SPOR - 08 Aralık 2016 Perşembe 16:47

De Jong: "Derbiyi kaybetme şeklimiz kabul edilemez"

A
A
A
De Jong: "Derbiyi kaybetme şeklimiz kabul edilemez"

Galatasaray’ın Hollandalı oyuncusu Nigel de Jong, 2-0 kaybedilen Fenerbahçe derbisine ilişkin, "O karşılaşmayı kaybetme şeklimiz kabul edilemez. Maçlar kaybedilir fakat rakibinizden daha az tutkulu oynayamazsınız" dedi.
Galatasaray’ın sezon başında kadrosuna kattığı başarılı oyuncu Nigel de Jong, GSTV’ye açıklamalarda bulundu. Galatasaray’da çok güzel bir 3 ay geçirdiğini aktaran De Jong, "Tabii ki inişler ve çıkışlar oluyor. Bu da normal. Kulübe katılmış yeni bir oyuncu olarak burada bulunmaktan mutluyum. Camia beni çok iyi karşıladı. Arkadaşlarım da öyle. Buraya ilk geldiğimde yaşadığımız şanssız sakatlık beklenenden daha uzun süre beni takımdan ayrı bıraktı. Şimdi kendimi daha fit ve iyi hissediyorum. Daha da iyiye gidiyorum” şeklinde konuştu.

"Şampiyonluk için geldim"
Takım arkadaşlarını her geçen gün daha iyi tanıdığını söyleyerek, Galatasaray’da olmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Hollandalı futbolcu, “Taraftarlarımız bize sürekli destek veriyor. Sadece bana değil tüm takıma. Bu desteği sadece maçlarda değil dışarıda da hissediyorsunuz. Ailem açısından buraya adapte olmak da zordu. Amerika’dan buraya uzun bir yolculukla geldik. Şimdi herkes mutlu. Çocuklar okula gidiyor… Buraya bir amaç için geldiğimi söylemiştim. Bu da Galatasaray ile şampiyon olmak” dedi.

"Her hafta üç puan için sahaya çıkmalıyız"
Futbolda her şeyin mümkün olduğunu ve hafta hafta değişiklikler olabileceğini dile getiren De jong, “Henüz çok erken. Daha aralık başındayız. Bence şubat ve mart ayları çok önemli olacak. Sezonun sonuna geldiğimiz bölüm önemli. Lig çok uzun bir maraton ve çok maçımız var. İki hafta önce 9 olan puan farkı şu an 5. Bu nedenle kendimize odaklanmalıyız. Büyük maçlar kaybedebilir ama sizden küçük takımlara kaybetmemeniz gerekiyor. İşimize odaklanıp her hafta üç puan için sahaya çıkmalıyız. Çok uzun bir süreç ve ben bu sürecin gelişimi konusunda pozitifim. Neler olacağını göreceğiz” diye konuştu.

"Derbiyi kaybetme şeklimiz kabul edilemez"
Derbinin bütün takım açısından büyük bir maç olduğunu aktaran başarılı futbolcu, “O karşılaşmayı kaybetme şeklimiz kabul edilemez. Maçlar kaybedilir fakat rakibinizden daha az tutkulu oynayamazsınız. Hep beraber oturup konuştuk. Sahada olan oyuncular olarak kendinize karşı dürüst olmalısınız. Biz de bunu yaptık. Bursa maçını kazanmamız gerektiğini birbirimizle konuştuk. Sadece kulüp ve taraftarlar için değil oyuncu grubunun gelişimi için de bu galibiyet önemliydi. Belli zamanlarda ayağa kalkmalısınız. Bursa karşısında bunu yaptık. Harika bir reaksiyon gösterdik. Herkes tutkulu oynadı. Bu tip maçlarda güven çok önemli. Rakibimiz karşısında bunu gösterince kazanmasını bildik. Kasımpaşa karşısında da bunu gösterdik” ifadelerini kullandı.

"Başımızı dik tutmalıyız"
Oyuncu olarak taraftarlar ile iletişim kurmanın çok önemli olduğunu belirten sarı-kırmızılı orta saha, “Günün sonunda sahadaki 12. adam onlar. Onların bize desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bu rolü de kariyerim boyunca üstlendim. Bu işte hep beraberiz. Oyuncular, kulüp ve taraftarlar… Bu nedenle oyuncu-taraftar iletişimi çok önemli. Bursa maçı sonrası yaptığım hareket tamamen reaksiyondu. Başımızı dik tutmalıyız çünkü sezon çok uzun. Üst üste iki maç kaybettiğimiz için herkes üzgündü. Bu da çok normal. Her zaman pozitif durmak zorundasınız. Negatif olmaktan iyilik doğmayacaktır. Bu süreçte hep beraberiz. İyi ya da kötü zamanlarda birbirimize destek olursak her şey iyiye gidecektir. Bizim yapabileceklerimiz tutkumuzu ve yüzde yüz adanmışlığı göstermek… Benim reaksiyonum bu şekilde. Her zaman elimden geleni yapmak ve yüzde yüzümü vermek” açıklamasını yaptı.

"Skorer bir oyuncu değilim"
Savunma ağırlıklı orta saha stilini Hamburg’da oynarken kazandığını söyleyen De jong, “Oradaki teknik direktörüm, Huub Stevens, bana en iyi defansif orta sahalardan biri olabileceğimi gösterdi. Yeteneklerim, tutkum ve çalışma ile ben de bu değişimi yaşadım. Benim için zor olmadı. Çünkü orta sahada oynamayı seviyordum. İki tarafı da oynamayı temasa dayalı olmayı seviyordum. Bu nedenlerle zorluk çekmedim. Takım için yapabildiklerimi seviyorum. Skorer bir oyuncu değilim. Asist yapacak isim de ben değilim fakat savunma açısından takıma yardım edebiliyorum. Takımın savunmadan hücuma geçişinde rol oynuyorum. Benim için bu daha tatmin edici. İyi bir top kapma golden daha çok tatmin ediyor. Bence her takım ‘kirli’ işleri yapacak birine ihtiyaç duyar. Diğer oyunculara yardım edip onların parlamasını sağlar. Ben de bunu yapıyorum. Umarım Galatasaray için de bunu yapmaya devam eder ve başarılı oluruz" şeklinde konuştu.

"Burada olmaktan mutluyum"
De jong, ABD’ye ilk gittiğinde Galatasaray’a gelme fırsatının olduğunu belirterek, "Doğru zaman değildi. Kariyerimin bir bölümünde ABD’ye gitmek hedeflerimden biriydi. Özellikle de 30-31 yaşlarında… Oraya gidişimden altı ay sonra Avrupa’da oynanan futbolu ne kadar çok özlediğimi fark ettim. ABD’de futbolun temposu ve kalitesi Avrupa kadar yüksek değil. Bunları burada oynanan futbolla kıyaslayamazsınız. Şansıma Galatasaray’dan teklif geldi. İkinci kez düşünmeme gerek bile kalmadı. Çocukluğumda yaşadıklarım düşünülünce… Bütün Türk çocukluk arkadaşlarım Galatasaray taraftarı. Büyürken yaşadığımız binada bütün herkes Türk’tü. O yüzden çevremizde hep Galatasaray vardı. Benim için kazan-kazan oldu. Burada olmaktan çok mutluyum ve büyüdüğüm mahalleyi gururlandırdım. Avrupa’ya dönüşümü bunlar kolaylaştırdı. Çevrenize bakın… Kulüp, taraftarlar her şey harika. Başka bir seviyede… Bu nedenle de çok dikkat çekiyorsunuz. Bunlar düşünülünce dönmem için mükemmel zamandı” dedi.

"Riekerink çok iyi bir insan ve teknik direktör"
Başarılı oyuncu, Teknik Direktör Jan Olde Riekerink ile ilgili bir soru üzerine ise şunları söyledi:
"Biraz farklıydı diyebilirim. Daha gençti bu nedenle de içindeki ateş daha fazlaydı. Onunla güzel zamanlar geçirdik. Bazı konularda çok kuralcıydı. Küçükken hatırladığım kadarıyla temel teknikler konusunda sınırları vardı. Onunla çalışırken 9-10 yaşlarındaydım ve çok kuralcıydı. Her şeyi mükemmel hale getirmek isterdi. Ajax’ta geçirdiğim dönemi hatırlarsanız 90’larda dünyanın en iyi kulübüydü. Bu nedenle her şey mükemmel olmalıydı. Riekerink de altyapıda bunu gerçekleştirdi. Ne mutlu ki döngü tamamlandı ve onunla tekrar yıllar sonra burada buluştuk. Bu sefer profesyonel seviyede benim teknik direktörüm. Çok iyi bir insan ve teknik direktör. Beraber iyi çalışıyoruz. Onunla burada beraber olmaktan çok mutluyum."

"Sneijder ile beraber olmaktan mutluyum"
Wesley Sneijder ile beraber olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Nigel De jong, "Onunla çalışmak çok güzel bir duygu. Wesley futbol camiasından sahip olduğum en iyi arkadaşlarımdan biri. Geçmişim çok eskiye dayanıyor. 9-10 yaşlarında Ajax altyapısında beraberdik. Bugüne kadar da arkadaş kaldık. İkimiz kariyerimizde farklı yollara gitsek de burada beraber olmaktan mutluyum. Milli takımda pek çok maça çıktık ama burada onun da olması benim açımdan çok önemli. Bana kulübün nasıl işlediğini, sistemin nasıl çalıştığını Galatasaray tarihini anlattı. 4 senedir burada ve kulübü iyi tanıyor. Burada olduğu ve bana yardımcı olduğu için mutluyum" diyerek sözlerini tamamladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris’te bir kadını bıçaklayarak öldüren şahıs adliyeye sevk edildi Muğla’nın Marmaris ilçesinde 35 yaşındaki İlknur Çetin, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından bıçaklanarak hayatını kaybederken, ayağı kırık ve alçıdayken olayı gerçekleştiren ve polis ekipleri tarafından kaçtığı motor ile yakalanıp gözaltına alınan A.İ.K. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Olay, dün sabah saatlerinde bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, erkek arkadaşı olduğu iddia edilen A.İ.K. (38), İlknur Çetin’in iş yerine gelerek Çetin’i konuşma bahanesi ile dışarı çağırdı. Çetin’in dışarı çıkması ile kadına saldıran A.İ.K., birden fazla yerinden ölümcül darbeler ile kadını bıçaklayarak ağır yaraladı. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Çetin’in hayatını kaybettiğini tespit etti. Olayın ardından geldiği motora binerek olay yerinden kaçan A.İ.K. ise polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Ayağı kırık şekilde saldırmış Saldırgan A.İ.K.’nin bir ayağının kırık olduğu ve platin takılı olduğu halde Çetin’in iş yerine gelerek olayı gerçekleştirdiği bilgisine ulaşılırken, ayağı alçıda olan şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar, üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini arttırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdareden destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugün ki bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" “Tarım İnebolu” adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, “Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Antalya Muratpaşa afet gönüllülerine, AFAD’dan eğitim Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin kısa adı MAG olan afet gönüllüsü programına katılan 32 kişi, AFAD eğitim ve tatbikatını başarıyla tamamlayarak GEA Arama Kurtarma ekibinin üyesi oldu. Muratpaşa Belediyesi’nin Türkiye’yi sarsan ikiz deprem felaketi sonrası her mahallede afet gönüllü grubu oluşturmayı hedefleyen Muratpaşa Afet Gönüllüsü (MAG) programı devam ediyor. Felaket sonrası 297 gönüllüsüyle İskenderun ve Antakya’da arama kurtarma çalışmalarına katılan ve 40 depremzedeyi göçük altından kurtaran GEA Arama Kurtarma Antalya ekibiyle yürütülen program kapsamında 420 gönüllüye eğitimler verildi. Olması muhtemel bir doğal afet anında ilk müdahalecinin yapması gerekenlerin anlatıldığı eğitim 8 hafta devam etti. İlk müdahale, afet bilinci, afet anatomisi, gönüllülük, ilk yardım, arama kurtarma gibi teorik eğitimlerin tamamlanmasının ardından 63 MAG üyesi AFAD Eğitim ve Tatbikat alanında 6 saat süren arama kurtarma tatbikatına katıldı. MAG üyelerinden 32’si ise ulusal bir afet durumunda gönüllü olabilecek düzeye ulaşması üzerine GEA Arama Kurtarma ekibine dahil edildi. Muratpaşa Belediyesi, MAG programının yanı sıra depreme dayanıklı bir kent için Protection Civile Federation isimli Fransız sivil savunma derneğinin desteğiyle Muratpaşa’nın 10 ayrı noktasına temel arama kurtarma malzemelerinin yer aldığı ‘Dayanıklılık Merkezleri’ de kuruyor.