GÜNDEM - 20 Nisan 2024 Cumartesi 11:11

Esenyurt Belediye Başkanı Özer: “Kreş açmak hedeflerimiz arasında"

A
A
A
Esenyurt Belediye Başkanı Özer: “Kreş açmak hedeflerimiz arasında"

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında hazırlanan gösteride konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, ilçenin bütün mahallelerinde kreş açacağının müjdesini verdi. Özer, “Kreş açmak bizim hedeflerimiz arasında. Çünkü çocuklar bizim geleceğimizdir” dedi.


Esenyurt Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında bir dizi etkinlik düzenledi. Belediye bünyesindeki kreşlerde eğitim gören çocukların birbirinden renkli gösteriler hazırladığı programa Başkan Özer’in yanı sıra CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, meclis üyeleri, birim müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Şehit Erol Olçok Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda; Karadeniz halk oyunları, Kafkas dansları, Trakya yöresinden oyunlar ile halaylara kadar her bölgeden esintiler sunuldu. Oyunlarını sergileyecekleri yörenin kıyafetleri ile sahneye çıkan miniklerin performansları ise izleyicilerden büyük alkış topladı.


“Annelerin mutlu, çocukların eğitimli olması gerekir”


Sahnede yaptığı konuşmada Esenyurt’un 43 mahallesinde kreş açacağını söyleyen Başkan Özer, “23 Nisan Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızın önce çocuklarımıza, sonra gençlerimize, sonra da tüm ulusumuza hayırlı, uğurlu olmasını ve güzel bir geleceğe vesile olmasını diliyorum. Seçim boyunca bir mottomuz vardı o da; ’Anneler işe, çocuklar kreşe’ diye. Yerel yönetimler de genel idarenin bir parçasıdır. Yani Türkiye’nin iyi olabilmesi için Esenyurt ve diğer ilçe ve illerin iyi olması lazım. Çünkü Türkiye havada bir kavram değil, bunların toplamından ibarettir. Dolayısıyla Esenyurt’un iyi olabilmesi için de 43 tane mahallesinin iyi olması gerekir. O mahallelerin iyi olabilmesi için orada annelerin mutlu, çocukların eğitimli olması gerekir. Çocukların böyle olabilmesi için her mahallede bir kreşin olması gerekir. Bunlar aslında bir lüks değil, bir lütuf değil. Sosyal devletin, sosyal yerel yönetimin, belediyenin yapması gereken hizmetlerdir. Bugüne kadar Esenyurt’ta sadece 10 tane kreş açılmış. Bir tanesinin de açılışını ilerleyen günlerde yapacağız. Ancak evvel emirde ilk ihtiyaç duyduğumuz beş yere kreş yapılması için çalışmalara başlayacağız. Bizim ilk işlerimizden birisi bu olacak. Çünkü vaatlerimiz arasında bu vardı ama bu beşte sınırlı kalmayacak. Allah’ın izniyle, bizim de imkanlarımız çerçevesinde bütün mahallelerimize kreş yapmak hedeflerimiz arasında. Çünkü çocuklar bizim geleceğimizdir. Onlara sahip çıkmamız lazım” ifadelerini kullandı.


“Yolu kreşten geçiyor”


Yerel yönetimlerin vazifelerinden birinin de kreş hizmeti olduğunu belirten Özer, “Burada iki üç tane büyük problemimiz var bu bağlamda, birincisi kreş eksikliği. Bu sorun kadınların kalkınma sürecine entegrasyonlu katılımını engelleyen dolayısıyla ülkenin de ilerlemesini olumsuz etkileyen bir unsurdur. Oysa bizim ülkemizin Orta Doğu’daki diğer ülkelerden farkı laik bir ülke olmasıdır. Laiklik kadının kalkınma sürecine, seçme ve seçilme sürecine, temsiliyet sürecine katılmasını öngören en temel ilkedir. Arap ülkelerinin bu kadar zenginliklerine rağmen kalkınmamış olmalarının en temel nedeni kadının kalkınma süreci içerisinde olmamasıdır. Kadının da kalkınma sürecine katılmasının yollarından biri kadının işe giderken aklının çocuğun da kalmaması gereklidir. Bunun da yolu kreşten geçiyor. Onun için yerel yönetimlerin birinci vazifesi kadınlarımıza bu hizmeti sunmaktır. Aslında çocuklarımıza bu hizmeti yapmak, ülkenin geleceğine bu hizmeti yapmaktır” dedi.


“Çocuklarımızın okuyabileceği okullar yapmak”


Esenyurt’ta sınıflardaki yoğunluğa da dikkat çekerek yeni okullara ihtiyaç duyulduğunu belirten Özer, “İkinci büyük sorunumuz ise yine eğitimle ilgili. 60 kişilik sınıflarda çocuklar eğitim görmek için çabalıyor. Bu doğru bir şey değil. Bir eğitimci olarak 60 kişilik sınıflarda okuyan çocukların verimli eğitim alamayacağını biliyorum. Benim bir amacım, bir idealim de buradaki bulunan kanat önderleriyle, zenginlerle görüşüp çocuklarımızın okuyabileceği okullar yapmak. Kendi çocuklarının geleceğine sahip çıkamayanlar kendi ülkelerinin geleceklerini de kuramazlar” şeklinde konuştu.


“Her şeyi el birliğiyle yapacağız”


Esenyurt’un sorunlarını el ele verip hep birlikte çözeceğinin altını çizen Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer şöyle konuştu:


“Bir başka büyük bela ise bağımlılık belası, uyuşturucu belasıdır. İlçe Emniyet Müdürü ve Kaymakamla da bu konuyu görüştüm. Bizim bu belayı derhal buradan söküp atmamız lazım. Biz işin rehabilitasyonuyla ilgileneceğiz. Onlar önleyici kısmıyla ilgilenecek. Ama hepimiz önleyici olabilmesi için toplumu bilinçlendireceğiz. Bununla ilgili toplantılar yapacağız. Bir başka problemimiz ise kadın cinayetleri. Beni en çok üzen olaylardan bir tanesi. Bunları da toplumun gündeminden bizim çıkarmamız lazım. Bunu da çıkarabilmenin yolu yine eğitimden ve bilinçlenmeden geçiyor. Dolayısıyla el ele vereceğiz. Bizim Esenyurt’umuza sözümüz var. Bugüne kadar olan olmuş ve bu şehir kötü yönetilmiş. Bütün bu sorunları ortadan kaldırabilmek için el ele vereceğiz. Kadınlarımızla ilgili, gençlerimizle ilgili, emeklilerimizle ilgili, dezavantajlı gruplarımızla ilgili, yoksullarımızla ilgili elimizden gelen her şeyi birlikte yapacağız. Halkçı bir belediyeyi inşa edeceğiz.”



Esenyurt Belediye Başkanı Özer: “Kreş açmak hedeflerimiz arasında"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: “Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi için en uygun şehir Ankara’dır” Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, serbest bölgelerin ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırım ve teknoloji girişini hızlandırmak, ihracatı geliştirmek, istihdamı artırmak gibi faydalar sağladığını belirterek, “Ankara’ya Serbest Bölge kurulmasını talep ediyoruz” dedi. ATO Başkanı Baran, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye ekonomisine İstanbul’dan sonra en çok katkıyı sağlayan başkent Ankara’nın 12,4 milyar dolar ihracat, 17,7 milyar dolar ithalatla Türkiye’nin en çok ihracat yapan dördüncü, en çok ithalat yapan üçüncü ili olduğunu, organize sanayi bölgeleri, teknokentleri ile tam bir üretim ve ticaret merkezi niteliği taşıdığını belirterek, Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir olduğunu dile getirdi. Baran, Türkiye’de halihazırda faaliyet yürütülen 18 Serbest Bölge’nin 2023 yılında 12,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini ve 100 bin kişiye istihdam sağladığını ifade ederek, “19. Serbest Bölge, İzmir Bergama’da 18 Mart tarihinde Ticaret Bakanımız Ömer Bolat’ın katılımıyla açıldı. 20. Serbest Bölge’nin de Menemen’de açılmasına ilişkin karar alındı. Serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Cumhurbaşkanımızın yetkili olduğu ilgili yasal düzenlemelerde yer alıyor. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, 21. Serbest Bölge için Ankara olarak talip olduğumuzu duyurmak ve serbest bölge talebimiz konusunda çağrıda bulunmak istiyorum. Türkiye’nin 21. Serbest Bölgesi’nin kurulması için en uygun şehir Ankara’dır” diye konuştu. Baran, Başkent’e serbest bölge kurulması konusundaki taleplerini Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 26 Eylül 2023 tarihinde katıldığı ATO Meclis Toplantısı’nda da dile getirdiğini hatırlattı. Başkent’in raylı ulaşımda bir merkez konumunda olduğunu, Ankara’dan İstanbul’a, Konya’ya, Eskişehir’e, Yozgat’a, Sivas’a Yüksek Hızlı Tren bulunduğunu, Türkiye’nin dört bir yanına da demiryolu ile bağlantıları bulunduğunu kaydeden Baran, Ankara’nın Türkiye’deki karayolu ağının da tam ortasında yer aldığını söyledi. Baran, Ankara’nın gelişen üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve teknokentleriyle üretim hacmi kadar katma değeri yüksek ürünler üreten bir şehir olduğuna da dikkat çekerek, “Ankara’mız üniversiteleri ve sanayi bölgeleri ile yoğun göç alan bir merkez. Ankara’da bir serbest bölge kurulması üretime, istihdama ve ihracata ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
İstanbul Enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis’te kabul edildi Enerjide düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanuna göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece "4. Grup" maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Böylece bunun haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut taksir yaptırımı kaldırılıyor. Düzenleme 28 Şubat 2024 tarihinden geçerli olacak. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile yasa kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde imar planı yapılmaksızın Elektrik Piyasası Kanunu’na göre hidrolik kaynaklara dayalı önlisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulması mümkün olacak. Söz konusu alanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü veya Genel Müdürlüğün izniyle sulama birlikleri tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilecek. Öte yandan, teklifin bu düzenlemelerini içeren 4. maddesi, Danışma Kurulu kararıyla, tekriri müzakere önergesiyle yeniden görüşüldü. Maddeye, belediye sınırları içinde yer alan söz konusu alanlarda DSİ Genel Müdürlüğünün izniyle ilgili belediyeler ve bağlı kuruluşları tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilmesine yönelik düzenleme de eklendi. Doğal gazın sıvılaştırılması Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na "doğal gazın sıvılaştırılması" tanımı eklenerek, Türkiye’nin doğal gazda ticaret merkezi olma hedefleri çerçevesinde hem yerli üretim doğal gazın hem de farklı kaynaklardan ithal edilen veya ithal edilecek doğal gazın ülkede sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilmesi hedefleniyor. Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek. Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak. Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek. Doğal gaz sıvılaştırma lisansı başvurusunda bulunan tüzel kişilerin teknik ve ekonomik güce sahip olmaları ve yönetmeliklerde belirtilen diğer şartları taşımaları zorunlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülen faaliyetler depolama faaliyeti olarak sayılmayacak. Sıvılaştırma tesisi işletmecileri faaliyet gösterdikleri tesislerin ilgili standartlara ve teknik kriterlere göre yapılması ve işletilmesinden sorumlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenecek. YEKA yarışmaları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek. 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek. Bu kapsamdaki başvurular için uygulanacak lisans alma bedeli, lisans süresi ve lisanslı üretim faaliyetine geçilmesine ilişkin diğer hususlar EPDK tarafından ayrıca belirlenecek. Lisanssız üretime devam edecek tesislerde üretilecek ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için elektrik piyasasında oluşan piyasa takas fiyatını geçmemek üzere uygulanacak fiyat ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi Enerji Verimliliği Kanunu’na ’başvuru sahibi’, ’spesifik enerji tüketimi’ ve ’karbon yoğunluğu’ tanımları ekleniyor. Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, enerji veya karbon yoğunluğunun veya spesifik enerji tüketiminin azaltılmasıyla ilgili uygulamalara yönelik usul ve esaslar belirleniyor. Buna göre, enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30’u oranında desteklenecek. Bu kapsamdaki destekler hibe veya faiz desteği şeklinde verilecek. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini Bakanlığın belirlediği kriterler çerçevesinde azaltan başvuru sahiplerine, ödenek imkanları göz önüne alınmak ve 10 milyon lirayı geçmemek kaydıyla, kriterlerde belirlenen yıla ait enerji giderinin en fazla yüzde 30’u oranında destek ödemesi yapılacak. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak. Enerji verimliliği projelerinin ve enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini azaltan başvuru sahiplerinin desteklenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenlenecek. Bakanlık tarafından enerji verimliliği desteklerine ilişkin iş ve işlemlerde mevzuat ile belirlenen hükümlere aykırı davranılması, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesi veya kullanılması, yanlış ve yanıltıcı bilgi verilmesi veya herhangi bir usulsüzlük tespit edilmesi halinde, başvuru veya proje sahiplerine ödenen desteklerin, ödeme tarihinden itibaren belirlenen oranda hesaplanarak faizi ile birlikte bir ay içinde ödenmesi istenecek. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, enerji verimliliğinin artırılması ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme projelerini öncelikle destekleyecek. Bu projelerin yönlendirilmesinde ve değerlendirilmesinde Bakanlığın görüşü alınacak. Geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, olağanüstü hal kararı alınan veya genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Kurul kararı ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanabilecek. Elektrik dağıtım tesisleri veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek. Böylece fahiş kamulaştırma bedelleri belirlenmesinin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının tasarrufuyla yatırımların artırılması hedefleniyor. Yenilenebilir enerji kaynak alanları yarışmaları sonucunda imzalanan sözleşmeler nedeniyle hak kazanılmış olanlar hariç, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut olan üretim lisanslarını, ön lisanslarını, lisans başvurularını sonlandırmak veya kurulu güç düşümü suretiyle tadil etmek isteyen tüzel kişilerin 2 ay içerisinde Kuruma başvurmaları halinde başvuruları sonlandırılarak veya tadil edilerek Kuruma sundukları teminatları kısmen ya da tamamen iade edilecek. Söz konusu yarışmalar sonucunda imzalanmış sözleşmelerini iptal etmek isteyen tüzel kişilerin düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından iki ay içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde tüm hak ve yükümlülükleri sona erecek, başvuruları sonlandırılacak, Bakanlığa ve Kuruma sunduğu teminatları iade edilecek. Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nükleer madde taşıyan kişinin talebi, nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumunun onay yönündeki kararıyla, taşıyıcının sorumlu olabilmesine imkan tanınıyor. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak.