EKONOMİ - 11 Ağustos 2023 Cuma 15:34

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: 'Konut arzını artırmak, konut maliyetlerini düşürmek durumundayız'

A
A
A

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Konut arzı konusunda çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Konut arzını artırma, birinci konut edinimini özellikle daha güçlü bir şekilde teşvik edecek mekanizmalar üzerinde durduk. Bu konuda Merkez Bankasının da çalışmaları var BDDK ile birlikte. Önümüzdeki dönemde yeni adımlar bekliyoruz'' dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul Finans Merkezi’nde finans dünyasının temsilcileri ile bir araya geldi. Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda yeni orta vadeli program hazırlıklarının ele alındığı toplantı sonrasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Yılmaz, “Öncelikle Türkiye ve dünyanın içinde bulunduğu zorluklar kadar fırsatları da değerlendirdiğimiz bir toplantı oldu. Arkadaşlarımızın yeni ekonomi politikaları ve güncellenen politikalar konusunda genel bir memnuniyetini, desteğini ifade edebilirim. Çok arkadaşımız bu konuda para politikası konusunda, maliye konusunda alınan tedbirlerle ilgili desteklerini, memnuniyetlerini ifade ettiler.

Özellikle Merkez Bankası’nı düzenleyici çerçeveyi sadeleştirme konusunda desteklediklerini, daha da fazlasını beklediklerini ifade ettiler. Son dönemde atılan adımların seçimler sonucu oluşan siyasi güven etkisiyle CDS oranlarında risk primi oranlarında düşüşlerden duyulan memnuniyeti dile getirdi arkadaşlarımız.

Tabii bunun daha da iyileşmesi yönünde beklentilerini dile getirdiler. 700’lerden 400’lere kadar düştü. Bu düşüş bankacılık sistemimiz başta olmak üzere finans sistemimizin uluslararası kaynaklara erişimini kolaylaştırıcı ve maliyetlerini düşürücü bir etkide bulunuyor. Memnuniyet verici bir tablo. Hazırlıklarını sürdürmekte olduğumuz Orta vadeli programa da güçlü bir şekilde destek vermeye hazır olduklarını paylaştılar. Ben de kendilerine teşekkür ediyorum.

Orta vadeli program eylül ayının ilk yarısında toplumla paylaşılmış olacak. Program ile birlikte hem içinde bulunduğumuz yılla ilgili rakam ve politikalarımızı güncellemiş olacağız hem de 3 yıla ilişkin yol haritamızı toplumla paylaşmış olacağız. Dolayısıyla öngörülebilirliğin arttığı bir ortama geçiş yapmış olacağız. Seçimlerden sonra siyasi öngörülebilirlik, siyasi güven oluştu ama teknik öngörülebilirlikle tahkim etmemiz gerekiyor. Orta vadeli program önemli bir kilometre taşı. Orta vadeli programdan sonra finans kesiminden arkadaşlarımızla birlikte uluslararası alanlarda daha yoğun bir çaba içine gireceğimizi ifade etmek isterim” dedi.

“Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceğiz, bir taraftan da kalkınmış bir ülke haline gelme perspektifi içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz”

Yılmaz, “Bu çerçevede son dönemde Körfez bölgesinde yapılan çalışmalar, Dünya Bankası gibi kurumlarla yapılan çalışmalar da gündeme geldi. Ayrıca AB ile daha pozitif bir vurgular yapıldı 9. Fasıl dediğimiz hizmetlerle birlikte AB’ye çalışma uygulandı. Biliyorsunuz bugünlerde Gümrük Birliği’nin modernizasyonunun güncellenmesi konusunu çalışıyoruz. Vize kolaylığı konusunda gündemimiz var. Yeni dönemde farklı konularda AB ile de ilişkilerin geliştirilmesi hepimizin üzerinde mutabık olduğu bir çerçeve.

Bugünkü toplantıda memnuniyetle şunu gördüm; finans kesimi ile reel sektör arasındaki tamamlayıcılığı bu iki önemli mevzunun birlikte çalışılması gerektiğini görüyoruz. Bir taraftan sağlıklı işleyen bir finans piyasası ama diğer taraftan reel sektörün de ihtiyaçlarının karşılandığı piyasa buluşması çok önemli. Doğru konuların sağlıklı kaynaklarla oluşturulması ve doğru projelere yönlendirilmesi, finans sektörümüzün kalkınma sürecimize vereceği en büyük destek. Bu konuda da fikirler ifade edildi.

Bir taraftan Merkez Bankasının para politikası gereği enflasyonla mücadele politikası, gereği yaptığı miktar sıkılaştırmaları, bir taraftan da tabii enflasyonla mücadele ederken resesyona düşmeme, yatırımı, üretimi, ihracatı devam ettirme çabamız var. Son dönemlerde yapılan miktar sıkılaştırmaları yatırımı, ihracatı ve üretimi kapsamıyor, bunları istisna kılıyor Merkez Bankamız.

Net politika çerçevesi ortaya konulmuş durumda. Yine sürdürülebilir kalkınma perspektifi içerisinde Türkiye’yi üst orta gelirden yüksek gelirli ülkeler ligine çıkarma perspektifi içinde bilgi, teknoloji tabanlı katma değeri yüksek bir ekonomi inşa edilmesi için de yatak diye nitelediğimiz yatırımların kredilerinde daha nitelikli, daha seçici devam etmesi gerektiği hususunda da yine tartışmalar yaptık. Bu konuda bir çalışma başlatmış durumdayız. Önümüzdeki günlerde kamuoyuyla inşallah paylaşacağız. Geçmişten de çıkardığımız derslerle daha güçlü, daha nitelikli bir programı hayata geçireceğiz. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceğiz, bir taraftan da istikrarlı büyüme ve istikrar içinde büyüme hedefi içinde sosyal refahı artırma, kalkınmış bir ülke haline gelme perspektifi içinde seçici bir anlayış içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

“Finans kesimi sadece parası olana para veren bir yapı olmamalı”

Cevdet Yılmaz, “Finans sistemiyle ilgili yine üzerinde durduğumuz girişim sermayesi proje bazlı finansman gibi konular oldu. Burada da şunun altını çizdik; finans kesimi sadece parası olana para veren bir yapı olmamalı. Teminat sorunu yaşayan ama iyi projesi olan sermayesi olmasa da projesiyle finans arayan kesimlere de destek olan bir çerçeve de geliştirildi. Burada da bir mutabakat var. Özellikle girişim sermayesi konusunda atılan adımları bankalarımız kısaca özetlediler.

Teknokentlere yeni bir bakış geliştirmenin altını çizdiler. Yatırım fonlarıyla ilgili düşüncelerini ifade etmiş oldular. Teminat sorunlarının daha etkili çözülmesi konusunda da görüşler ifade edildi. Bu çerçevede katılım finans ve kalkınma yatırım bankacılığı konuları da gündeme geldi. Buralarda daha etkili bir şekilde büyük projelere destek olan, sadece parası olana değil, iyi projesi olana destek olan bir sistemi nasıl geliştiririz konuşuldu” dedi.

“Konut arzını artırmak, konut maliyetlerini düşürmek durumundayız”

Yılmaz, “Konut, konut arzı konusunda çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Konut arzını artırma, birinci konut edinimini özellikle daha güçlü bir şekilde teşvik edecek mekanizmalar üzerinde durduk. Bu konuda Merkez Bankasının da çalışmaları var BDDK ile birlikte. Önümüzdeki dönemde yeni adımlar bekliyoruz. Konut arzını artırmak durumundayız, konut maliyetlerini düşürmek durumundayız. Geçmişte DPT ve Dünya Bankası ortak bir çalışma yapmıştı. Rakamsal olarak şu tespit edilmişti; ilk konut edinimi hem sosyal refahı hem makro düzeyde istikrarı destekleyici bir hadise. Tasarruf oranlarını artırıyor ve sosyal refahı artırıyor. Kamu olarak biz ilk konut edinimini destekleyici bir çerçeve içinde hareket edeceğiz. Önümüzdeki süreçte belli platformlarda bir araya gelip istişarelerimize devam edeceğiz. Yazılı olarak da arkadaşlarımızdan orta vadeli programa ilişkin özellikle reform önerilerini, değişiklik önerilerini talep ettik. Bütün bakanlarımızla birlikte bunları değerlendireceğiz. Bu konular bir tek kişinin, kesimin altından kalkabileceği konular değil. Ekip çalışmasıyla kamu-özel diyaloğunun çok güçlü bir şekilde devam ettirilmesiyle ilgili” dedi.

“Türkiye Yüzyılı bir tek kesimin, tarafın inşa edebileceği bir yüzyıl değil, 86 milyon hep birlikte inşa edeceğimiz bir yüzyıl”

Yılmaz, “Siyasi istikrarı güçlü bir liderliği olan bir ülke olarak bütün toplumsal kesimlerle birlikte Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek durumundayız. Cumhuriyetimizin 100. yılındayız. İkinci bir yüzyıla geçiyoruz, Biz buna Türkiye Yüzyılı diyoruz. Türkiye Yüzyılı bir tek kesimin, tarafın inşa edebileceği bir yüzyıl değil, 86 milyon hep birlikte inşa edeceğimiz bir yüzyıl. Bu zorlukların içinden çok daha güçlenmiş bir ülke olarak, çok daha yükselmiş bir millet olarak çıkacağız. Ama elbette ki süreç meselesi. Sabırla doğru politikaları izlememiz gerekiyor. Bugünden yarına her şey değişmiyor ama doğru yönde adımlar attığınız zaman belli bir süre sonra çok daha farklı bir perspektifin oluştuğunu hep birlikte görüyorsunuz. Bazen gündelik tartışmalardan kafamızı kaldırıp orta vadeye çok bakamıyoruz ama bunu yapmak durumundayız. Sadece gündelik tartışmalarla ülkemizi arzu ettiği hedeflere taşıyamayız. Türkiye güçlü tarihi olan bir ülke. Dünyada önde gelen ülkelerden bir tanesi. Önümüzdeki dönemde de hepimizin gayretiyle çok daha iyi yerlere ülkemizi taşıyacağız diyorum. Tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

Cüneyt Sevindik - Emre Sertdemir 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Eski bakan Kürşad Tüzmen ve DAİMFED yönetiminden GGC’ye ziyaret Devlet Eski Bakanı ve 22. Dönem Gaziantep Milletvekili Kürşad Tüzmen, Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) yöneticileriyle birlikte Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Bakanlığı döneminde Türkiye ihracatının katlanarak artmasında büyük pay sahibi olan Kürşad Tüzmen, mevcut döviz kuru ile tekstil ve konfeksiyon sektörünün hareket etmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Tüzmen, "Dolar kuru 55-60 Lira bandında olmalıdır" dedi. 58, 59 ve 60. hükûmetlerde Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan, 22. Dönem AK Parti Gaziantep Milletvekili ve 23. Dönem Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Kara ve federasyon yöneticileri ile birlikte Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’ni (GGC) ziyaret etti. Tüzmen ve beraberindekileri Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Meral Ay, yönetim kurulu üyeleri ve basın mensupları karşıladı. GGC Başkanı Meral Ay, Tüzmen ve DAİMFED yöneticilerine ziyaretlerinden dolayı teşekkür ettikten sonra, "Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün güçlü bir çatı altında, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi hem Gaziantep hem de ülke ekonomisi açısından büyük önem taşıyor. Türkiye olarak bir deprem ülkesiyiz. Depreme dayanıklı yapıların önemini acı tecrübelerle yaşadık. Müteahhitliğin ne kadar önemli bir meslek olduğunu gördük. Bu nedenle sektördeki STK’lara önemli rol düşüyor. Diğer taraftan inşaat sektörü çok önemli bir sektördür. Ekonominin lokomotifidir. Önümüzde Suriye’nin yeniden imarı gibi bir durum var. Burada inşaat sektörüne büyük rol düşüyor. Bu anlamda DAİMFED’in önemli bir misyon üstleneceğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı. "İnşaat sektörü 400 alt sektörü etkiliyor" Devlet Eski Bakanı Kürşad Tüzmen, Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, inşaat sektörünün önemine vurgu yaparak, "İnşaat sektörü 400’den fazla alt sektöre katkı sağlıyor. Bunu basit bir rakam olarak geçiştirmemek gerekir. Şu anda Türkiye’de gayri safi milli hasıla artıyorsa, bunda en büyük faktör inşaat sektörüdür. Türk müteahhitleri dünyaya örnek işler yapıyor. Sağlam adımlarla ilerliyorlar. Deprem sürecinde bu sektörün ne kadar hayati olduğunu hep birlikte gördük. Sektörün kendi içinde sağlam ve dürüst insanlarla yol alması gurur verici. Çok net ve çok güzel çalışmalar yapılıyor" ifadelerini kullandı. "Fakirleşmiş komşularla ticaret yapmak zorundayız" Komşularla ticaretin önemine dikkat çeken Tüzmen, Türkiye’nin çevresindeki komşu ülkelerin fakirleştiğine vurgu yaptı. Tüzmen, "Gaziantep Milletvekili ve Bakan olarak görev aldığımda, Gaziantep, komşu ülkelerle ticaretin merkezi olacak demiştik. Böyle bir iddia ile yola çıktık. Tereddüt edenler oldu. Nasıl yapacaksınız? Fuar merkezi yapacağız. Yurt dışından bakanları buraya getireceğiz, biz de oraya gideceğiz, karşılıklı ticareti geliştireceğiz. 2002 ile 2007 arasında bunu başardık. Komşu ülkelerle ticaretin merkezi haline gelmiştik. Etrafımızdaki bütün komşularla ilişkilerimiz çok düzgündü. İhracatımız da sürekli artıyordu. Ancak, daha sonra komşu ülkelerle ilişkilerimiz bozuldu. Sonra farkına varıldı, düzeltmeye çalışılıyor ama gözden kaçan bir faktör var; Komşularımız, eski komşularımız değil. Eski ekonomik güçleri yok. Fakirleşmiş komşularla ticaret yapmak zorunda kalıyoruz. Suriye 5, Irak 4, İran 3 kat fakirleşti. Mesela İran, Şah zamanında 1970’te petrol üretimi günlük petrol üretimi 7 milyon varil civarıydı. Bugün 3,5 milyon varile düşmüş durumda. Suriye, 5 misli fakirleşti. Irak dört misli fakirleşti. İran üç misli fakirleşti. Rusya ile Ukrayna savaşırken, fakirleşiyor. Türkiye bu ülkelerle ticaret yapıyor. Fakirleşen ülkelerle nasıl ticaret yapacaksınız? Komşularınız zenginse siz de zengin olursunuz. Tıpkı Avrupa ülkeleri gibi. Bizim bunlara dikkat ederek, komşularımızın zenginliğinin bizim zenginliğimiz olduğunu bilerek hareket etmemiz lazım. Şu anda Türkiye’yi başat sektör olarak nitelendirdiğimiz inşaat sektörü ayakta tutuyor. İnşaat sektörü önemli. Her sektör önemli tabi de, inşaat bizim için çok önemli" şeklinde konuştu. "Dolar kuru 55-60 Lira bandında olmalı" Tüzmen, bir basın mensubunun tekstil sektöründeki yatırımların yurt dışına gitmesi ile ilgili sorusuna ise, "İş dünyasının imkan nerede ise oraya gitmesi normaldir. Çünkü bizde, Mısır’daki işçi 100 Dolar alıyor. Bizde asgari ücret 400 Doların üzerinde. Böyle bir ortamda üretim, ihracat yapacak? İplik aynı, kumaş aynı, makine aynı. Geriye işçilik kalıyor. Bu işçilik maliyeti ile rekabet edemez ki! Açıkçası şunu söylemek istiyorum; Bizim mevcut döviz kuru ile tekstil ve konfeksiyon sektörünün hareket etmesi mümkün değildir. Dolar kuru şu anda 42 lira. Bence 55-60 lira olması lazım. O zaman dengeyi bulabilirsiniz. Yurt dışındaki işçi o şartlarda çalışıyor. Biz işçinin hakkından kesemeyiz. O zaman bunu dengelemenin tek yolu kuru yükseltmektir. Kuru yükseltince hemen enflasyon yükselecek diye bir şey yok. Bir süre sonra enflasyon da yerine oturur. Biz doğru kur politikası ile sanayicinin arkasında durmalı ve kitlelerin işsizlikle boğuşmasının önüne geçmeliyiz. Tekstil- konfeksiyon sektöründen 500 bin kişi çıkmış. Aileleriyle iki milyon kişi demektir. Ne yapacaksınız bu insanları? İleride bu dengenin sağlanacağına inanıyorum. Müteahhitlik sektörünün geleceği çok parlak. İlk okulu Libya’da, orta okulu Körfez’de okudu, liseyi Rusya’da, üniversiteyi İngiltere’de Endonezya’da okudu. Hepsinde önemli bir bilgi birikimiyle bugüne geldi. Bugün gerek bilgi gerekse insan kaynağı olarak çok önemli bir birikime sahibiz. Dubai metrosunu biz yapıyoruz. Katar’daki kütüphaneyi biz yapıyoruz. Nil’in üzerindeki en büyük köprü olan Sudan’daki köprüyü biz yaptık. 2 milyar dolarlık bir köprü. Dünyanın bir çok ülkesinde hatasız, çok başarılı işlere imza attık. Bu nedenle müteahhitlik sektörünün geleceği çok parlak. Yeter ki, doğru işler yapalım, aradaki ayrık otlarını temizleyelim, yolumuza devam edelim" diye konuştu. DAİMFED Türkiye’de üçüncü sırada DAİMFED ile ilgili çok da bilinmeyen bir başarı hikayesini de açıklayan Kürşad Tüzmen, "DAİMFED, koruyucu aile konusunda Türkiye’de üçüncü sırada. Başkan ve yönetimi çok mütevazi oldukları için çok da bilinmiyordu. Ama ben bunu burada açıklamak istedim. Bir STK olarak çok önemli görevler üstlendiklerini belirtmek istedim" ifadelerini kullandı. Ziyaret, karşılıklı görüş alışverişi, iyi dilek ve temennilerle sona erdi.
Mardin Tesisat Sizden, Kombi Bizden Projesi ile Midyat’ta temiz hava hamlesi Katı yakıt kullanımının azaltılarak hava kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla Mardin’in Midyat İlçe Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde hayata geçirilen "Tesisat Sizden, Kombi Bizden" kampanyası, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Midyat Belediyesi Hizmet Kampüsünde düzenlenen programda, kampanyanın ilk etabı kapsamında vatandaşlara kombileri teslim edildi. Projeyle birlikte hem çevreye duyarlı ısınma sistemlerinin yaygınlaştırılması hem de hane bütçelerine destek sağlanması hedefleniyor. Kampanyadan yararlanan vatandaşlardan Murat Naz, "Midyat Belediyesi tarafından başlatılan Tesisat Sizden Kombi Bizden kampanyasına katıldım. Kombimiz belediye tarafından hediye edildi’’ dedi. Bir diğer yararlanıcı İsmet Akpınar ise kampanyayı sosyal medyada gördüğünü belirterek, "Geldim, kombimi teslim aldım. Çok memnunuz" diye konuştu. Projeye ilişkin açıklama yapan Midyat Belediyesi Özel Kalem Personeli Burcu Akçay, "Tesisat Sizden, Kombi Bizden diyerek vatandaşlarımıza ilk kombileri hediye ettik. Bu önemli çevre projesinin hayata geçirilmesinde katkı sunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz," açıklamasında bulundu. Midyat Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürü Mehmet Onur ise kampanyanın kapsamına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bakanlığımızın destekleriyle yürütülen Tesisat Sizden, Kombi Bizden projesinde, 1. etapta 135 vatandaşımıza kombileri teslim ettik. 2. etap başvuruları devam ediyor. Çalışmalarımız kararlılıkla sürecek."
Aydın Türkiye şampiyonasından madalyalarla döndüler Hemsball Küçükler ve Yıldızlar Türkiye Şampiyonası’nda Aydın’ı temsil eden sporcular, şampiyonadan 4 kupa ve 16 madalya ile döndüler. Hemsball Küçükler ve Yıldızlar Türkiye Şampiyonası İzmir’in ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Şampiyonada Aydın’ı temsil eden sporcular ise elde ettikleri başarılı sonuçlarla dikkatleri üzerine çekti. Şampiyona sonunda Aydınlı sporcular toplamda 4 kupa ve 16 madalya kazanarak Aydın’ı gururlandırdı. Şampiyonada İbrahim Asaf Çobanyıldızı, Eren Hekimoğlu, Eymen Kurtoğlu isimlerinden oluşan Küçük Erkek Takımı birinci, Umut Ege İrkilata, Meriç Timoçin isimlerinden oluşan Küçük Erkek Takımı ise dördüncü oldu. Fatma Hasyılmaz, Fatıma Elif Avcılar, Rümeysa Erkan isimlerinden oluşan Küçük Kız Takımı üçüncü, Büşra Arıcı, Feyza Çelik isimlerinden oluşan Küçük Kız Takımı ise dördüncü oldu. Ferdi Küçük Kız kategorisinde Fatma Hasyılmaz üçüncü, Büşra Arıcı dördüncü oldu. Ferdi Küçük Erkek kategorisinde İbrahim Asaf Çobanyıldızı birinci, Özgür Deniz Yenilmez ise üçüncü oldu. Ferdi Yıldız Kız kategorisinde Elif Rana Devran birinci, Nehir Şahin ikinci, Gamze Kılıç üçüncü oldu. Sporcuları tebrik eden Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, yaptığı açıklamada "İl müdürlüğü olarak sporcularımızın her zaman yanında olmaya, başarı yolculuklarında destek vermeye devam ediyoruz. Elde edilen derecelerde emeği geçen tüm sporcularımızı ve antrenörlerimizi tebrik ederiz" ifadeleri yer aldı.
Samsun Karadeniz’in en büyük atık su kolektör hattında sona gelindi SAMSUN (İHA) – Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, toplam 4 bin 550 metre uzunluğa sahip atık su kolektör hattında sona gelindiğini bildirdi. Samsun Büyükşehir Belediye Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğü’nce hayata geçirilen Atakum Atık Su Kolektör Hattı Projesi’nde son aşamaya gelindi. Toplam 4 bin 550 metre uzunluğa sahip hattın imalatı tamamlanarak TM2 Atık Su Terfi Merkezine bağlantısı yapılıyor. Başkan Halit Doğan çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte şehrin altyapısına önemli bir yatırım kazandırılacağını belirtti. SASKİ Genel Müdürlüğü, Atakum sahilinde yürüttüğü kolektör hattı çalışmalarıyla kentin atık su altyapısına kalıcı ve çevre dostu bir çözüm sunuyor. Karadeniz Bölgesi’nde bin 600 milimetre çapında polietilen boru kullanılarak bu ölçekte inşa edilen tek atık su kolektör hattı olma özelliğini taşıyan proje, Samsun’un altyapı gücünü bir üst seviyeye taşıyor. Projenin son etabında, hattın TM2 Terfi Merkezi’ne bağlantısı gerçekleştirilerek ve sistem tamamen devreye alınacak. Bu sayede atık suların güvenli bir şekilde çevreye zarar veremeden iletimi sağlanacak. "Altyapı, şehircilikte en büyük yatırımdır" Altyapı yatırımlarının şehirlerin geleceği açısından çok önemli olduğunu belirten Başkan Halit Doğan, "Altyapı yatırımları çoğu zaman görünmez ancak bir şehrin sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir şekilde büyümesinin temelini oluşturur. Karadeniz Bölgesi’nde bu ölçekte ve bu teknik altyapıyla hayata geçirilen atık su kolektör hattımız, Samsun’umuz için son derece kıymetli bir yatırımdır. 4 bin 550 metrelik bu dev hattın terfi merkezine bağlantısının tamamlanmasıyla, şehrimizin uzun yıllar boyunca ihtiyacına cevap verecek güçlü bir sistemi devreye almış olacağız. Yaklaşık 250 milyon TL değerindeki bu yatırım ile çevreyi koruyan, halk sağlığını önceleyen ve sürdürülebilir şehircilik anlayışını esas alan bir altyapıyı Samsun’umuza kazandırıyoruz. Şehrimizin yarınlarını bugünden inşa etmek için ekiplerimizle birlikte sahada özveriyle çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Tekirdağ Limanın maskotu ördekler Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesindeki balıkçı barınağında yaşayan yaklaşık 150 ördek, balıkçılar ve vatandaşların ilgisiyle limanın simgesi haline geldi. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde yıllar önce 4 ördeğin limana getirilmesinden sonra ördekler çoğalmaya başladı. Balıkçı barınağında yaşamlarını sürdürmeye başlayan ve zamanla sayıları 150’ye ulaşan ördekler, limana gelenlerin ilgisini çekiyor. Balıkçıların yanı sıra barınağa gelen vatandaşlar tarafından da beslenen ördekler, yıllar içinde bölgenin vazgeçilmezleri arasına girdi. Liman içinde serbestçe dolaşan ördekler özellikle çocukların ilgisini çekerken, ortaya renkli ve sıcak görüntüler çıkıyor. 4 ördekten 150’ye uzanan hikâye Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, ördeklerin hikâyesinin yaklaşık yedi yıl önce başladığını belirterek şunları söyledi: "Ördekler yaklaşık bundan yedi sene önce rahmetli babam nur içinde yatsın, bunları bahçesinde besliyordu. Dört taneydi bunlar, sonra babam bunları balıkçı barınağına getirdi. Bu dört tane yaklaşık altı seneden beri yaklaşık yüz elli tane ördek sahibi olduk. Balıkçı barınağımızda insanları çok hoşuna gidiyor. Özellikle çocukların çok hoşuna gidiyor. Bunların yanında kazlarımız var. Yaklaşık yüz elli tane de kedimiz var. Vatandaşlarımıza en azından burada keyif alacağı, rahat ve huzurlu olacağı bir yer haline getirdik. Dediğim gibi görsel olaraktan hem de bizim hoşumuza gidiyor. Biz de o konuda zevk alıyoruz onları beslemekten. Hem de çoluk çocuk için iyi oluyor. Yani yaklaşık yedi sekiz sene oldu. Şu anda evet limanın maskotu oldular. Ya genelde tabii ki biz bakıyoruz. Ama vatandaşlar da böyle bazen evlerinden ekmek getiriyorlar. İşte ne bileyim buğday getiren oluyor. Vatandaşlarla beraber buradaki ördeklerimizi huzur içerisinde besliyoruz." Balıkçı barınağında ördeklerin yanı sıra kazlar ve kediler de bulunurken, oluşan bu doğal ortam limanı ziyaret edenler için adeta küçük bir yaşam alanına dönüştürüyor. Günün her saatinde ilgi gören ördekler, Süleymanpaşa Balıkçı Barınağı’nın maskotu olarak yaşamlarını sürdürüyor.
Kocaeli Miras ve iftira iddiaları gölgesinde işlenen cinayete müebbet hapis Kocaeli’nin Körfez ilçesinde eşine yönelik ithamlarda bulunduğu ve miras yüzünden husumet beslediği iddiasıyla arkadaşını tabancayla vurarak öldüren sanık, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 14 Aralık 2023 tarihinde Yeniyalı Mahallesi Hamit Kaplan Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Körfez Belediyesi temizlik işçisi, park halindeki 34 BK 3432 plakalı Skoda marka otomobilde bir kişinin hareketsiz şekilde yattığını gördü. İhbar üzerine adres sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İsminin Adem Aydoğan (61) olduğu belirlenen ve omzunun arkasından silahla vurulduğu tespit edilen kişi, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olaya ilişkin inceleme başlatan polis ekipleri Aydoğan’ın, arkadaşı Doğan Z. (63) tarafından vurulduğu tespit etti. Şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Gamze’nin babasından kalan mallarla ilgili birçok tehdit olayları başımıza geldi" Olayla ilgili açılan davanın son celsesi, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Doğan Z., maktulün ailesi, sanığın tanık eşi Gamze Z. ve taraf avukatları katıldı. Sanık Doğan Z. savunmasında, "Adem Aydoğan’ı uzun yıllardır tanırım, benim daha önce adliyelik herhangi bir işim olmadı, ne zaman ki eşim Gamze ile evlendim sabıkalarım oldu. Gamze’nin babasından kalan mallarla ilgili birçok tehdit olayları başımıza geldi. Bu olaylarla ilgili de hatta eşim Gamze’de şikayetlerde bulundu. Adem benim yakın arkadaşımdı. Daha önceki ifademde anlattığım şekilde Adem bir seferinde kendi cep telefonunu bulabilmek için benim cep telefonumu almıştı, bu sırada eşim Gamze’nin telefonunu numarasını aldığını düşünüyorum. Zira Gamze’nin telefonu Adem’de olmaz" dedi. "Benim Gamze ile para için birlikte olduğumu söylemiş" Olay tarihinden bir gün önce Adem Aydoğan’ın eşini aradığını söyleyen Doğan Z., savunmasına şöyle devam etti: "Bunu bana eşim söyledi. Benim Gamze ile para için birlikte olduğumu, Gamze’nin numarasını sağa sola dağıttığımı söylemiş. Gamze bunu bana anlatınca ona ’Seni arayan Adem değildir’ dedim. Zira Adem’den böyle bir şey beklemezdim. Gamze’ye, ’Seni arayan ya Sefa İ’nin adamlarıdır ya da amcandır. Birini peşine takmışlardır’ dedim. Ertesi gün hamile olan Gamze’yi hastaneye kontrole götürdük. Doktorun yanındayken Gamze’nin telefonu çaldı, bunun üzerine Gamze dışarıya çıkıp konuştu, bende doktorun yanından çıktığımda Gamze bana, Adem’in hastanenin önüne geldiğini söyledi. ’Aşağıya inelim, kim olduğuna bakalım, sen gelen araca binersin bende durdururum’ dedim. Devamında bahse konu aracı durdurduğumda içerisinde Adem’in olduğunu gördüm, yanında Gamze vardı. Gamze’ye araçtan inmesini ve gitmesini söyledim, ön yolcu koltuğuna ben oturdum, ’Adem bunu bana nasıl yaparsın?’ dedim. Adem de bana, ’Bu malı sana yedireceğimi mi sanıyorsun?’ şeklinde sözler söyledi." "Adem bir anda boynumu kavradı, boğuştuk" Doğan Z., tartıştıkları sırasında aracın hareket halinde olduğunu belirterek, "Beni 9 kişinin olduğu bir yere götüreceğini söyledi. Yolda bir yerde durdu. Bu bahsettiği 9 kişi bana saldırır düşüncesiyle silahımı çekmiştim. Sağa sola bakıyordum, Adem bir anda boynumu kavradı, boğuştuk. Bu sırada elimdeki silah ateş aldı, ben neresinden vurulduğunu görmedim. Olay sonrasında olay yerinden ayrıldım. Adem tek mermi ile vurulduysa benim anlattığım şekildedir. 2 mermi varsa adamları tarafından vurulmuştur. Olaylar bu şekilde gerçekleşmiştir, tahliyemi istiyorum" diye konuştu. "Adem bana, ’Eşin seni başkalarına pazarlıyormuş’ dedi" Tanık olarak dinlenen Gamze Z., "Olay günü hamile olduğum için eşimle kontrole hastaneye gidecektim. Maktul, telefonda beni aradı. Telefon numaramı nereden bulduğumu sorduğumda eşim Doğan’ın verdiğini söyleyerek, ’Seni başkalarına peşkeş çekiyor’ dedi. Peşkeş çekmek ne demek bilmiyorum. Benim kötü yollu olduğumu söylediğini zannettim. ’Eşin seni başkalarına pazarlıyormuş’ dedi. Maktul, eşimin ailemden kalan mirasa ortak olacağını her yerde anlattığını söyledi. Telefonla konuşacaklar konular olmadığını söyledi. Ben hastaneye gideceğimi söyledim. Orada çıkışta karşıma çıktı. Arabaya binmemi istedi. Ben arabaya binmedim. O sırada eşim Doğan geldi. Eşimin beni arabada görmesi söz konusu değil, ben arabaya binmedim. Adem, silahı görünce kaçmak için arabasına bindi. Eşim önünü kesti. Eşim beni gönderdi, ben de eve geldim. Onlar yalnız kaldı. Maktul olaydan bir gün önce de aramıştı, hastaneye gideceğimi söylemiştim. Adem’in beni aradığını Doğan’a söylemedim. Benim psikolojik rahatsızlığım yoktur. Aralarında para husumeti varmış, bilmiyordum" şeklinde konuştu. "Ailemi korumak zorundaydım" Eşinin ifadesine karşı sanık Doğan Z. ise "Eşimi arabadan ben indirdim ve eve gönderdim. Kendisi tam olarak hatırlamıyor. Adem ile çok samimiydik. Ademin bu şekilde konuşma yaptığına inanamadım. Adem arkadaşımdı, neden karımı aradı, onunla buluştu. Telefonumu alıp, karımın numarasını alıyor. Bu hangi dine ve arkadaşlığa sığar. Ailemi korumak zorundaydım. Öldürme kastım yoktu" ifadelerini kullandı. Müebbet hapis Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis, "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan ise 1 yıl hapis cezasına çarptırdı.