ASAYİŞ - 30 Nisan 2024 Salı 17:35

‘Yeni doğan bebek’ vurgunu şebekesi operasyonunda 14 kişi tutuklandı

A
A
A
‘Yeni doğan bebek’ vurgunu şebekesi operasyonunda 14 kişi tutuklandı

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma çerçevesinde, aralarında 14 doktor, 17 hemşire ve 8 sağlık çalışanının olduğu 300 kişilik şebeke operasyonla çökertilmişti. SGK’yı yaklaşık 500 milyon lira zarara uğratan şebekeye üyelerinden 14’ü sevk edildiği adliyede çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.


İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İstanbul ve Tekirdağ’da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 2022 yılında yapılan ihbar ve şikayetler üzerine inceleme başlattı. Savcılık, 2023 yılı itibariyle başlattığı soruşturmada İstanbul ve Tekirdağ’da örgütlü halde hareket ederek, rüşvet suçuna konu maddi menfaat temin ettikleri bilgisine ulaşmış, eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıran 300 kişilik şebeke çökertilmişti.


Yapılan soruşturmada aralarında 14 doktor, 17 hemşire, 8 sağlık çalışanı ve hastaneye yöneticilerinin de bulunduğu 300 kişilik şebekenin yeni doğan bebekleri çeşitli gerekçeler göstererek kamudan özel hastanelere sevk ettikleri, yoğun bakım ünitelerinde günlerce tuttukları ve devlete yüklü miktarda fatura çıkardıkları tespit edilmişti. Aralarında Reyap Hastanesi Çocuk Doktoru ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Dr. Fırat Sarı, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Dr. İlker Gönen’in de bulunduğu çok sayıda doktorun yüzde 20 komisyonla çalışarak haksız kazanç elde ettikleri belirlenmiş, bu yöntemle SGK’yı 500 Milyon liraya yakın zarara uğratıldığının anlaşılmasının ardından polis ekipleri tarafından operasyon için düğmeye basılmıştı.


Ekipler haklarında gözaltı kararı bulunan aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 41 kişiden 40’ını İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenledikleri baskınlarda yakalamış, 259 kişi ise savcılığa ifadeye çağrılmıştı.


Şebekenin 2 yıl içerisinde yüzlerce bebeği naklettikleri Beylikdüzü Medilife, Avcılar Hospital, Medicine Esenyurt ile Reyap Esenyurt ve Reyap Çorlu gibi özel hastaneler de mercek altına alındı. Firari bir şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürerken, zanlıların “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi” ve “rüşvet” suçlarından emniyetteki sorguları tamamlanarak adliyeye sevk edildi.


Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 34 şüpheli şahıstan 5 şüpheli şahıs alınan ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 15 şüpheli de adli kontrol tedbiri uygulanmak suretiyle serbest bırakılırken, 14 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas “İris” fotoğrafçılığı ilgi görüyor İnsanların parmak izleri gibi eşsiz olan ve kişileri diğerlerinden ayıran ’iris’ fotoğrafı, son zamanlarda büyük ilgi görüyor. İnsan gözünde göz rengini belirleyen, gözün ön kısmında saydam bir katmanın arkasında bulunan ve göz bebeğini çevreleyen ‘iris’ fotoğrafçılğı son dönemde oldukça popülerleşmeye başladı. Göz rengini belirleyen pigmentasyonun yanı sıra kişinin genetik özelliklerini de yansıtan benzersiz bir desene sahip olan İris, her bireyde farklı olup adeta parmak izi gibi benzersiz bir kimlik oluşturuyor. Göz bebeğinin ışık miktarını kontrol ederek görme fonksiyonunu düzenleyen iris, son zamanlarda fotoğrafçılık alanında da ilgi çeken bir konu oldu. İris fotoğrafçılığı yapan Suat Duman Sivas’ta oldukça ilgi olduğunu ifade ederek, genellikle yeni nişanlamış, evlenmiş çiftler ve çocuklu ailelerin bu fotoğrafı tercih ettiğini belirtti. “Çekimi zor ama keyifli” Uzun zamandır fotoğrafçılığın çeşitli dallarını yapmaya başladığını belirten Suat Duman, “Son zamanlarda özellikle yurt dışında popüler olan ve ülkemizde de popülerleşmeye başlayan iris fotoğrafçılığını Sivas’ta yapmaya başladım. ‘İris’ insanın göz bebeği üzerindeki fotoğrafının çekilmesi anlamına geliyor. Bunları çekerken genellikle hediyelik tarzı ürünler yapıyoruz. Çekimi zor ama sonuç olarak baktığınız zaman oldukça keyifli bir fotoğrafçılık dalı diyebilirim. Yurt dışında bu zaten popülerdi. Özellikle Almanya, Fransa gibi ülkelerde ciddi anlamda popülerlik mevcuttu. Türkiye’de yaklaşık üç yıldır popüler. Biz kendi müşterilerimizi zaman zaman çekiyorduk ama daha sonra bu işi ticarileştirip faaliyete dönüştürdük. Stüdyomuzun bir kısmını iris fotoğrafçılığı konusunda geliştirdik. Çekimlerimizi bu şekilde yapıyoruz” şeklinde konuştu. “İris retinası büyüleyici bir güzelliğe sahip” Sivas’ta ilgi olduğunu ve genellikle yeni nişanlamış, evlenmiş çiftler ve çocuklu ailelerin bu fotoğrafı tercih ettiğini ifade eden Duman; Fotoğraflarını çekiyoruz, düzenlemelerini yapıyoruz. Düzenlemelerini yaptıktan sonra kişinin tercihine göre anahtarlık, kolye, tablo, cam baskı çerçeveli fotoğraf artık ne istiyorsa, nasıl bir ürün istiyorsa ona göre ürünü hazırlayıp teslim etmeye gayret ediyoruz. Herkesin göz bebekleri herkesin birbirinden farklı. Tüm göz bebekleri birbirinden eşsiz farklı diyorlardı. Çekmeye başlayınca bunu gayet güzel bir şekilde gördük. Yani özellikle şu şekilde oluyor bazı durumlarda vatandaş dışarıda gözünün mavi olduğunu zannedebiliyor ama çekimini yaptığımız zaman göz renginin farklı olduğu ortaya çıkıyor. Kendisi de şaşırıyor. Özellikle retina kısmı iris retinası eşsiz büyüleyici bir güzelliğe sahip olduğu için gerçekten farklı fotoğraflar, farklı hissiyatlar ortaya çıkabiliyor. Aynı parmak izi gibi eşsiz olduğunu birbirinden farklı olduğunu söylememiz gayet normal” dedi.
İstanbul Bakü’de ADA Üniversitesi’nde ‘COP29’a Doğru İklim-Su Zirvesi’ yapıldı AGRO TV Türkiye ve Azerbaycan CEO’su Doğan Başaran ve Aqualink MMC CEO’su Orhan Mikayil arasında imzalanan iyi niyet beyanıyla kurulan Sürdürülebilir Gelecek Platformu, ülkelerin siyasi ve politik yaklaşımlarının dışında, görüşlerin yansıtılması ve tartışılabilmesi, farklı yaklaşım ve önerilerin temsil düzeyinde seslendirilmesi adına bu yıl COP’29 özerk pavilyonlarında STK temsilcileri, akademisyenler ve özel sektör temsilcileri ile yer alacak. Sürdürülebilir Gelecek Platformu olarak COP29’a kadar gerçekleştireceği etkinliklerin ilki olan ’COP29’a Doğru İklim-Su zirvesi’ 16 Mayıs’ta ADA Üniversitesi Bakü iş birliğinde ve ev sahipliğinde, Boğaziçi Üniversitesi İklimBU ve TÜBİTAK MAM partnerliğinde ve Aqualink iş birliğinde komisyon üyelerinin katılımı ile gerçekleştirildi. BM Azerbaycan’ın da katılım ve destekleri ile gerçekleşen ve İklim-Su temasını merkeze alan zirvede bir çok akademisyen, Azerbaycanlı Milletvekilleri, iş insanları ve STK temsilcileri de yer aldı. “İki ülkenin kıymetli bilim insanlarını biraraya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz” Agro TV Türkiye ve Azerbaycan CEO’su ve Sürdürülebilir Gelecek Komisyonu Türkiye Başkanı Doğan Başaran, gerçekleştirdiği açılış konuşmasında küresel bağlamda iklim değişikliğine karşı ortak önlem alınabilmesi ve bu önlemlerin konuşulması için en doğru zamanda olunduğundan bahsederek, “Sürdürülebilir Gelecek Platformu olarak üç yılı aşkın süredir bu hedef ve amaçlar doğrultusunda etkinlikler ve zirveler gerçekleştiriyoruz. Bu konunun her geçen gün daha önemli olacağının altını çiziyor ve iklim iletişiminin önemini vurguluyoruz” dedi. Azerbaycan’ın ev sahipliğinde COP29’un önemli iklim eylemlerinin hayata geçirilmesi için bir fırsat sunacağına olan inancının altını çizen Başaran, komisyon olarak ADA Üniversitesi ev sahipliğinde Bakü’de İklim ve Su Zirvesi’nde iki ülkenin önemli bilim insanlarını ve taraflarını bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. “İklim ve su konusunda bilimsel-pratik araştırma fırsatı ve farkındalığı sunuyoruz” ADA Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirdikleri İklim - Su Zirvesi’nin ve planladıkları gelecek etkinliklerin iklim değişikliğinin etkilerinin ve su kaynakları yönetiminin bilimsel-pratik bir tartışma ve araştırma nesnesine dönüştürülmesinde önemli bir rol oynayacağına olan inancının altını çizen Aqualink LLC CEO’su ve Sürdürülebilir Gelecek Komisyonu Azerbaycan Başkanı Orhan Mikayil, Aqualink olarak etkinliğe olan destekleri ve katkılarının kendileri için gurur kaynağı ve yeni uzmanlar ve bilim temsilcileri için gelişim fırsatları oluşturulmasında paha biçilmez bir destek olduğunu belirtti. Orhan Mikayil, “Bu tür etkinliklerin ülkemizde sürekli düzenlenmesi ve kardeş Türkiye devletinin bölgedeki iklim ve su sorunlarına katkı sağlaması işbirliğimizin derinleşmesine büyük ivme kazandırdı” dedi. “Su ve Azerbaycan: İklim Değişikliği ve Etkileri” ve “İklim Değişikliği ve Su” panellerinde iklim ve su konuları, alanında uzman isimler ve bilim insanları tarafından kamuoyunun dikkatine sunuldu.
Ankara Bakan Yerlikaya: "KISKAÇ-16 operasyonlarında 46 şüpheli yakalandı" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara merkezli 28 ilde FETÖ’ye yönelik gerçekleştirilen KISKAÇ-16 operasyonlarında 46 şüphelinin yakalandığını duyurdu. Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Ankara merkezli 28 ilde FETÖ’nün Emniyet Mahrem Yapılanması içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren şahıslara yönelik düzenlenen KISKAÇ-16 operasyonlarında 46 şüpheli yakalandı. FETÖ’cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" ifadelerini kullandı. Paylaşımında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; aralarında Ankara, İstanbul, Bursa ve Tokat başta olmak üzere 28 ilde FETÖ’ye yönelik düzenlenen operasyonların detaylarına ilişkin bilgi veren Yerlikaya, şu ifadeleri kullandı: "Örgütün kendi içinde oluşturduğu hiyerarşiye göre hareket ettikleri, devletin farklı kademelerinde görev aldıkları, çeşitli görev ve vasıflardaki örgüt üyelerinin, kendilerine zimmetlenen emniyet mensubu şahıslarla toplantılar gerçekleştirdikleri, örgüte kazandırmaya çalıştıkları emniyet mensuplarıyla ilgili çeşitli faaliyetler planladıkları, emniyet personellerini aile, tayin ve sağlık durumlarına kadar takip ettikleri ve personellerini örgütün kendi içerisinde oluşturduğu kodlamalara göre kodladıkları ve örgütün ’mahrem yapılanması’ içerisinde sorumlu düzeyde görev alanları da örgüte bağlılık durumuna göre kodlayarak, kişisel ve örgütsel bilgileri kaydettikleri tespit edildi."