- 13 Kasım 2018 Salı 11:30

Siber tehditler işletmeleri yeni önlemler almaya zorlayacak

A
A
A
Siber tehditler işletmeleri yeni önlemler almaya zorlayacak

Forcepoint, yetenekleri ve kullanım alanı artan yapay zekâyı 2019 siber güvenlik tehditleri raporunda ele aldı.

Forcepoint, yetenekleri ve kullanım alanı artan yapay zekâyı 2019 siber güvenlik tehditleri raporunda ele aldı. Önümüzdeki yıl, yapay zekâ odaklı siber saldırıların ciddi zararları gündeme gelebilir.



Siber güvenlik konusunda dünyanın önemli şirketlerinden Forcepoint, 2019 yılına ait siber tehditlere dair öngörülerini özel bir raporla açıkladı. Şirket, yapay zekânın hızla artan kullanımının oluşturabileceği risklere dikkat çekerken yapay zekâ temelli siber saldırılara yönelik uyarılarda bulundu.



Rapora dair yorumlarını paylaşan Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, 2019’da siber risklerin yedi alanda etkisini arttıracağını belirtti. Raporun, özellikle kritik altyapı ve ulusal istihbarata yönelik tehditlere vurgu yaptığını kaydeden Turan, yapay zekâya kontrolsüz bir geçişin oluşturabileceği risklere dikkat çekti.


İşletmeler ve hükümetlerin bağlantılı sistemlerin sadece kritik verileri ve fikri mülkiyeti değil, aynı zamanda fiziksel güvenliği de riske attığı bir dünyayla karşı karşıya olunduğunu kaydeden Turan, raporun bu alanlara odaklandığını ifade etti.



Yapay zekâ fırsat mı tehdit kaynağı mı?


2019 için anahtar kelimelerden birinin itibar olacağını belirten Levent Turan, yaşanabilecek bir saldırı nedeniyle veri kaybına uğranmasının ciddi bir itibar kaybına yol açabileceğine dikkat çekti. Yapay zekâ destekli uygulamalar ve diğer süreçleri nesnelerin interneti temelli olarak kullanmanın bugün için riskli bir durum oluşturduğunu ifade eden Turan, yapay zekâ için her şeyi yapmaya hazırlıklı olunmadığını ifade etti.


Yapay zekânın bununla birlikte daha fazla şirket ve yönetici tarafından tercih edildiğini kaydeden Turan; "Yöneticilerin yüzde 71’inin kuruluşlarında yapay zekâ ve makine öğrenmesi kullanan bir siber güvenlik çözümüne yatırım yapmayı planlıyoruz. İşletmelerin makinelere olan ilgisinin giderek artıyor. Bununla birlikte en az bir veri ihlaline maruz kaldığını bildirenlerin oranında yüzde 27’lik bir yükseliş yaşandı" dedi.



İşletmeler yapay zekâya tam olarak hazır değil


Rapora göre; yapay zekâ teknolojilerinin henüz geliştirilme süreçlerinin devam etmesi, işletmelerin duruma tam olarak hazır olmalarının da önüne geçiyor. Bir makine öğrenmesinin temelinde gerçek dünyayı temsil eden veriler bulunurken, temsili veriler olmadan hiçbir algoritma yararlı ve genelleme uygun çıktılar üretemediği bildirildi. Bu durum, çeşitli araştırmalarla da kendini gösteriyor. Örneğin işletmelerin yüzde 38’i, makine öğrenmesi modellerini kendi ölçeklerine uyarlamada sıkıntı yaşadıklarını ifade edildi. Bununla birlikte yüzde 30’u farklı programlama dillerini ve eğitim çerçevelerini desteklemede sıkıntı yaşadıklarını açıkladı.


Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, bu durumun yapay zekâ temelli çözümlerde bilinmezlerin daha önde olmasına neden olduğunun altını çizdi. Bu bilinmezlik ise özellikle yapay zekâ, veri kullanımı ve siber güvenlik bileşiminin zorlaşmasına neden olabildiğini kaydeden Turan, bu nedenle pek çok şirketin mevcut düzenlerini korumaya öncelik vererek bekle-gör politikası uyguladığını ifade etti.



Yüz hatlarınızı çalan yazılımlar biyometrik güvenlik güvenilirliğini sorgulatıyor


Biyometrik güvenlik sistemlerinin kullanımı her geçen gün yaygınlaşıyor. Bu sistemlerin kişiye özgü olması, kurulum maliyetlerinin nispeten karşılanabilir ölçekte olması gibi sebeplerle daha fazla alanda biyometrik güvenlik çözümlerinden faydalanıldığı görülüyor. Bununla birlikte yaşanan çeşitli vakalar, bu sistemlerin de sanıldığı kadar güvenilir olmadığını gösteriyor. Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, iki faktörlü kimlik doğrulama sistemlerinin de risk altında olduğunun altını çizdi.


Turan, iki faktörlü kimlik doğrulama örneğinde, saldırganların AT&T hesabında SIM takası yaparak 24 milyon dolar civarında bir tutarı ele geçirdiğinin ortaya çıkarıldığını belirtti.



Parmak izinizin kopyasını çıkarmak sadece 450 dolar


Forcepoint 2019 Siber Tehditler Raporu’nda dikkat çeken verilerden biri de parmak izi okuma teknolojisini içeren biyometrik sistemler. Levent Turan, bir başkasının parmak izinin kağıt sürümünü oluşturma maliyetinin ise 450 dolar seviyesine kadar indiğinin altını çizdi. Yalnızca ABD Personel İdaresi’ne yönelik saldırıda 5,5 milyondan fazla insanın parmak izi kaydının çalındığını belirten Turan, diğer biyometrik sistemlerin de yeterince güvenilir olmadığını ifade etti. 2016 yılında North Carolina Üniversitesi’nden güvenlik ve bilgisayar uzmanlarının yaptıkları bir çalışmada sosyal medyadan toplanan herkese açık fotoğraflarla yüz tanıma sistemlerinin yanıltıldığını hatırlattı. Bununla birlikte yüz tanıma sistemlerine artan bir ilgi de söz konusu. Levent Turan, 2023 yılına kadar küresel yüz tanıma yazılımı pazarının 9,78 milyar dolara yükselmesinin beklendiğini ifade etti.



2019’da öne çıkacak diğer siber tehditler


Forcepoint Türkiye Ülke Müdürü Levent Turan, 2019’da yapay zeka ve biyometrik güvenlik dışında beş temel konu daha olduğunu belirtti. Forcepoint raporunda bu konuların tüm detaylarıyla ele alındığını belirten Turan, diğer beş başlığı ise şu şekilde özetledi:


"Edge Computing: Pek çok çevrimiçi hizmette yaşanan siber saldırı örnekleri, kurumların P2P iş modelleriyle yakınlaşmasına neden oluyor. Bu yöntem, gizliliği korumayı destekleyici bir çözüm niteliği taşıyor ve kullanım alanı artıyor. Müşterilere, verilerinin kontrolünü daha fazla sağlayan bu çözümler, Forcepoint uzmanlarına göre 2019’da siber tehdit riski altındaki teknolojiler arasında bulunuyor.


Siber soğuk savaşlar: Ulusal devletler tarafından desteklenen siber ordular 2019’da gündeme gelecek bir başka konu. Fikri mülkiyetin, devletler tarafından desteklenen siber saldırganlardan nasıl korunacağı önümüzdeki yılın bir başka gündemi olarak öne çıkacak".

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.