SAĞLIK - 25 Kasım 2017 Cumartesi 12:52

Böyle davranıyorsanız obur olabilirsiniz

A
A
A
Böyle davranıyorsanız obur olabilirsiniz

Dr.

Dr. Fevzi Özgönül, obur kişilerin, iştahlarını kesmek yerine ana öğünlerde tıka basa doyana kadar yemek yemelerini sağlamak gerektiğini söyledi.


Oburluk deyince, çok yemek yiyen, hiç doymayan, iştahlarına hakim olamayan kişilerin akla geldiğini ifade eden Dr. Fevzi Özgönül, “Bir kişiye obur diyebilmemiz için, kişinin sadece tatlı düşkünü olması veya ekmeği çok sevmesi yetmez, kişinin 24 saat yemek yiyebiliyor olması gerekir” dedi.


Dr. Fevzi Özgönül, obur olup olmadığımızın nasıl anlaşılacağını ise şöyle aktardı; “Acıkmadan yemek yiyorsanız, Yemek seçmiyor, tatlı üzerine tuzlu bir gıda, hatta çok doyurucu bir yemeğin üzerine başka bir atıştırmalığı çok kolay yiyebiliyorsanız, Yemek yemekten hareket etmeye fazla zaman bulamıyorsanız, Uzun yürüyüşlerden hoşlanmıyorsanız, Yanınızda mutlaka bir atıştırmalık taşıyorsanız, Genelde su içmek yerine özellikle şekerli ve asitli içecekleri tercih ediyorsanız, Çabuk yoruluyorsanız, Yatmadan önce mutlaka bir şeyler yemek için mutfağa gidip buzdolabını açıyorsanız, Genelde ne yemek istediğinizi bilmiyorsanız, Derin uyuyamıyorsanız, uyku arasında mutlaka kalkıp bir şeyler yeme ihtiyacı hissediyorsanız ve sabahları da tok kalkıyorsanız, dikkat obur olabilirsiniz.”


Aslında vücudumuzun ihtiyaçlarının belli olduğunu kaydeden Dr. Fevzi Özgönül, “En önemli ihtiyacımız enerjimizi sağlayan karbonhidrat yani şekerdir. Bunun dışında proteinlere, yağlara, vitaminlere, minerallere ve az miktarda demir, bakır, çinko gibi elementlere ihtiyaç duyarız. Eğer gıdalar ile bu ihtiyaçlar tamamlandıysa açlık duygusu kapanır. Hatta doğadan bir örnek verirsek, vahşi bir hayvan toksa avlanmaz. Eğer genetik bir hastalığımız yoksa tüm canlılarda sistem böyle işler.Vücudumuz lüzumsuz yere acıkmaz ve sizden bir şeyler yemenizi istemez. O zaman oburluğa bu bakış açısı ile baktığımızda, karşımıza iki sonuç çıkıyor. Obur insanlar bir şeyler yediklerinde, ya vücudun ihtiyaç duyduğu gıdaları yemiyorlar veya yedikleri besinler içerisinde ihtiyacımız olan bölümleri sindiremiyorlar. O zaman obur kişilerin sağlıklı yaşam tedavilerinde, bu kişilerin yemelerine engel olmak için iştahlarını azaltmaya çalışmak yerine, vücutlarının ihtiyacı olan besinleri yemeye yönlendirmek ve bu besinlerin sindirimini kolaylaştırmak, obur bir kişiyi çok daha kolay tedavi etmemizi sağlar” diye konuştu.


Dr.Fevzi Özgönül, Obur bir kişinin tedavisinde, “İştahlarını kesmek yerine ana öğünlerde tıka basa doyana kadar yemek yemelerini sağlamak, öğün aralarında bir şeyler atıştırmalarını engellemek, yavaş yavaş bu yediklerini sindirmek için hareket etmelerini sağlamak, şekerli ve asitli içeceklerden uzaklaşmalarını, başka içeceklere yönlenmelerini sağlamak, sabah kahvaltılarını mutlaka yapmalarını sağlamak” gerektiğini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da Hz. Mevlana 752. Vuslat Yıldönümünde anıldı Muğla’da Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 752. yıldönümü dolayısıyla ’Şeb-i Arus’ programı düzenlendi. Muğla’da faaliyet gösteren Konya Karamanlılar Derneği’nin organizasyonuyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma töreninde protokol üyeleri ve sayıda vatandaş bir araya geldi. Gecede, Mevlana’nın öğretileri ve insanlığa mirası üzerine önemli vurgular yapıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Konya Karamanlılar Derneği Başkanı Erol Kütahyalı, Mevlana’nın sadece söz söyleyen değil, söylediklerini bizzat hayatına tatbik eden bir şahsiyet olduğunu vurguladı. Kütahyalı konuşmasında, "İnsan, bildiği için değil, bildiğini yaşadığı zaman insandır. Hz. Mevlana’nın asırlardır gönüllerde diri kalmasının asıl sebebi budur. O, sadece süslü sözler söyleyen biri değil, öğütlerini bizzat yaşayan bir kişi olduğu için hala aramızdadır. Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki asırlarda da hoşgörü timsali Hz. Mevlana’yı anmaya ve onun felsefesini içimizde yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. Törene katılan Muğla Vali Yardımcısı İsmail Soykan ise Mevlana’nın evrensel değerlerine dikkat çekti. Soykan, Mevlana’nın 1207 yılında Belh şehrinde doğup 17 Aralık 1273’te Konya’da vuslata erdiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Mevlana’nın insan anlayışının temelinde; nefsini arındırarak ilahi aşka ulaşmak vardır. Bu yolun temel taşları aşk, sabır, tevazu ve hoşgörüdür. Bu özellikler o dönemde olduğu gibi bugün de toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz değerlerdir. Bu felsefeyi ve Hz. Mevlana’nın ruhunu yaşatan bu güzel geceyi organize eden Konya Karamanlılar Derneği Başkanı’na ve üyelerine teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından programın finalinde gerçekleştirilen ve manevi atmosferin doruğa çıktığı semazen gösterisi, katılımcılar tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle izlendi.