ASAYİŞ - 29 Nisan 2024 Pazartesi 11:17

Yeni doğan bebeğini 3. kattan atarak ölümüne neden olan şüpheliye ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi

A
A
A
Yeni doğan bebeğini 3. kattan atarak ölümüne neden olan şüpheliye ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi

Şişli’de yeni doğurduğu bebeğini 3. kattaki banyonun penceresinden apartman boşluğuna atan ve bebeğin cesedini çürümeye bırakan şüphelinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi.


Şişli’de 18 Aralık 2023’de yaşadığı evin banyosunda kendi başına doğum yaptığı ve ardından 3. kattaki banyonun penceresinden bebeğini aşağıya atarak ölümüne neden olduğu iddia edilen şüpheliye yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Kader K. (23) ‘şüpheli’ sıfatıyla, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ‘müşteki’ sıfatıyla, şüphelinin yeni doğan kızı ise hüviyeti meçhul bebek olarak ‘maktul’ sıfatıyla yer aldı.



Yeni doğan bebeğini çürümeye bırakmış


Hazırlanan iddianamede, polis ekiplerine yapılan ihbar üzerine olay yerine gidildiği ve 2 bina arasındaki boşlukta, yerde tamamen çıplak bebek cesedi bulunduğu belirtilerek soruşturma işlemlerine başlandığı aktarıldı. Bebeğin bulunduğu zeminin beton olduğunun aktarıldığı iddianamede, bebeğin baş bölgesinde parçalı kırık olduğu değerlendirilen derin yaralanmanın olduğu, kordon bağının bulunduğu ve bebeğin cesedinin çürümeye başladığı kaydedildi.



Aile ve yakınlarının hoş karşılamayacaklarından korktuğu belirtildi


İddianamede, şüpheli Kader K.’nın uzaktan akrabası ile evlilik dışı gönül ilişkisi olduğu, şüphelinin bu birliktelik nedeniyle gebe kaldığı, gebe olduğunu ailesine ve yakınlarına hoş karşılamayacaklarından korkması nedeniyle söyleyemediği, banyoda kendi başına doğum gerçekleştirdikten sonra ise durumu kimseye açıklamayacağını düşünerek içinde bulunduğu 3 kattaki evin banyo penceresinden yeni doğan bebeğini aşağıya, beton zemin üzerine attığı kaydedildi.



‘’Attıktan sonra baktığımda kanlı vaziyette yerde yatıyordu, sonrasında daha çocuğa hiç bakmadım’’


Şüpheli Kader K.’nın ifadesine de yer verilen iddianamede, doğumdan sonra bebeğin hiç yaşam belirtisi göstermediğini söyleyerek, ‘’Çocuğu olduğu haliyle banyonun camından aşağıya attım ve tekrar odama gittim. Attıktan sonra camdan baktığımda çocuk kanlı vaziyette yerde yatıyordu. Sonrasında daha çocuğa hiç bakmadım. Bu durumdan dolayı pişmanım’’ dediği anlatıldı.



Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi


Hazırlanan iddianamede şüpheli Kader K.’nın ‘beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan altsoya karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelinin yargılanmasına önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Organik çilek üretiminin merkezi Hüyük’te başlangıç fiyatları üreticileri memnun etmedi Türkiye’nin çilek üretiminde önde gelen merkezlerinden Konya’nın Hüyük ilçesinde yaz dönemi yaklaşırken yetiştirilen organik çileğin başlangıç fiyatları üreticiyi memnun etmedi. İlçede bu yıl mevsim şartları dolayısıyla çilek üretimi önceki yıllara göre daha erken başladı. Üretimdeki bolluk üreticiyi sevindirirken, alım fiyatları ise henüz beklentileri karşılamadı. İlçeden yurt içinin yanı sıra dış pazarlara da ihraç edilen coğrafi işaret tescil belgeli Hüyük çileği yüksek aroması nedeniyle tercih ediliyor. Ürün sofralık olarak marketlerde yerini almaya başlarken, fabrikalara da gönderiliyor. Fabrikalara gönderilen küçük çilekler kilosu 20 liradan alıcı bulurken, sofralık olan daha irileri ise 35-40 lira arasında değişen fiyatlardan satılıyor. "Fiyatların daha da yükselmesini bekliyoruz" Hüyük’te çilek üretimi yapan Sabit Altınyazar, üç farklı cinste üretim yaptığını anlatarak ilçede yetiştirilen organik çileğin hem iç pazar hem de dış ülkelere gönderildiğini aktardı. Kendisinin de 20 dekarlık bir alanda çilek yetiştiriciliği yaptığını vurgulayan Altınyazar, üretimin başlaması ile birlikte başlangıç fiyatlarının makul olduğunu ancak beklentilerinin altında kaldığını dile getirdi. Beklentilerinin artan maliyetler nedeniyle daha yüksek olduğunun altını çizen Altınyazar, Türkiye’deki diğer bölgelerde önümüzdeki haftalarda çilek üretiminin azalmasıyla Hüyük çileğinin gerçek değerini bulacağına inandığını belirterek, “Fiyatların daha da yükselmesini bekliyoruz. Şu anda benim bahçemdeki ürünümden bu yıl için 40-45 ton civarında bir rekolte beklentim var” dedi. Çilek üreticisi Neslihan Çetin ise çilek yetiştiriciliğinin zor olmasına rağmen karşılığını yeterince alamadıklarını savundu. Çetin, “Aracılar arada para yiyor. Şu an ki fiyatlar beklediğimiz fiyatlar değil. Böyle giderse bırakacağız. Çünkü emeğimizin karşılığını alamamaya başladık. 12 yıldır bu işi yapıyorum ama iki yıldır çöp ettiler çileği. Oysa son iki yıla kadar güzeldi, iyi gelirler elde ediyorduk” ifadelerini kullandı. Çilek üreticisi Ahmet Çetin ise, son dönemde maliyetlerin arttığını kaydetti. Çetin “Her şey pahalandı ama çilek fiyatları yerinde sayıyor. Bu kadar çalışmaya, bu kadar emeğe bu fiyatlar kurtarmıyor. Çilek üretimi öylesine kolay olmuyor. Sadece gündüz değil, gece de çalışıyor, sulamasını yapıyoruz. Bu kadar emeğe, bu fiyatlar bizlere de yazık” diye konuştu.
Ankara Çocukların yetiştirdiği meşe fideleri doğayla buluştu Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan 18 adet "Çocuk Etkinlik Merkezi"nin geliştirdikleri ağaçlandırma projesi kapsamında yaklaşık 400 çocuk, filizlendirdikleri meşeleri BAKAP’ta toprakla buluşturarak fidanlık oluşturdu. Ankara Büyükşehir Belediyesi, çocuklarda çevre bilinci oluşturmak, doğa ve ağaç sevgisi aşılamak amacıyla çeşitli projelere imza atıyor. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren 18 adet "Çocuk Etkinlik Merkezi", Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı iş birliğiyle Başkent Kalkınma Projesi’nde (BAKAP) fidanlık oluşturdu. Proje kapsamında 2023 Kasım ayında “Meşe Palamudu Tüpleme” etkinliği sonrasında filizlenen meşeler BAKAP’ta doğayla bütünleşti. Yaklaşık 400 çocuğun bakımını üstlendikleri meşeler, yine çocuklar tarafından toprakla buluşturuldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı Çocuk Hizmetleri Şube Koordinatörü Nagehan Turpçu, amaçlarının doğayı seven, doğa dostu çocuklar yetiştirmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Fideye dönüşen meşe palamutlarını bugün toprakla buluşturduk. Bu projemizi her sene TEMA Vakfı’yla birlikte meşe palamutlarını tüpleyerek Ankara’nın farklı bölgelerinde toprakla buluşturacağız. Amacımız çocuklara yeşil bir Ankara bırakmak. Fidanlarımızı toprakla buluşturmak için Ankara’da çok önemli bir merkez olan BAKAP’ı tercih ettik. Burada Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğünün bir ormanı olsun istedik. Bugün burada can suyu verdiğimiz fidanlar, çocuklarımızla birlikte büyüyecekler.”
Ankara Büro Memur-Sen: “Şiddete karşı bütün memurlar korunsun” Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) Genel Başkanı Yusuf Yazgan, şiddet konusunda bütün kamu görevlilerini ve kamu hizmetini yerine getiren çalışanları koruyacak bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Büro Memur-Sen, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na gönderdiği yazı ile kamu görevlilerine şiddet konusunda yapılacak düzenlemenin bütün kamu görevlilerini kapsaması talebini iletti. Konuyla ilgili bilgi veren Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını, sağlıkçıya da, eğitimciye de, gümrük memuruna da yapılan saldırıları kınadıklarını söyledi. Şiddete yönelik Ceza Kanunu’nda düzenlemeler olmasına karşın kamu görevini yerine getirenlere karşı ek düzenlemelerin ihtiyaç haline geldiğini belirten Yazgan, “İlk sağlık çalışanlarına yönelik olarak yapılan, şimdi de eğitim çalışanlarına yönelik yapılması hazırlığında bulunulan şiddetle mücadele konusunda daha kapsayıcı ve sorunu bütün olarak çözen bir adım atılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi aşamasında vatandaşlarla yüz yüze görev yapan kamu görevlilerinin şiddete maruz kalma oranlarının daha yüksek olduğunu belirten Yazgan, bunların başında ise adliye, maliye, SGK, İŞKUR, valilik çalışanları, nüfus memurları, Ticaret Bakanlığı, gümrük çalışanları, Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki kamu görevlilerinin geldiğini ifade etti. Her meslek grubuna yönelik şiddete her zaman karşı çıktıklarını ve mağdurların yanında yer aldıklarını belirten Yazgan, kamu görevlilerine yönelik şiddete karşı devletin koruyucu girişimlerini bu açıdan önemsediklerini söyledi. Yapılacak düzenlemenin bütün kamu görevlilerini kapsayıcı şekilde olması taleplerine ilişkin de Yazgan, “Sağlık çalışanları şiddete maruz kaldığında toplumsal olarak tepki gösterdik, sağlıkta şiddet yasası ve buna bağlı olarak tutuklu yargılama düzenlemesi yapıldı. Bütün toplumu ayağa kaldıran bir menfur olay yaşandı ve bir okul müdürümüz öğrencinin saldırısıyla hayatını kaybetti. Haklı olarak eğitimcilere yönelik şiddetin önlenmesi çağrıları yapıldı ve bu çağrıya olumlu cevap geldi. Bu çağrıların karşılık bulması sorunların çözümüne yaklaşım açısından çok önemlidir. Biz meseleyi bütüncül olarak çözmek için sesleniyoruz: Her meslek grubunun başına bir şey geldikçe bir yasal düzenleme yapmak yerine, bütün kamu görevlilerini ve kamu hizmetini yerine getiren çalışanları şiddetten koruyacak, tutuklu yargılama dahil birçok caydırıcı müeyyideyi içeren bir düzenleme hayata geçirilmelidir. Bir kez yapılacak düzenlemeyle kamu görevlilerine ve kamu hizmetlerine karşı şiddetle mücadelede önemli bir adım atmış oluruz” ifadelerini kullandı.