EKONOMİ - 17 Ağustos 2023 Perşembe 12:06

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı”

A
A
A
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır” dedi.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği’nin 66’ncı Genel Kurulu’na katıldı. Genel kurulun açılışında konuşan Bakan Şimşek, ihracatın desteklenmesinin büyük önem arz ettiğini belirterek, “Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir, haklı bir gerekçeleri kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir” dedi.


“Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarı olmasını bekliyoruz”


Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “Bankacılık sektörümüz 2000’li yılların başından itibaren yapısal dönüşüm ve iyi yönetim sayesinde yakaladığı güçlü ivmeyle ülkemizin büyüme performansına çok önemli katkılar sunmuştur. Küresel finansal kriz, yakın dönemde yaşanan salgın ve bir çok iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını ispatlamıştır” dedi.


Önümüzdeki 5 yıl içinde küresel büyümenin potansiyelin oldukça altında bir büyümeyle seyredeceğini söyleyen Şimşek, ”Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarı olması bekleniyor. Burada parasal sıkılaşmanın etkisi ve yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel enflasyon düşüyor ancak hala uzun dönem ortalamalarının üzerinde. Küresel parasal sıkılaşma etkisini hissediyor. Enflasyondaki düşüş önemli; çünkü parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna geldik. 2024’ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır” diye konuştu.


Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının son 20 ayda toplam 262 kez faiz artışı yaptığını söyleyen Şimşek, “Son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankası toplam 104 kez, 22 gelişmekte olan ülkede 158 kez olmak üzere toplamda 262 kez faiz artırmıştır. Parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyor olmamız oldukça olumlu. Ümit ediyoruz ki; 2024’ün ikinci yarısından itibaren küresel finansman koşullarında daha destekleyici ortam ile karşı karşıya kalırız. Büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. 2023 yılında küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4,5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Bir süredir büyümenin temel belirleyici iç talep olmuştur. İç talep güçlü artış makro finansal istikrarı cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Politika çerçevemizi yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir” ifadelerini kullandı.


“Serbest kambiyo rejimini destekliyoruz”


“Biz, teşebbüs hürriyetini, serbest kambiyo rejimini, dalgalı kur sistemi, dışa açık, kurala dayalı ekonomi ilkelerini benimseyen bir sistem anlayışı içinde ilerleyeceğiz” diyen Şimşek, “Kısa vadede önceliğimiz makro finansal istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılmasıdır. Para, maliye ve kredi politikalarımızı bu hedeflerimizi sağlayacak oluşturuyoruz” dedi.


Para politikalarında sadeleşme ve sıkılaşmanın devam edeceğini belirten Şimşek, “Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz. Seçim sonrası azalan siyasi belirsizlik, para ve maliye politikasında attığımız adımlar beklentileri olumlu etkilemeye başlamıştır. Risk primi 700 baz seviyesinde 400 baz civarına gerilemiştir. Bu ekonomideki bütün aktörlerin daha uygun maliyetlerle kaynak bulmalarının önünü açmıştır. Küresel finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen ülkemizin eurobond tahvil faizlerinde 100 baz puan düşüş olmuştur. Kredi derecelendirme kuruluşları ülkemiz için daha olumlu bir perspektif sunmaya başlamışlar, geçtiğimiz bir kredi derecelendirme kuruluşu bankacılık sistemimizin görünümünü negatiften durağana çevirmiştir. Sermaye piyasalarımıza fon akışı başlamıştır. Tüm bu gelişmeler yurt dışı finansmana erişimi kolaylaştırırken aynı zamanda maliyeti de önemli ölçüde azaltmıştır. Sektörü tedirgin eden negatif net faiz marjı dönemi de büyük oranda geride kalmıştır” diye konuştu.


Bankacılık sektörünün yüksek aktif kalitesiyle, güçlü sermaye yapısıyla sağlıklı bir görünüme sahip olduğunun altını çizen Şimşek, “Burada özellikle önümüzdeki dönemde finansal mimari ve altyapının güçlendirilmesi programıyla finansal ekosistemde uygulayacağımız reformlarla finansal istikrarı daha güçlendireceğiz. Sermaye piyasalarını derinleştireceğiz. Sürdürülebilir finans, katılım finansı ve sigortacılık sektörünün gelişmesi için önemli adımlar atacağız. Bu çerçevede finansal piyasalarda risk yönetimini güçlendireceğiz. Karbon piyasasını kuracağız TCMB ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız” şeklinde konuştu.


“Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz ediyor”


Bankacılık sektörünün reel ekonomiyi desteklemek için önümüzdeki dönemde yurt dışı finansman imkânlarını daha güçlü şekilde değerlendirmesini beklediklerini anlatan Şimşek, “Daha önce altını çizdiğim gibi iç talepte dengelenme ihtiyacı var. Bankalardan programımıza uygun hareket etmesini bekliyoruz. Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir, haklı bir gerekçeleri kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Reel sektör yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çerçevesinde önceliklendirilecektir. Sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanması için reel sektörün finansmana erişimi olmazsa olmazdır. Önümüzdeki dönemde daha seçici bir şekilde ülkemizin cari açığını azaltacak, enflasyonu kontrol altına alacak politikalarımızla uyumlu bir şekilde büyümelerinin devamını arzuluyoruz” şeklinde konuştu.


“Reel ekonomiye çok daha güçlü bir şekilde desteklerinin devamını arzuluyoruz” diyen Şimşek, “Bu politikada biz de üzerimize düşeni yapacağız. Sizleri birer paydaş olarak görüyoruz. Sizinle birlikte programı uygulamayı ve hatta bazı tedbirlerinin tasarımını da birlikte yapmak istiyoruz. Bu sadece bir arzu değil bir ihtiyaçtır” diyerek sözlerini sonlandırdı.


Konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBB Başkanı Alpaslan Çakar ile birlikte eski BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’e teşekkür plaketi verdi. Akben’in 17 Mayıs itibariyle BDDK başkanlığı görevi sona ermişti.



Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: “Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya ULUSKON ve TSO’dan Malatya’da ihracat ve ithalat süreçlerini güçlendirecek iş birliği Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Malatya Yönetim Kurulu üyelerinin Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’na (MTSO) yaptığı ziyarette ihracat ve ithalat süreçlerinin daha etkin hale getirilmesine yönelik yapılabilecek çalışmalar ele alındı. Uluslararası Yatırım ve İş Dünyası Konfederasyonu (ULUSKON) Malatya Yönetim Kurulu üyeleri, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ve TSO Yönetim Kurulu üyelerini makamlarında ziyaret etti. Ziyarette Malatya’nın mevcut sanayi altyapısı, Organize Sanayi Bölgesi yatırımları ve üretim kapasitesi ele alınırken, ihracat ve ithalat süreçlerinin daha etkin ve sürdürülebilir hale getirilmesine yönelik değerlendirmelerde bulunuldu. Şehrin dış ticaret hacmini artırmaya yönelik atılabilecek adımlar ile sanayicilerin ve iş adamlarının ulusal ve uluslararası pazarlarda daha güçlü yer alabilmesi için yapılabilecek çalışmalar da ele alındı. Toplantıda ULUSKON’un sahip olduğu uluslararası ticaret ağı ve iş dünyası bağlantıları ile Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın kurumsal tecrübesinin bir araya gelmesinin Malatya ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı vurgulandı. Özellikle ihracatçı firmaların desteklenmesi, ithalat süreçlerinde yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi ve yeni pazarlara erişim konusunda ortak hareket edilmesinin önemi üzerinde duruldu. Ziyaret kapsamında ayrıca TSO-ULUSKON iş birliği çerçevesinde hayata geçirilebilecek ortak projeler, sektörel çalışmalar ve Malatya’nın üretim, sanayi ve ticaret potansiyelini daha ileriye taşıyacak stratejik adımlar hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Yatırım, üretim ve istihdama katkı sunacak yeni çalışma alanlarının oluşturulmasının gerekliliği istişare edildi. Karşılıklı istişare ortamında gerçekleşen ziyaretin sonunda Malatya iş dünyasına değer katacak, ihracat ve ithalat süreçlerini güçlendirecek ve şehrin ekonomik gelişimine ivme kazandıracak ortak çalışmaların sürdürülmesi konusunda fikir birliğine varıldı. ULUSKON Malatya İl Başkanı Özcan Polat, nazik ev sahipliği ve misafirperverliklerinden dolayı Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na ve TSO Yönetim Kurulu üyelerine teşekkür etti.
Ankara Lüküs Hayat Sigortası ile borçsuz araç sahibi olmanın yolu açıldı Maher Holding çatısı altındaki Quick Hayat ve QCAR’ın ortaklaşa geliştirdikleri Lüküs Hayat, hayat sigortacılığında yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Düşük primler ve vergi avantajı ile hayat sigortası yaptıranlar araç sahibi olacak. Quick Hayat, yeni çıkardığı ‘Lüküs Hayat Sigortası’ ile isteyen herkesi araç sahibi yapacak. Düşük primler ve vergi avantajı ile hayat sigortası yaptıranlar, araç sahibi olacak. İsteyen Lüküs Hayat Sigortası’nı tasarruf aracı olarak da kullanabilecek. Lüküs Hayat, özellikle araç sahibi olmakta zorlanan gençler için ideal bir ürün olarak görülüyor. Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Lüküs Hayat Sigortası’nın QuickFinansall ekosisteminin en iyi örneklerinden biri olduğunu ve sigorta dışındaki grup şirketlerinin işbirliği ile oluşturulduğunu söyledi. Yaşar, Lüküs Hayat’ın alışılagelmiş hayat sigortasının dışında inovatif bir ürün olduğunu ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda geliştirildiğini belirterek, ilk kez hayat sigortasının içine araç edinme opsiyonunun eklendiğini vurguladı. Yaşar, hayat sigortacılığının bu tarz yenilikçi ürünlerle gelişeceğini de sözlerine ekledi. "Lüküs Hayat, gençlerin ihtiyacını karşılayacak" Quick Hayat Sigorta Genel Müdür Vekili Volkan Terzioğlu, yaptıkları araştırmalar kapsamında araç edinme talebinin özellikle genç çalışanlar arasında yoğunlaştığını tespit ettiklerini söyledi. Buna karşın yüksek kredi maliyetleri, toplu ödeme baskısı ve borçlanma korkusu nedeniyle bu talebin sürekli ertelendiğini vurgulayan Terzioğlu, ihtiyacı karşılamak için Lüküs Hayat ürününü geliştirdiklerini kaydetti. Terzioğlu, "Bu ürün, hayat sigortasının sağladığı yüzde 40’a varan vergi avantajını, dövize endeksli değer korumasını ve güvenilir uzun vadeli finansal planlamayı QCAR’ın ortak sahiplik yaklaşımıyla birleştirerek tamamen yeni bir araç edinme penceresi açıyor. Borçlanmak istemeyen ancak güçlü bir finansal gelecek kurgulamak isteyen bireylere ister birikim imkanı, isterse de araç edinme fırsatı sunuyor. Bu nedenle Lüküs Hayat’ı finansal verimlilik ve mobiliteyi aynı anda optimize eden vizyoner bir sigorta yaklaşımı olarak görüyorum" dedi. "Lüküs Hayat’ın sunduğu imkanlar" Sigortalı, poliçenin başında satın almak istediği aracın bedelini kendi belirliyor. Quick Hayat, araç bedeli karşılığında ödenecek prim tutarlarını tespit ediyor. Belirlenen tutarın değer kaybetmemesi için dolar veya avro olarak belirlenen primleri sigortalı aylık ve TL olarak ödüyor, döviz olarak birikiyor. Sigortalı primleri öderken hayat sigortasının sunduğu yüzde 40’lık vergi indiriminden yararlanıyor. Böylece aylık ödenecek tutar azalıyor. Sigortalının Lüküs Hayat’taki birikimi araç bedelinin yüzde 25’ine ulaştığında QCAR tarafından ‘birlikte araç edinme opsiyonu’ devreye giriyor. Sigortadaki birikim tutarı ve sigortalının katkıları araç bedelinin yüzde 50’sine ulaştığında ise araç için ortak sahiplik modeli uygulanıyor ve sigortalı, aracın kullanım bedelini ödemeye başlıyor. Araç sahibi olmak istemeyen sigortalılar ise ilk 2 yıl düşük kesinti oranıyla, ikinci yıldan sonra ise hiçbir kesinti olmadan birikmiş değerini alıp sistemden çıkabiliyor.
Edirne Prof. Dr. Yeninar: "Arı ölümlerinin çoğu kışlamaya bağlı ortaya çıkıyor" Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, son yıllarda Türkiye’de ve dünyada görülen arı ölümlerinin büyük bölümünün kışlamaya bağlı ortaya çıktığını söyledi. Edirne İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından arıcılara yönelik "Arı Yetiştiriciliği, Arı Hastalıkları ve Arı Ürünleri Üretimi" konulu eğitim toplantısı gerçekleştirildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya eğitmen olarak katılan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, arıların biyolojik yapısı, etraftaki şartlara uyum süreçleri, hastalıklarla mücadele yöntemleri, verimli arıcılık uygulamaları, kışlatma süreci ve koloni yönetimi gibi konularda bilgiler verdi. Toplantıda özellikle son yıllarda arıcılıkta karşılaşılan hastalıklar, koloni kayıplarının nedenleri ve alınabilecek önlemler üzerinde durulurken, üreticilerin soruları da cevaplandı. Eğitimin arıcılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ve ürün kalitesinin artırılması açısından önemli olduğu vurgulandı. Toplantıda arıcıları bilgilendirerek sorularını cevaplayan Prof. Dr. Halil Yeninar, arıların kışlama sürecinin arı ve kolon bazında yürütülmesi gerektiğini ifade etti. "Kış arıları 8 aya kadar yaşayabilir" Prof. Dr. Yeninar, "İşçi arılar kendi içinde ikiye ayrılır. Dışarıdan bakınca bunu fark edemezsiniz. Biri yaz arısıdır, birisi kış arısıdır. Yaz arısı 45 gün yaşar, kış arısı ise 8 aya kadar yaşayabilir. Genetiğine göre. Her arı her yerde kışlamaz. Muğla arısını Edirne’ye getirip karasal iklimde kışlatmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız. Çünkü sıcak bölge arıları kışlama için yeteri kadar vücutlarına gıda maddesi toplamazlar. O yüzden her arı her yerde yaşayamaz. O yüzden etrafınızla uyumlu genetik özelliğe sahip bir arı ırkına ihtiyacınız var. Sadece ırk demeyelim ırk, ekotip, ticari melez" ifadelerine yer verdi. "Arıcılıkta dünyada ikinci sıradayız" Edirne İl Tarım ve Orman Müdürü İslam Köse ise yaptığı konuşmada, arıcılığın kırsalda yaşayan vatandaşlar için ekonomik yönünün yanında kültürel değeri olan çok kıymetli bir üretim modeli olduğuna değindi. Türkiye’nin arıcılıkta dünyada ikinci sırada yer aldığını söyleyen Köse, "Hem bal üretiminde hem de kovan sayısında Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyoruz. Amacımız daha kaliteli arı ürünleri üretmek, bunları daha profesyonel yapmak, özellikle balın yanında katma değerli ürünleri geliştirmek ve bu kapsamda ilerlemeyi amaçlıyoruz" dedi. Bakanlık tarafından 2003 yılından bu yana arıcılığa ciddi destekler sağlandığını vurgulayan Köse, ülke genelinde 2,6 milyar Türk lirası, Edirne’ye bakıldığında 25 milyon TL’ye yakın bir destek sağlandığını ifade etti. Köse, üreticilere yönelik destekler, çalışmalar ve projelerin sürdürülmeye devam edeceğini aktardı. "Edirne’de 72 bin adet kovan bulunmaktadır" Edirne’de 72 bin kovan bulunduğunu ve yıllık yaklaşık 700 ton bal üretildiğini aktaran Köse, karaçalı balı için başlatılan coğrafi işaret süreciyle birlikte Edirne balının markalaşmasını hedeflediklerini söyledi.