POLİTİKA - 20 Şubat 2013 Çarşamba 14:04

BAKAN HAYATİ YAZICI TRABZON`DA BASIN MENSUPLARI İLE BULUŞTU

A
A
A
BAKAN HAYATİ YAZICI TRABZON`DA BASIN MENSUPLARI İLE BULUŞTU

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İmralı süreci diye bir şeyin olmadığını, sürecin kardeşlik projesi olduğunu kaydederek ``Bu konuyu fazla konuşmakta yarar yok. Biz hükümet olarak milletimizin yüzünü kızartacak veya milletimize baktığımız zaman yüzümüz kızaracak hiçbir iş yapmadık, yapmayacağız`` dedi.
Sabah saatlerinde ilk olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü önünde geçirdiği kan kanseri sonucu hayatını kaybeden Doç. Dr. Murat İhsan Kömürcü için düzenlenen törene katıldı. Törenin ardından KTÜ Sosyal Tesisleri`nde basın mensupları ile kahvaltılı toplantıda buluşan Bakan Hayati Yazıcı, açıklamalarda bulundu. Dünyada günlük 1 doların altında bir gelirle geçinmeye çalışan insan sayısı 1 milyarın üzerindeyken Türkiye`de 2010 yılından itibaren yoksulluk sınırında yaşayan insan bulunmadığını kaydeden Bakan Yazıcı ``Ekonomik hacmin yüzde 45`ini gelişmiş 34 ülke alıyor. Ekonomik malzemenin en önemli unsurlarından enerji kaynaklarının ise yüzde 70`i Ortadoğu ve doğuda. Bu enerjinin tüketicisi Batı ülkeleri ve ABD. En önemlisi 7 milyar insanın yaşadığı dünyada 70 trilyon dolarlık payın nasıl paylaştırıldığı. Yoksulluğa, bu çerçeveden baktığımızda günlük 1 doların altında bir gelirle geçinmeye çalışan insan sayısı 1 milyarın üzerindeyken, Türkiye`de ise 2010 yılından itibaren yoksulluk sınırında yaşayan insan yok" şeklinde konuştu.
``Türkiye`de 10 yıldır ne yapıldı diyenler var`` diyen Bakan Hayati Yazıcı ``Bunu ölçmenin yöntemi çok basittir. En doğru yöntem ise kıyas yapmaktır. Türkiye`yi 2002 öncesi ve sonrası hangi konu aklınıza gelirse gelsin o konuyu bizden öncesi ve sonrasında kıyaslayın. Sosyal politikaları, sağlığı, eğitimi ele alın. Ulaştırmayı, bayındırlığı, gümrük hizmetlerini ele alın bu farkı göreceksiniz. Biz süpermen değiliz, bütün sorunları hallettik diye bir iddiamız yok ama hep iyi şeyler yapmaya çalıştık, insanımızı esas alan hizmetler yapmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızı gerçekleştirirken hiçbir zaman popülizme kaçmadık. Hiçbir süreçte yapamayacağımız hiçbir şeyi söylemedik" ifadelerini kullandı.
BDP Milletvekillerinin Karadeniz Gezisi`nin Sinop ve Samsun`da çıkan olayların ardından iptal edildiğinin hatırlatılması üzerine Bakan Yazıcı ``Keşke bunlar yaşanmasa. Türkiye`nin en önemli sorunu terör. Bunun sonlandırılması noktasın büyük bir kararlılık içerisindeyiz. Bununla ilgili çok bir şey konuşamayacağım. Bazı konular var konuşulmasında yarar vardır. Bazı konular da vardır. Konuşmazsınız, çok konuşursanız yanlış olur. Bu o konulardan bir tanesidir. Milletvekillerin bizim anayasamıza göre siyaset anlayışımıza göre bir bölgenin değil milletin vekilidir. Milletin meclisi dediğimiz parlamentoda ve milletvekili olarak o şahsı olan her vatandaş beğenip beğenmeyelim milletin vekilidir. Dolayısıyla milletin vekili gezer dolaşır konuşur. Yanlış yaparsa seçimde her türlü faturası önüne koyulur. Nasıl koyulur sandıkta koyulur. Süreçlerde suç teşkil edecek bir davranış olursa onun görevinde birimler var o birimlerin ismi Emniyet, Mahkemedir. Türkiye`ye bizim imajımıza zarar verecek davranışlardan uzak duralım. Onlar yanlış şey söylemişse ama hiç hoşlanmadığınız bize çok ters gelecek şeylerin söyleseler de bunun hesabının sorulacağı yer vardır. Bunun hesabını soracak birimler vardır. Soğukkanlı olmak bize yakışan davranıştır diye düşünüyorum`` dedi.
``İMRALI SÜRECİ DEОİL KARDEŞLİK PROJESİ``
İmralı Süreci ile ilgili soru üzerine ise Bakan Hayati Yazıcı ``Bizim kardeşlik projemiz var onun üzerinde çalışıyoruz. İmralı süreci diye bir şey yok. Süreç kardeşlik projesidir. Bu konuyu fazla konuşmakta yarar yok. Biz hükümet olarak milletimizin yüzünü kızartacak veya milletimize baktığımız zaman yüzümüz kızaracak hiçbir iş yapmadık, yapmayacağız. Hiç kimse bu kalsın gitmesin diyebilecek bir kişi olabilir mi? Bunu bitirirken biz elbette değerlerimizi milletimizin hassasiyetlerini onların içinde çıkmış kişiler olarak bakıyoruz`` açıklamasında bulundu.
Bakan Hayati Yazıcı, bir gazetecinin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın milliyetçilik söylemi ile ilgili düşünceleriniz nedir" sorusu üzerine ise şu ifadeleri kullandı:
"Konuşmayı bir bütün olarak ele alıp değerlendirmek lazım. Böyle yapmaz, bazı sözcükleri alıp çıkartırsanız o zaman muhatabınızı farklı şekilde değerlendirmiş olursunuz. Biz ırkçılığa karşıyız, kafatasçılığa karşıyız. Yoksa bizi millet olarak var eden değerlerimiz var, o değerler hepimizin. Hiçbir zaman düşünün ki her birimizin mensup olduğu veyahutta insanların mensup olduğu etnisiteler vardır. Bu bir gerçektir, bunu ifade ederler. Hiç kimse `ya benim etnisitem veya kökenim şöyle olursa benimki daha üstün` demez, böyle bir şey düşünmez ama bu bir vaka bunu dillendiririz. Bu anlamda bireylerin oluşturduğu insan topluluklarını millet olarak nitelendirirken o milletin çıkarlarını gözetmenin ismi milliyetçilikse herkes bu anlamda milliyetçidir, milliyetçiyiz. Milliyetçilik sorun çözmekse onu en iyi şekilde yapan bir iktidarız. Sorunları çözüyoruz, çözme noktasında irade gösteriyoruz. Bu konuda hassasiyetimiz var, dolayısıyla Başbakanımızın orada ifade ettiği ırkçılık, kafatası milliyetçiliği o zaten insan değerleriyle bağdaşmaz. Bunun ötesinde söyleyecek başka bir şey yok."
``2 NOKTA ÜZERİNDE ÇALIŞMALARIMIZ BİTMEDİ``
Tüketicinin korunması kanunu ile ilgili çalışmalarını da anlatan Bakan Hayati Yazıcı, ``Taslak hazırladık. Dünyada ticaret yöntemleri değişti. Mesafeli satışlar devreye giriyor. İşte maketler satıştan çok yoğunlaştı. Finansal alanda faaliyet gösteren kurumsal gelir kalemleri artıyor, yaşanan sorunlar var. Tüketici hakem heyetlerinin daha işlevsel hale gelmesi hedeflerimiz var. Tüm bu alanlardaki sorunları tasfiye etmeyi hedefleyen bir taslak hazırladık. 96 kuruma yönelik görüşler alındı. İnternet sitesine yerleştirildi. Son aşamadayız., biz bankaların faiz dışı gelir kalemlerinde aldıkları ücretleri tamamen kaldıracağız şeklinde paylaşım içerisinde olmadık. Bizim söylediğimiz şey şu yapılan hizmet yapılan hizmetle orantılı olarak ücrete tabi tutulmalıdır. Faiz dışı kalemler üzerinde ücretlendirme yapılırken henüz yeterince bilinçli olmayan tüketicinin korunması amacıyla buna ilişkin sözleşmelerde bu konular çok açık net kolay okunabilir şekilde olması gerekiyor. Bunu söylüyoruz ve hiç kimseden ``˜sen hizmet yap ama para alma şeklinde beklenti içerisinde değiliz. Bankalar da ticari müessesedir, parayı pazarlar, bu çerçevede hizmet sunarken para alır.
Ancak 2 nokta üzerindeki çalışmamız bitmedi. Bankaların bu faiz dışı gelir kalemleri, diğeri de maketten satış. İnşaat sektörü bizim ekonomimizin en dinamik en büyük alanlarının bir tanesidir. Hiçbir zaman maketten satışını yasaklanması tarafından değiliz, böyle bir yasaklama da olmayacaktır. Ama maketten satışlarla ilgili maketten satın alan tüketicilerle alakalı onların hukukunu koruyacak sektörü ve fazla maliyet yüklenmesine yol açmayacak bir mekanizmayı devreye sokma çabası içerisindeyiz. En uygun mekanizmanın sigortalama olduğu ve bu yönde eğilimimiz giderek artıyor. Bu uygulama dünyada var`` diye konuştu.
Bir basın mensubunun, ``2010-2011 sezonunun şampiyonu Trabzonspor`dur. Siz Türkiye`de şike yapılmıştır, diyebilir misiniz ?`` sorusu üzerine Bakan Hayati Yazıcı, gülerek, ``Beni şikeye bulaştırmayın`` diyerek açıklamalarını bitirdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yumaklı: "LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "IPARD III Programı 6’ncı Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı" dedi. Bakan Yumaklı, sosyal medya hesabından IPARD III Programı 6’ncı Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri başvuruları ile ilgili açıklama yaptı. Yumaklı, LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun (YEG) tamamının desteklenmeye hak kazandığını duyurdu. Aynı zamanda Yumaklı, yaklaşık 2.2 milyar lira tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 YEG Derneği’nin yüzde 100 hibeyle destekleneceğini açıkladı. "LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı" Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "IPARD III Programı 6’ncı Başvuru Çağrı Dönemi kapsamındaki LEADER Yaklaşımı Tedbiri’ne başvuruda bulunan 60 ildeki 156 Yerel Eylem Grubunun tamamı desteklenmeye hak kazandı. Yaklaşık 2.2 milyar lira tutarındaki yerel kalkınma stratejisi bütçeli 156 Yerel Eylem Grupları Derneği yüzde 100 hibeyle desteklenecek. Böylece kırsal kalkınmada yerel katılımı esas alan LEADER Yaklaşımı Tedbiri’nin uygulandığı günden bu yana 257 Yerel Eylem Grupları Derneğine toplam 2,8 milyar lira hibe desteği sağlanmış oldu. Çiftçilerden STK’lara, kadınlardan gençlere kadar, yerelde birçok aktörün bir araya gelerek oluşturduğu dernek statüsündeki Yerel Eylem Grupları aracılığıyla, bölgenin ihtiyaçlarını esas alan kalkınma stratejileri belirlenecek ve uygulanacak. IPARD II Döneminde olduğu gibi IPARD III Programı döneminde de kırsal alanlarda katılımcı ve sürdürülebilir kalkınmanın önünü açmaya, kırsalı yerinde kalkındırmaya devam edeceğiz. Hayırlı, uğurlu olsun."
İzmir İzmir’den Bükreş’e bilim köprüsü Yaşar Üniversitesi, AB’nin yükselen yıldızı Romanya’nın önde gelen iki üniversitesi ile iş birliği yapacak. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu ve Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Türkan, Bükreş’te önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Bu doğrultuda Bükreş Tarım ve Veterinerlik Üniversitesi’nin yanı sıra Bükreş Politeknik Üniversitesi ile ikili iş birliği protokolleri imzalandı. Ziyaret sırasında ev sahibi üniversitelerin araştırma enstitüleri ve laboratuvarları incelenirken, fakülte dekanlarından bilimsel çalışmalar hakkında bilgiler alındı. Görüşmeler sonucunda imzalanan mutabakata göre; iki ülke üniversiteleri arasında ortak bilimsel araştırmalar yürütülecek, öğretim üyesi ve bilim insanı değişimi yapılacak. Ayrıca ortak eğitim müfredatlarının geliştirilmesi, öğrenci değişim programlarının başlatılması, akademik yayın ve bilgi paylaşımı konularında da anlaşmaya varıldı. Etkin iş birliği İki üniversiteyle ayrı ayrı çok değerli iş birlikleri yaptıklarını açıklayan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, "Akademisyen ve doktora öğrencisi potansiyeli bakımından iş birliği yapabileceğimiz çok nitelikli iki üniversiteyle bir araya geldik. Özellikle öğrenci ve öğretim elemanı değişimi, yaz okulları ve doktora programları kapsamında ortak çalışmalar yürütebileceğimiz görüldü. Ayrıca uluslararası proje fonlarına ortak başvurular yapabilecek, laboratuvar imkanlarından karşılıklı yararlanabileceğiz. Romanya tarafının üniversitemize ilgisi büyük. Bu süreçte bağlantı kurmamızda büyük destek sağlayan Romanya’nın İzmir Başkonsolosu’na teşekkür ediyorum. Diplomatik misyonun da parçası olduğu bu ziyarette, ülkenin araştırma fonlarına yön veren rektörler tarafından çok üst düzeyde ağırlandık’’ dedi. İklim ve sürdürülebilirlik Son yıllarda üniversitenin uluslararası listelerde üst sıralara yükselmesinin, küresel ölçekte güçlü bir referans olduğuna değinen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu ise şunları söyledi: "Uluslararası iş birliklerini çok önemsiyoruz; çünkü bu anlaşmalar hem yayınların kalitesini ve etkisini artırıyor hem de insan kaynağı yetiştirme noktasında güçlü bir iletişim ağı kurmamızı sağlıyor. İlk etapta öğrenci değişimleri başlayacak. Ardından Bükreş’teki iki üniversite heyeti bizi İzmir’de ziyaret edecek. Özellikle iklim değişikliği, sürdürülebilirlik, kuraklık ve döngüsel ekonomi konularında ortak araştırmalar yapmayı planlıyoruz." Vizyoner hamle Bu iş birliklerinin, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’nin uluslararasılaşması açısından kritik bir adım olduğunu vurgulayan Dekan Prof. Dr. İsmail Türkan ise şöyle konuştu: "Fakültemizin eğitim dilinin İngilizce olması ve öğrencilerin mezun olmadan iş dünyasıyla tanışmasını sağlayan YU-COOP (Yaşar Üniversitesi Ortak Eğitim Programı) ile fark oluşturuyoruz. Laboratuvar altyapımızın da güçlenmesiyle beraber derin bilimsel çalışmalar yapacağız. Bu birliktelik yapacağımız küresel anlaşmaların uluslararası fonlara erişim açısından bize avantaj sağlayacağını düşünüyoruz. Bu iş birlikleri aynı zamanda öğrencilerimizin vizyonunun gelişmesine de katkı sunacak. Öğrencilerin Bükreş’teki partner üniversitelerin sera, tarla ve bahçe gibi uygulama alanlarını yerinde görmeleri, mesleki ve akademik birikimlerini artıracak. Amacımız, hem eğitim öğretimde hem de araştırmada evrensel düzeyde çalışmalar yapmak."