EĞİTİM - 23 Ocak 2017 Pazartesi 17:39

YDÜ Mimarlık Fakültesi mezunları diplomalarını aldı

A
A
A
YDÜ Mimarlık Fakültesi mezunları diplomalarını aldı

Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi 2016-2017 Güz Dönemi mezunları diplomalarını aldı.
Mimarlık Fakültesi 2016-2017 Güz Dönemi mezuniyet töreni Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Tören Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, KKTC lideri Dr. Fazıl Küçük, KKTC Kurucu Başkanı Rauf R. Denktaş ve şehitlerimizin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Törene YDÜ Rektörü Prof.Dr. Ümit Hassan, Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Şenol Bektaş, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Uğurcan Akyüz, öğretim elemanları, öğrenciler ve veliler katıldı.

Prof. Dr. Uğurcan Akyüz; "Kopya değil, kopya edilen olun"
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Uğurcan Akyüz açılış konuşmasında, "Sevgili öğrenciler bana sorarsanız sıkıntılı bir coğrafyanın kenarında siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarının ucunda ateşkes koşullarında ama barış ve huzur içinde insanların yaşadığı bir ülkede okudunuz. Fakültemizin başarıları ve alandaki farklılığı, öğretim elemanları, donanım ve mekan açısından yeterli düzeyde bir ortamda, bölgenin en iyi ve büyümekte olan üniversitesinin çatısı altında uygun öğrenme koşullarında sürdürdüğünüz eğitiminizi tamamlamış bulunuyorsunuz” dedi.
Bir ders örneği ve halk hikayesi ile konuşmasına devam eden Prof.Dr. Uğurcan Akyüz, “Mimar Sinan’ın baş mimar olmasını kıskanan diğer mimarlar padişahın huzuruna çıkarlar. Sürekli Mimar Sinan’ı ona kötülerler. Bunun yaptığı nedir, bunu biz de yaparız, bunun yaptığı kötüdür, kubbesi ilk karda çöker, minaresi ilk depremde yıkılır, iyi değil, güzel değil gibi bir sürü gerekçe ile padişahı Mimar Sinan’a karşı doldurmaya çalışırlar. Padişah dinler elbette bunları. Ancak hemen Mimar Sinan’ı çağırır huzuruna. Masanın üstüne üç tane bilye koyar. Mimar Sinan’ı şikayet eden mimarlara der ki; hadi bakalım bu bilyeleri üst üste koyun. Uğraşırlar, çabalarlar, ter dökerler, birbirlerine düşerler, kızarlar, bağırırılar, çağırırlar ama bilyeleri üst üste koymak mümkün değil, pes ederler. Padişah döner Mimar Sinan’a hadi der sıra sende der. Mimar Sinan yüzüğünü çıkarır koyar masanın üstüne, yüzüğünün üstüne bir bilye, öbür yüzüğünü çıkarır onu koyar onun üzerine bir bilye daha. Üç tane bilyeyi de dizer. Öbürleri hemen başlar koro halinde çekiştirmeye: ama bu bir şey değil ki onu biz de yaparız. Padişah der ki; tabi ki siz de yaparsınız ama orjinalini yapan Mimar Sinan. Siz ancak onun kopyasını yaparsınız!” diyerek mezun öğrencilere “kopya eden değil, kopya edilen” olmalarını dileyerek, yollarının açık olmasını diledi.

"Bir mimarlık fakültesi öğrencisi olmak hayal gücü, azim, hırs, dayanıklılık ve sabır gerektirir”
Mimarlık Fakültesi 2016-2017 Güz Dönemi mezun öğrenciler adına Mimarlık Fakültesi ve Peyzaj Mimarlığı Bölüm birincisi Canan Üstündağ konuşmasında, “Fakülte birincisi olarak konuşma şansına sahip olduğum için çok şanslıyım. Bir Mimarlık Fakültesi öğrencisi olmak hayal gücü, azim, hırs, dayanıklılık ve sabır gerektirir” diyerek hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen öğretim üyelerine, her koşulda sabırla yanına olan ailesine, arkadaşlarına teşekkürlerini sundu.
Konuşmanın ardından yabancı öğrenciler adına da dönem mezunu Raşha Tarbush; Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak gerçekleştirdiği konuşmasında kısaca; ikinci vatanım dediği KKTC’de olmaktan çok mutlu olduğunu Üniversiteye, Fakülteye, hocalarına, arkadaşlarına çok şey borçlu olduğunu belirtti. Üniversitede artık bir çalışan olarak yaşlamak istediğini belirtti.

Prof. Dr. Şenol Bektaş: "Çok zor bir fakülteden mezun oldunuz"
Ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş, “Mimarlık Fakültesinin sevgili mezunları söylememe gerek yok siz bunu birebir yaşadınız. Çok zor bir fakülte. Projeleriyle olsun, uygulamalarıyla olsun. Siz de mezun olduktan sonra, mimar olduktan sonra, sizlerde en küçük detayları büyüteceksiniz, bazı projeleri beğenmeyeceksiniz tekrardan çizeceksiniz” diyerek başarının disiplinli ve zamanı tasarruflu kullanmakta yattığını ifade etti.
Mimarlık Fakültesi’nin 1990’lı yıllarda kurulan ilk fakültelerinden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bektaş, böyle bir fakülteden mezun oldukları için gururlanmaları gerektiğini ve yeni hayatlarında başarılarının dileyerek, aileleri tebrik etti.
Konuşmaların ardından diploma takdimine geçildi. Diploma törenine Aysel Üçöz ve Serhan Birber’in müzik dinletisi ile devam edildi. Müzik dinletisinin ardından öğrenciler keplerini hava attılar.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.