TEKNOLOJİ - 19 Ekim 2023 Perşembe 10:57

Dolandırıcılıkta yeni yöntem ‘kargo’ tuzağı

A
A
A
Dolandırıcılıkta yeni yöntem ‘kargo’ tuzağı

‘Kargonuz teslim edilemedi’ mesajıyla vatandaşları tuzağa çeken siber dolandırıcılar, kişilerin banka ve kredi kartı bilgilerini çalıyor.

Siber korsanlar dolandırıcılıkta yeni yöntem geliştirdi. Kişilere SMS yoluyla gönderilen linklerle banka ve kredi kartı bilgilerini ele geçirmeye çalışıyorlar. Kandırılmaya çok müsait olarak dizayn edilen yöntemde kişilere açık bir numaradan SMS gönderiliyor. Mesajda ‘Koliniz adres nedeniyle gönderim merkezine iade edilmiştir. Tekrar gönderilmesi için lütfen adresinizi güncelleyin’ ifadelerinin ardından bir link bulunuyor. Kullanıcılar linke tıkladıklarında yeni bir sayfada adres bilgilerini güncellemeleri ve paketin gönderimi bahane edilerek bir ücret talep ediliyor. Sonraki adımda kişinin kart bilgileri isteniyor.

Dolandırıcılıkta yeni yöntem ‘kargo’ tuzağı

Tuzağa düşmeyenler internette bu konu hakkında birçok şikayet oluşturdu. Söz konusu şikayetlerden bazılarında deşifre edilen dolandırıcıların tuzağı şu şekilde anlatıldı: “0850 545 48 16 numaradan adres bilgilerinizi güncelleyin şeklinde mesaj geldi ve linke tıkladığımda sözde posta sayfasına ulaştım adres bilgilerimi güncelledim ve tekrar teslimata çıkması için belli bir meblağ gerektiğini belirtti. Kart bilgilerimi girmem istendi. Herhangi bir maddi talepte benim ilgimin olmadığını belirtiyorum.”

Ne yapılmalı?

Kişiler bu tuzağa düştüğünü anladığında bir takım önlemler alabiliyor. Bu tarz tuzaklarla karşılaşanlar ekran görüntüsüyle ve mesajda gözüken telefon numarası ile savcılığa şikayette bulunabiliyor. Öte yandan uzmanlar, bu tarz dolandırıcılıklara karşı sosyal medya hesapları şifrelerinin birbirlerinden farklı olması gerektiği konusunda uyarıyor. Uzmanlar, bu içerikli gönderilen mesajlara asla itibar edilmemesi gerektiğini söylüyor.

Ali Canberk Özbuğutu

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.