SPOR - 18 Nisan 2024 Perşembe 14:34

Şekip Mosturoğlu, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu başkanlığına adaylığını açıkladı

A
A
A
Şekip Mosturoğlu, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu başkanlığına adaylığını açıkladı

Fenerbahçe Kulübü’nün eski yöneticisi Şekip Mosturoğlu, Yüksek Divan Kurulu başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Mosturoğlu, “Yüksek Divan Kurulu’nun, kulübümüzün gelişiminde, mücadelesinde en etkin organ olarak görev yapacağını, bilgisi ile tecrübesi ile çok önemli rol oynayacağına inanıyorum” dedi.

Fenerbahçe’de Seçimli Yüksek Divan Kurulu Toplantısı, 27 Nisan Cumartesi günü yapılacak. Sarı-lacivertli kulübün eski yöneticisi Şekip Mosturoğlu da Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmanla Yüksek Divan Kurulu başkanlığına adaylığını açıkladı. Programa kongre üyeleri, eski yöneticiler ve basın mensupları katıldı. Heyecanlı olduğunu belirterek sözlerine başlayan Mosturoğlu, vefatının 11. yılında kulüp eski genel müdürü Serkan Acar’ı andı.

Basketbol Süper Ligi’nde şampiyonluğa ulaşan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nı tebrik eden Mosturoğlu, “Bu işin ruhu olarak gördüğüm kulüpçülük anlayışının zayıfladığını görüyorum. Geçmiş zamanlarda üyelerimiz arasındaki bireysel iletişimle sağlanabilen kulüp iletişimi, bugün daha yoğun iletişim vasıtalarıyla sağlanamıyor. Aslında üye sayılarımızın büyümesi ile birlikte müşterek olarak oluşturduğumuz etkinliklerin, hizmetlerin ve fikirlerin pozitif etkisinin artması beklenmekteydi. Ancak son yıllarda değerli insanlardan oluşan Yüksek Divan Kurulu’nun varlığına rağmen bu büyüklüğün konsolide edilemediğini, etkin olarak divan kurulumuzun kulüp içerisinde yer almadığını düşünüyorum” diye konuştu.

“Görev süremde kulübümüz sayısız şampiyonluklar kazandı”

Şekip Mosturoğlu, hayatı ve Fenerbahçe’de aldığı görevlerle ilgili bilgiler de aktararak, “Ben çocukken hayalim şu an aramızda bulunan Cemil Turan’ın 10 numaralı formasını giyebilmekti. Babam Fenerbahçe forması aldı, annem de 10 numarayı işledi. Fenerbahçe’de 12 yıl yönetim kurulu üyeliği yapacağım aklımın ucundan geçmiyordu. Aynı dönemlerde futbol federasyonunda hukuk kurulu üyesi oldum. Bu işin mutfağından gelip federasyonda görev alan ilk kişi oldum. Başkanımız Aziz Yıldırım, beni kulübün 100. yılında yönetim kurulu üyeliğine davet etti. Biz o sezon şampiyon olduk. Çocukken Cemil Turan’ın formasını giymekle başlayan Fenerbahçe rüyam, hiç hayal edemeyeceğim, 100. yılda kupa kaldırmakla oldu. Bundan da kıvanç, onur duydum. Aziz Yıldırım yönetiminde asbaşkanlık görevini yürüttüm. Bu görev süresince kulübümüz sayısız şampiyonluklar kazandı, sporcularımız sayısız madalyalar kazandı. Onları sarı-lacivertli formayla mücadele ederken görmek, bu yarışmalara katılmasına katkıda bulunmak kıvanç kaynağı oldu” ifadelerini kullandı.

“FETÖ örgütünün ilk çarptığı sarı-lacivert duvarı birlikte ördük”

Sarı-lacivertli kulübün 3 Temmuz 2011’de yaşadığı sözde şike kumpası ve sonrasında yaşananlarla alakalı ise Mosturoğlu, şunları dile getirdi:

“Hem kulüp tarihimizde hem de Türkiye Cumhuriyeti’nde eşi benzeri olmayan bir olayla karşı karşıya geldik; 3 Temmuz kumpası. Tam 8 ay dava arkadaşlarımla birlikte Metris Cezaevi’nde tutulduk. Bir hukuk adamının böyle bir kumpas davasında tutuklanması çok ağır bir şey. Bunu da yaşadık. Başkanımız Aziz Yıldırım, Asbaşkanımız İlhan Ekşioğlu, efsanemiz Cemil Turan, sporcumuz ve profesyonel çalışanımız Tamer Yelkovan hepsi benim için değerli dava arkadaşlarımla birlikte tutsaklığa ve baskıya karşı büyük Fenerbahçe taraftarıyla birlikte direndik. Yıllarca mahkeme salonlarında haklılığımızın ortaya çıkması için haykırdık, elimizden gelen her türlü çabayı verdik ve mücadele verdik. Sonunda camiamızla birlikte bu savaşı kazandık. Bu FETÖ örgütünün ilk defa çarptığı ve güç kaybettiği sarı-lacivert duvarı hep birlikte ördük. Sizlerin sayesindedir. Mücadele hala bitmedi. Yargı önünde hesap vermesi devam ediyor. Takip etmeye devam ediyoruz. Bu mücadelede bizimle birlikte gözyaşı döken, kulübümüzün uğradığı zararlar son kuruşuna kadar tanzim edilene kadar sürecek ve biz daima bu mücadelenin içinde olacağız. Hayatım boyunca unutmayacağım, aile fertlerime büyük bir miras olarak devredeceğim çok önemli bir şey var; 2010-2011 sezonu şampiyonluk madalyası. Evimin en güzel yerinde saklıyorum.”

“Eksikliklerin giderilmesi için çalışmaya söz veriyorum”

Sarı-lacivertli üyelere, kendisine gösterilen sevgiden dolayı teşekkür eden Şekip Mosturoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Buradaki toplantılar ancak 3-5 sözcünün fikrini ifade edeceği platform olabilir. Ancak bunun arka planda divan kurulu ile divan üyeleri arasında sürekli bir ilişki içerisinde fikirlerini söylemeli, vizyonlarını ortaya koymalı ve bunlardan kulüp yönetiminin istifade etmesidir. Bunun da mekan ve zaman eksikliğidir, bunların giderilmesi için çalışmaya söz veriyorum. Kulübümüzün gelişiminde, mücadelesinde en etkin organ olarak görev yapacağını, bilgisi ile tecrübesi ile çok önemli rol oynayacağına inanıyorum. Fenerbahçe’nin daha da ötesinde Türk sporunun kaptan köşkü, en yüksek tüzük organı. Yüksek Divan Kurulu üyeleri, eşleri ve çocuklarıyla birlikte yaklaşık 15 bin kişilik topluluğuz. Ben kendimi, büyük bir ailenin ferdi olarak görüyorum. Bu aile içerisinde büyük sevgi, saygı gördüm. 3 yıllık dönemimizin sonunda büyük ailemize karşı hesabımızı verdiğimizde aynı sevgi, saygı, ilgi ve desteğe mazhar oluruz. Buna layık olursak, biz görevimizi yaptığımıza kani oluruz.” 57 yaşındaki Mosturoğlu, konuşmasının ardından kulüp üyeleri ile fotoğraf çektirerek, sohbet etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Söke’de yöresel lezzetler yarışacak Söke, zengin gastronomi mirası yeni bir heyecan yaşayacak. Söke Tarih Araştırmaları ve Kültür Değerlerini Koruma Derneği’nin projesi Söke Belediyesi ile diğer ilgili kurumların iş birliğiyle hayata geçiyor. İlk kez düzenlenecek olan gastronomi yarışmasında; Söke’nin eşsiz lezzetlerinden olan Kulak Çorbası, Şevketi Bostan, Kulak Tatlısı ve Çalkama yemekleri mücadele edecek. 3 Mayıs tarihine kadar yarışmaya katılmak isteyenler, Kaymakamlık binası karşısında bulunan Makro Bilgi İşlem Bürosu’na şahsen gelerek ve form doldurarak başvurularını yapabilecek. Açılış töreni, Söke Belediyesi’ne ait restoranın bulunduğu Latmos Çarşı içinde gerçekleşecek. 11 Mayıs 2024 Cumartesi günü gerçekleşecek olan açılış ve yarışma etkinliğinde, Söke’nin yerel markalarının katılacağı mini bir gıda fuarı da düzenlenecek. Yarışmada dereceye giren toplam 12 kişiye yarım, çeyrek ve gram altın hediye edilecek. Yarışma ile ilgili detaylı bilgilere ‘Söke Yemekleri’ adlı sosyal medya sayfasından ulaşabiliyor. Söke’nin yöresel lezzetleri ile birlikte yemek kültürünün de tanıtımına katkı sağlayacak olan yarışmanın jürisinde önemli isimler yer alacak. Uluslararası Gurme ve Şef Haldun Tüzel, Araştırmacı Şef Ahmet Güzelyağdöken, Kuşadası Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı Aydın Sürer gibi Gastronomi dünyasının önde gelen isimlerinin de yer alacağı etkinliğe tüm vatandaşlar davet edildi. Söke Tarih Araştırmaları ve Kültür Değerlerini Koruma Derneği’nin projesi Kaymakamlık, Milli Eğitim, Söke Belediyesi, Söke Ticaret Borsası, Söke Ticaret Odası, Söke Lokantacılar Odası gibi kurumları paydaş olarak buluşturuyor.
Aydın İran karpuzu kilosu 50 liradan tezgahta İran’dan ithal edilen karpuzların kilogram fiyatı 50 lira olması nedeniyle dilimler halinde pazar tezgahlarında yerini aldı. Pazarcı esnafı Ümit Geriş ise yerli karpuzların yarından itibaren tezgahlara ineceğinin müjdesini verdi. Yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi karpuz, Aydın’daki pazar tezgahlarında yerini aldı. Kilogramı 50 TL’den satılan İran karpuzları, genelde yarım ya da çeyrek dilimler halinde satılıyor. Boyutlarına göre fiyatı değişen ancak ortalama bir karpuzun 250 TL civarını bulması nedeniyle vatandaşlar genellikle yarım ya da çeyrek dilim olarak satın alıyor. Şu anda ortalama bir karpuzun 7 ve 8 kilo geldiğini ifade eden pazarcı esnafı Ümit Geriş, çeyrek dilimin ortalama 80-90 liraya denk geldiğini belirtti. Mevsim itibariyle satış fiyatının normal olduğunu ve yerli karpuzun çıkmasıyla birlikte fiyatın daha uygun olacağını söyleyen Geriş, yarından itibaren Adana’dan yerli karpuzların geleceğini ve pazar tezgahlarına ineceğinin müjdesini verdi. Yaklaşık 2 aydır İran karpuzunun satışını yaptıklarını ancak yerli Adana karpuzunun artık tezgahlara ineceğini ifade eden Geriş; “Yaklaşık 2 aydır karpuz satışı yapıyoruz. Karpuzlar, İran’dan geldiği için şu an için biraz pahalı. Kilosu 50 liradan tezgahlarda satıyoruz. Ortalama çeyrek dilim 80 liraya, yarım ise 140 liraya denk geliyor. Genelde vatandaşlarımız tadımlık olarak yarım ya da çeyrek dilimler şeklinde alıyor. Ancak yerli karpuzumuz çıktığında fiyatlar düşecektir. Yarından itibaren de Adana’dan gelecek olan yerli karpuzlarımız tezgahlara inecek" diyerek vatandaşların karpuza olan ilgisinin güzel olduğunu söyledi.