı bir birim oluşturduk ve tamamen yabancı futbolcuların kendilerinin ve ailelerinin sorunlarıyla ilgilenip, bu sorunlara çözüm getirmek için olan arkadaşlar. Burak’ın yaşamış olduğu bir takım sorunların var olduğu da kesin ve aşikar. Bizim de bu konuda daha hoşgörülü olmamız lazım” ifadelerini kullandı.



“Kaptanlık alınır verilir”


Ağaoğlu, yıldız oyuncudan kaptanlığın alınmasına ve kadro dışı bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin ise, "Kaptanlık alınır verilir. Ondan alınır başkasına verilir. Bir sakatlık olmadığı takdirde Onur’dadır. Ama ikinci kaptanlık üçüncü kaptanlık önemli görevlerdir. Burak buna aldırmaz. O kafayı oyuna taktımı İspanyol boğası gibi kırmızıdan gözünü ayırmayan bir yapısı var. Bizim beklentimiz de bir an önce eski formuna kavuşup takıma yeterli ve gerekli katkıyı verip, takımı layık olduğu yerlere arkadaşlarıyla birlikte taşıması. İnancımız tam olmasaydı üstüne basa basa ’hiçbir yere gitmiyor, göndermiyoruz’ diye takımda kalması için çaba sarf etmezdim. Bu yönetimin vereceği bir karar, bundan sonraki kararların hepsini yönetim verir. Kulüp başkanı olarak sadece yönetim kurulu başkanıyım. Konu gündeme gelince konuşulur. Kadroda tutmak için can siperane çalışan bir insan olarak kadro dışını telaffuz bile etmeyiz. Burada kulübe yönetilmiş bir durum yok. Şahsıma olan şeyler var. Ben bu tür şeylerden oyuncuyu kazanma konusunda sonuna kadar mücadele ediyorum. Trabzonspor’da birçok kez yöneticilik yaptım. Spor yöneticiliğinde benim bir numaralı prensibim kazanmak. Eğer benim yokluğum onun performansını arttıracaksa takıma veya ekibe yararlı olacak noktaya gelirse kendimden fedakarlık ederim. Teknik direktör, teknik heyet ve oyuncular futbolun gerçek aktörleridir. Bu takımın başarısı için milyonların sevgilisi haline getiren abilerin yolunu izleyip aynı aidiyet duygusuyla takıma hizmet etmeleridir. Kadro dışı disiplin suçudur. Burada bana yönelik eleştiri var. Buradaki eleştirilerimi izlediniz. Kadro dışı farklı oluşan şeyler” değerlendirmesinde bulundu.



“Bizim bu süreci Burak ile paylaşmamız lazımdı”


Burak Yılmaz’ın kendisini satmak istedikleri düşüncesine kapıldığı için böyle bir yola yöneldiğini dile getiren Ağaoğlu, "Bizim o süreci kendisiyle paylaşmamız lazımdı. Ama kulüp tarafından gelmediği için yapmadım. Eğer herkes bütün camia olarak bu oyunu adil oynarsa bunların hiçbirine gerek kalmaz. Kaldırdık ya biraz kafayı nereden huzuru bozarız diye düşünüyorlar. Bu yanlış anlaşılmaların önüne geçilebilirdi. Kulüp başkanı tarafından kapatılmış ve birilerinin çabasıyla 48 saat kala ısıtılarak gündeme getirilen bir olayı paylaşma ihtiyacı hissetmedim. Geldiğimizden beri farklı bir transfer politikası izledik. Bu kulüp idari yapısı içerisinde oyuncu alış ve satışlarında bonservisi elinde değilse birinci öncelikli muhattabımız kulüp başkanıdır. Mustafa Akbaş’ın Malatyaspor’a gitmesi için görüşmeler oldu. Adil Gevrek beni aradı. Ama bizi aramadan bir iş yapılıyorsa bu arkadan iş çevirmektir. Bu fair-play hepimiz için geçerli” diye konuştu.



“Bu performansların karşılığını verememenin ezikliğini yaşıyorum”


Burak Yılmaz’ın 3.5 milyon ya da 3.3 milyon garanti ücreti olduğunu belirten Ahmet Ağaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:


"Oradaki rakamı toplam olarak çıkartacaksın. Böyle bir sözleşme imzalarsa tartışma konusu da olabilir. Burak Yılmaz’ın bizden aldığı para 4.5 milyon Euro. Biz bütün transferlerimizde kamuoyuna verdiğimiz bilgilerde en ince detayına kadar yazıyoruz. Anthony ile yapmış olduğumuz transfer görüşmelerinde kendisi 1.1 milyon istiyordu. 800-900 bin Euro’lara geldik. ’19 gol atarsam +900 daha verir misiniz’ dedi. Ben de olabilir dedim. Galatasaray maçını kazandık ve keyfini yaşadı herkes. Mutlu bir gün ama ben sabaha kadar uyuyamadım. Aldığımız 5 transfer de dahil olmak üzere ağustos ayı dahil olmak üzere para ödeyemedik. Gelirleri 2023’e kadar temlikli olan bir kulübü zirve yarışının içerisinde ciddi bir meydan muharebesi vererek tutmaya çalışıyoruz. Futbolcularımızın göstermiş oldukları sabır, alın teri ve aidiyet duygusunu takdir etmemek mümkün değil. Ben gerçekten oyuncuların göstermiş olduğu bu özverinin ve sabrın altında çok ciddi bir şekilde eziliyorum. Allah bize bunu uygun gördü. Bu süreç içerisinde hizmet etmemizin doğru olacağını düşünerek bizi bu göreve layık gördü. Allah’ın bir lütfu bu. İnşallah buradan alnımızın akıyla başarılı bir şekilde çıkarız. Oyuncularımıza yapmamız gereken ödemeler 15 gün civarında gecikmiş durumda. Bunların içerisinde 2 senedir parasını alamayan Onur Kıvrak var. 6 aydır parasını alamayan yabancı oyunculardan Pereira Esteban var. Bunların özverilerini kelimeler ile ifade etmek mümkün değil. Bu performanslarının altında gerektiği kadar karşılık verememekte Ahmet Ağaoğlu olarak bir eziklik yaşıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Akdeniz Üniversitesi’ne YÖKAK’tan 5 yıllık akreditasyon YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi almaya hak kazanan ilk 6 devlet üniversitesinden biri olan Akdeniz Üniversitesi, 5 yıllık tam akreditasyon almaya hak kazandı. Akdeniz Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından “Kurumsal Akreditasyon Programı” kapsamında tam akreditasyon almaya hak kazandı. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, 5 yıllık akreditasyon belgesini YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı’nda Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’tan aldı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Itri Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Şükrü Özen ve Kurumsal Gelişim ve Kalite Koordinatörlüğü ekibi de katıldı. İlk 6 devlet üniversitesinden biri olmuştu Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, Akdeniz Üniversitesi’nin YÖKAK Kurumsal Akreditasyon Belgesi almaya hak kazanan ilk 6 devlet üniversitesinden biri olduğunu hatırlatarak, “Akdeniz Üniversitesi olarak 2021 yılında 2 yıllık akreditasyonumuzu almıştık. Bugün de 5 yıllık akreditasyon belgesini almanın haklı gururunu yaşıyoruz. Üniversitemizin kalite çıtasını daha da yükseltmek için tüm ekip arkadaşlarımızla çok emek verdik ve bunu akreditasyon belgesi ile taçlandırdık. Katkı sağlayan tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. "Hedef, her zaman daha iyisi" Üniversitenin tüm birimlerinde eğitim ve araştırma altyapısında sürekli iyileştirme çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Rektör Özkan, “Kalite bir süreçtir. Her daim daha iyisini, bir üst çıtayı hedefliyoruz. Akreditasyon hazırlığı da çalışmalarımızın niteliğini daha da artırmak adına bize büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Yükseköğretim Kalite Kurulu da bu yolda bize önemli bir rehberlik yapıyor. Akdeniz Üniversitesi olarak bundan sonra da daha iyiye ulaşmayı hedefleyen anlayışla çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Antalya Antalya Büyükşehir’in örgü bebekleri dünya pazarında Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin örgü bebek atölyesinde eğitim alan kursiyerler katılım belgelerini aldı. Antalyalı kadınların ürettiği el emeği örgü bebekler dünyanın dört bir yanında pazarlanarak aile bütçelerine gelir sağlayacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı ve Azemon Oyuncak iş birliği ile Oyuncak Müzesi’nde başlatılan örgü bebek atölyelerinde altı ay boyunca ücretsiz eğitim alan 23 kadın kursiyer kursu başarı ile tamamladı. Büyükşehir Belediyesi tarafından Yat limanı Oyuncak Müzesi atölyesinde eğitimlerini tamamlayan kursiyerlere katılım belgeleri verildi. Uzman eğitimciler tarafından verilen kurslarda kadınlar hobi edinmenin yanında evden çalışarak aile bütçelerine önemli bir gelir sağlıyor. Her biri el emeği örgü bebekler bir oyuncak firması aracılığı ile dünyanın dört bir yanında pazarlanarak kursiyerlere gelir imkânı sağlanıyor. Kadınların ürettikleri oyuncaklar birçok Avrupa şehrinde satılacak. "Tüm kadınlar kurslara katılabilir" Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkan İsmail Oskay, Oyuncak Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinlik ve eğitimlere önem verdiklerini belirterek, “Kadınlarımıza yönelik çocuklarıyla birlikte zaman geçirebilecekleri örgü bebek atölyemizde başarılı bir dönem geçirdik. Oyuncaklarımızın dünyanın dört bir yanına ulaşmasını sağlayan Azemon Oyuncak ile iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk kadınının emeğini dünyaya taşıyoruz. Dezavantajlı gruplar, şehit ve gazi aileleri, isteyen her vatandaşımız buraya gelerek bu el sanatını öğrenebilir. Özellikle ev hanımları için aile ekonomisine önemli bir katkı sunulması da önemli” diye konuştu.
Samsun Samsun’da uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi Samsun’da narkotik polisi tarafından özel harekat polislerinin de desteği ile düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında çalışma yapan Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat polislerinin de desteğiyle önceki sabah saat 06.00 sıralarında önceden tespit edilen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. "Uyuşturucu madde ticareti" yaptıkları tespit edilen 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahısların ikametinde yapılan aramalarda 477,43 gram eroin, 402,40 gram metamfetamin, 402 adet sentetik ecza, 25,99 gram sentetik kannabinoid, 12,55 gram esrar, 1 adet esrarlı sigara, 1 adet hassas terazi, 15 adet uyuşturucu kullanma aparatı, suçtan elde edildiği değerlendirilen 228 bin 300 TL para, 3 adet tüfek, 59 adet tüfek kartuşu ve 111 adet tabanca mermisi ele geçirildi. Polisteki sorgusu tamamlanan 1 kişi serbest bırakılırken, S.Ç. ve H.Ç. dün Samsun Adliyesine sevk edildi. S.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, H.Ç. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Narkotik Şube Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan H.K., E.K., E.Ö., E.K., H.S., A.C.K. ve E.C.K. de bugün Samsun Adliyesine sevk edildi.
Samsun Bakan Işıkhan: “2023’te 464 bini aşkın kadını işe yerleştirdik" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, 2023 yılı içerisinde 464 bini aşkın kadının işe yerleştirilmesini sağladıklarını açıkladı. Bakan Işıkhan ayrıca, "Kayıt dışı istihdam hem insanlarımızın hem de ülkemizin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bugün tüm dünyada hayranlıkla takip edilen bir sosyal güvenlik sistemimiz var" ifadelerini kullandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, "İş Pozitif Kadın İstihdamı Fuarı" açılışı için geldiği Samsun’da ilk olarak Samsun Valiliği’ni ziyaret ederek şeref defterini imzaladı. Burada yetkililerden bilgi alan Bakan Işıkhan, ardından Samsun Büyükşehir Belediyesi Şehit Ömer Halisdemir Toplantı Salonu’na geçerek İş Pozitif Kadın İstihdamı Fuarı açılışına katıldı. Toplantının açılışında söz alan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan ile Samsun Valisi Orhan Tavlı, kadın istihdamının öneminin farkında olduklarını belirterek, kadının iş gücüne katılması konusunda üzerlerine düşen görevleri eksiksiz yerine getireceklerini ifade etti. “Kadınların gücüne ve desteğine ihtiyacımız var” Geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi bu yüzyılda da kadının gücü ve desteğine ihtiyaçlarının olduğunu vurgulayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, "Geçtiğimiz Şubat ayında Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde kadın istihdamına destek olacak yeni bir projenin duyurusunu yapmıştık. İnşallah ülke çapında bir seferberliğe dönüşmesini arzu ettiğimiz bu projemizi tüm bölgelerimize ve 81 ilimize duyurmak üzere yaklaşık 2 aydır bölge bölge, il il geziyoruz. İstiyoruz ki bu önemli girişimden bütün kadınlar haberdar olsun ve yararlansın. Biliyorsunuz ki kadın istihdamı, Türkiye olarak bizim 21 yıldır üzerinde hassasiyetle durduğumuz, gelecek hedef ve vizyonumuzun temel argümanları arasında yer alan önemli bir konudur. Geleceğin güçlü Türkiye’sine giden yol, kadın erkek her bir insanımızın, sosyal ve ekonomik kalkınma sürecinde imkanı ölçüsünde yer aldığı topyekun bir seferberlik şuurundan geçmektedir. Bu sebeple, geçmişten günümüze binlerce yıldır olduğu gibi önümüzdeki yüzyılda da kadınların gücüne ve desteğine ihtiyacımız var. Biz, kadını baş tacı sayan bir inancın ve kültürün temsilcileriyiz. Nüfusumuzun yaklaşık yarısını oluşturan kadınların gücü olmadan, sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmamız mümkün değildir. Bu sebeple kadınların toplumsal hayata aktif ve üretken katılımını destekleyecek projeler geliştirme gayreti içerisindeyiz. Sağlıktan eğitime, sanattan spora, bürokrasiden siyasete her zaman yanlarında olduğumuz gibi çalışmak, üretmek, ülkemize ve milletimize değer katmak isteyen bütün kadınları destekliyoruz" diye konuştu. “2023 yılı içerisinde 464 bini aşkın kadının işe yerleştirilmesini sağladık” İŞKUR vasıtası ile kadınları iş gücüne entegre ettiklerini dile getiren Bakan Vedat Işıkhan, "Son 21 yılın rakamlarına baktığımızda ise İŞKUR vasıtasıyla işe yerleştirdiğimiz 13 milyonu aşkın vatandaşımızın 4 milyondan fazlasını kadınlar oluşturmaktadır. Yine son 21 yılda, kurumumuz İŞKUR’un Aktif İşgücü Programlarından yararlanan vatandaşlarımızın sayısına baktığımızda ise yaklaşık 5 milyon insanımızın 2 buçuk milyonunu kadınlar oluşturmuştur. İŞKUR aracılığıyla sadece 2023 yılı içerisinde 464 bini aşkın kadının işe yerleştirilmesini sağlamış durumdayız. Eğitim, özellikle nitelikli iş gücünü artırma noktasında hayati bir öneme sahiptir. Yine 2023 yılı boyunca 877 bine yakın kadına danışmanlık hizmeti vermiş durumdayız. Sadece danışmanlık hizmeti alanların sayısına baktığımızda bile kadınların çalışma isteği ve azmini görebiliyoruz. Biz de bakanlık olarak bu azmi ve kararlılığı, sahip olduğumuz tüm imkanları seferber ederek birer katma değere dönüştürmenin gayreti içerisindeyiz. İş Pozitif Projemiz de tam olarak böyle bir anlayışın eseridir. Proje kapsamında, 10 bakanlığımızın proje ortağı olduğu, tüm kamu ve özel sektör kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları arasındaki istihdam eşleştirme süreçlerini kayıt altına alacak, İş-Pozitif adı altında bir bilgi sistemi kurduk" şeklinde konuştu. “Kayıtlı istihdam hepimiz için çok önemli” Kayıtlı istihdamın önemine de değinen Bakan Işıkhan, "Kayıt dışı istihdam hem insanlarımızın hem de ülkemizin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bugün tüm dünyada hayranlıkla takip edilen bir sosyal güvenlik sistemimiz var. Avrupa ve Amerika dahil, dünyanın bir çok ülkesinde artık insanlar hasta olmaktan dahi korkar hale geldi. Neden? Çünkü gönül rahatlığıyla güvenebilecekleri bir sosyal güvenceleri yok. Sosyal güvenlik hizmetlerinin sürdürülebilirliği noktasında birçok ülke ciddi finansal krizler yaşamaktadır. Mevcut güvenceleri için ciddi ödemeler yapmak durumunda kalıyorlar. Sağlık problemi yaşadığında tek kuruş ödemeden tedavi alabilecekleri bir sosyal devlet anlayışları maalesef yok. Ancak bugün Türkiye’nin hangi şehrine giderseniz gidin, sadece TC kimlik belgenizle istediğiniz sağlık hizmetini rahatlıkla alabiliyorsunuz. Üstelik bu hizmeti her şehrimize adeta 5 yıldızlı otel konforunda inşa ettiğimiz son teknoloji ürün ve cihazlarla donattığımız hastanelerimizden alabiliyorsunuz. Tüm bunları, biz sosyal güvenlik reformuyla başardık. Bu sistemin, sürdürülebilir şekilde işlemesini sağlamanın en önemli yollarından birisi de çalışan, üreten tüm vatandaşlarımızın sistemin içerisinde, yasal bir şekilde yer aldığı sosyal güvenlik sürecinden geçmektedir. O nedenle kayıtlı istihdam hepimiz için çok önemli. Kadınların iş gücüne katılımı da hem iş gücü piyasasının genişlemesine ve üretkenliğin artmasına yardımcı olacak hem de sosyal güvenlik sistemimizin daha da gelişmesine katkı sağlayacaktır. Kadın istihdamı aynı zamanda; sürdürülebilir bir ekonominin tesis edilmesinin yanı sıra sosyal uyum ve katılımı da beraberinde getirecektir. Bu noktada hedefimiz; bu alanla ilgili daha fazla politika geliştirmektir. Ben inanıyorum ki kadınlar, ülkemizin kalkınmasındaki en önemli gücü olacaktır" ifadelerini kullandı. Kadınların Cumhuriyet’in kuruluş sürecinden itibaren büyük bir fedakarlık örneği gösterdiğinin altını çizen Işıkhan, ayrıca şunları söyledi: "Samsun’un kahraman kadınları çok iyi bilir ki Milli Mücadele sürecinde kadınlar büyük fedakarlıklar göstererek Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Milli Mücadele’nin ardından ülkemizin en zor zamanlarında çalışarak, üreterek toparlanma sürecimize omuz vermişlerdir. Bugün de yine aynı güçle çalışarak üreterek hem toplumsal hem de iktisadi kalkınmamıza katkı sağlayan emektar kadınlarımızla birlikte Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını inşallah Türkiye Yüzyılı yapacağız. Bu yüzden, Yüzyılın Kadın İstihdamı’nı gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bu projeye Milli Müdafaadan Milli Kalkınmaya, Türkiye Yüzyılı’nın Kadınları ismini verdik. Projemizin başta, üreten tüm kadınlar olmak üzere, çalışma hayatımıza, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum. Kadınlara verdiği değerle, 21 yıldır kadınların hukuki, sosyal ve ekonomik özgürlük mücadelesini himaye eden Cumhurbaşkanımız, liderimiz, Recep Tayyip Erdoğan’a ve Emine Erdoğan Hanımefendi’ye şükranlarımı arz ediyorum. Katılımlarınız ve destekleriniz için; siz değerli başkanlarımıza, milletvekillerimize ve hemşehrilerimize teşekkür ediyorum." Program, konuşmaların ardından Bakan Işıkhan’ın Samsun’da en çok kadın çalıştıran işletmelerine plaket vermesi ile devam etti. Bakan Işıkhan ve beraberindeki heyet açılış konuşmalarının ardından İş Pozitif Kadın İstihdamı Fuarı’ndaki stantları gezerek kadınlardan bilgi aldı. Programa ayrıca AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile kadın girişimciler katıldı.