ASAYİŞ - 19 Eylül 2017 Salı 13:54

Nazlı Ilıcak FETÖ davasında ifade verdi

A
A
A
Nazlı Ilıcak FETÖ davasında ifade verdi

FETÖ’nün medya yapılanması davasında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen tutuklu sanık Nazlı Ilıcak ifadesinde, “İddianameye göre, ben attığım 11 tweetle, 1 kar topu fotoğrafıyla darbenin asli faili olmuşum.

FETÖ’nün medya yapılanması davasında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen tutuklu sanık Nazlı Ilıcak ifadesinde, “İddianameye göre, ben attığım 11 tweetle, 1 kar topu fotoğrafıyla darbenin asli faili olmuşum. Benim hakkımda cumhurbaşkanına hakaretten açılmış hiçbir dava yok. İddianamede, cumhurbaşkanına hakaretvari cümleler kullandığım yazılmış. Dosyadaki firari sanıklar darbeyi çağrıştırıcı ifadeler kullanmış olabilirler. Ben hangi cümlelerimle yapmışım bunu? “ diyerek, dosyanın firari sanıkları Bülent Keneş, Abdülkadir Balcı, Emre Uslu, Osman Özsoy ve Tuncay Opçin’in iddianamede yer alan söylemlerini hatırlattı.


FETÖ medya yapılanması davasında, aralarında Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan’ın da bulunduğu 6’sı tutuklu, 10’u firari 17 sanığın yargılanmasına devam edildi.


İstanbul 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül, Yakup Şimşek cezaevinden getirilirken, sanık Ahmet Hüsrev Altan duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi yöntemiyle katıldı. İzleyiciler arasında CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Milletvekili Altan Tan da yer aldı.


Duruşmanın başlamasıyla birlikte mahkeme başkanı, dosyaya gelen evrakları okudu. Başkan, yazar Nurettin Veren’in ‘tanık’ sıfatıyla ifadesinin alınması için, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan yazıya cevap geldiğini, ancak gizli tanık ‘Söğüt’ün ifadesinin alınması için ilgili yerlere yazılan yazıya cevap verilmediğini söyledi.


Dosya kapsamında haklarında yakalama kararı çıkarılan 10 sanığın yakalama emirlerinin infaz edilemediğini hatırlatan başkan, sanık Mehmet Altan’dan ele geçirilen 6 adet ABD Dolarının adli emanetten çıkarıldığını söyleyerek, mühürlü zarfdaki banknotları inceledi. Banknotların seri numaraları zapta geçirildi.


Daha sonra sanık Nazlı Ilıcak’a söz veren başkan, gelen evraklara ilişkin bir diyeceği olup olmadığını sordu. Nazlı Ilıcak, 3 ay önceki ilk duruşmada suçsuzluğu konusunda mahkemeyi ikna etmeye çalıştığını belirterek, “Duruşma sonunda suçlamaya ilişkin somut deliller bulunduğu gerekçesiyle tahliye kararı vermediniz. 3 aydır cezaevinde benim darbeyi bildiğim ve bu kasıtla zemin hazırladığıma ilişkin somut delil nedir diye düşünüyorum. Darbe olsa ben bakan mı olacaktım? Himmet paralarını cukkalayıp kendime menfaat mi sağlayacaktım? Kaç yaşına geldim, kimseden menfaat sağlamadım. Bu yüzden ben cezaevindeyim. Sağlayanlar içerde değil zaten, dışarıda” dedi.


Bunun üzerine mahkeme başkanı Ilıcak’a “Kimden bahsediyorsunuz? İsim zikredebilir misiniz?”diye sordu. Ilıcak ise, “Bilen biliyor. Genel anlamda söyledim. Sadece FETÖ’den menfaat sağlayanlardan bahsettim” diyerek herhangi bir isim vermedi.


“Attığım 11 tweetle , 1 kar topu fotoğrafıyla darbenin asli faili olmuşum”


İfadesine devam eden Ilıcak, “İddianameye göre, ben attığım 11 tweetle , 1 kar topu fotoğrafıyla darbenin asli faili olmuşum. Benim hakkımda cumhurbaşkanına hakaretten açılmış hiçbir dava yok. İddianamede, cumhurbaşkanına hakaretvari cümleler kullandığım yazılmış. Dosyadaki firari sanıklar darbeyi çağrıştırıcı ifadeler kullanmış olabilirler. Ben hangi cümlelerimle yapmışım bunu? “ diyerek, dosyanın firari sanıkları Bülent Keneş, Abdülkadir Balcı, Emre Uslu, Osman Özsoy ve Tuncay Opçin’in iddianamede yer alan söylemlerini hatırlattı.


“En yanlış insana bu darbeyi yamadınız”


Ilıcak, sanıklardan yalnızca Ahmet ve Mehmet Altan’ı tanıdığını söyleyerek, diğer sanıklara aynı dosyada olmasını eleştirdi. “Ben zaten niye bunlarla birlikte yargılandığımızı anlamadım. Yassıada’da Menderes ve arkadaşlarının başına gelenlerle, burada gazetecilerin başına gelenler aynı şey. Yassıada mukayesesini tarih tekerrür etmesin diye yaptım. En yanlış insana bu darbeyi yamadınız. 27 Mayıs’tan beri ben darbelerden nefret ederim. Her fırsatta darbe karşıtı yazarım. İddianamede FETÖ’nün amacına da hizmet ettiğim söyleniyor. 28 Şubat’ta canımı dişime taktım, karşı çıktım. Hatta işten ayrılmak zorunda kaldım. Zekeriya Öz, Oda TV operasyonunu başlattığında o dönemin Adalet Bakanı’nı aradım. Öz’e soruşturma açılamaz mı diye sordum. Açılamıyormuş” ifadelerini kullandı.


Duruşmaya ara verildi.


İddianameden


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca hazırlanan iddianamede Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın "TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, TC Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapsi isteniyor.


Haklarında yakalama kararı bulunan sanıklar Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin ve Emrullah Uslu’nun "TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, TC Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet 15’er yıldan 22,5 yıla kadar hapsi talep ediliyor. Diğer sanıklar için de değişen oranlarda hapis cezaları isteniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.