EKONOMİ - 17 Ağustos 2023 Perşembe 11:17

Bakan Şimşek: "Yüzde 4 buçuk seviyesinde bir büyüme öngörüyoruz"

A
A
A

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği’nin 66’ncı Genel Kurulu’na katıldı. Genel kurulun açılışında konuşan Bakan Şimşek, ihracatın desteklenmesinin büyük önem arz ettiğini belirterek, “Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz. Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir, haklı bir gerekçeleri kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir” dedi.

“Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarı olmasını bekliyoruz”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, “Bankacılık sektörümüz 2000’li yılların başından itibaren yapısal dönüşüm ve iyi yönetim sayesinde yakaladığı güçlü ivmeyle ülkemizin büyüme performansına çok önemli katkılar sunmuştur. Küresel finansal kriz, yakın dönemde yaşanan salgın ve bir çok iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını ispatlamıştır” dedi. Önümüzdeki 5 yıl içinde küresel büyümenin potansiyelin oldukça altında bir büyümeyle seyredeceğini söyleyen Şimşek, ”Önümüzdeki 5 yıl içerisinde küresel büyümenin yüzde 3 civarı olması bekleniyor. Burada parasal sıkılaşmanın etkisi ve yapısal karşı rüzgarlar da var. Küresel enflasyon düşüyor ancak hala uzun dönem ortalamalarının üzerinde. Küresel parasal sıkılaşma etkisini hissediyor. Enflasyondaki düşüş önemli; çünkü parasal sıkılaşmanın muhtemelen sonuna geldik. 2024’ün ikinci yarısından itibaren bir gevşeme olasılığı artmıştır” diye konuştu.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının son 20 ayda toplam 262 kez faiz artışı yaptığını söyleyen Şimşek, “Son 20 ayda 12 gelişmiş ülke merkez bankası toplam 104 kez, 22 gelişmekte olan ülkede 158 kez olmak üzere toplamda 262 kez faiz artırmıştır. Parasal sıkılaştırma döngüsünün sonuna yaklaşıyor olmamız oldukça olumlu. Ümit ediyoruz ki; 2024’ün ikinci yarısından itibaren küresel finansman koşullarında daha destekleyici ortam ile karşı karşıya kalırız. Büyüme performansımız oldukça güçlü seyretmeye devam ediyor. 2023 yılında küresel finansal koşullara rağmen yüzde 4,5 civarında bir büyüme öngörüyoruz. Bir süredir büyümenin temel belirleyici iç talep olmuştur. İç talep güçlü artış makro finansal istikrarı cari açık ve enflasyon üzerinden tehdit ediyor. Politika çerçevemizi yeniden dengelenme ihtiyacına göre şekillendiriyoruz. Ekonomi politikalarımızda şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimizdir” ifadelerini kullandı.

“Serbest kambiyo rejimini destekliyoruz”

“Biz, teşebbüs hürriyetini, serbest kambiyo rejimini, dalgalı kur sistemi, dışa açık, kurala dayalı ekonomi ilkelerini benimseyen bir sistem anlayışı içinde ilerleyeceğiz” diyen Şimşek, “Kısa vadede önceliğimiz makro finansal istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve öngörülebilirliğin artırılmasıdır. Para, maliye ve kredi politikalarımızı bu hedeflerimizi sağlayacak oluşturuyoruz” dedi.

Para politikalarında sadeleşme ve sıkılaşmanın devam edeceğini belirten Şimşek, “Para ve maliye politikalarını eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz. Seçim sonrası azalan siyasi belirsizlik, para ve maliye politikasında attığımız adımlar beklentileri olumlu etkilemeye başlamıştır. Risk primi 700 baz seviyesinde 400 baz civarına gerilemiştir. Bu ekonomideki bütün aktörlerin daha uygun maliyetlerle kaynak bulmalarının önünü açmıştır. Küresel finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen ülkemizin eurobond tahvil faizlerinde 100 baz puan düşüş olmuştur.

Kredi derecelendirme kuruluşları ülkemiz için daha olumlu bir perspektif sunmaya başlamışlar, geçtiğimiz bir kredi derecelendirme kuruluşu bankacılık sistemimizin görünümünü negatiften durağana çevirmiştir. Sermaye piyasalarımıza fon akışı başlamıştır. Tüm bu gelişmeler yurt dışı finansmana erişimi kolaylaştırırken aynı zamanda maliyeti de önemli ölçüde azaltmıştır. Sektörü tedirgin eden negatif net faiz marjı dönemi de büyük oranda geride kalmıştır” diye konuştu.
Bankacılık sektörünün yüksek aktif kalitesiyle, güçlü sermaye yapısıyla sağlıklı bir görünüme sahip olduğunun altını çizen Şimşek, “Burada özellikle önümüzdeki dönemde finansal mimari ve altyapının güçlendirilmesi programıyla finansal ekosistemde uygulayacağımız reformlarla finansal istikrarı daha güçlendireceğiz. Sermaye piyasalarını derinleştireceğiz. Sürdürülebilir finans, katılım finansı ve sigortacılık sektörünün gelişmesi için önemli adımlar atacağız. Bu çerçevede finansal piyasalarda risk yönetimini güçlendireceğiz. Karbon piyasasını kuracağız TCMB ürünlerinin katılım finansa uyumunu sağlayacağız” şeklinde konuştu.

“Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz ediyor”

Bankacılık sektörünün reel ekonomiyi desteklemek için önümüzdeki dönemde yurt dışı finansman imkânlarını daha güçlü şekilde değerlendirmesini beklediklerini anlatan Şimşek, “Daha önce altını çizdiğim gibi iç talepte dengelenme ihtiyacı var. Bankalardan programımıza uygun hareket etmesini bekliyoruz. Özellikle ihracatın desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Bugüne kadar kamu bankaları ihracata ve yatırımların finansmanı ile ticari krediler çok büyük bir rol üstlendiğini görüyoruz.

Özel sektör bankalarının bu anlamda geride kalmasının sebeplerini de iyi biliyoruz. Özel bankaların sadece tüketici kredilerine odaklandıkları dönem artık geride kalmalı, çünkü bunun şartları ortadan kalkmıştır. Bu sürdürülebilir değildir, haklı bir gerekçeleri kalmamıştır. Reel sektörü desteklemek esas vazifemizdir. Reel sektör yatırım, istihdam, üretim ve ihracat çerçevesinde önceliklendirilecektir. Sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanması için reel sektörün finansmana erişimi olmazsa olmazdır.

Önümüzdeki dönemde daha seçici bir şekilde ülkemizin cari açığını azaltacak, enflasyonu kontrol altına alacak politikalarımızla uyumlu bir şekilde büyümelerinin devamını arzuluyoruz” şeklinde konuştu.

“Reel ekonomiye çok daha güçlü bir şekilde desteklerinin devamını arzuluyoruz” diyen Şimşek, “Bu politikada biz de üzerimize düşeni yapacağız. Sizleri birer paydaş olarak görüyoruz. Sizinle birlikte programı uygulamayı ve hatta bazı tedbirlerinin tasarımını da birlikte yapmak istiyoruz. Bu sadece bir arzu değil bir ihtiyaçtır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBB Başkanı Alpaslan Çakar ile birlikte eski BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’e teşekkür plaketi verdi. Akben’in 17 Mayıs itibariyle BDDK başkanlığı görevi sona ermişti.

Ali Canberk Özbuğutu - Uğur Çetin - Murat Ergin

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Ali Çamlı: “Herkes kendilerine çekidüzen verecek, aklını başına alacak” Kayserispor Başkanı Ali Çamlı, Konyaspor maçının ardından, yaptığı açıklamada, “Hakemler kendilerine çekidüzen verecek, akıllarını başlarına alacaklar. Bir şehrin kaderiyle oynayacak düdükler çalınmasın” dedi. Kayserispor - Konyaspor karşılaşmasının 10. dakikasında sarı-kırmızılı ekipten Nazon’un hakem Halil Umut Meler tarafından kırmızı kartla oyun dışı bırakılmasının ardından sahaya girmeye çalışan Kaysersipor Başkanı Ali Çamlı güvenlik görevlilerince alandan uzaklaştırılmıştı. 2-2 biten maçın ardından açıklamalarda bulunan Başkan Ali Çamlı, VAR hakemleri Serkan Tokat ve Ümit Öztürk’ün düdüklerini bırakması gerektiğini söyledi. Sahada şehrin kaderiyle oynayacak düdüklerin çalınmaması gerektiğini vurgulayan Çamlı, “Benim hakeme saldırım yok. Ama o VAR’daki haysiyetsizler bir daha düdük çalarsa Türk futbolunun katilidir onlar. Serkan Tokat, Ümit Öztürk düdüğü bıraksın. Türk futbolunun namuslu ellerde yönetilmeye ihtiyacı var. On binler buraya geliyor, bu adamlar asgari ücretle çalıştıkları paradan bilet alıp ait oldukları şehrin takımını desteklemeye geliyor. Bu kadar haysiyetsizlik, onursuzluk olmaz. Kırmızı kart gösterilebilir. Ben hakeme ne için kırmızı kartı gösterdiğini sormak için gidiyorum. Bunu da şehrimin takımı için yaparım, ceza falan umurumda değil. İstedikleri cezayı verebilirler. Benim bu kulübe 2 yıldır verdiğim emeğin karşılığında bu sahada bunların yapılmasını şehrim adına hazmedemiyorum. Sezon başından beri hakemlerle ilgili efendiliğimizi muhafaza ettik, yeter. Bu kadar gözün önünde dokununca kırmızı kart veriliyorsa bu futbol oynanmasın. Hakemler kendilerine çekidüzen verecek, akıllarını başlarına alacaklar. Buradan evlerine ekmek götürüyorlar. Bu ekmeğin helal mi, haram mı dikkat edecekler. Halil Umut Meler beğendiğim bir hakem, bugün ona da bir eksi veriyorum. VAR’daki yanlış da yönetse seni, sen doğruyu göreceksin. Sahada konu mankeni değilsin. Bu işin altında başka niyetler arıyorum. Herkes aklını başına alsın, bir şehrin kaderiyle oynayacak düdükler çalınmasın. Sahada oynanan mücadeleye asla şaibe düşmeyecek. Sen beni 10. dakikada 10 kişi bırakırsın, sahada 10 tane aslanım şerefiyle mücadele etti. Asıl teşekkür edilmesi gereken futbolcular, teknik ekip ve Burak Hoca’dır” dedi.
Balıkesir Kıyıda Hareketi Ayvalık kıyılarına sahip çıktı Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı (KIYIDA), Türkiye’de eş zamanlı olarak 16 bölgede “Kıyılar tüm canlı ve cansız varlıklarındır” sloganıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Akyaka Sahili, Altınoluk, Bodrum, Burgazada, Burhaniye, Çanakkale, Dalyan, Datça, Fethiye, Foça, Güzelbahçe, Heybeliada, İznik ve Van’da eş zamanlı gerçekleşen basın açıklamasının Ayvalık’taki etabı ise ilçenin dünyaca ünlü Sarımsaklı kumsalında gerçekleşti. Ortak yaşam alanlarının ticarileştirilmesine karşı yapılan açılamada, kıyı ekosistemlerini ve insanların kıyılara serbestçe erişimine ilişkin çağrıda bulunuldu. Ayvalık Tabiat Platformu tarafından yapılan açıklamada, kıyıların ranttan ve talandan kurtarılması gerektiği vurgulanarak, “Tüm Türkiye genelinde olduğu gibi bizler; Sarımsaklı Plajlarında endemik tür bitkilerin yok edilmesinin yanı sıra plajlardaki şezlong istilalarına karşı Ayvalık’taki yerel yönetimleri göreve davet etmiştik. Çünkü Anayasamızın 43. Maddesi ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu’muza göre; ’Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olmalıdır’ denilmektedir. Şimdi değişim zamanıdır. Bir bölümü Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, bir bölümü de Ayvalık Belediyesi sorumluluğunda olan kıyılar için, taleplerimizi yetkililere bir kez daha bugün buradan tekrarlıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, “Kıyı Kanunu uygulansın. Denetimler, bekletilmeden sezon içerisinde düzenli olarak yapılsın. Denizin içerisine girecek şekilde yerleştirilen şezlonglar geri çektirilsin. Kumsal üzerine kurulan duvarlar ve çitler kaldırılsın. Halkın denize girdiği tüm kıyılarda; ücretsiz soyunma kabini ve duş gibi şartlar sağlansın. Sermayenin değil, halkın canlı-cansız tüm varlıkların hakkı gözetilsin” taleplerinde bulunuldu. Ayvalık’ın kentsel siluetini mahveden Marina betonlaşması ve karşısındaki tarihi mirası yerle bir eden otel inşaatına işaret edilen açıklamada, “Ayvalık kentsel sit alanında kalan Setur Marina’nın peyzaj çalışması aldatmacasıyla betonlaştırılarak, AVM’ye çevrilmesini, denize adeta beton bir perde çekilmesini ve kamuya ait olan yeşil alanın KOÇ Grubu’na devredilmesini şiddetle kınıyoruz. Kent hakları kavramıyla hiç ilgisi olmayan, kamu yararını ve şeffaflığı hiçe sayan böylesi tepeden inme uygulamaları kente bir yarar sağlamayacağını artık tüm yetkililerin de anlaması gerekir. Ayvalık’ta betonlaşmaya son verilmelidir ve Ayvalık’ın tüm değerlerinin, kıyılarının korunması birinci öncelik olmalıdır" denildi.
Van Van’da Filistin için meşaleli yürüyüş yapıldı Van Filistin’e Destek Platformu tarafından İsrail’in Filistin’e yönelik devam eden saldırıları, binlerce kişinin katıldığı meşaleli yürüyüşle protesto edildi. Van Filistin’e Destek Platformu organizasyonuyla "Gazze’yi Unutma" temalı meşaleli yürüyüşü, Kent Park önünde başladı. Türkiye ve Filistin bayraklarıyla yürüyüşe katılan binlerce kişi, Maraş Caddesi’nde yürüyerek sloganlar attı. Kent Meydanı’nda son bulan yürüyüşün ardından Kur’an-ı Kerim okundu ve hayatını kaybedenler için dualar edildi. Daha sonra platform adına basın açıklamasını okuyan Hayati Beyde, Aksa Tufanı Harekatının üzerinden 230 günün geçtiğini belirtti. Gazze’de şehit sayısının 40 bine ulaştığını ifade eden Beyde, "Nekbe yani büyük felaket olarak adlandırılan 15 Mayıs 1948 den bu yana ise katledilen Filistinli sayısı neredeyse milyona ulaştı. Yahudi şiddeti kendisini tekrarlamakla ve çağa tanıklığımızın en acı sahnelerini içermekle birlikte kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işlemektedir. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatmakta, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast etmektedir. Buna rağmen, Gazzeli İmam Şafi’nin, Askalanlı İbn-i Hacer’in ve yine Askalanlı Ahmed Yasin’in ve onlar gibi daha nicelerinin, ilim ve cihat yolunda Gazzelilerin önünü aydınlattığına, Gazzelilerin de ümmetin onur ve haysiyetini eğilip bükülmeden ’Vekil olarak Allah yeter’ diyerek aydınlattığına şahitlik etmekteyiz" dedi.