KÜLTÜR SANAT - 10 Mayıs 2024 Cuma 11:31

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

A
A
A

Beyoğlu'nda okul inşaatında ortaya çıkan 30 havan topunun bulunduğu tarihi Sütlüce Baruthanesi alanı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Nuri Killigil'in silah fabrikasına ev sahipliği yaptı.

Topların silah fabrikasından kaldığı değerlendirilirken, inşaatın temel kazısından Nuri Paşa'nın hazin hikayesi de yeniden gün yüzüne çıktı. Tarihçi Zafer Bilgi, “Nuri Paşa, Filistinli direnişçilere destek verdi ve silah noktasında onlara yardımcı oldu. Fabrikası bir sabah ansızın infilak etti. İsrail'e karşı verdiği mücadele nedeniyle Nuri Bey'in fabrikasının İngiliz veya İsrail ajanları tarafından infilak ettirildiği, suikasta kurban gittiği ve şehit olduğu yazıldı. Hazin olan da şu, 28 çalışanın cesetlerine dahi ulaşılamadı” dedi.

Beyoğlu İmam Hatip Ortaokulu inşaat alanında yapılan çalışmalar sırasında 30 havan topu bulunması, Nuri Paşa ve çalışanlarının hazin sonunu gündeme getirdi. Nuri Paşa'nın silah fabrikasından kaldığı değerlendirilen havan topları, İstanbul Valiliği tarafından korumaya alındı.

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

Enver Paşa'nın kardeşi, Kut'ül Amare Zaferi fatihi Halil (Kut) Paşa'nın yeğeni olan Nuri Paşa, Osmanlı Cihan Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesiyle "padişah yaverliği" rütbesi verilen bir askerdi. 1917 yılına kadar Trablusgarp ve Bingazi'de görev yaparken İngiliz, İtalyan ve Fransız kuvvetlerine karşı birçok savaşa giren Nuri Paşa, ağabeyi Enver Paşa tarafından Azerbaycan ve Dağıstan'ın Osmanlı'dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslam Ordusu'nun kumandanlığına getirildi. 12 bin askerden oluşan Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan harekatı çerçevesinde güzergahındaki ilçeleri, Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizledi. 15 Eylül 1918'de ise Bakü'yü kurtaran Nuri Paşa, 'Bakü Fatihi' olarak anılmaya başlandı. Kafkas İslam Ordusu, Bakü'nün kurtuluşu için yaklaşık bin şehit verdi. Azerbaycan'da gittiği her yerde saygı ve hürmetle karşılanan Nuri Paşa, Bakü'de bulunan Tezepir Camisi'nde minbere çıkarak halka hitap etti. Söz konusu minber, bugün 'Nuri Paşa minberi' diye anılıyor. Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra Kafkas İslam Ordusu, Bakü'yü terk etmek zorunda kalırken Nuri Paşa, İngilizler tarafından Batum'da tutuklandı. Nuri Paşa ise hapisten Kafkasyalıların yardımıyla kaçmayı başardı. 1921'de Berlin'e giden Nuri Paşa, çiniciliği öğrenerek İstanbul'a döndü ve 1925'te Kütahya Çinicilik Anonim Şirketi'ni kurdu. Askerlik hayatı kahramanlıklarla geçen Nuri Paşa, daha sonra fabrikasını devrederek savaş sanayisine yöneldi. İstiklal Savaşı'nda Sarıkamış'ın kurtarılmasına iştirak eden Nuri Paşa'ya, 1929 yılında İstiklal Madalyası tevdi edildi. Nuri Paşa sınırlı sayıda da olsa 9 mm çapında yarı otomatik tabanca da üretti.

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

Savunma sanayi kahramanı: Nuri Paşa

Cıvanın savunma sanayii açısından hayati önem taşıyan bir maden olduğunu anlayan Nuri Killigil, 1946'da İzmir Karaburun'da bulunan cıva madenini de faaliyete geçirdi. Cıva ihracatıyla ekonomiye de önemli bir katkı sağlandı. Nuri Paşa, aynı yıl Sütlüce'de 30 havan topunun bulunduğu alandaki bir fabrikayı satın alarak ordu için silah ve cephane üretti. Çeşitli silah tasarımları yapan Nuri Killigil, söz konusu silahların patentlerini aldı. 'Nuri tabancası' adını verdiği Türkiye'nin ilk 9 milimetrelik silahının da seri imalatını gerçekleştirdi. Kurduğu fabrikada top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal eden Killigil, özel sektör olarak yerli harp sanayisinin gelişmesine katkı sağladı. Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına öncülük eden ve ilk girişimcilerden olan Nuri Paşa, İsrail'in Filistin'e saldırılarında Arap ordularını ve Filistin halkını destekledi. İsrail'in kuruluşundan sonra da Nuri Killigil, Filistinli direnişçiler için silah ve cephane üretti. Çalışmaları ve Filistin'e desteği dolayısıyla Nuri Killigil, Batı dünyasının tepkisini çekmiş ve hedef tahtasına konulmuştu. Paşa, 1949 yılının Ocak ayında Avrupa seyahati sırasında Atina'da zehirlendi. Hastanede tedavi görse de eski sıhhatine kavuşamadı. Nihayet Nuri Paşa'nın silah üretim fabrikasında, 2 Mart 1949'da büyük bir patlama meydana geldi. Patlamada Nuri Paşa ve 28 çalışanı hayatını kaybetti. Patlama, kimileri tarafından kaza, kimileri tarafından İsrail istihbaratı tarafından organize edilen suikast olarak değerlendirildi. Patlamanın etkisiyle vücut bütünlüğü bozulan Nuri Killigil'den kalan kısımlar bir karton kutuya konularak defnedildi. Killigil'in cenaze törenine ise hiçbir yetkili katılmadı.

“Enver Paşa, 12 bin kişilik ‘Kafkas İslam Ordusu'nun komutanı olarak kardeşi Nuri Paşa'yı görevlendirdi”

Nuri Paşa'nın hikayesini anlatan Tarihçi Zafer Bilgi, “Sütlüce'nin kıyısında 1. Dünya Savaşı'ndan yani 1920'li yıllardan sonra Cihan Harbi'nde başarılı olan ‘Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Killigil Paşa'nın, 1930-1950'li yıllar arasında savunma sanayinin özel sektördeki girişimcilik örneği yaşandı. Nuri Paşa Manastır'da doğdu. Enver Paşa'nın kardeşi olması hasebiyle aynı yolda bir vatanperver olarak 1. Cihan Harbi'nde ve Kurtuluş Savaşı'nda başarılı bir mücadele etti. Dönemin ordusunda üst düzey görevleri başarıyla ifa ettiği için hızlıca yükselmiş bir askerdir. Ama bu sıradan bir asker değil. Enver Paşa'yı, 1. Cihan Harbi'nde dönemin Genelkurmay Başkanı olarak düşünebiliriz. O dönemdeki ismiyle harbiye nazırı deniyordu. Azerbaycan o dönemde henüz yok. Bakü'de bir İslami diriliş yaşansın diye bir yardım isteniyor. Enver Paşa, 12 bin kişilik ‘Kafkas İslam Ordusu'nun komutanı olarak kardeşi Nuri Paşa'yı görevlendirdi. Nuri Paşa 1918'li yıllarda ‘padişah yaveri' olarak biliniyordu” ifadelerini kullandı.

Okul inşaatında ortaya çıkan havan topları, savunma sanayiinin öncülerinden Nuri Killigil’in hazin hikayesini gündeme getirdi

“Nuri Paşa'nın ilk tecrübesi: Ruslardan kalan cephaneleri onardı ve silahları tekrar mühimmata kazandırdı”

Nuri Paşa'nın silah sanayisinde ilk tecrübesini Erzurum'da, Ruslardan kalan cephanelerle kazandığını söyleyen Bilgi, “Bizim 1. Cihan Harbi'ne girdiğimiz ve yenik çıkmak üzere olduğumuz zamanlardı. Bu esnada Nuri Paşa, Cihan Harbi'nde, Ruslara karşı Doğu'da başarılı savaşlar verdi ve Bakü'yü muhteşem bir şekilde savundu. Bine yakın şehit verdiğimiz bir direnişe imza attı. Hatta Bakü'de bir camide hutbenin verildiği minbere ‘Nuri Paşa minberi' deniliyor. Nuri Paşa'yı yad etmek adına minberin adını onunla anıyorlar. Daha henüz Azerbaycan diye bir ülke kurulmadan önce tohumu atan Nuri Paşa'ya onlarda çok değer veriyor. Nuri Paşa'nın hedefi de şu; ‘Acaba biz Doğu'yu, Bakü'ye kadar uzatabilir miyiz?' diye düşünüyordu. Devletin ömrü vefa etmiyor. 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanıyor. Biz o topraklardan geri çekilmek zorunda kalıyoruz. Nuri Paşa ısrarla orada kaldı. Çekilmeme taraftarı ancak Batum'da İngilizler onu tutukladı. Buna rağmen o mücadelesinden vazgeçmedi. Bakü'deki direnişçiler, Nuri Paşa'yı hapishaneden kurtardı ve önce Erzurum'a gitti. Kurtuluş Savaşı esnasında Erzurum'da bazı Ruslardan kalan cephanelerin onarılması veya silahların tekrar mühimmata katılmasıyla ilgili silah sanayisine dönük çalışmalarla ilk tecrübesini kazanmış oldu. Ardından bir çinicilik macerası, bir fabrika kurma girişimi var” şeklinde konuştu.

 

"Nuri Paşa, Azerbaycan Türkleri için çok büyük bir lider”

28 Eylül 2023 tarihinde hayata gözlerini yuman Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva da Nuri Killigil'den övgüyle bahsederek, "Nuri Paşa, Azerbaycan Türkleri için çok büyük bir lider. Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'nda yenilmişti ve çok zor günler geçiriyordu. Buna rağmen Azerbaycan'a Nuri Paşa'nın başkanlığında Türk Kafkas İslam Ordusu desteği geldi. Zor günler yaşamalarına rağmen Anadolu'daki insanımız Azerbaycan'a yardıma geldi. Nuri Paşa Azerbaycan'dan döndükten sonra da Azerbaycan için Türkiyemiz için fedakarlıklar etmişti. İlk silah fabrikasını kurmuştu. Türk dünyasının buna ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyordu. Nuri Paşa her zaman gönlümüzde yaşayacak, Türk dünyasının bütün insanlarının gönlünde yaşayacak. Milleti için hayatını feda eden insanlar hiçbir zaman unutulmaz. Her bir Azerbaycan insanı 'Nur içinde yat Nuri Paşa, seni hiçbir zaman unutmayacağız, milletimizin kahraman evladı' diyerek saygıyla anıyor” ifadelerini kullanmıştı.

“General Nuri Killigil'in fabrikası bir sabah ansızın infilak etti”

Nuri Paşa'nın ölümü hakkında konuşan Zafer Bilgi, “Nuri Bey savaş ortamı geçince İstanbul'da ‘savunma sanayisi ile ilgili nasıl mücadele edebiliriz' diye düşünerek Sütlüce'de şahsına has bir toprak aldı. Aldığı toprakta ilk silah üretimi, top üretimleri veyahut o dönemdeki askeri mühimmat üretimlerine girişti. Hatta dönemin bekçilerinin ve polislerinin silahlarını üretti. Killigil silahının patentini aldı. Kayıtlara, 20'ye yakın silahın patentini aldığı geçti. O dönemde Nuri Paşa'nın, Enver Paşa ile yazışmalarına ve anılarına baktığımızda, ‘yerli ve milli savunma sanayisinin nasıl temellerini atabiliriz' diye dertlendiğini biliyoruz. Sütlüce'deki fabrikada 1949'lara kadar üretim yaptı. Bu üretimlerde, kısa sürede başarılı oldu. Bu başarı etrafa isminin yayılmasını sağladı. 1948-1949'lı yıllarda Arap coğrafyasında İsrail devletinin kurulması ve Filistinli direnişçilerin Nuri Paşa'dan silah isteme olayı var. O da Arap direnişçilere destek verdi, silah noktasında onlara yardımcı oldu. O esnada Suriye'de bir tane silah fabrikası kurma girişimi var. Mısır'da 2 tane silah fabrikası kurulacak. Fakat daha kurulamamışlardı. Bizimkisi erkenden kurulduğu için tarihi Sütlüce Baruthanesi diye adlandırdığımız alandaki mühimmatın direnişçilere destek olma da kullanıldığı söz konusu olunca hazin bir olay gerçekleşti. Sütlüce'deki bu tarihi baruthane yani General Nuri Killigil'in fabrikası bir sabah ansızın infilak etti. Dönemin görsel ve yazılı medyasında haber olarak yer aldı. 28 kişi de kendisiyle beraber orada infilak oldu. Bu patlamayla ilgili ‘içeride mühimmatta bir sıkıntı mı oldu yoksa bir suikast mi düzenlendi' şaibesi dolaştı. Tam net olmamakla birlikte İsrail'e karşı verdiği bu mücadelede Nuri Bey'in İngiliz ajanları veya İsrail ajanları tarafından fabrikasının infilak ettirildiği, suikasta kurban gittiği ve şehit olduğu yazıldı. Bu tam aydınlatılmamakla beraber belki ileride ortaya çıkacak. Hazin olan şu, 28'e yakın çalışanın cesetlerine dahi ulaşılmadı. Etrafta araştırmalar yapıldı, dönemin adli tıp raporlarına göre bulunan parçalar Edirnekapı Sakız Ağacı Şehitliği'ne defnedildi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Nuri Killigil, şüpheli bir yangında şehit oldu”

Cumhurbaşkanı Erdoğan da 12 Şubat 2019'da yaptığı bir konuşmada, Türkiye'nin senelerce kendi kaynaklarını kullanmaktan, kendi potansiyelini harekete geçirmekten alıkonulduğuna dikkati çekerek, “Bunu kimi zaman düşmanlarımız yaptı, kimi zaman da içimizdeki gafiller ve hainler yaptı. 1930'larda Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş gibi vizyon-misyon sahibi insanların çabaları engellendi. Türkiye'nin ilk silah fabrikatörü Nuri Killigil, şüpheli bir yangında şehit oldu” demişti.

“Nuri Paşa, İHA ve SİHA girişimlerinin bundan yaklaşık 100 yıl önce tohumlarını attı”

Türkiye'nin savunma sanayisinin gelişmesinde Nuri Paşa'nın rolüne değinen Bilgi, “Bu şu açıdan önemli; bugünkü İHA'lar ve SİHA'LAR gibi özel girişimlerin, devlet savunma sistemlerinin oluşturulmasına yol açtığını düşündüğümüzde Nuri Paşa bundan yaklaşık 100 yıl önce 1930-1940'lı yıllarda tohumları attı. Biz kendi ürettiğimiz silahlarla girdiğimiz bütün savaşlarda başarılı oluyorduk ama başka ülkelerden gelen silahlarla girdiğimiz savaşlarda genelde muvaffakiyet gösteremiyorduk. Tarih bize hep bunu gösterdi. Hem Enver Paşa hem de Nuri Paşa bunun farkında tabii, ondan dolayı bizim gireceğimiz savaşlarda başarılı olmamız adına önemli boşluğu doldurma derdine girdiler. Dönemin milli savunmasının, silah sanayisinin öncülerinden biri oldular. 100 sene önce bu tohum tutmasa da böyle bir girişim var. 100 sene sonra ise İHA ve SİHA özel girişim örneği olarak devletin uhdesine girdi ve şu an önemli bir bel kemiği olarak yaşıyor” diye konuştu. 

Semanur Kaygısız - Hacer İnci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum’da şampiyonluk coşkusu: Binlerce taraftar kenti yeşil-beyaza bürüdü Bodrum Futbol Kulübü Süper Lig’e yükselmesinin ardından Bodrum’da coşkulu kutlamaya imza attı. Yeşil-beyaz meşalelerin kenti kapladığı kutlamada, futbolcular ve teknik ekip üstü açık otobüsle kentte tur atarken, önce yönetim sonra teknik ekip ve oyuncular coşkulu taraftarın önünde yoğun havai fişek gösterisi altında şampiyonluk kupasını kaldırdı. Maçların Bodrum’da oynanacağını söyleyen Bodrum FK Başkanı Fikret Öztürk, “ İnşallah maçı burada oynayacağız yapılması gereken her şeyi elimizden geldiği kadar yapmaya çalışacağız” dedi. 1’inci Lig Play-Off final maçında Sakaryaspor’u 3-1 yenerek adını Süper Lig’e yazan Bodrum FK, taraftarıyla bir araya geldi. Şampiyonluk kutlamaları kapsamında, Bodrumspor Gümbet Tesisleri önünde üstü açık otobüsle oyuncalar ve teknik ekip Belediye Meydanı’na gitmek üzere tur attı. Gümbet Değirmenler Mevkiinden, Neyzen Tevfik Caddesi’ne oradan da Belediye Meydanı’na gelen takıma binlerce taraftar meşaleler ve Bodrum FK bayraklarıyla eşlik etti. Belediye Meydanı’nda devam eden kutlamalarda oyuncular ve teknik ekip kendilerinin seçtiği şarkılar eşliğinde sahneye çıkarak taraftarı selamladı. Yönetim ve oyuncular kupayı kaldırdıktan sonra dakikalarca süren ve nefes havai fişek gösterisi geceye damga vurdu. Gecede Bodrum FK ile özdeşleşen ‘Aşk Bodrum’da Yaşanıyor Güzelim’ parçasını seslendiren Bülent Serttaş’ın konseriyle taraftarlar eğlenceli dakikalar yaşadı. Kutlamalar gece boyunca devam etti. Kulübün borcu yok Kulübün kimseye borcu olmadığını belirten Bodrum Futbol Kulübü Başkanı Fikret Öztürk, “Kulübün buraya gelmesinde temel taşını atan, Bodrumspor’u dernek halinden anonim şirket haline çeviren ve çevirdiği zaman büyük eleştirilere uğrayan Rıza Karakaya’ya ve ekibine cani gönülden teşekkür ederim. Bodrumspor’un sıkıntıda olduğu zamanda ben Ahmet başkana dedim ki, 20 tane iş adamı gelsin yüzde 5’er hisse alalım ve Bodrum FK’yi belli bir yerlere taşıyalım fakat 20 kişi değil yanıma 3 tane aslan ortak geldi. Desteklerini esirgemeyen yönetim kuruluna teşekkür ederim. Bu ekip bugüne kadar 24 milyon Euro para harcadı, şu anda Bodrum FK Süper Lig’de ve beş kuruş borcu yok. Biz buraya kadar getirdik, bundan sonra giderse değerli devlet adamlarının, değerli yöneticilerin, sivil toplum örgütlerinin desteği olmadan bu takım gitmez. İnşallah maçı burada oynayacağız yapılması gereken her şeyi elimizden geldiği kadar yapmaya çalışacağız. Sayın valimize ışıklandırma için gittik ve 1 hafta içinde gerekli ön izinler alındı ışıklandırma işine bir an önce başlayacağız” dedi. Sahada konuşarak iş yapmaya çalıştık Şampiyonluktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Bodrum Futbol Kulübü Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, “Bu duyguların tarifi yok, o son düdük çaldığı andan itibaren içimi çok farklı bir his kapladı. Hem şampiyonluk hem de Süper Lig’de hocalık benim hayalimdi. Nasip olursa bir aksilik olmazsa hayalimizi gerçekleştireceğiz. Yavaş yavaş her hayalimizi gerçekleştirdik diyebilirim ama hepimiz insanız hayallerimiz bitmez. Yazı atlattıktan sonra yeni hayaller ve yeni hedefler çizeriz inşallah. Biz kendi adımlarımızı ve hedeflerimizi kendi içimizde doğru atmayı tercih ediyoruz. Kadro kalitesi olarak düşük bir kadro kalitemiz var ama farklı yönlerimizle farklı özelliklerimiz çok fazla. Biz herkesin gözüne soka soka değil sahada konuşarak iş yapmaya çalıştık” diye konuştu. Oyuncular mutlu Şampiyonluktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden takımın yıldız oyuncu Kenan Özer, “Son maça kadar çok güzel çok tatlı heyecanlar yaşadık. Bütün takımı tebrik ediyorum hepimiz çok büyük fedakârlıklar gösterdik. Sonuç alınca her şey çok daha değerli hala geliyor. Hayalim üstü açık otobüsle Neyzen Tevfik Caddesi’ni gezmek, onu da başarırsak her şey tamamlanmış olacak. İnşallah Bodrum FK Süper Lig’de kalıcı olur” diye belirtti. Protokolden destek mesajı Kutlama programına katılan Muğla Valisi İdris Akbıyık, “Bu sevince ortak olmaktan dolayı kendimi mutlu sayıyorum. 1931’den beri Bodrum FK ve Bodrumlular büyük meşakkatlere katlandı çok çalıştı arzu etti ve bugün başardı. Bodrum Süper Lig’de artık inşallah sizlerin desteğiyle Muğla ve tüm ilçeleri tek yürek olmuş hepsinin kalbi Bodrum FK için çarpıyor. İnşallah futbolcularımız Süper Lig’de büyük başarılara imza atacaklar” dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise, “Çok tarihi bir an yaşıyoruz, yaklaşık 100 yıllık kulüp tarihinde son yıllarda başarıdan başarıya yelken açtık. Bu sene çok farklı oldu, Muğla’da ve Ege’de sayılıdır bir ilçenin Süper Lig’e çıkması, Bodrumumuzun Süper Lig’e çıkması hepinizin başarısıdır. Bundan sonra iş bizlere düşüyor onlar sonuna kadar görevlerini yaptılar ama bu takıma sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur” diye konuştu. Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, “Adana’da muhteşem bir mücadele gösterdik. Kardeşlerimi kutluyorum belki maçın 8-0 olma ihtimali vardı.” ded,. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, “Allah yaşatmayacağı hiçbir şeyin hayalini kurdurmaz. Sizler bu takıma inandınız. Bu meydanda bugün Bodrumspor’umuzun 93 yıllık çınarımızın Süper Lig’e çıkışını kutluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.” şeklinde konuştu. Gecede Bodrum FK ile özdeşleşen ‘Aşk Bodrum’da Yaşanıyor Güzelim’ parçasını seslendiren Bülent Serttaş’ın konseriyle taraftarlar eğlenceli dakikalar yaşadı. Kutlamalar gece boyunca devam etti.
Isparta Festivalin son gününde Ispartalılar şarkıcı Altay’la doyasıya eğlendi Uluslararası Isparta Gül Festivali 3 gün boyunca dolu dolu yaşandı. Festivalin son gününde sabah bölümünde gül hasadı yapılırken, festivalin kapanışı Altay konseriyle oldu. Konserde konuşan Başkan Başdeğirmen, “Isparta’mız dünyada gül adıyla anılan tek şehir. Hem maddi hem manevi, ekonomik, kültürel ve turizm anlamında değerli bir ürünümüz. Gülün sayesinde bugüne kadar çok güzel anılar yaşadık” dedi. Uluslararası Isparta Gül Festivali 31 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirildi. Festivalin son gününde sabah bölümünde gül hasadı yapılırken kapanışı ise sanatçı Altay ile yapıldı. Isparta Meydan AVM’de binlerce kişiye konser veren Altay, enerjisiyle alanı dolduran kalabalığı coşturdu. Konserin bitiminde alana gelen Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve eşi Şadiye Başdeğirmen tarafından Altay’a gül tablosu ve gül ürünleri hediye edildi. Festivalin kapanışında konuşan Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, 3 gün boyunca dolu dolu festival coşkusunun yaşandığını söyledi. Altay’ın da mükemmel bir sahne performansı olduğunu dile getiren Başkan Başdeğirmen, “Isparta’mızın çok değerli marka ürünü olan gül adına yaptığımız festivalimizi tamamladık. Isparta’mız dünyada gül adıyla anılan tek şehir. Dünya gülyağı ihtiyacını karşılayan iliz. Bu bizim için çok değerli ve önemli. Hem maddi hem manevi, ekonomik, kültürel ve turizm anlamında değerli bir ürünümüz. Gülün sayesinde bugüne kadar çok güzel anılar yaşadık. Altay kardeşimizde bu güzel günümüzde bizi yalnız bırakmadı, bugünkü konseriyle programımızı taçlandırdı. Kendisine teşekkür ediyorum” dedi. Sanatçı Altay da Başkan Başdeğirmen ve eşi Şadiye Başdeğirmen’le bir ağabey, bir abla kardeşliği olduğunu ifade ederek, “Kendilerini bir ağabey, bir abla gibi seviyorum. Kalpleri o kadar temiz ki, insanlara o kadar çok faydalı oluyorlar ki bunu ben biliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından Başdeğirmen çifti sanatçı Altay’a gül tablosu, çiçek ve gül ürünleri hediye etti.