POLİTİKA - 08 Aralık 2023 Cuma 16:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Netanyahu Lahey Adalet Divanı’nda kesinlikle yargılanacaktır"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail’in başı Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil bunlar suçludur, bunlar terörün yardakçısı olarak teröristtir ve bunlar Lahey Adalet Divanı’nda kesinlikle yargılanacaklardır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı medyasına da seslenerek, "Akılla, izanla, vicdanla, mantıkla, basın ahlakıyla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından kandan beslenen bu zalim iddiadan bu ahlaksız dayatmadan kurtulun" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT World Forum’a katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’de saldırılarına devam ettiğini belirterek, "Gazze’de devam eden katliam başta olmak üzere küresel ölçekte son derece sancılı bir dönemden geçiyoruz. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş gündemde geri plana düşmüş olsa da halen tüm yakıcılığı ile devam ediyor. Savaşın ilk aylarında ülkemizin çabalarıyla ortaya konan barış planının değeri gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. O dönem ateşi büyümeden söndürmek yerine körükleyenlerin bölgemizle birlikte tüm dünyaya nasıl büyük bir kötülük yaptıkları artık net bir şekilde görülüyor. Küresel barışı ve güvenliği ağlamakla mükellef uluslararası kuruluşların sorun çözme kabiliyetlerinin olmadığını bugün daha iyi anlıyoruz. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağı gerçeği tartışmasız bir şekilde karşımızda durmaktadır. Temennimiz bizim adeta kendimizi paralayarak ısrarla dile getirdiğimiz bu hakikatin tüm taraflarca bir an önce idrak edilmesidir".

"Türkiye daha fazla kan akmaması, daha fazla yıkım yaşanmaması için elini taşın altına koymaya hazırdır"

Türkiye’nin daha fazla kan akmaması, daha fazla yıkım yaşanmaması, daha fazla gözyaşı dökülmemesi için elini taşın altına koymaya hazır olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten de barışa özellikle adil bir barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günler yaşıyoruz. Kalıcı barışı tesiste kaybedilen her günün her anın bedelini ateşe benzin döken Batılılar değil maalesef masumlar ödemektedir. Buna artık bir dur demenin zamanı çoktan gelmiştir. Komşularımızı içine düştükleri bu kaybet-kaybet denkleminden çıkarmayı komşuluk hukukumuzun bir gereği olarak görüyoruz. Sizlerin de gayretleriyle bölgemiz bir süredir hasret kaldığı barış ve istikrar iklimine inşallah yeniden kavuşacaktır" diye konuştu.

"Türkiye ekonomisi, demokrasisi, basını ile gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır"

Basının özellikle de kalemini ve ekranını küresel güçlere kiralamayan özgür basının demokrasiler açısından yeri doldurulamaz bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İyi işleyen ve sağlıklı bir demokrasi için yasama, yürütme, yargı erklerine ilaveten dördüncü kuvvet olarak basının sayılması boşuna değildir. Güdümlü basın ise halkın haber alma hakkı yanında demokrasi için de açık bir tehdit oluşturur. Ülke olarak 70 yılı aşan çok partili demokrasi mücadelemizde bu hakikati tüm boyutlarıyla pek çok kez tecrübe ettik. Üzülerek ifade etmek isterim ki bir dönem demokrasiye sahip çıkmak yerine vesayetçilerin yanında hizalanan, darbeye alkış tutan, milli iradeye müdahale çağrısında bulunan bir medya yapısıyla karşı karşıyaydık. Manşetlerini vesayetçilerin attığı güdümlü medya düzeni bilhassa 2002 öncesinde Türkiye’nin acı bir gerçeğiydi. Elbette bu zor dönemlerde her türlü tehdide rağmen milli iradenin yanında duran cesur basın yayın kuruluşları ve medya mensupları da vardı. Sayıları kısıtlı olmakla birlikte halka karşı sorumluluğunu yerine getiren bu gazeteciler isimlerini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır. Biz de bu cesur kalemleri daima şükranla yad ediyoruz, yad edeceğiz. Türk demokrasisi ne zaman riske girse hemen vesayetçilerin tetikçiliğine soyunan postallı medya mensuplarını da asla unutmayacağız. Esasen kalemini, köşesini, ekranını güç odaklarının emrine verenlerin saldırılarına İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığımızdan itibaren biz de defalarca maruz kaldık. ’Muhtar bile olamaz’ manşetinden ’411 el kaosa kalktı’ provokasyonuna kadar nice medya operasyonunun hedefi haline getirildik. Ama bunların hiç birine boyun eğmedik. Yıldırma girişimleri karşısında asla geri adım atmadık. Her zaman söylediğim gibi bugünlere manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Gerektiğinde ağır bedeller ödemeyi göze alarak ülkemizde tüm kurum ve kuralları ile hakiki demokrasiyi tesis ettik. Objektif kriterlere göre değerlendirmeler yapıldığında herkesin kabul ettiği gerçek şudur; Türkiye ekonomisi, demokrasisi, basını ile gerçekleştirdiği sessiz devrimleriyle 21 yıl öncesine nazaran çok daha ileri bir noktadadır" ifadelerini kullandı.

"İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 70’ten fazladır"

Bugün Türkiye’de medyanın 2002’den daha zengin, daha çeşitli, toplumun farklı kesimlerinin daha fazla temsil edildiği çoğulcu bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Teröre bulaşmadığı, şiddeti övmediği ve başkasına hakaret etmediği müddetçe isteyen istediğini yazabilmektedir. Muhalif veya muafık fark etmeksizin medya mensuplarımızın fikirlerini serbestçe ifade etmelerinde hiç bir mani bulunmuyor. Eksiklerimiz yok mu? Tabii ki var. Dünyadaki her ülkede olduğu gibi bizim de çözmemiz gereken meseleler olduğunun farkındayız. Şu anda Gazze’de 70’i aşkın medya mensubu öldü. Nerede dünya? Dünyanın o meşhur basın yayın organları nerede, neden sesleri çıkmıyor, neden bu öldürülen basın mensuplarına yönelik manşetlerini atmıyorlar. ABD’nin meşhur gazeteleri nerede? İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın o meşhur gazeteleri nerede? Hiç birinin sesi çıkmıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla bu zorlukların hepsinin üstesinden geleceğiz. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana devam eden katliamlar bize sadece özgür değil aynı zamanda adaletli ve vicdanlı basının da önemini hatırlatmıştır. Çoğu kadın ve çocuk 180 bine yakın masumun katledilmesinin kağıt kesiği kadar yer bulamadığı bir medya karartması ile karşı karşıyayız. İsrail Gazze’de sadece kadın ve çocukları değil çok zor şartlar altında görevini yapmaya çalışan basın mensuplarını öldürmüş ve öldürmeye devam ediyor. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazeteci sayısı 70’ten fazladır. Daha vahimi uluslararası basın kuruluşlarının bu tabloyu kabullenmesidir. Düşünebiliyor musunuz, her gün bir gazeteci katlediliyor ancak yıllardır bize basın özgürlüğünden dem vuran kurumların hiç birinin gıkı dahi çıkmıyor. Küresel medya kartelleri Gazze’deki vahşeti gözlerden kaçırmaya Hamas bahanesiyle gazeteci katliamını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Basın özgürlüğü ve medya ahlakının ötesinde insan onurunu yerle yeksan eden bu vicdansızlığı biz reddediyoruz" dedi.

"Bir kameramız gider bin kameramız gelir"

Bugün Gazze’deki gazeteci ölümlerine ses çıkarmayanların yarın başka bir konuda söz söyleme hakkının olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aslolan bugün konuşmak, bugün yazmak, gerçekleri bugün anlatmaktır. Aslolan mazlum ve mağdurların feryatlarını bugün duyurabilmektir. Türk basın yayın organları işte bunu yapmanın, işte bunu başarabilmenin gayretindedir. Her türlü riski göze alarak Gazze’dün dünyaya hayati bir iletişim koridoru açan TRT’mizi, Anadolu Ajansı’mızı ve diğer basın kuruluşlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. İsrail’in yalanlarla örülü propaganda makinesine karşı yürütülen dezenformasyonla mücadele çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Şu anda bizim Anadolu Ajansı’ndan şehidimiz var. Yaralı, gazi kameramız var. Nerede, Gazze’de. Merkezimizin çalışmalarıyla 130’un üzerinde İsrail yalanını ifşa etmesi bu çabaların ne kadar kıymetli olduğunu göstermiştir. İsrail güçleri basın mensuplarımızın hakikate ayarlı kameralarını kırmış olsa da hakikatlerin ortaya çıkmasına engel olamamıştır. Bir kameramız gider bin kameramız gelir. Bütün mesele Gazze yalanlarını iftiralarını aydınlığa çıkarmak ve tüm insanlığa başta Türkiye olmak üzere bunları duyurmaktır. Tüm barbarlığına rağmen Gazzelilerin direniş azmini kıramayan İsrail medyadaki propaganda savaşını da kaybetmektedir. Olağanüstü bir gayret ve fedakarlık sergileyerek Gazze’deki insani dramı dünyaya duyuran medya mensuplarına şükranlarımı sunuyorum. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazetecileri rahmetle yad ediyorum.

"Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil bunlar suçludur, bunlar Lahey Adalet Divanı’nda kesinlikle yargılanacaklardır"

Vicdanları kanatan bu sessizliğin gerisinde suçluluk duygusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail’in başı Netanyahu olmak üzere ona destek verenler de dahil bunlar suçludur, bunlar terörün yardakçısı olarak teröristtir ve bunlar Lahey Adalet Divanı’nda kesinlikle yargılanacaklardır. Biz bu işin takipçisiyiz. Miloseviç nasıl yargılandıysa nasıl mahkum olduysa inanıyorum ki Netanyahu ve onun yardakçıları da aynı şekilde yargılanacaktır ve sonunda mahkum olacaklardır. Kimi batılı ülkeler İsrail’in işlediği suçları çok iyi bilmelerine rağmen mahcubiyetle hareket ediyor. Bizim her fırsatta insanlık dışı bulduğumuzu söylediğimiz antisemitizm siyasi çıkar hesabıyla Netanyahu ve ortakları tarafından körüklenmektedir.

Gazze’nin genel olarak Filistin halkanın geleceği borçluluk psikolojisine girenlerin İsrail’in verebileceği tazminat değildir. Böyle kirli, kanlı ve ahlaksız bir senaryoyu meşrulaştırmak için medyanın hoyratça kullanılmasını kesinlikle kabul etmiyorum. Burada pervasızca işlenen insanlık suçlarına ortak edilmeye çalışılan medya kuruluşlarına sesleniyorum. Akılla, izanla, vicdanla, mantıkla, basın ahlakıyla hiçbir bağı olmayan bu aklama çabasından kandan beslenen bu zalim iddiadan bu ahlaksız dayatmadan kurtulun. Hıristiyan, Müslüman, Yahudi fark etmez, hep birlikte kimsenin kendini dışında tutamayacağı bir sorumluluk altındayız. Dünyanın neresinde olursa olsun medya mensupları başta olmak üzere tüm vicdanlı insanlar cesur olmak, dik durmak, hakkı hakikati açık yüreklilikle konuşmak zorundadır. Zulmün çirkin ve vahşi yüzü her an her yerde karşımıza çıkabilir" dedi.

"Gazze için yürüttüğümüz yoğun trafiği de insani yardımı da sürdüreceğiz"

Amerika ve Avrupa’daki yönetimlerin Filistin halkının ve bilhassa Gazze’deki masumların ahına kulak tıkayarak aslında en büyük kötülüğü kendilerine yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı üzerine titrediği güvenlik ve refah düzenini kökten sarsacak bir sınamadan geçtiğinin hala farkında değil. Biz Türkiye olarak yaklaşan tehlikeyi görüyoruz ve dost acı söyler prensibince açık açık ifade ediyoruz. Birileri rahatsız olsa da hakkı ve hakikati haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ama bu anlayışla hem ikaz görevimizi hem de mazlumların yanında yer alma vazifemi yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Gazze için yürüttüğümüz yoğun trafiği de insani yardımı da sürdüreceğiz. Aynı şekilde bu gayretlerimizin bir parçası olarak gördüğümüz Gazze’nin ve Filistin’in vicdani sesi olan iletişim koridorunu devam ettireceğiz. Değerli dostlar açılışında beraber olduğumuz TRT World forumu daha adil bir dünya hayalimizin hayata geçmesini katkı yapacak bir etkinlik olarak görüyorum. Dünyaya söyleyecek sözü olan herkesin bu tür imkanları kullanarak insanların ortak geleceği için insiyatif almaya davet ediyorum. Yaşadığımız her hadise yıllardır dile getirdiğimiz ’Dünya Beşten Büyüktür’ itirazımızın ne kadar yerinde olduğuna işaret ediyor. En önemli küresel iş birliği ve güvenlik mekanizması olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Gazze meselesinde sergilediği acziyet eminim bizim gibi sizin de yüreğini sızlatmıştır. Genel Sekreter Sayın Guterres’in insanlığın ortak vicdanına tercümanı olan çabaları maalesef konsey üyeleri tarafından sabote edilmiştir. Sayın Guterres’in Birleşmiş Milletler şartının 99. Maddesi kapsamında gönderdiği mektubu takdirle karşılıyor, bu hamlesinden dolayı kendisini tebrik ediyorum. Mevcut mekanizmaların dünyanın ihtiyacı olan çözümleri üretememesinin bedelini masumların ödemesine daha fazla seyirci kalamayız. Hemen harekete geçmemiz şarttır. Aksi taktirde dünyayı yaşanmaz hale getirecek bir kaosun pençesine düşmemiz kaçınılmazdır" ifadelerini kullandı.

Yunus Emre Şeker

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yurtta hava durumu Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzey ve batısı, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta Karadeniz ile İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Muğla, Denizli ve Afyonkarahisar çevrelerinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların, genellikle yağmur ve sağanak, Batı Akdeniz kıyılarında gök gürültülü sağanak, Batı Karadeniz’in iç kesimleri ile İç Anadolu’nun kuzeydoğusunun yükseklerinde karla karışık yağmur ve yer yer kar şeklinde olması bekleniyor. Sabah ve gece saatlerinde Marmara ile iç ve doğu bölgelerde pus ve yer yer sis bekleniyor. Hava sıcaklığı: Hava sıcaklığının yurt genelinde mevsim normallerinin 1-3 derece üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgar: Genellikle güneyli, yurdun kuzeybatı kesimlerinde kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Çok bulutlu, sabah saatlerinde yağmurlu, yüksek kesimleri karla karışık yağmurlu 7 İstanbul: Çok bulutlu, aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 13 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu 15 Adana: Parçalı ve çok bulutlu 18 Antalya: Çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 15 Samsun: Çok bulutlu ve aralıklı yağmurlu 13 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 13 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu 3 Diyarbakır: Parçalı bulutlu 11
İstanbul Şile Belediyesine ikinci dalga rüşvet operasyonu: 23 gözaltı Şile Belediyesine yönelik yürütülen ‘rüşvet’ soruşturmasında ikinci dalga operasyon gerçekleşti, 23 şüphelinin gözaltına alındığı bildirildi. Rüşvet ve irtikap suçlarına ilişkin bilgi ve belgeler ışığında yürütülen soruşturmanın Temmuz ayındaki ilk ayağında, görevden uzaklaştırılan dönemin Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın da aralarında bulunduğu 6 şüpheli gözaltına alınmıştı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, Şile Belediyesine yönelik "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "irtikap", "rüşvet" ve "ihaleye fesat karıştırma" suçlarından geçtiğimiz Temmuz ayında soruşturma başlatılmıştı. Beş ay önce başlatılan söz konusu soruşturmanın ilk ayağındaki operasyonda, görevden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın da aralarında bulunduğu 6 şüpheli gözaltına alınmıştı. Belediyeye yönelik daha önce yapılan operasyon sonucu elde edilen rüşvet ve irtikap suçlarına ilişkin bilgi ve belgeler ışığında bu sabah yeni bir operasyon daha gerçekleştirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen operasyonda, suç eylemlerine ilişkin tespitleri yapılan şüpheli kişilerin yakalanması için birçok adrese eş zamanlı baskın düzenlendi. Operasyonda, 1’i cezaevinde olmak üzere toplam 23 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla yakalanarak gözaltına alındı. Yapılan aramalarda, şüphelilere ait cep telefonları, bilgisayar, harici hafıza ve USB bellekler dahil tüm teknolojik cihazlara el konuldu. Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. Operasyona ilişkin yürütülen tahkikat işlemlerinin devam ettiği aktarıldı.
İstanbul PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri’ne 2. dalga operasyon: 28 gözaltı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.‘ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ikinci aşama operasyon düzenlendi. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 28 şüpheli gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. ile şirket yetkilileri hakkında yasadışı bahis ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası denetim raporu ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca düzenlenen rapor incelendi. Her iki raporda da yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin, elektronik para ve ödeme hizmeti sunan kuruluşlar üzerinden sistematik şekilde finansal sisteme sokulduğu ve çok sayıda şirket üzerinden aklandığı belirlendi. Öte yandan eylemin bireysel bir faaliyet değil örgütlü bir yapılanma tarafından yürütüldüğü de tespit edildi. Soruşturma kapsamında elektronik para kuruluşu bünyesinde 1 örgüt lideri, liderliğe bağlı 3 yönetici, bu yöneticilerin talimatları doğrultusunda operasyonel düzeyde faaliyet yürüttüğü değerlendirilen 7 örgüt üyesinden oluşan hiyerarşik bir suç örgütü yapısının oluşturulduğu ve çok sayıda yüksek riskli ve suçla bağlantılı finansal hareket belirlendi. Bu kapsamda 5 Aralık’ta düzenlenen operasyonda 11 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilere ait malvarlıklarına ve Payco Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. şirketine, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği kararıyla el konuldu. Şüphelilerden 9’u tutuklanıp 2’si ise adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken, soruşturmanın derinleştirilmesi ve elde edilen yeni deliller doğrultusunda, örgüt yapılanması içerisinde yazılım mühendisi, bilgi teknolojileri (İT) personeli ve proje yöneticisi sıfatlarıyla görev yapan şüphelilerin yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin transfer edilmesine ve gizlenmesinde rol aldıkları ve "para nakline aracılık etme" suçunu işledikleri tespit edildi. Örgüt hiyerarşisi içerisinde suç gelirlerinin yazılımsal altyapılar üzerinden yönlendirilmesi, elektronik para hesaplarının yönetimi ve finansal akışların gizlenmesi faaliyetlerine katıldığı değerlendirilen şüphelilere yönelik ikinci aşama operasyon düzenlendi. İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova’da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda 28 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin örgüt içi görev ve konumlarının netleştirilmesi, finansal ve dijital delillerin temini, suçtan elde edilen gelirlerin izinin sürülmesi amacıyla adreslerinde arama ve el koyma işlemleri de gerçekleştirildi.