GENEL - 08 Mart 2018 Perşembe 11:51

Evlat acısı yaşayan bir annenin azim dolu hikayesi

A
A
A
Evlat acısı yaşayan bir annenin azim dolu hikayesi

Küçükçekmece’de yaşayan İlknur Özdemir (34), engelli oğlunu rehabilitasyon merkezine götürdüğü için işinden atıldı.

Küçükçekmece’de yaşayan İlknur Özdemir (34), engelli oğlunu rehabilitasyon merkezine götürdüğü için işinden atıldı. 2 ay önce oğlu hayatını kaybetti; evlat acısı yaşadı. Yine de pes etmedi, Küçükçekmece Belediyesi’nin Hünerli Eller Çarşısı ile hayata tutundu. Şimdi kokulu taş, sabun yaparak aile bütçesine katkı sağlıyor. Kendi deyimiyle ekmeğini taştan çıkarıyor.


İlknur Özdemir’in zorlu mücadelesi hamileliğinde başladı. İlknur Özdemir’in hamileliğinde oğlunun kafa ölçüsü diğer bebeklerden büyüktü. Doktorlar Hidrosefali’ den şüphelendi. Ancak hekimler babası erken doğan iri bir bebek olduğu için genetik dedi; müdahale etmedi. Erken doğum sonrası hastanelerde yoğun bakım odalarında geçen 2,5 yıl sonunda İlknur Özdemir uğruna her türlü mücadele verdiği bebeği Furkan’ı kaybetti.



“Normal çocuğu olan anneler bunu anlayamaz”


Evladı doğduğu andan itibaren büyük bir azimle mücadele verdiğini belirten İlknur Özdemir, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “36 haftalık erken doğum yaptım. 3 aylık oldu göz teması kuramadı. Yine yapılan tüm testler normaldi, sadece tomografide küçük bir leke vardı. 4 aylıkken fizik tedavi başladı. Bu süreçte mücadelemiz devam etti. Bir sürü hekime götürdük, çok yol kat ettik. Kafa ağırlığı çok olduğu için ayaklarının üzerinde duramıyordu, basmaya başlamıştı. Normal çocuğu olan anneler bunu fark edemiyor. Ben ilk evladımda fark edemedim. Evladım hiç ayaklarının üzerine basamadı. Yeni aldığım hiç giymediği ayakkabılar elimde kaldı. Doğum günü için taş hazırladım. Mevlüt kitabını hazırladım. Çıkardığı her ses bize neşe oldu. Yaptığı her hareket bize neşe oldu. En büyük acılardan bir tanesi, Allah hiç kimseyi evladıyla imtihan etmesin. Özel bir çocuk bana ihtiyacı olan bir çocuk. Susadım diyemiyor. Ağlayınca anlıyorsun ne istediğini. Evde çok mutluydu, dışarı çıkınca bakışlardan çok rahatsız oluyordu. Biz onu engelli olarak görmüyorduk. Ben onun sıkıntılarını onunla yaşıt kuzeni büyüdükçe anladım. O yürüyordu, Furkan’ ım yürüyemiyordu. O zaman anladım ki bir sıkıntısı var. O zaman daha çok mücadele etmeliyiz dedik”



“Huzur dolu bir şekilde uyuyordu, tüm sıkıntısı gitmişti”


Hiçbir sıkıntı yokken bir anda evladını kaybettiğini söyleyen İlknur Özdemir o anları göz yaşları içinde aktardı: “Evladımın bir anda solunumu durdu, hemen hastaneye kaldırdım. İçeri girdiğimde Furkan’a kalp masajı yapıldığını gördüm. Yoğun bakımda iki kez kalbi durdu. Hep onu kucağıma alıp eve gideceğim umuduyla o yoğun bakıma girdim. Ama olmadı, bu sefer olmadı. Saat 2’de arandım. Anladım bir şeylerin ters gittiğini. Gittiğimde oğlumun yanına girdim, yüzündeki bütün ızdırabı gitmişti, o kadar güzel uyuyordu ki orada. Sonra arkada bir oğlum daha var dedim, annem, eşim var dedim. Onlar için güçlü olmaya çalışıyorum.”



“Bir saat için beni işten attılar, tazminatımı ödemediler”


İlknur Özdemir bir saat izin aldığı için kendisini işten attıklarını belirtti tazminaatını da alamayan Özdemir onlar benim değil çocuklarımın hakkıydı diye konuştu: “Aile hekimliğinde tıbbi sekreter olarak görev yapıyordum. Bir buçuk yıl hiç sorun olmadı. 3 buçukta kurumumdan ayrılıyordum, hekimimi 4’te fizik tedaviye götürüyordum. Sonra yeni bir hekim arkadaş işe başladı, benim bu şekilde çalışmamı kabul etmedi. Bir saat izin vermemek için beni işten çıkardılar. İki hekimim tazminaatımı ödedi, diğer iki hekimim hakkımı ödemedi. Ben bunu benim hakkım olarak görmüyorum. Bu benim evlatlarımın hakkıydı. Yargı sürecimiz başladı, takip ediyorum. Bunlar beni hiç yıldırmadı. Allah’a havale ediyorum onları.”



“Ekmeğimi taştan çıkarıyorum”


Küçükçekmece Belediye Başkanı’na böyle bir projeye imza attıkları için teşekkür eden İlknur Özdemir, Küçükçekmece Belediyesi Hünerli Eller Çarşısı ile tanışmasını ise şu sözlerle anlattı: “Ben kokulu taş yapıyorum. Taştan ekmeğini çıkarır derler ya ben de kendimi öyle görüyorum. Oğlumu kaybedeli 20 gün olmuştu. Beni buradan çağırdılar, kafamı dağıtırım diye başladım. İyi ki buraya gelmişim. Benim için çok iyi oldu. Güzel bir başlangıç oldu.”



Küçükçekmece Hünerli Eller Çarşısı’na kavuştu


Sosyal belediyecilik faaliyetlerine aralıksız devam eden Küçükçekmece Belediyesi, ’Hünerli Eller Çarşısı’ ile kadınlara , kendi yaptıkları el emeği göz nuru ürünlerini satma imkanı sunuyor. Burada kadınlar, hem aile bütçesine destek oluyor hem de verdikleri emeğin karşılığını alıyor. Küçükçekmeceli kadınlara umut dünyasının kapılarını açan Hünerli Eller Çarşısı’nda toplamda 24 dükkan yer alıyor. Her biri 4 metrekare olan dükkanlarda kadınlar,belirlenen takvim aralığında; ahşap boyama, takı tasarım, ebru, keçe işi, resim, cam süsleme, çini, mefruşat, çeyiz ürünleri, taş sanatı,kokulu mum- sabun, Alüminyum folyo,amigurumi (örgü oyuncak)ve daha birçok kategoride emek verdikleri ürünleri satabilmenin mutluluğunu yaşıyor. Her biri farklı tarzda ve içerikte hazırlanan dükkanlardan 4 tanesi ihtiyaç sahibi engelli aileler için tahsis edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.