SAĞLIK - 23 Ocak 2016 Cumartesi 12:31

Hepatit Akademisi Antakya'da Toplandı

A
A
A
Hepatit Akademisi Antakya'da Toplandı

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) tarafından düzenlenen Hepatit Akademisi’nde, tüm yönleri ile hepatit ele alındı.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) tarafından düzenlenen akademide hepatitten korunma yöntemleri ve dünya üzerindeki tedavi yöntemleri de konuşuldu.
"BİLİM OTORİTELERİNE KULAK KABARTILMASINI ÖNERİYORUZ"
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül yaptığı konuşmada toplumda aşı karşıtlarının olduğunu ve geçtiğimiz günlerde bunun bir dava ile gündeme geldiğini kaydetti. Ergönül, “Geçtiğimiz günlerde ikiz çocuklarına Hepatit B aşısı yaptırmak istemeyen ailenin, açılan davayı kazanması bizim memnuniyetle karşıladığımız bir gelişme değil. Sağlık Bakanlığı ve konu ile ilgili uzman dernekler aynı çerçevede olmak üzere bir açıklama yapmıştı. Bunlar Türkiye’nin önde gelen bilim otoriteleri sağlık otoriteleri olarak aşının bireye bırakılacak bir hak olmadığını, toplumsal bir sorun olduğunu düşünerek yani aşı olmayan kişilerin başka insanların hasta olmasında rol oynayabileceği düşüncesi ile kişinin ilaç alır gibi bireysel tercihinden ziyade kamusal bir başlık olmasından kaynaklı bireye bırakılamayacağını bildirmişti. Ancak yargının , bilim ve sağlık otoritelerinden farklı yönde düşündüğünü görüyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Bilim otoritelerine kulak kabartılmasını önerdiklerini belirten Prof Dr. Ergönül,“Daha önce çokça yapılan çalışmalarla gösterildi. Buna karar verecek mekanizma yeri yargı değildir. Bilim otoriteleridir. Bilim otoritelerinin görüşü alınır. Bilim otoritesi derken binlerce yıllık bilimin getirmiş olduğu bilgi birikiminin ve deneyimlerinin tecrübelerin ışığında söylenen bir söz ağırlığı var bir yanda , diğer yandan da kabaca söylenen bir olgudan yola çıkan bir yaklaşım var, ikisinin ağırlıkları çok farklı. Bunun taktir edilmesini, toplumun da bunu taktir etme gücüne sahip olmasını diliyoruz’’ şeklinde konuştu.
"HEPATİT B AŞISI YAŞAM BOYU KORUYOR"
KLİMİK Derneği, Viral Hepatit Çalışma Grubu Başkanı, Prof.Dr. Bilgehan Aygen,Türkiye’de yeni doğanların hepatit B’ye karşı zorunlu olarak aşılanması sayesinde , 15 yaş altı grubunda hepatit olgularının azaldığını vurguladı. Aygen, ‘‘Hepatit C’den korunmak için aşı bulunmuyor. Hepatit B aşısı ise uzun yıllardır uygulanıyor. Dünyada rutin yeni doğan aşılamasında yüzde 90’a ulaşıldığında Hepatit B’ ye bağlı ölüm oranının yüzde 84 azalacağı ön görülüyor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından, 1998 yılında uygulamaya konulan ulusal hepatit B aşılama programı doğrultusunda yeni doğanlar ve risk gruplarının aşılanması başlatılmıştı. 2005 yılında ise ilk-öğretim okullarında adolesan aşılaması programı gündeme geldi. Sağlık Bakanlığı 2013 istatistik verilerine göre aşı uygulama oranının yüzde 99’un üstüne çıktığı, özellikle 15 yaş altı grupta akut viral hepatit olgularında belirgin azalma olduğu ve sağlık çalışanlarında aşılanma oranlarının arttığı görülmekte’’ diye konuştu.
“HEPATİT B AŞILARI GÜVENLİ VE ETKİNLİĞİ YÜKSEK AŞILAR “
Hepatit B aşılarının güvenli ve etkinliği yüksek aşılar olduğunu söyleyen Prof Dr. Aygen,”Hepatit B aşıları kansere karşı geliştirilmiş ilk aşılar olarak bilinmektedir. Hepatit B virüs enfeksiyonu kronik karaciğer hastalığı, siroz ve karaciğer kanseri gibi önemli komplikasyonlara yol açar. Ülkemiz bu enfeksiyonunun sıklığı açısından orta endemisite (yaşam boyu infeksiyon riski yüzde 20-60) bölgesinde bulunmaktadır. Dolayısıyla hepatit B virüs enfeksiyonunun hem dünyada hem de ülkemiz de önemli bir enfeksiyon hastalığı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Böyle bir gerçek karşısında ise, önemli olan etkinliği kanıtlanmış aşı ile korunulması mümkün olan bu enfeksiyon hastalığına karşı aşısının mutlaka yapılması gerekliliğidir “dedi.
Aşı serisini tamamlayanların yüzde 95’inden fazlasında koruyucu antikor düzeyinin geliştiğini ve aşının sağladığı koruyuculuk süresinin en az 20 yıl (büyük olasılıkla yaşam boyu) olduğunu sözlerine ekleyen Aygen,”Hastalık korkusunun azalması aşı komplikasyonlarının önem kazanmasına ve aşıya güvenin azalmasına yol açmaktadır. Oysaki bu durum hastalığın görülme sıklığında artışa neden olarak çok daha olumsuz sonuçlara götürebilir” ifadelerini kullandı.
“ AŞIYA BAĞLI YAN ETKİLER BULUNMUYOR”
Aşıya bağlı yan etkilerin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Bilgehan Aygen, “Çocukluk yaş grubu birçok nörolojik ve metabolik hastalığın belirtilerinin saptandığı ve tanı konulduğu bir yaş grubudur. Aşı yapıldıktan sonra ortaya çıktığı için aşıya bağlı olduğu sanılan, ancak altta yatan başka bir hastalığın ilk bulgusu olarak ortaya çıkan sorunlar da aşı yan etkileri olarak değerlendirilebilir. Aşılara karşı toplumda güven sağlanması aşı programlarının sürdürülebilmesi için çok önemlidir. Hem ülke hem de aşı yapılan üniteler açısından güvenli aşılama sistemleri kurulmalı ve yan etki bildirim raporlamaları mutlaka yapılmalıdır” dedi.
HEPATİTTEN KORUNMAK İÇİN MUTLAKA AŞI YAPILMALI
KLİMİK Derneği, Hepatit Akademisi Düzenleme Kurulu Başkanı, Dr. Yunus Gürbüz, ise hepatite B’den korunmak için mutlaka aşı yaptırmak gerektiğini söyledi.Gürbüz,‘‘Global olarak, Sirozun yüzde 57 sinden HBV, yüzde 27’ sinen HCV sorumludur. Bu iki infeksiyon karaciğer kanserinin yüzde 50’ sinden fazlasından sorumludur. Türkiye de karaciğer kanserlerinin yüzde 66’sından hepatit B virüs, yüzde 29’undan hepatit C virüsünün sorumlu olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur. Ülkemizde yapılan bir çalışmada karaciğer nakli yapılan hastaların yüzde 61’inden hepatit B ve hepatit C virüsünün sorumlu olduğu saptanmıştır’’ şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.