GENEL - 08 Mart 2018 Perşembe 09:35

“Şiddet su gibi elden ele akıyor”

A
A
A
“Şiddet su gibi elden ele akıyor”

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kadına şiddetin önlenmesi için toplumun her kesiminden herkesin sorumluluk alması gerektiğinin altını çizen G4S Türkiye Pazarlama Müdürü Ebru Zolo, dünyada ve Türkiye’de kadına şiddetin her geçen gün arttığını, önlenmemesi durumunda ne yazık ki, anneden çocuğuna yansıdığını, bunun da gelecek için ciddi bir tehlike oluşturduğunu ve şiddetin elden ele su gibi aktığını söyledi.

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kadına şiddetin önlenmesi için toplumun her kesiminden herkesin sorumluluk alması gerektiğinin altını çizen G4S Türkiye Pazarlama Müdürü Ebru Zolo, dünyada ve Türkiye’de kadına şiddetin her geçen gün arttığını, önlenmemesi durumunda ne yazık ki, anneden çocuğuna yansıdığını, bunun da gelecek için ciddi bir tehlike oluşturduğunu ve şiddetin elden ele su gibi aktığını söyledi.


“Rakamlar gün geçtikçe artıyor”


Gelişmekte olan ülkelerde kadınların yarısından fazlasının eşi ya da partneri tarafından fiziksel şiddete uğradığını ifade eden Ebru Zolo, “Türkiye rakamlarına baktığımızda; 2013’te 237, 2014’de 294, 2015’te 303, 2016’da 328 kadın cinayeti işlenmiş. 2017 yılında kadın cinayetleri sayısı bir önceki yıla göre yüzde 25 artarak 409’a ulaşmış. Bu sene sadece Şubat ayında öldürülen kadın sayısı 47. 2017 yılında hayatını kaybeden 409 kadının yüzde 39’u kocası, erkek arkadaşı, ayrıldığı erkek ya da eski kocası tarafından öldürülürken yüzde 33’ü tespit edilemeyen kişiler tarafından, yüzde 24’ü ise babası, oğlu, üvey oğlu ya da bir akrabasınca öldürülmüş. Bu rakamlar kadınların sadece eş ya da partnerden değil diğer erkek yakınlarından da tehdit aldığını gösteriyor” dedi.


“Kadın cinayetlerinde İstanbul ilk sırada”


Kadın cinayetleri açısında Türkiye haritasının dikkat çekici olduğunun da altını çizen Ebru Zolo, “Türkiye’de 2017 yılında aralarında Tunceli, Hakkari, Rize, Kırklareli ve Erzurum’un da olduğu 18 ilde hiç kadın cinayeti yaşanmazken İstanbul 57 cinayetle ilk sırada yer alıyor. İstanbul’u 25 cinayetle Antalya, 18 cinayetle Bursa, 17 cinayetle Adana, 15 cinayetle Gaziantep takip ediyor.” şeklinde konuştu.


“Şiddet su gibi elden ele akıyor”


“Kadına yönelik şiddetin en önemli unsuru özellikle kadınlar ve yakınları tarafından gizlenmesi, yok sayılması. Duyabildiklerimizin yanında bir de buz dağının görünmeyen yüzü, yani duyamadıklarımız var. Bu sorunu görmeye başladığımız zaman çözümü için önemli bir adım atmış olacağız” diyen Zolo “Ne yazık ki hala uğradığı şiddeti dile getiremeyen, kendisi dahi yok sayan, korkusundan bastırılan kadınlarımız oldukça fazla. En üzücü ihtimallerden biri de şiddetin şiddet doğurduğu gerçeğiyle, şiddet gören kadınların bunu maalesef çocuklarına da yansıtması. Her toplumun temeli, o toplumun kadınları tarafından atılır. Her bireyi yetiştiren bir kadın vardır. Bu nedenledir ki değişimi başlatmak isteyen bir kadın öncelikle bunu kendi içinde benimsemeli. Kendine hak ettiği değeri vermeli daha sonra kız ya da erkek çocuklarını sağlıklı toplumu oluşturacak zihin ve davranış seviyesinde yetiştirmeli; bunun içinde asla şiddete yer olmamalıdır” derken çocukların sağlığı ve geleceği için annelerin şiddetten korunması gerektiğinin altını çizdi.


“Uzun vadeli yatırımlarla birlikte kısa vadeli çözümlere de ihtiyaç var”


“Evinde, işine giderken yolda, trafikte, iş yerinde, işinden evine dönerken yine yolda, yahut sosyal yaşamı içinde, okuluna giden bir öğrenciyken, arkadaşlarıyla sinemadan çıkmışken... Sürekli olarak tehdit altında olan kadın için toplumun bilinçlendirilmesi, eğitimin verimliliğinin arttırılması, sorunların yok sayılması yerine kabul edilip cezai yaptırımların caydırıcı ölçüde arttırılması en öncelikli yapılması gerekenlerdir. Ancak bunlar uzun süren, belki kuşaklar boyu oturacak bir alt yapıdır. Bu nedenle kısa süre içinde bu tehlikeleri bertaraf edecek çözümler sunmak gerekir. Hayatın her alanında üreten, üretimin içinde emek ve hak sahibi kadınların başarılarının sürekliliği için onlara güvenli alanlar ve yaşamlar sunmak bizim de amaçlarımız arasında. Çoğunluğu erkeklerden oluşan güvenlik sektörü içinde gerek kadın ve çocuk odaklı iş geliştirme anlayışımız gerek her kademede kadınlara görev veren yönetim anlayışımızla G4S Türkiye olarak, güvenliğin bir his olduğunu, sağlıklı ve huzurlu toplumların güvendeyken gülümseyebildiğini biliyoruz. “Gülümseyin Güvendesiniz” dediklerini belirten Zolo, G4S Türkiye tarafından geliştirilen ve kolayca telefonlara yüklenebilecek, G4Seninle uygulamasından da bahsetti: “G4Seninle telefonlarınıza kolaylıkla yükleyebileceğiniz mobil bir uygulamadır. Uygulama başınıza gelebilecek saldırı, araç kazası, ani düşme gibi sizi tehlikede bırakabilecek durumlarda, olayın yeri ve zamanının video görüntülü olarak, 7/24 hizmet veren Alarm İzleme Merkezimize, otomatik olarak bildirimini sağlar. Uygulamayı bluetooth ile uzaktan da çalıştırabilirsiniz. Alarm İzleme Merkezimize ulaşan alarm durumları, operatörlerimiz vasıtası ile gerçek zamanlı olarak sizin isteğiniz doğrultusunda öncelik sırasına göre aranacak kişi ve yerlere derhal bildirilerek, gerekli önlemlerin alınması sağlar. Böylece kendinizi ve sevdiklerinizi her zaman güvende hissedersiniz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.