EKONOMİ - 06 Ekim 2017 Cuma 11:08

Her iki aile şirketinden biri kurumsallaşma sürecinde

A
A
A
Her iki aile şirketinden biri kurumsallaşma sürecinde

TKYD Aile Şirketleri Öncelikleri Anketi’ne göre; ankete katılan şirketlerin yaklaşık yüzde 60’ında aile anayasası bulunmuyor.

TKYD Aile Şirketleri Öncelikleri Anketi’ne göre; ankete katılan şirketlerin yaklaşık yüzde 60’ında aile anayasası bulunmuyor. Her iki aile şirketinden birinde kurumsallaşma sürecinin halen devam ettiği sonucunun çıktığı ankete göre, aile şirketlerinin yüzde 75’inde en önemli gündem maddesi ise mali konular.


Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından aile şirketlerinin kurumsallık düzeyini ölçümlemek üzere gerçekleştirilen ‘Aile Şirketleri Öncelikleri Anketi’ açıklandı. Anket sonuçları, her iki aile şirketinden birinde kurumsallaşma sürecinin devam ettiğini, kurumsallaşma konusundaki en büyük sıkıntının ise bir sonraki nesle devir konusunda yaşandığını ortaya koydu.


Türkiye’deki aile şirketlerinin yüzde 60’ında aile anayasası yok


Türkiye’de faaliyet gösteren aile şirketlerinin, kurumsal yönetimin temel göstergeleri olan sahiplik ve kontrol, aile anayasası oluşturulması, aile yönetim ilişkilerinin belirlenmesi, hissedar olma durumu, çatışma yönetimi sistematiği oluşturulması, haleflik planı yapılması, hissedar sözleşmesi hazırlanması gibi kriterlerle ölçümlendiği TKYD Aile Şirketleri Öncelikleri Anketi’ne göre; ankete katılan şirketlerin yaklaşık yüzde 60’ında aile anayasası bulunmuyor. Her iki aile şirketinden birinde kurumsallaşma sürecinin halen devam ettiği sonucunun çıktığı ankete göre, aile şirketlerinin yüzde 75’inde en önemli gündem maddesi ise mali konular.


Aile şirketlerinin gelecek planlarında profesyonel yönetim birinci sırada


Aile şirketlerinin gelecek planları arasında sırasıyla profesyonel yönetim (yüzde 52), nesil devri (yüzde 37), birleşme-bölünme (yüzde 21), teknolojik dönüşüm (yüzde 37), sermaye güçlendirme (yüzde 43) yer alıyor. Anket sonuçlarına göre, geleceğe ilişkin potansiyel tehditlerde yüzde 48 oranında nesil devir planlama eksikliği ve yüzde 46 oranında profesyonelleşememe yer alıyor. Aile şirketlerinin gelecek planlarındaki en önemli gündem


maddesini ise yüzde 52’lik oranla profesyonel yönetim oluşturuyor.


Sadece yüzde 23’ü şirket anayasasına sahip


Şirketin ana hissedarı olan ailelerde şirket anayasasına sahip olanların oranı ise yüzde 23. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 27’si kendisini kurumsal bir şirket olarak görürken, her iki aile şirketinden birinde kurumsallaşma süreci devam ediyor.


Hissedarlık politikasına sahip olma oranı yüzde 33


Ankette, aile şirketleri arasında yurtdışı merkez ofisi bulunanların oranı yüzde 32 olarak belirlenirken; hissedar olanların oranı birinci kuşakta yüzde 15, ikinci kuşakta yüzde 21, üçüncü kuşakta yüzde 7. Hissedarlık politikasına sahip olma oranı ise yüzde 33. Sadece yüzde 22’si aile üyelerinin şirket yönetiminde yer almasını sağlayan yazılı kural ve kriterlere (halefiyet planlaması vb.) sahipken, yüzde 64’ünde bu tür kurallar yer almıyor.


Aile şirketlerinin yaklaşık yüzde 56’sı yönetim kurulunda aileden olmayan üyelere yer veriyor. Çalışanlarının görev ve sorumluluklarını yazılı olarak belirleyen şirketlerin oranı ise yüzde 72. Şirketin ana hissedarı olan ailelerin yaklaşık yüzde 53’ünde aile konseyi bulunmuyor.


“Aile şirketlerinin en büyük sorunlarından biri kuşak geçişi”


Anket çalışmasının Türkiye’deki aile şirketlerinin güncel durumu ile ilgili önemli çıktılar sunduğunu, aile şirketlerinin en büyük sorunlardan birinin ise kuşak geçişi olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır şunları söyledi: “Kuruluş dönemindeki sancıları başarıyla atlatan şirketlerde klasik evreler incelendiğinde kurucu, ikinci kuşak ve üçüncü kuşak olarak sıralanan kuşak geçişlerinde en büyük sorunun üçüncü kuşağa geçiş aşamasında yaşandığı gözlemleniyor. İlk iki kuşağın üçüncü kuşak tarafından sunulan değişim önerilerine karşı kapalı olması sorunu oluşturan etkenlerden biri. Diğer sorun ise şirketin gelişimine paralel olarak büyüyen aile ya da ailelerin bireylerinin artması. Buradaki en önemli hata, kuralların genel bir uzlaşma ile hazırlanmaması. Ailenin sayısal olarak büyümesinden önce bu planlamanın yapılması şirketi birçok riskten uzak tutacaktır. Aile anayasasının hazırlanması, gelecek kuşakların yönetime hazırlanması ve buna dair bir haleflik planının yapılması, yeterli iç denetim ve iç kontrol mekanizmalarının oluşturulmasında kritik önem taşıyor. Bununla birlikte, aile şirketlerinin gelecek planları arasında profesyonel yönetimin ilk sırada yer alması kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesi adına umut verici. TKYD olarak düzenlediğimiz kurumsallık eğitimleri ve çalıştaylarla yaşanan zorlukların aşılmasında profesyonel destek sağlamaya devam edeceğiz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta minik yürekleriyle yazar oldular Tokat’ta ilkokul öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Tokat’tın Artova ilçesinde Gazipaşa İlkokulu öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Gazipaşa İlkokulu Okul Müdürü Göksel Taslıoğlu’nun öncülüğünde ve İlçe Kaymakamı Erkan Atam’ın desteğiyle gerçekleşen proje, ilkokul öğrencilerinin edebi yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefledi. Finale kalan 6 hikâye, özenle derlenerek "Minik Kalplerden Öykü ve Masallar" adıyla basılan bir kitap haline getirildi. 400 adet basılan bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da destekleniyor. Öğrencilerin küçük yaşta yazarlık deneyimi kazanmaları ve eserlerinin basılması, gelecekte ünlü yazarlar olma hayallerini besliyor. Projenin başarıyla tamamlanmasıyla birlikte, Artova Gazipaşa İlkokulu öğrencileri Türkiye’de ilk kez ilkokul düzeyinde kitap yazma ve yayınlama başarısına imza atmış oldu. Bu proje, öğrencilere yaratıcılık ve yazma becerilerini geliştirme fırsatı sunarken dil ve kültür zenginliğinin korunmasına da katkı sağlıyor. “Sadece Artova’da değil Türkiye’de okunması gerekiyor dedik” Proje hakkın da bilgiler veren Artova Kaymakamı Erkan Atam; “Gazipaşa İlkokulu öğrencilerimiz Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma yarışması düzenlemişti. Bu yarışma sonucunda öğrencilerimizin de gerçekten yetenekli olduğunu da görmüş olduk. Bu hikayelerin sadece Artova’da değil tüm Türkiye’de okunması gerektiğini düşündük. Bizler de öğrencilerimize destek olarak bu öykü ve hikayeleri kitaplaştırarak kamu kuruluşlarına ve kütüphanemize dağıttık” dedi. “Çocuklarımız projenin ruhunu kavramış” Projenin dil bilincinin gelişmesi açısından önem arz ettiğini belirten Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır ise “Küçük çocuklarımızın projenin ruhunu kavramaları ve bu çerçevede de metinler hazırlamaları dil bilincinin gelişmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca bu yapılan çalışmanın okul müdürünün gayretleri, ilçe milli eğitim müdürümüzün organizesi ve ilçe kaymakamımızın da projeye sahip çıkmasıyla kitaplaşması da çok güzel bir ürünün ortaya çıkmasına vesile olmuş” diye konuştu. “Minik yürekleriyle yazılar yazan yazarlarımız var” Kitap hakkında bilgiler veren Artova Gazipaşa İlkokulu Müdürü ve kitabın editörü Göksel Taslıoğlu, “Dilimizin zenginlikleri projesi kapsamında öğrencilerimizle bir yarışma düzenledik. Bu yarışma sonucunda güzel yazılarını ölümsüzleştirmek istedik ve bugüne geldik. Artık onların kitapları var. Minik yürekleriyle kocaman yazılar yazan yazarlarımız var” dedi. Kitabın yazarı ilkokul öğrencileri ise büyüdüklerinde ünlü bir yazar olma hayali kurduklarını ifade etti.
Ankara Avrupa Komisyonu Uyum ve Reformlardan Sorumlu Komiseri Ferreira Türkiye’de ziyaretlerde bulundu Avrupa Komisyonu Uyum ve Reformlardan Sorumlu Komiseri Elisa Ferreira, Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüşmeler gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Avrupa Komisyonu Uyum ve Reformlardan Sorumlu Komiseri Elisa Ferreira, 25-26 Nisan tarihlerinde Gaziantep ve Ankara’da temaslarda bulundu. Ferreira, ziyareti çerçevesinde Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerde AB tarafından deprem bölgesindeki illerde kullanılmak üzere AB Dayanışma Fonu’ndan Türkiye’ye sağlanan 400 milyon avroluk fon ve ilerleyen süreçte yapılacak çalışmalar ele alındı. Ayrıca Komiser Ferreira ile Bakan Yerlikaya’nın görüşmede Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde sınır ve göç konularına da değindiği öğrenildi. Ferreira, Gaziantep’te ise Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ile birlikte Gaziantep Valisi Kemal Çeper ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile görüştü. Ferreira, AFAD ve Sağlık Bakanlığı temsilcileri eşliğinde Nurdağı Konteyner Kenti ve prefabrik hastanelerini de ziyaret etti. AB Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimleri koordinasyonunda yürütülen AB Dayanışma Fonu çerçevesinde Türkiye’ye sağlanan fon, deprem bölgesindeki illerde konteyner kent inşası, su altyapısının inşası ve iyileştirilmesi, hastane ve okul inşası ve kültürel mirasın korunması alanlarındaki projeler için kullanılacak.
Gaziantep Türkiye’nin Uzay Vizyonu GİBTÜ’de konuşuldu Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesinde (GİBTÜ) "Dijital Dünyada Türkiye’nin Uzay Vizyonu" konulu panel gerçekleştirildi. GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu, programın açılışında panelin konusunun üniversitenin misyonuyla örtüştüğünü söyledi. Dijital Dünyada Türkiye’nin Uzay Vizyonu GİBTÜ’de masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Uluslararası Kalkınma Toplum ve Düşünce Derneği (KATODER) Başkanı Sabiha Doğan’ın yaptığı panelde Prof. Dr. Fuat İnce (Bilişim Enstitüsü Kurucusu) “Yeni Uzay, Yeni Teknolojik Gelişmeler ve Fırsatlar”, Prof. Dr. Mehmet Emin Özel (Eski NASA Çalışanı) “Uzay ve Bilim”, Doç. Dr. Cüneyt Dirican (Astraekonomist-Dünya Gazetesi Yazarı) “Uzayda Ticari ve Ekonomik Fırsatlar, Tehditler ve Türkiye” Mali Müşavir İsmail Tekbaş (Araştırmacı-Yazar) “Uzay Keşifleri Doğrultusunda Yeni Bir Muhasebe Uzmanlığı Önerisi: Uzay Muhasebesi” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler. GİBTÜ öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği ve Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Kalkınma Toplum ve Düşünce Derneği (KATODER) iş birliğinde düzenlenen "Dijital Dünyada Türkiye’nin Uzay Vizyonu" konulu panel Rektörlük Konferans Salonu’nda yapıldı. “Dijital çağda bilgi çok hızlı gelişiyor” Panelin açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu, panelin konusunun üniversitenin misyonuyla örtüştüğünü ifade etti. Uzayın herkesin ilgisini çektiğini ifade eden Tarakçıoğlu, "Uzayla ilgili çalışmalar soğuk savaş yıllarına uzanmaktadır. Bu yıllarda bir taraftan ABD bir taraftan Sovyetler Birliği’nde uzaya gitme çalışmaları başlamış, ülkemizde ise 1985’te bünyesinde uzay araştırmaları merkezi kurulmuştur. Teknoloji çok hızlı ilerlemektedir. Treni bir kere kaçırınca bir daha yakalama şansınız olmuyor. Dijital çağda bilgi çok hızlı gelişiyor ve bu bilgiyi yakalamak hem çok kolay hem de çok zor. Eğer yakalayabilirseniz kopma şansınız olmaz ama treni kaçırırsanız bir daha yakalama şansınız olmayacaktır" dedi. Tarakçıoğlu, sağlıkla ilgili birçok aletin temelinde uzay araştırmalarının yer aldığına dikkati çekerek, "Mesela MR cihazı, bir görüntüleme cihazıdır; uzay araştırmalarının bir parçası olarak ortaya çıkmıştır" ifadelerini kullandı. “Öğrenciler için özel organizasyon” Panelin moderatörlüğünü yapan KATODER Başkanı Sabiha Doğan ise dünyada sivil toplum kuruluşlarının "Beşinci Güç" kabul edildiğini belirtti. Türkiye’de STK ve üye sayısını artırmak için çabaladıklarını dile getiren Doğan, bu organizasyonu da öğrencilere ulaşmak için düzenlediklerini kaydetti. “Uzay para getiren bir alan” Açılış konuşmalarından sonra panelistler söz aldı. Panelist ve Bilişim Enstitüsü Kurucusu Prof. Dr. Fuat İnce, “Yeni Uzay, Yeni Teknolojik Gelişmeler ve Fırsatlar” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. İnce, “Uzay bir prestij alanı değil sadece. Uzay bir bilim alanı da değil sadece. Uzay aynı zamanda bir teknoloji, bir ekonomi, bir ticaret, para getiren bir alan. Uzayın belirli kullanım alanları var. Uzay hukuku diye bir hukuk alanı var” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Mehmet Emin Özel, “Uzay ve Bilim” başlıklı sunumu yaptı. Özel, astroit madenciliğinin henüz çok ilerlemediğini bu alanın önümüzdeki yılarda çok büyük bir gelişme göstereceğinin altını çizdi. Dünya Gazetesi Yazarı ve astroekonomist Doç. Dr. Cüneyt Dirican da, “Uzayda Ticari ve Ekonomik Fırsatlar, Tehditler ve Türkiye” başlıklı sunumunu yaptı. Dirican, robotların artık günümüzün gerçekleri olduğunu ve uzay savaşlarının çoktan başladığını vurguladı. Dirican, Türkiye’nin uzay kuvvetlerini kurması gerektiğini de savundu. “Uzaya kim hâkim olursa vergiyi o alacak” Araştırmacı-Yazar ve Mali Müşavir İsmail Tekbaş ise “Uzay Keşifleri Doğrultusunda Yeni Bir Muhasebe Uzmanlığı Önerisi: Uzay Muhasebesi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tekbaş, geleceğin meslekleri arasında en önemli olanlarından bir tanesinin robot tamirciliği olacağını savundu. Tekbaş, “ Matrix filmi gerçek oluyor. Geleceğin meslekleri arasında en önemli olanlarından bir tanesi robot tamirciliği. 2030 yılında 50 milyar cihazın birbirine bağlanılacağı düşünülüyor. Gelecekte bazı insanların metaversede yaşamayı önceleyerek zamanının büyük bir bölümünü bu sanal dünyada geçireceği öngörülmektedir. Uzay insanlık için hep bir merak konusu olmuştur. İnsanlık var olduğu süreden beri uzay merak konusu olmuştur. Uzayda vergi olacak mı? Uzaya kim hâkim olursa vergiyi o alacak. Uzay yeni bir vergi cenneti olabilir” diye konuştu. Panele Büyükşehir Belediye Başkanvekili Feray Yılmaz, GİBTÜ Genel Sekreteri Mehmet Emin Arslan, davetliler ve öğrenciler katıldı.