POLİTİKA - 28 Mart 2024 Perşembe 15:46

İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı hakkında konuşan Kurum: “Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar”

A
A
A
İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı hakkında konuşan Kurum: “Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar”

İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar Tanıtım Toplantısı’nın lansmanı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı hakkında konuşan Kurum, “Dini, dili, ırkı, inancı, mezhebi ne olursa olsun o anlayışla çalışacağız. Onların ne yaptığıyla ilgilenmiyoruz. Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar. İşe başlama töreni ve farklı farklı törenler yaparak gündemi başka noktalara çekmeye çalışıyorlar ama nafile” dedi.


Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Şişli’de bir otelde düzenlenen İstanbul İçin Hızlı ve Sağlam Adımlar Tanıtım Toplantısı’nın lansmanında ilk 6 ay ve 1 yıllık acil eylem planını detaylı bir şekilde anlattı. Kurum, program çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İBB’ye ait iştiraki şirketlerde maaş konusunda yaşanan grevlerle ilgili soruları yanıtlayan Kurum, adaletin meydanlarda gezmekle sağlanamadığını belirtti. Kurum, İmamoğlu’nun Kürtçe seçim şarkısı çıkarması ve mal beyanı ile ilgili değerlendirmelerini de paylaştı.



“Mal beyanını 1 gün önce farklı, 1 gün sonra farklı vermez”


Bir gazetecinin “Ekrem İmamoğlu’nun 1,5 milyarlık villa mevzusu olduğunu, Murat Kurum’un başına böyle bir şey gelse ne olurdu? sorusunu cevaplayan Kurum, “Murat Kurum’un başına böyle bir süreç gelmez. Çünkü Murat Kurum milletten bir şey gizlemez, saklamaz. Mal beyanını 1 gün önce farklı, 1 gün sonra farklı vermez. Mal beyanını verip 1 gün sonra 1,5 milyarlık malı olmaz. Üstüne böyle bir malı geçirmez. Biz kendimizle, kendi işlerimizle ilgileneceğiz. İstanbul’a mal beyanı niye açıklanmadı, bunu kendilerinin net bir şekilde açıklaması, ifade etmesi gerekir. Maalesef bunları hala açıklamıyorlar. Bunları soracak televizyon programlarına katılmaktan imtina ediyorlar. Hatırlamıyoruz, vaatlerimiz unuttuk, balya balya paralarını cevaplarını vermekten imtina ediyorlar. İstanbullular 31 Mart geldiğinde sandıkta hesabı kesecekler. İstanbullular sandıkta kendilerini unutanlara, kendisinin zor gününde yanında olmayıp balya balya kuleler yapanlara 31 Mart’ta gereken cevabı verecek” diye konuştu.



“Biz bu projeleri tüm İstanbul’la birlikte yapacağız”


Tanıtım toplantısı ile ilgili konuşan Kurum, “Şu çalışma bizim için çok kıymetlidir. İstanbul’un içine düşmüş olduğu durumu ve bu durumdan kurtarabilmek adına atacağımız adımları burada ifade etmeye çalıştık. CHP’li yönetimin 5 yılda yaptığı işlerin 6 ayda, 1 yılda nasıl yapılacağını tüm İstanbul’a anlatmaya çalıştık. Biz bu projeleri tüm İstanbul’la birlikte yapacağız. İstanbul’un, İstanbulluların yüzü gülecek. Hep birlikte o huzuru ve mutluluğu hissedeceğiz” dedi.



“Davranışlarınızla samimi, yaptıklarınızla adaletli olacaksınız”


Kendisine yöneltilen ‘Şu anda İBB’ye ait iştiraki şirketlerinde maaş konusunda yaşanan grevler hakkında neler söylemek istersiniz?’ soruyu yanıtlayan Kurum, “O haksızlıkları gidermemiz lazım. ‘Hak, hukuk, adalet’ deyip meydanlarda gezmekle adalet sağlanmıyor. Bir kere adaletli olacaksınız. Davranışlarınızla samimi, yaptıklarınızla adaletli olacaksınız. Dürüst olacaksınız, mal beyanınızı gizlemeyeceksiniz. Dolayısıyla biz attığımız her adımda dürüst, samimi olacağız. İstanbullular bu dürüstlüğü her alanda görecekler. 5 yıldır İstanbul’un gündemine gelen taksi sorununun 6 ayda çözüldüğünü göreceksiniz. 6 ayda o yarım bırakılan metroların nasıl bitirildiğini, 5 yıldaki o hatlardan daha fazla hattın nasıl açıldığını, depremle ilgili 5 yılda yapılan işlerin daha fazlasının 6 ayda nasıl yapılabildiğini tüm İstanbul’a göstereceğiz. Bu süreçleri hep birlikte yürütüyor olacağız” şeklinde konuştu.



“Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar”


Kurum bir gazetecinin ‘Sayın İmamoğlu Kürtçe bir seçim şarkısı çıkardı, son zamanlarda Kürtçe kelimeleri de dillendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna ise, “İstanbullular 5 yıldır samimiyetin olup olmadığını gördüler. Kim samimi, kim değil, kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor bunu net bir şekilde ortaya koydular. Artık 2 gün sonra 31 Mart’ta İstanbullular kendilerine hizmet edenle, etmeyeni, doğru söyleyenle söylemeyeni sandıkta ayıracaktır. Biz tüm İstanbulluların oyuna talibiz. Burası tüm etnik kökenlerin, inanışların, tüm medeniyetlerin bir arada yaşadığı yer. İstanbul’u böyle tarif ediyoruz. Bizim kimseyle bir sorunumuz yok. Bizim kırmızı çizgimiz terördür. Dolayısıyla bunun dışındaki her bir vatandaşımız başımızın tacıdır. Dini, dili, ırkı, inancı, mezhebi ne olursa olsun o anlayışla çalışacağız. Onların ne yaptığıyla ilgilenmiyoruz. Ne yapsak da milletimizin aklını çelsek diye uğraşıyorlar. İşe başlama töreni ve farklı farklı törenler yaparak gündemi başka noktalara çekmeye çalışıyorlar ama nafile” diyerek yanıt verdi.


‘Muammer Keskin’in paralar ile ilgili adliyeye ifadeye gitmesi hakkında ne diyeceksiniz?’ sorusuna cevap veren Kurum, “Adli süreç yürüyor. Hakimlerimiz, savcılarımız takip ediyor, gereği yapılacaktır” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta kayak tarihi kitap oldu Türkiye’nin kayak tarihi açısından önemli bir yere sahip illerinden bir tanesi olan Sivas’ın kayak tarihi kitap oldu. Yapılan araştırmalar sayesinde Türkiye’de ilk kayak okulunun Sivas’ta askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Sivas’ta yaşayan ve yaklaşık 26 yıl Türk milli takımını çalıştıran Kayak antrenörü İlhan Erzurum, hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce bir adım attı. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerini tek tek araştıran Erzurum, Sivas’ın kayak kronolojisi çıkarmayı başardı. Araştırmalar sırasında Türkiye’nin ilk kayak okulunun 1917 yılında Arif Hikmet Koyunoğlu tarafında Sivas’ın Suşehri ilçesi Buldur köyünde, askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Bu zengin geçmişe ışık tutan İlhan Erzurum’un ‘Sivas Kayak Tarihi’ kitabı Türkiye’nin ilk kayak merkezinden günümüze kayak sporunun gelişimi ve Sivas’ın bu alandaki öncü rolünü anlatıyor. “Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır” İlhan Erzurum, Türkiye’de kayak sporunun askeri amaçla başladığını ifade ederek, “Sivas’ın kayak kronolojisi çok zengin. Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır. Sivil hayata geçmesi 1930 yıllarına denk gelir. Ama Türkiye’nin ilk resmi kayak okulu Suşehri Buldur köyünde Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından açılmıştır. Kronolojisi bu kadar zengin olan bir şehir. 1917 yılında ilk resmi kayak okuluyla başlayıp 1930’lu yıllarda kayakla ilgili sempozyumların yapıldığı Türkiye’nin ilk kayak kulüplerinden Yıldız Dağı Kayak Kulübü, 1933 yılında Sivas’ta kurulmuştur. Türkiye’nin katıldığı ilk kış olimpiyatlarına giden dört sporcudan birisinin Sivaslı olması ve ilerleyen yıllarda da olimpik sporcuların olması ve bugün totalde 30 - 40’a yakın milli sporcunun yetişmiş olduğu görüyoruz. Turizm ayağında da uzun yıllar hayalleri kurulmuş olan Yıldız Dağı kış sporları merkezi Sivas’ta dördüncü kayak merkezidir. Türkiye’nin en modern kayak merkezlerinden birine sahip olmamız hasebiyle bu bilgilerin bir şekilde toparlanması gerekliydi. Ben de bunları toparlayıp bir kitap haline dönüştürüp gelecek nesillere aktarmak istedim” dedi. “Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış” Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihinin eşzamanlı başladığını aktaran Erzurum, “Kitabımın ofis çalışması üç yıl sürdü. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerinde araştırmalar yaptım. Kitabın neredeyse yüzde 90’ı zaten gazete arşivlerinden temin edildi. Hiçbirisi ansiklopedik bilgiler değil. Bir iki kitaptan faydalandım. Ama bunun dışındakilerin hepsi gazete arşivleri ve ansiklopedik bilgi olmayan bilgiler, gün yüzüne çıkmamış bilgiler. Kayak Türkiye’de askeri amaçla başladı ve 1. Dünya Savaşı’nda Rusların ülkeye girmesi ile birlikte Arif Hikmet Koyunoğlu ki bu kişi Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından bir tanesidir. Türkiye’deki birçok ünlü binanın mimarlarından birisidir. Balkanlar’da savaşmış bir yedek subay. Giderken öğrendiği Suşehri Buldur köyü havzasında kaldığı için Rusların Anadolu’ya girmesi ile birlikte de orayı güvenli ve karın çok olduğu bir bölge olması sebebiyle ilk kayak okulunu orada açmıştır. Ama bu askeri amaçlıdır. Sivil hayata geçmesi Cumhuriyet kurulduktan sonra halk evleri aracılığıyla 1930’lu yıllara denk gelmektedir. Orada da Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış ve ilerlemiştir” diye konuştu. “Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor” Erzurum, Kayak sporu çalışmalarının Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başladığını ifade ederek, “Türkiye’de spor teşkilatının yapılanmasına kısaca baktığımız zaman Osmanlı döneminde Türkiye İdman Cemiyeti daha sonra Türkiye İdman Cemiyeti birliği ve sonra Beden Terbiyesi Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı’yla gelir. Genç Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında halk evleri kuruluyor. Halkın savaş sonrası moral motivasyonu yükseltmek için Türk gençlerini spor yapması için ve halk evlerinde sportif faaliyetler sanatsal, oyunsal faaliyetler başlıyor. Bu arada da 1930’lu yıllarda kayak sporu 3-4 tane spor branşında bir tanesi. Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor. Bunların başında da Erzurum,S ivas, Sarıkamış, Bursa Uludağ ve Ankara gibi iller geliyor. Kayseri ve bunlar ilk yıllarda halk evleri arasında çeşitli etkinlikler yaparak kayak sporunu geliştirmeye çalışıyorlar. Onlara kitabımızda genişçe yer verdik” şeklinde konuştu.