POLİTİKA - 27 Mart 2017 Pazartesi 13:08

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak: “Terörü önlemek istiyorsak teröre sebep olan hadiseleri önlemeliyiz”

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak: “Terörü önlemek istiyorsak teröre sebep olan hadiseleri önlemeliyiz”

Avrupa Afet Risklerinin Azaltılması forumuna katılan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “Biz terörü önlemek istiyorsak teröre sebep olan hadiseleri önlemeliyiz.

Avrupa Afet Risklerinin Azaltılması forumuna katılan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “Biz terörü önlemek istiyorsak teröre sebep olan hadiseleri önlemeliyiz. Dünyanın muhtaç olduğu formül aslında İstanbul’da yaşanmıştır ve halen yaşanmaktadır” dedi.


Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen Avrupa Afet Risklerinin Azaltılması Forumuna katıldı. Hilton Otelde düzenlenen toplantıda katılımcılara seslenen Kaynak, insanları depremin değil binaların öldürdüğünü ve bunun örneğini 1999 yılında yaşanan depremde gördüğümüz söyledi. AFAD’ın önemine değinen Kaynak, “1999 yılında Marmara bölgemizde gerçekleşen ve çok sayıda cana mal olan depremden sonra Türkiye afetlere karşı yeterli duyarlılığa kavuşmuştur. 1999 depreminden sonra gerçekten insanları depremin değil yapıların -binaların öldürdüğünü bizzat görmüş oldu. Deprem öldürmez bina öldürür diye bir slogan geliştirdik. O yapıyı depreme uygun yapmazsak gerçekten o yapı öldürür. Ve 1999 depreminden sonra bir çok farklı kuruluşların gündemine gelen afetler konusunu Türkiye hükumeti tek bir çatı altında topladı. Afet ve acil durum yönetimi başkanlığı böylece ortaya çıktı. 4 ayrı bakanlık, yerel yönetimler, valilikler bu kadar farklı kuruluşların ilgilendiği bir alanı tek bir çatı altında toplamak gerçekten önemli bir aşama oldu. O kadar başarılı bir uygulama oldu ki AFAD bu güne kadar dünyanın 5 kıtasında 52 ülkede meydana gelen afetlerde ve acil durumlar nedeniyle ortaya çıkan insani yardım ihtiyaçlarında görev aldı” diye konuştu.


“Biz istiyoruz ki Suriye’de demokratik bir düzen kurulsun”


İnsanların farklı inançları, ırkları ve renkleri çatışma sebebi haline getirilirse dünyada önlenemeyecek bir felaket olacağını söyleyen Kaynak, “ Türkiye olarak şunu da ısrarla söylüyoruz. Eğer biz insanların farklı inançlarını farklı ırklarını farklı renklerini birbirleriyle çatışma sebebi haline getirir körüklersek dünyada önleyemeyeceğimiz afet budur. O iç savaşlar karışıklıklar, mezhep savaşları.. bakın Yemen’de şuanda farklı bir mezhebe sahip olan insanları birbirlerini bombalıyorlar ve 500 bin çocuk ilaçsızlıktan ve gıdasızlıktan dolayı ölümle burun buruna. Sudan’da da öyle. O kadar çocuk ve kadın ölümle burun buruna. Somali’de bir yandan iç savaş var terör var. Bir yandan kıtlık var kuraklık var. Ve en çok kadınlar ve çocuklar bundan en başta zarar gören kesimler. Ben hep şunu söylüyorum. Aslında afetten etkilenenleri sayarken kadın ve çocuğu birbirinden ayırmamamız gerekir. Çünkü çocuğunda sıkıntısı derdi önce annesine düşünüyor. Kadının derdinin çok daha fazla olduğunu kadının yükünün çok daha fazla olduğunu görmemiz gerektir. Ve Türkiye’nin, bizim 80 milyon insanımız bu insanlara ev sahipliği yapıyor. Biz istiyoruz ki Suriye’de demokratik bir düzen kurulsun. Suriye bir an önce bölünmemiş parçalara ayrılmamış bir Suriye olarak bütünlüğünü koruyan bir Suriye olarak ama insana haklarına dayalı, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik değerlere dayalı bir Suriye olarak yeniden hayata geçsin ve biz Suriye tarafında hayatın normalleştirilmesiyle ilgili çalışmalar yapalım” şeklinde konuştu.


“Terörü önlemek istiyorsak teröre sebep olan hadiseleri önlemeliyiz, Dünyanın muhtaç olduğu formül aslında İstanbul’da yaşanmıştır”


Veysi Kaynak sözlerine şöyle devam etti: "Biz Türkiye olarak bütün dünyanın meşru kabul ettiği ,Özgür Suriye Ordusunu destekledik ve Fırat Kalkanı operasyonuyla yaklaşık 2 bin 200 metre kare alanı DEAŞ terör örgütünden temizledik. Türkiye aslında bunu kendi sınırlarına gelen tehlikeyi bertaraf etmek için yapmıştır. Hatırlayın o sınırlardan gelen DEAŞ teröristleri bir çok canlı bomba eylemine katıldılar. Bir çok insan can verdi. Bomba patladığında karşıdaki insan Avrupalı mı Afrikalı mı bakmadık. Bomba patladığında etki edeceği kişi kadın mı erkek mi bakmadık. Bomba patladığında onun katledeceği insanın Müslüman mı başka bir dine mensup mu olduğuna bakmadık. Felaket böyle Bir şey felaket bütün insanların felaketidir çünkü. Gaziantep’te bir düğün eğlencesi için yöresel şartlarla sokakta eğlenmek için biraraya gelen kadınların çocukların üzerinde bir canlı bomba patlatıldı. Ve canlı bomba haline getirilen bir çocuktu. 29 tane çocuk o bombayla can verdi. Toplam 56 kişi maalesef can verdi. Ama Türkiye’nin başka yerlerinde, Avrupa’nın başka yerlerinde Belçika’da, Londra’da, Paris’te başka yerlerde bir sürü masum insan o bombalardan terör eylemlerinden dolayı can verdi. Biz terörü önlemek istiyorsak teröre sebep olan hadiseleri önlemeliyiz. Dünyanın muhtaç olduğu formül aslında İstanbul’da yaşanmıştır ve halen yaşanmaktadır. Bir arada yaşamak, başkasının kültürüne, inancına saygılı olmak, başkasının ibadet imkanlarını ortadan kaldırmamak”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.