SAĞLIK - 17 Nisan 2018 Salı 14:13

Parkinsonda erken teşhis ve doğru tedavi önemli

A
A
A
Parkinsonda erken teşhis ve doğru tedavi önemli

Parkinsonda erken teşhis ve doğru tedavi, büyük önem arzediyor.

Parkinsonda erken teşhis ve doğru tedavi, büyük önem arzediyor.


Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sevda Diker, tüm dünyada 10 milyonu aşkın kişiyi etkileyen Parkinson hastalığının en belirgin belirtisinin el titremesi olduğunu ifade etti.


Diker, Parkinson hastalığının en fazla 50 ile 70 yaş arasındaki kişilerde olmak üzere ilerleyen yaş ile birlikte ortaya çıktığını, 65 yaş sonrası her 100 kişiden 1’inde, 85 yaş sonrası ise her 100 kişiden 5’inde görüldüğünü söyledi. Parkinson’un, beyin sapında dopamin adı verilen maddeyi salgılayan hücrelerin yavaş yavaş ancak ilerleyici şekilde erken ölümüne sebep olan bir hastalık olduğunu kaydeden Diker, bu hücre kayıplarının sonucunda hareket sistemine ait bozuklukların ortaya çıktığını ifade etti.


Parkinson hastalığının en iyi bilinen belirtisinin, sıklıkla tek taraflı başlayan el titremesi olduğunu söyleyen Diker, bu titremelerin istirahat sırasında iken para sayar tarzda görüldüğünü, hastalığın erken döneminde heyecanla tetiklenebilirken zamanla kalıcı hale geldiğini belirtti. Titremenin çarpıcı bir belirti olduğunu söyleyen Diker, hastaların bu yüzden doktora nispeten erken başvurduğunu ifade etti.


Hastalığın bir diğer belirtisi olan yavaşlamanın hasta tarafından fark edilmesinin ise biraz daha geç olduğunu söyleyen Diker şöyle devam etti:


“Hastalığın diğer bir belirtisi olan yavaşlamanın hasta tarafından fark edilmesi ise biraz daha geç olur. Hastaların yaklaşık üçte birinde hastalık, vücudun tek tarafında yavaşlık, harekete başlamakta zorluk, tekrarlayıcı hareketleri yapmakta güçlük, el yazısının küçülmesi, yürümenin yavaşlaması ve adım mesafelerinin kısalması, mimiklerin azalıp yüzün donuklaşması gibi yavaşlama belirtileri ile ortaya çıkar. Bu belirtilerin yaşlılığın bir getirisi olarak yanlış değerlendirilmesi doktora başvuruyu geciktirebilmektedir.”


Beyin sapındaki hücre kaybının ve dopaminin azalma sürecinin, hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasından yıllar önce başladığını söyleyen Diker, buna bağlı olarak bazı hastalarda hastalık bulgularından çok önce bazı uyarıcı belirtilerin olabileceğini belirtti. İlaca dirençli depresyon, kabızlık, koku duyusunda azalma, uykuda rüyalar sırasında bağırma ve hareketlilik gibi belirtilerin Parkinson hastalığının habercisi olduğunu kaydeden Diker, Parkinson hastalığı seyrinde de hareket sistemi ile ilgili belirtiler dışında, bunama, gün içi aşırı uykululuk, psikoz, yorgunluk, depresyon, kabızlık, salya akması, cinsel işlev bozuklukları, ortostatik hipotansiyon gibi belirtilerin de görülebildiğini söyledi.


Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile hastalığın gidişatını yavaşlatmanın ve yaşam kalitesini yükseltmenin mümkün olduğunu da ifade eden Diker şöyle devam etti: “Tedavide birinci seçenek; beyinde azalan dopaminin yerine konmasını ya da etkisinin arttırılmasını sağlayan ilaçlardır. Hastanın yaşına, belirtilerine ve eşlik eden hastalıkların varlığına göre uygun ilaç tedavisi seçilir. İlaç tedavisinde hastanın yakın takibi ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Hastalıkta en etkili ilaç levodopadır, bunun yanı sıra dopamin agonistleri dediğimiz grup başta olmak üzere sayılı ilaç çeşitleri mevcuttur. Bu ilaçların, özellikle levodopanın hassas dengeleri vardır. Hareketlerde aşırı yavaşlamadan, istemsiz aşırı hareketlere kadar değişen ilaç dozu ilişkili dalgalanmalara yol açabilir. İlaç tedavisi hem etkinlik hem de yan etkiler dikkate alınarak dinamik bir şekilde düzenlenmelidir. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı ve hastanın işlevselliğinin çok aksadığı durumlarda cerrahi müdahaleler yapılabilir. Yukarıda bahsedilen hastalığın ikincil belirtilerinin de ek olarak tedavi edilmesi gerekebilir. Fizik tedavinin ise özellikle yavaşlık ve denge problemlerinin ön planda olduğu hastalarda medikal tedaviye katkısı önem arz etmektedir”.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kilis 9 yaşındaki çocuğu öldürüp kuyuya atan sanıklar mahkemede birbirini suçladı Kilis’te 9 yaşındaki kız çocuğu Gina Mercimek’i öldürerek su kuyusuna atan 2 zanlının davasında dördüncü duruşması başladı. Sanıkların birbirini suçladığı duruşmada mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 6 Mayıs’a erteledi. Olay, 4 Nisan 2023 tarihinde Kilis Okçular Mahallesi’nde Selvili Medrese Sokak’ta meydana geldi. Okuldan çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan yabancı uyruklu 9 yaşındaki Gina Mercimek bir evin bahçesindeki su kuyusunda ölü bulundu. Polis ekipleri yaptığı çalışmalar sonucunda küçük kızın iple boynuna briket bağlanarak öldürüldüğünü tespit etti. Ekipler, kısa sürede cinayet şüphelisi 2 şüpheli şahıs gözaltına alınarak tutuklandı. Olaya ilişkin 2 tutuklu sanığın yargılandığı davada dördüncü duruşması bugün Kilis 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutuklu sanıklar Azittin Altınöz jandarma kontrolünde duruşma katılırken Hüseyin Boğuç ise Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Sanıklar dördüncü kez hakim karşısında Kilis 2. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Çocukların Cinsel İstismarı, Kasten Öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılanan Azittin Altınöz ve Hüseyin Boğuç dördüncü kez hakim karşısına çıktı. "Evime iki adam geldi beni tehdit etti" Yabancı uyruklu 9 yaşındaki Gina Mercimek’in ölü olarak bulunduğu evin sahibi Hüseyin Boğuç mahkeme heyetine olay yaşandığı gün Azittin evime iki adam gönderdi ve beni tehdit ettiler. Sokak karanlık olduğu için yüzlerini göremedim’’ dedi. "Kan kalıntıları mezarlıkta bulaştı" Olayın yaşandığı gün mahkeme heyetine mezarlıkta olduğunu ve polislerin kendisini orada aldığı için Hüseyin’e ait olan kan izlerini mezarlık ve karakolda bulaştığını söyleyen Azittin Altınöz, "Kan izleri bana ait değil. Polis ekipleri beni mezarlıktan aldı. Ekiplerle karakola gittik ve Hüseyin’e ait olan kanlar bana bulaştı. Ben suçsuzum’’ ifadelerini kullandı. 6 Mayıs’a tarihine ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, eksik evrakların tamamlanması için duruşma 6 Mayıs tarihine ertelendi. Duruşmaya, Gina Mercimek’in ailesi, Yeryüzü Çocukları Derneği, Kilis Barosu, Çocuk Hakları Merkezi, Gaziantep Barosuna bağlı avukatlar, sanık avukatları ve vatandaşlar katıldı. Savcılık makamı, kamu adına her iki sanığın da Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Çocukların Cinsel İstismarı, Kasten Öldürme suçlarından cezalandırılmasını talep etti
Kayseri Hürmetçi Sazlığı, Türkiye’nin gözde turizm mekanı olacak Kayseri’nin güney batısında bulunan ulusal öneme sahip sulak alan, sazlıklar ve ıslak çayırlar gibi zengin ekosistemleri barındıran Hürmetçi Sazlığı’nın turizme kazandırılması için çalıştay düzenlendi. Orta Anadolu (ORAN) Kalkınma Ajansı tarafından 2023 Yılı Kırsal Kalkınma ve Turizm Teknik Destek Programı kapsamında başlatılan ve Hacılar Kaymakamlığı tarafından yürütülen proje, Kapadokya Üniversitesi’nin de eylem planı ile danışmanlık desteği verdiği "Hürmetçi Sazlığını Turizme Kazandırma Eylem Planı" projesi çalıştay toplantısı gerçekleştirildi. Hacılar Kaymakamı Burak Dertlioğlu’nun başkanlığını yaptığı toplantıya, Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Orta Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri İbrahim Ethem Şahin, Kapadokya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bilgehan Gülcan ile çeşitli kurum ve kuruluşlardan yetkililer katıldı. Toplantıda konuşan Kapadokya Üniversitesi Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Bilgehan Gülcan, “Türkiye turizmde başarılı bir performans sergiliyor. 2022 yılında turizmde dünya üçüncüsü olduk. 2024 yılında 60 milyar dolar ve 60 milyon turist hedefimiz var. 2028 yılı hedefimiz ise 100 milyar dolarlık turizm geliri elde etmektir. Bu kapsamda ulusal vizyonumuzu Hürmetçi Sazlığı’na da yansıtmayı hedefliyoruz. Hürmetçi Sazlığı’nı turizme açmak adına 81 vilayette 81 destinasyon yapma projesinde Kayseri’de Hürmetçi Sazlığı’nı da önemli bir başlık yapmak için çalışma yürütüyoruz” dedi.