EKONOMİ - 18 Ağustos 2023 Cuma 13:11

Erkan Kork: “Türkiye genç nüfusuyla fintek üssü olma yolunda”

A
A
A
Erkan Kork: “Türkiye genç nüfusuyla fintek üssü olma yolunda”

TÖDEB Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Kork, “Türkiye’deki genç ve teknolojiye yatkın nüfusun mobil bankacılık ve dijital finansal hizmetlere olan ilgi ve talepleri Türkiye fintek girişimlerini büyümeye iten sebeplerden biri. Türkiye, dünya fintek üssü olma hedefine yakın” dedi.

PayFix Yönetim Kurulu Başkanı ve TÖDEB Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Kork, Türkiye fintek sektörünün gelişmeleri ve globaldeki fintek geleceğiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erkan Kork, fintek alanının gelecekte birçok sektörle yönünü şekillendireceğini belirtirken, Türkiye’nin dünya fintek sahnesinde birçok fırsatı olduğunun altını çizdi.

Küresel alanda fintek sektöründe Türkiye’nin yeri ve geleceği hakkında görüşlerini aktaran Erkan Kork, Türkiye’nin kamu ve özel sektörün yatırımları sayesinde bölgesel bir fintek merkezi olma hedefiyle ilerlediğine işaret ederek nedenlerini şöyle sıraladı:

“Türkiye’deki genç ve teknolojiye yatkın nüfusun mobil bankacılık ve dijital finansal hizmetlere olan ilgi ve talepleri Türkiye fintek girişimlerini büyümeye iten sebeplerden biri. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası elektronik para ve ödeme hizmetleri sağlayıcıları için lisanslama ve denetim süreçlerini başlatarak finansal teknolojilere yönelik düzenlemelerle ilgili adımlar attı.

Özellikle değerli Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Başkan Yardımcıları ve ekibine teşekkür etmek isterim. Regülasyonlar ile ilgili gerçekleştirdikleri hızlı ve önemli adımlar ile Türkiye fintek ekosisteminin dünya sahnesinde parlamasını sağlayacak ortamı en iyi şekilde oluşturuyorlar.

Önümüzdeki günlerde özellikle uzaktan kimlik tespitinin hayata geçirilmesi Türkiye fintek sektörü için çok büyük bir adım.Bu süreçte Türkiye’de birçok fintek startup’ı kuruldu ve hem yerli hem yabancı yatırıcımlar tarafından büyük yatırımlar almayı başardı. Ödeme sistemleri, alternatif finansman ve dijital bankacılık gibi çeşitli alanları kapsayan birçok girişim mevcut. Fintekin önemi ve gelecekteki rolü Türkiye’de şimdiden anlaşılmış durumda.

Üniversiteler ve araştırma kurumlarının fintek eğitimleri ve iş birliklerine odaklandığını görüyoruz. Türkiye, stratejik konumu sayesinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde bir fintek merkezi olma hedefine çok uzak değil. Stratejik konumumuz ile bölgesel finansal işlemler ve iş birlikleri için ideal bir noktadayız.”

Kork, Türkiye’nin fintek sektöründe hızla büyüyen ve dinamik bir pazar olduğunun altını çizerken, bölgesel ve globalde rekabetçi bir konuma gelebileceğine işaret etti. Bunun gerçekleşebilmesi adına düzenleyici çerçevenin güçlendirilmesi, yatırımların artırılması ve eğitim fırsatlarının genişletilmesi gibi adımların atılması gerektiğini vurgulayan Kork, bu şekilde Türkiye’nin rekabetçi bir fintek oyuncusu haline gelebileceğini sözlerine ekledi.

“Eksiklikler fırsata dönüşebilir”

Kork, Türkiye fintek sektörünün ilerlemeler kaydetmiş olsa da dünyayla kıyaslandığında bazı eksikliklerinin bulunduğuna dikkat çekti. Kork, bu eksikliklerin yanında fırsat alanlarının da olduğunu belirterek gözlemlediği eksiklikleri sıraladı:

“Dijital bankacılık konsepti Türkiye’de henüz tam olarak yaygınlaşamadı. Bazı ülkelerde tüm bankacılık işlemleri fiziksel bankaya ihtiyaç duyulmaksızın gerçekleştirilebiliyor. Türkiye’de NFC ve QR kod gibi ödeme teknolojileri mevcut ve yaygın şekilde kullanılıyor. Ancak yurtdışında mikro ödeme sistemleri veya IoT tabanlı ödeme sistemi gibi ileri seviye teknolojiler mevcut. Peer-to-Peer (P2P) kredilendirme, yani bireylerin kendi aralarında kredi sağlama platformları dünya çapında popüler.

Türkiye’de bu modelin regülasyonlara uyumlu bir versiyonu geliştirilebilir. Kişisel finans yönetimi için daha gelişmiş uygulamalar ve servislerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu alanda Türkiye’de daha fazla inovasyona ihtiyaç var. Regtech yani, finansal hizmet sağlayıcıların düzenlemelere uyum sağlamalarını destekleyen regülasyon teknolojileri Türkiye’de daha fazla gelişebilir. Türkiye’de henüz sigortacılık teknolojileri ya da diğer ismiyle ‘Insurtech’ henüz önemi anlaşılmamış bir alan. Otomatik fiyatlandırma, özelleştirilmiş poliçeler ve dijital hasar tespiti gibi inovasyonlar dünyada oldukça popüler.”

Kork, bu eksikliklerin Türkiye fintek sektörü için bir yandan da fırsatları temsil ettiğini ifade ederek, “Genç Türkiye nüfusu, söz konusu eksikliklerin hızla giderilmesi ve daha inovatif ürünlerin sektöre kazandırılması için büyük bir potansiyel taşımaktadır” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Artvin’de üniversite öğrencileri sanatı halkla buluşturuyor Artvin Çoruh Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi öğrencileri, sanatı halkın içinde icra ederek ve gerçek yaşamın duygularını eserlerine yansıtmak amaçlı derslerini sokakta yapıyor. Artvin Çoruh Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi öğrencileri, sanatı halkın içinde icra ederek, gerçek yaşamın duygularını eserlerine yansıtıyorlar. Dr. Öğretim Üyesi Kemal Sağlam önderliğinde öğrenciler, sanatın toplumsal bir etkinlik olduğuna inanarak Arhavi’nin tarihi mekânlarında ve halkının arasında çizim derslerini gerçekleştiriyor. Artvin Çoruh Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Kemal Sağlam konuşmasında, Artvin’in sanat eğitimi için en uygun yer olduğunu belirterek, “Öğrencilerimizle buraya geldik sanatsal çalışma yapmaktayız. Çizim terslerimizi dışarda halkla birlikte gerçekleştirmek istedik. Zaten sanat insanların duygu ve düşüncelerini tarih boyunca ifade etmesinde en büyük olgu olmuştur. Sanatçıda bu olguyu gerçekleştiren en büyük öncüdür. Bizde öğrencilerimize bunu aşılayarak halkın arasından halkın sanatçısı çıkması için halkın arasında bu dersimizi gerçekleştiriyoruz. Sanat, toplumun duygularını en samimi şekilde ifade etme aracı olarak kabul edilirken, sanatçılar da bu ifadeyi en etkili biçimde sağlayacak öncüler olarak görür. Öğrencilerimiz Artvin’in kendilerine gösterdiği sıcak ilgi ve sevgiden büyük mutluluk duyuyorlar. Artvin sanat eğitimi için en uygun yer. Öğrencilerimiz halkın kendilerine büyük bir şefkatle yaklaştığını ve bu ortamda eğitim almaktan büyük memnuniyet duyduklarını söylediler” dedi. Artvin Çoruh Üniversitesi öğrencileri ise halkın içinde yaşayarak, onların duygularını anlamaya ve paylaşmaya önem verdiklerini ifade etti.
Sivas 100 yıllık el değirmenleri günümüzde bahçe süsü oldu Sivas’ın Doğanşar ilçesinde yaklaşık 100 yıl önce un ve bulgur öğütmek için kullanılan el değirmenleri, teknolojinin gelişmesiyle işlevini yitirse de günümüzde bahçelerde antika olarak sergileniyor. Geçmişte un ve bulgur öğütmek için kullanılan el değirmeleri modern değirmenlerin yaygınlaşmasıyla birlikte kullanılmamaya başladı. Bir zamanlar her evde bulunan bu değirmenler, artık sadece hatıralarda ve müzelerde yer alıyor. Sivas’ın Doğanşar ilçesi Çatpınar köyünde ise bazı vatandaşlar bu tarihi değirmenleri bahçelerinde sergileyerek geçmişteki zorlu yaşam şartlarını ve insanların el emeğinin değerini hatırlatıyor. “Makineyle yapılanlar taşın öğüttüğünde ki lezzeti vermiyor” Taş el değirmeninin yaklaşık 100 sene önce dedeleri tarafından yapıldığını söyleyen Çatpınar Köyü muhtarı Kamil Kurt, “Dedelerimiz dağdan söküp getirdiği taşın içini oyup el değirmeni yapmışlar.Bizler bu taşa ‘seten’ deriz. Tamamen el yapımı olan bu taşın içerisine yarma ve bulguru koyardık. Taşı döndürerek bu tahılları öğütürdük. Tabi şimdi artık teknoloji ilerledi bu taşlarda antika olarak kaldı. Bahçelerimizi süslüyoruz. Gelen gören insanlar bilmiyor soruyor. Eskiden hep bunları kullanırdık. Şimdi her şey elektronik oldu. Ben 65 yaşındayım 35 yıl önceye kadar halen kullanıyorduk. Öğütmek bir günümüzü alırdı. Hayvanlara bağlardık hayvan döndükçe biz de arkadan tahılları bu taşın içine atardık ve böyle öğütürdük. Tahılda bulunan kepeği tamamen koparırdı tadı çok güzel olurdu. Şimdi makineyle yapılanlar yakarak kepeği alarak öğütüyor ve tabi tadı da taşın öğüttüğünde ki lezzeti vermiyor. Bilen kullanan insanların ilgisini çekiyor. Yeni neslin ilgisini çekmeyebilir ama biz o günleri yaşayıp bu taşı kullandığımız için gördükçe eskiyi yâd ediyoruz” dedi.
İstanbul Güvenli sürüş için yaz lastiklerinin kullanımı önem arz ediyor İSTANBUL (İHA) – Yaz aylarının gelmesiyle kış lastiklerinin değişimi de başladı. Uzmanlar sürüş güvenliği, araç performansı ve yakıt verimliliği gibi konularda fayda sağlaması açısından yaz lastiklerine geçiş yapılmasını öneriyor. Kış lastiği kullanımı tüm ticari araçlarda 1 Nisan itibariyle sona ermişti. 7 derecenin altındaki sıcaklıklarda daha iyi performans ve güvenli sürüş için üretilen kış lastikleri sıcak havalarda özelliklerini kaybediyor. Uzmanlar havalar ısındığında kış lastiklerinin de değiştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Dört mevsim lastikler ya da yaz lastikleri 7 derece üzerinde havalarda kullanıldığında daha iyi performans veriyor ayrıca yakıt tasarrufu açısından da fayda sağlıyor. Uzmanlar kış mevsimine uygun koşullarda kullanılan kış lastiklerinin yazın değiştirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Yaz lastiğine geçişin önemiyle ilgili değerlendirmede bulunan Lastikcim.com Genel Müdürü Ahmet Erkan, ‘‘Mevsiminde lastik kullanımı sürüş güvenliği açısından önem arz ediyor. Özellikle yazın kullanılan kış lastikleri sürüş güvenliği açısından büyük riskler taşımaktadır. Kış lastiklerinin 7 derecenin altındaki sıcaklıklarda kullanılması öneriliyor’’ dedi. Kış lastiğinin yazın kullanılması durumunda ortaya çıkacak olumsuz durumlardan da bahseden Erkan, ‘‘Kış lastiği yazın kullanıldığı dönemde gerek fren mesafesinin uzaması gerekse yol tutuşu ve hakimiyeti kaybetme gibi risklere yol açmaktadır. Nisan ayı itibariyle sürücülerin yaz lastiklerine geçiyor olmaları can ve mal kaybının önüne geçilmesi adına oldukça önemli. Sürücülerin Nisan ayı itibariyle yaz lastiklerine geçmesini öneriyoruz’’ şeklinde konuştu. Kış lastiklerinin özel yapısı sayesinde yumuşak bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Erkan, "Kış lastiği yaz aylarında kullanıldığında çok daha çabuk eridiği için lastik ömrünü kısaltıyor. Yaz lastikleri yaz aylarında kullanıldığında hem sürüş performansı hem de uzun ömür açısından önemlidir. Güvenlik açısından lastiklerin 4’ünün de değiştirilmesi gerekiyor’’ diye konuştu. Erkan, lastikcim.com platformunda birçok global marka ile çalıştıklarını söyleyerek, “Burada kullanıcıların doğru ürüne ulaşmalarını sağlıyoruz. Platformun en büyük özelliği de doğru araca doğru ürünü satmaktır. Siteye girdiğinizde arama motoru sayesinde, aracınızın marka ve modeline göre uygun lastiği bulabilirsiniz. Bulunduğunuz il veya ilçenize en yakın montaj noktasını seçerek hizmetinizi çok kısa bir sürede alabiliyorsunuz. Sitemizde sadece lastik değil, lastik dışında oto aksesuar, motor yağı ve jant gibi ürünleri de bulabilirsiniz. Bunun dışında siteden aldığınız ürünleri montaj noktalarımıza sevk ettiğinizde, lastik değişiminin yanında rot ayarı, far ayarı gibi hizmetleri de alabiliyorsunuz” dedi. Lastik fiyatları geçen yıla göre iki kat arttı Ortalama olarak 4 adet lastik değişiminin fiyatı 9 bin lira ile 13 bin lira arasında değişiyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan lastik işletmecisi Bahadır Caniklioğlu ise "Geçen yıla göre lastik fiyatları hemen hemen iki katına çıktı. Hem sökme takma hem de lastik maliyetleri artmış durumda. Bayramda yoğunluğun yaşanacağını düşünüyoruz. İnsanlar tatile gitmeden önce lastiklerinin bakımlarını yaptıracaklar. Gerekirse yeni lastik takacaklar. Yüksek ve düşük basınçla lastiklerin kullanılması ömrünü kısaltabilir. Ortalama olarak 4 adet lastik değişimi 9 bin lira ile 13 bin lira arasında değişiyor" dedi.
Sivas 100 yıllık el değirmenleri günümüzde bahçe süsü oldu Sivas’ın Doğanşar ilçesinde yaklaşık 100 yıl önce un ve bulgur öğütmek için kullanılan el değirmenleri, teknolojinin gelişmesiyle işlevini yitirse de günümüzde bahçelerde antika olarak sergileniyor. Geçmişte un ve bulgur öğütmek için kullanılan el değirmeleri modern değirmenlerin yaygınlaşmasıyla birlikte kullanılmamaya başladı. Bir zamanlar her evde bulunan bu değirmenler, artık sadece anılarda ve müzelerde yer alıyor. Sivas’ın Doğanşar ilçesi Çatpınar köyünde ise bazı vatandaşlar bu tarihi değirmenleri bahçelerinde sergileyerek geçmişteki zorlu yaşam koşullarını ve insanların el emeğinin değerini hatırlatıyor. “Makineyle yapılanlar taşın öğüttüğünde ki lezzeti vermiyor” Taş el değirmeninin yaklaşık 100 sene önce dedeleri tarafından yapıldığını söyleyen Çatpınar Köyü muhtarı Kamil Kurt, “Dedelerimiz dağdan söküp getirdiği taşın içini oyup el değirmeni yapmışlar. Bizler bu taşa ‘seten’ deriz. Tamamen el yapımı olan bu taşın içerisine yarma ve bulguru koyardık. Taşı döndürerek bu tahılları öğütürdük. Tabi şimdi artık teknoloji ilerledi bu taşlarda antika olarak kaldı. Bahçelerimizi süslüyoruz. Gelen gören insanlar bilmiyor soruyor. Eskiden hep bunları kullanırdık. Şimdi her şey elektronik oldu. Ben 65 yaşındayım 35 yıl önceye kadar halen kullanıyorduk. Öğütmek bir günümüzü alırdı. Hayvanlara bağlardık hayvan döndükçe biz de arkadan tahılları bu taşın içine atardık ve böyle öğütürdük. Tahılda bulunan kepeği tamamen koparırdı tadı çok güzel olurdu. Şimdi makineyle yapılanlar yakarak kepeği alarak öğütüyor ve tabi tadı da taşın öğüttüğünde ki lezzeti vermiyor. Bilen kullanan insanların ilgisini çekiyor. Yeni neslin ilgisini çekmeyebilir ama biz o günleri yaşayıp bu taşı kullandığımız için gördükçe eskiyi yâd ediyoruz” dedi.
Tokat Matematik seferberliğinde öğrenciler eğlenerek yarıştı Tokat’ta Matematik her yerde projesiyle Öğrenciler kendi tasarımlarıyla eğlenerek kıyasıya yarıştı. Tokat İl Milli Eğitim Müdürlüğü “Matematik her yerde” sloganıyla yola çıkarak il genelinde yarışma düzenledi. “Eserini hazırla, sınıfta, okulda, ilçede, il finalinde yarış” programı ile matematik ve fizik kurallarına göre hazırladıkları materyaller ile kıyasıya yarıştılar. 54 bin öğrencinin katıldığı yarışmada öğrenciler havada en uzun süre kalan kâğıt uçak, en önce giden balon arabası ve en uzun süre dönen topaç kategorilerinde kıyasıya yarıştı. Dereceye giren öğrenciler yarışmanın il finalinde ödüllendirildi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Strateji Geliştirme Hizmetleri AR-Ge Şube Müdürü Dr. Murat Urfalıoğlu, “Matematik her yerde projesi kapsamında çocuklar kendi eserleriyle kendin yarış sloganıyla bugün bir yarışma düzenledik. Toplam il genelinde kendi ilçelerinde birinci olan 109 öğrencimiz burada kendi tasarladığı ürünlerle yarıştılar. Kendi yaptıkları topaçla yarıştılar, kâğıt uçak yapıp yarıştırdılar, balon ile araba yarıştırdılar. Buradaki tasarımın altında yatan önemli unsur ise öğrencilerimiz matematik bilgilerini kullanarak bu yarışmada nasıl birinci olurumu düşünmesi ve düşündüğünü de gündelik hayatta uygulamalarını istedik. Bu kapsamda burada yarıştılar ve bugün ödüllendirdik. Kaybedeni olmayan bir yarışma oldu. Bizim gözümüzde hepsi kazandı” dedi. Yarışmada dereceye giren öğrenciler ise yetkililere teşekkür etti.