SAĞLIK - 21 Temmuz 2017 Cuma 13:29

Dr. Altan: “Tatilinize göz değmesin”

A
A
A
Dr. Altan: “Tatilinize göz değmesin”

Dr.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Simge Altan yaz aylarında artan göz hastalıkları ile ilgili açıklamada bulundu. Yaz aylarında özellikle yeterli hijyenin sağlanmadığı havuzların konjonktivit başta olmak üzere birçok göz rahatsızlığına neden olabildiğini belirtten Dr. Altan, “Hayalini kurduğunuz tatilinize göz değmesin!” dedi.


Sık görülen konjonktivit rahatsızlığı nedeniyle gözün ön yüzeyindeki konjonktiva tabakasının, iltihaplanmaya bağlı olarak yoğun damar ağı sebebiyle aşırı kızarıklık, kaşınma, yanma, batma, çapaklanma, sulanma, ışığa karşı hassasiyet, görme bozukluğu ve ağrılı bir hal alabileceğini ifade eden Dr. Simge Altan, aşırı nem ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle mikropların hastalığın salgın haline gelmesine neden olduğunu kaydetti. Simge Altan, “Burada sorun çoğunlukla bakteriyel sebeptir ve bakteriyel enfeksiyonlar temasla bulaşabilmektedir. İlk olarak hastanın diğer gözüne bulaşır. Sonrasında hastaya yakın temasta bulunan diğer kişilere de geçebilmektedir” şeklinde konuşan Altan, daha az sıklıkla görülen viral enfeksiyonların ise çok daha kolay bir şekilde bulaştığı için daha tehlikeli olduğuna dikkat çekerek bu enfeksiyonların salgına sebep verebileceğini belirtti.


“Otel ve toplu kullanım alanları büyük risk taşıyor”


Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Simge Altan açıklamasının devamında şunları kaydetti:


“Göz ön yüzeyi kornea tabakasında da tutulum yapabilmektedir. Özellikle otel ve toplu kullanım alanlarındaki havuzlar büyük risk taşımaktadır. Gözde ciddi enfeksiyon ve keratit problemlerine kadar neden olabilen salgın enfeksiyon etkeni adenoviral enfeksiyonu olarak adlandırdığımız virüslerin neden olduğu göz problemleridir. Bu virüsü taşıyan kişilerin göz ve solunum yollarındaki salgıları bulaşmaya ve hastalığın yayılmasına sebep olmaktadır. Adenoviral konjonktivit rastladığımız hastalarımızı özellikle ellerini gözlerine değdirmemeleri gerektiği, kalabalık ortamlara girmemesi gerektiği, havuz gibi toplu kullanım alanları kullanmamaları gerektiği konularında uyarırız. Bu hastalığın bulguları gözde kızarıklık, batma, sulanma, kaşınma, sonrasında çapaklanma ve kulak önündeki lenf bezlerinin şişmesi olarak gözlenmektedir. Tedavisinde öncelikle salgını engellemek amacıyla hastaya önerilerde bulunmak gereklidir. Ve rahatlatıcı, üzerine eklenen bakteriyel enfeksiyonlarına yönelik tedaviler planlanmalıdır.”


“Muayene olmadan ilaç alıp kullanmak gözde görme kaybına neden olabilir!”


Göz problemleri karşısında kesinlikle muayene olunması gerekliliğine vurgu yapan Altan, “Bu hastalıklardan korunmak için önlemler alınması gerekmektedir. Göz kızarıklığı, çapaklanması olan kişilerle yakın temasta bulunmamak en önemlisidir. Toplu kullanım alanlarındaki havuzlar kullanılacaksa mutlaka havuz gözlüğü takılmalıdır. Havuzda su içinde gözler açılmamalıdır. Lens kullanıyorsa kesinlikle lens ile havuza girilmemelidir. En küçük bir göz probleminde ise en yakın göz hastalıkları doktoruna muayene olunmalıdır. Muayene olmadan eczaneden ilaç alıp kullanmak bazen hastalığın daha da artmasına neden olmakta ve gözde görme kayıplarına sebep olabilmektedir” diye konuştu.


Havuzdan bulaşan enfeksiyonlar nelerdir?


Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Simge Altan, havuzdan bulaşan göz hastalıklarının türleri konusunda ise şu bilgileri verdi: “Konjonktivit,


Klorlama veya farklı dezenfeksiyon yöntemleriyle temizlenmemiş havuz sularından bulaşan bakteri, virüs ve parazitlerin neden olduğu hastalıkların başında konjonktivit gelir. Batma, kızarıklık, yanma, çapaklanma, kapaklarda şişlik ve göz içinde su toplanması gibi şikayetlerin yaşandığı konjonktivitte ağrı da yaşanabilir. Ayrıca çapaklanmaya bağlı görmede bulanıklık olur. Gözde yaşanan bir enfeksiyon durumunda sorunun hangi etkene bağlı ve ne tür bir enfeksiyon olduğunun uzman hekim tarafından tespit edilip uygun tedavinin başlanması gerekir. Geç kalınması durumunda geri dönüşü olmayan sorunlar yaşanabilir. Kimyasal Konjonktivit de fazla oranda klorlanan suya maruz kalan gözlerde kimyasal konjonktivit gelişebilir. Yani havuzun ne az ne de çok klorlanması gerekir. Havuz suyundaki aktif klor düzeyi 0.3-0.6mg/l, pH değeri ise 7.2-7.6 değerleri arasında olmalı. Kimyasal konjonktivitte, kaşıntı batma ve aşırı kızarıklık belirtileriyle, sulanma ve ışığa hassasiyet yaşanır. Bunların yanı sıra Alerjik Reaksiyonlar da bu problemlerden bir tanesidir. Özellikle alerjik bünyeli kişilerde klora bağlı reaksiyonlar da gelişebilir. Bu nedenle özellikle alerjik yapıda olanların deniz gözlüğü kullanarak havuza girmeleri hem kimyasal hem de enfeksiyon etkenlerine karşı gözleri korur. Kornea İltihabı da virüs ve bakterilerin gözün kornea kısmına yerleşmesi sonrasında keratit yani kornea iltihabı gelişir. Keratitte gözün saydam tabakası üzerinde beyaz leke oluşur, şiddetli batma ve ağrı yaşanır. Daha derin kornea enfeksiyonlarında ise ülserleşme ve kornea delinmesi görülebilir. Kornea enfeksiyonları, görmenin azalması ve hatta kalıcı görme kaybına dahi neden olabilir. Bu nedenle belirtiler başladığında hızlı bir şekilde tedavi edilmesi gerekir. Kontakt lens kullananlarda keratit görülme olasılığı daha fazladır” dedi.


En çok kimler göz enfeksiyonu yaşar?


Özellikle vücut direncinin iyi olmadığı durumlarda enfeksiyonların ortaya çıktığını dile getiren Altan, “Vücut direnci iyi olmayanlar, çok uzun süre havuzda kalanlar ve özellikle de kontakt lens kullananlarda enfeksiyon olasılığı artar. Kontakt lensler havuz suyunu içine emer ve mikropların lens gözeneklerine yerleşmesine neden olur. Kontakt lens kulananların yaz aylarında günlük kontakt lens kullanmaları daha güvenlidir” diye konuştu.


Göz enfeksiyonları bulaşıcı mı?


Havuzdan geçen enfeksiyonların büyük kısmı bulaşıcılık özelliği gösterir” diyerek uyarıda bulunan Altan, “ Bu nedenle hasta kişinin göz salgılarına temas etmemek gerekir. El hijyenine dikkat etmek, havluları ortak kullanılmamak, göz damlalarını göze temas ettirmeden kullanmak dikkat edilmesi gereken kuralların başında gelir. Aynı damlayı birden fazla kişinin de kullanmaması hastalıktan korunmada önemlidir” ifadelerini kullandı.


“Hijyenine güvenmediğiniz havuza girmeyin!”


Pek çok kişinin aynı anda girdiği havuzlarda temizlik şartlarına çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Altan aynı zamanda, “Hijyenine güvenmediğiniz havuza girmeyin!” diyerek, “ Konjonktivitin sadece havuzlardan değil, yeteri kadar temiz olmayan denizlerden de bulaşabilmektedir. Göz sağlığı açısından hijyenine güvenilmeyen havuzlara ve denizlere girilmemesi önem arz etmektedir. Ayrıca çok tuzlu denizlerde suyun içindeyken gözleri açmak da birçok göz rahatsızlığını tetikleyebileceğinden, deniz gözlüğü ve maske kullanarak gözleri mikrobial konjonktivitten ve tahriş edici maddelerden korumak mümkün olabilmektedir” şeklinde konuştu.


Kontakt lenslerle yüzebilir miyim?


Kontakt lenslerin yüzücü gözlüğü ile birlikte kullanılbileceğinden de söz eden Altan, “Kontakt lensler sudaki çeşitli kimyasal maddeleri ve kirliliği absorbe edebileceğinden yüzücü gözlüksüz kullanılmaları önerilmez. Ayrıca su altında gözler açılırsa lensler gözden çıkabilir. Yüzerken kontakt lens ile yüzücü gözlüklerini birlikte kullanarak görme sorununuzu çözebilirsiniz. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte havuz ve deniz kenarlarında gözlük kullanmak istemeyenler lens kullanımını tercih etmektedirler. Dikkatsiz lens kullanımının göze zararları olabilir. Direkt olarak lens ile güneşe çıkmak, eğer lensiniz ultraviyole filtre içermiyorsa tehlikelidir. Lensler ile havuza ve denize girmek göz sağlığını olumsuz etkileyerek mikrobik durumlara neden olabilir. Kontakt Lens kullanıcıları yaz aylarında gözlerinde kuruluk, alerji ve kızarma hissederlerse bu durumu doktorlarına bildirmelidir. Lensler, göz hekimi kontrolünde uygulandığı takdirde oldukça güvenlidir” ifadelerini kullandı.


“Şikâyetler bitene kadar havuzdan ve denizden uzak durun!”


Konjonktivitte şikâyetler geçinceye kadar havuz ve denizden uzak durulması gerektiği konusunda da tavsiyelerde bulunan Altan son olarak, “ Tedavi süresince hekim tarafından hücreleri dengeleyici, iltihap giderici ve kimi zaman da kortizonlu ilaçlar kullanılabilir. Ancak hastanın göz şikâyetlerinin rahatlatılması açısından soğuk uygulama yapılabileceği gibi yine doktor tavsiyesiyle suni gözyaşı da kullanılabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Vali Ustaoğlu Karesili Muhtarlarla Buluştu Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Balıkesir’in Karesi İlçesi’ne bağlı mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya Vali İsmail Ustaoğlu’nun yanı sıra İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık, kurumların bölge ve il müdürleri, muhtarlar ve ilgililer katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan Karesi Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş yapılan ve planlanan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda konuşan Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık da önemli paydaşları olan muhtarlarla belediye olarak işbirliği içinde çalışmalara devam edeceklerine değindi. Toplantının devamında J.Yrb. Samet Ali Kılıçoğlu İl Jandarma Komutanlığınca yürütülen çalışmalar, polis memuru Ayşegül Bayındır ise İl Emniyet Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar ilgili sunum yaptılar. Ustaoğlu, “Muhtarlar Devletin Gören Gözüdür” Toplantının sonunda değerlendirmede bulunan Vali İsmail Ustaoğlu, muhtarlık kurumunun devletle vatandaş arasında bir köprü olduğuna vurgu yaptı. Ustaoğlu, “Muhtarlık müessesesi çok önemli bir konumdadır. Vatandaşla devlet arasında adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Muhtarlarımızın devletimizin gören gözü, işiten kulağı ve merhametli elidir.” diye konuştu. Toplantıda yapılan sunumlarda bilgi verilen konulara değinen Vali İsmail Ustaoğlu telefon dolandırıcılığına karşı özellikle yaşlı vatandaşların uyarılması konusunda muhtarlardan destek beklediğini söyledi. Vali Ustaoğlu vatandaşların gerekirse tek tek ziyaret edilerek bu dolandırıcılık yönteminin anlatılmasını, gerekli uyarıların yapılmasını dile getirdi. Uyuşturucuyla mücadele noktasında da muhtarlardan destek beklediğini ifade eden Ustaoğlu, kurumlarla işbirliği içerisinde olarak zehir tacirlerine geçit verilmemesi için çalışmaların hassasiyetle yürütülmeye devam edeceğini belirtti. Değerlendirmede havaların ısınmaya başlaması ile birlikte yangın riskinin arttığını dile getiren Vali Ustaoğlu, muhtarların vatandaşlara hatırlatmalarda bulunmasını istedi. En ufak bir yangın durumunda vatandaşların ivedi olarak ilgili birimleri bilgilendirmesine yönelik duyarlılığın büyük yangınların önüne geçilmesine önemli katkı sağladığını sözlerine ekledi. Görevlerine yeni seçilen muhtarlara hayırlı olması temenni eden Vali Ustaoğlu, devam eden muhtarlara da çalışmalarında başarılar diledi.
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.