SAĞLIK - 21 Temmuz 2018 Cumartesi 10:45

Adet düzensizliğiniz olmasa da kanser riski taşıyabilirsiniz

A
A
A
Adet düzensizliğiniz olmasa da kanser riski taşıyabilirsiniz

Rahim ağzı, rahim duvarı ve yumurtalık kanseri gibi jinekolojik kanserlere karşı kadınların her 2 yılda bir mutlaka doktora başvurması gerektiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.

Rahim ağzı, rahim duvarı ve yumurtalık kanseri gibi jinekolojik kanserlere karşı kadınların her 2 yılda bir mutlaka doktora başvurması gerektiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, adet düzensizliği olmayan kadınların bile kanser riskiyle karşı karşıya kalabildiğini söyledi.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, jinekolojik kanserler arasında en sık karşılaşılanın halk ağzında rahim ağzı kanseri olarak bilinen serviks kanseri olduğunu belirterek, aşırı kanama, lekelenme tarzında kanama, ara kanamalar, ilişki sırasında ağrı gibi durumların rahim ağzı kanserinin habercisi olduğunu ifade etti.



Bel ağrısı ve kasıkta ağrıya dikkat


Adet düzensizliği olmayan kadınlarda dahi kanser belirtisi görülebileceğine dikkat çeken Özsoy, "Adet düzensizliği olmadan bu hastalıklara yakalanan hastalarımız da var. Adet düzensizliği olmaması bize yani kadının hasta olmayacağı anlamına gelmemektedir. Biz daha çok adet düzensizliği ile gelenlerde aşırı kanama veya adet aralarında uzama olmak üzere kanser habercisi öncesi veya sonrası erken dönem belirticisi olabildiği gibi kasıkta ağrı, bel ağrısı, ilişki sırasında ağrı, düzensiz bir cinsel hayat veya gebe kalamama arka arkaya olan düşükler kanserin habercisi olabilir" diye konuştu.



HPV testi


Rahim ağzı kanserinin yaş ve doğurganlığın yanı sıra HPV denilen virüsünün sebep olduğunu ifade eden Özel Ege Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Haşmet Mesut Özsoy, "Artık günümüzde bilimsel olarak açıklanmıştır ki bu virüs yüzde 100 rahim ağzı kanserine neden olmaktadır. Biz artık sinir testinde bir tık yukarı çıkıp sinirden ziyade, HPV testi yapıyoruz. Genç yaşta özellikle adet düzensizliği varsa bir taraftan polistikover dediğimiz yumurtalıktaki rejonlarda adet düzensizliği yapabilmekteyken diğer yandan rahim ağzı, rahim duvarı kanserinin de habercisi olabilmektedir" dedi.


HPV testinin özellikle rahim ağzı, rahim duvarı kanserinin tanısında yol gösterici olduğunu belirten Prof. Dr. Özsoy, testin çok basit bir yöntemle yapıldığını ve çok kısa sürede sonuç verdiğini söyledi.



"Tedavi artık her yerde ücretsiz"


Her kadının ortalama iki yılda bir check up, rahim ağzı kontrolü, rahim duvarı kontrolü ve ultrason kontrolü yaptırmasını öneren Ulusoy, "Sağlık politikalarının son zamanlarda yeni geliştirmiş olduğu yönetmeliklerde de artık kamu kuruluşu hastanelerde, özel hastanelerde dahil olmak üzere diğer kanserlerde olduğu gibi jinekolojik kanserlerde de hem cerrahi hem de medikal tedavisi ücretsiz olarak tedavi yapılmaktadır ve hastalarımız sıra beklemeden kontrollü biçimde tedavilerini gönül rahatlığı ile bize yaptırmaktadır" dedi.



"Her kadın risk altında"


Her kadının rahim kanserine yakalanabileceğini söylen Ulusoy, "Bazı bölgelerde bu virüsün sadece cinsel yolla bulaştığına dair yanlış anlaşılmalar ve algılar bulunmaktadır. Halbuki bu virüs sadece cinsel yolla bulaşmaz, çevresel faktörler ile de bulaşmaktadır. Bu virüsün bulaşabilmesi için kişinin cinsel ilişkiye girmesi, cinsel aktif olması, evli, bakire olması, kız çocukluğu döneminde de bulaşmış, çevresel faktörlerden dolayı havuz, deniz, banyo gibi ortamlardan da bulaşmış olabilir. Sigara içen kadınlarda bu hastalık daha çok karşımıza çıkıyor, çok eşlilik durumlarında da karşımıza çıkıyor. Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda zemin hazırladığı için rahim ağzında HPV virüsü daha çok oluşuyor. Diğer yandan da ailesinde birinci derece akrabalarında jinekolojik ya da jinekolojik dışı kanser mevcut olan kadınlarda karşımıza çıkıyor" ifadelerini kullandı.



"Yumurtalık kanseri bizi zorluyor"


Ulusoy, "Yumurtalık kanserini çok erken dönemde tanıyamıyoruz çünkü biyopsi yapmak gibi ya da patoloji yapmak gibi bize kesin final raporu, kesin sonuç verecek işlemleri yumurtalık kanserinde yapamıyoruz. Diğer taraftan rahim ağzından, rahim duvarından biyopsilerimizi erken dönemde yaptığımızda çok erken dönemde biz bu kanseri yakalayabiliyor çoğu zaman da medikal tedavi ve ameliyatla tedavisini gerçekleştirebiliyoruz. Yaşam sürelerini uzatıp yaşamlarına devam edebiliyorlar hem de yaşam kalitesini yüksek tutmak kaydıyla" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Minibüsteki turist sayısı görenlere pes dedirtti Antalya’da trafik ekiplerinin gerçekleştirdiği fazla yolcu taşıyan toplu taşıma araçlarına yönelik denetimlerde birçok minibüse fazla yolcudan ceza uygulanırken, turizm bölgesinden gelen minibüsten inen yolcu sayısı görenleri şaşkına çevirdi. 16 kişi kapasiteli minibüsten tam tamına 35 turist inerken, ortaya ilginç görüntüler çıktı. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri, trafik kazalarının önlenebilmesi amacıyla Manavgat’ın farklı noktalarında denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Denetimler sırasında karşılaşılan bazı olaylar görenleri hayrete düşürüyor. Turizm bölgesinden gelen 16 kişi kapasiteli bir minibüsten 35’in üzerinde yolcu inerken ortaya ilginç görüntüler çıktı. Denetim sırasında kapısı açılan minibüsten fazla yolcudan dolayı turistlerin hızla inmek zorunda kaldığı gözlendi. Fazla yolcu taşıdığı tespit edilen minibüs şoförlerine 540 TL para cezası ve 10 ceza puanı uygulandı. ATV’li turist kırmızı ışıkta geçmediğini iddia etti Yanında eşiyle birlikte kiraladıkları ATV araç ile Manavgat’a gelen yabancı uyruklu turist ise kırmızı ışık ihlali yaptığı için trafik ekipleri tarafından durdurulurken trafik ekiplerine itiraz etti. Uzun süre itiraz eden turist, kendisinin geçtiği sırada trafik ışığının turuncu olduğunu söylemesine rağmen ceza yemekten kurtulamadı.
İstanbul İletişim Başkanı Altun: “Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtım programında yaptığı konuşmada, “Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir" dedi. Uluslararası yayın kuruluşlarıyla Türkiye’nin sesini dünyaya duyurulmasını hedefleyen TRT; TRT World, TRT Arapça, TRT Rusça, TRT Almanca, TRT Fransızca, TRT Balkan ve TRT Afrika’dan sonra TRT İspanyolca dijital haber platformunu hayata geçirdi. TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtımı, TRT - İspanyolca Konuşan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi’nin ikinci gününde TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ev sahipliğinde gerçekleşti. Törene İspanya, Meksika, Kolombiya, Arjantin, Peru, Venezuela, Guatemala, Ekvator ve Bolivya’nın da aralarında bulunduğu İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kurumlarından 17 genel müdür, 21 gazeteci, 16 yönetici ve Türkiye’de öğrenim gören Latin Amerikalı ve İspanyol 40 öğrenci ile üst düzey yabancı misyon temsilcileri ve basın mensupları katıldı. ‘‘İnsanın önemsendiği yer’’ sloganıyla yayın hayatına başlayan TRT İspanyolca, bağımsız haber vizyonuyla, dünyada olup bitenleri farklı bir bakış açısıyla aktırmayı hedefliyor. Lansman İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. “Batı dünyasında toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir” Lansmanda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “TRT İspanyolca, inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ettiğimiz Türkiye İletişim Modelimizin pratik uzantılarından, somut çıktılarından biridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ’iletişim seferberliği’ ile kurumsallaştırdığımız Türkiye İletişim Modeli bir yandan küresel adalet ve hakikat mücadelesine katkı sunmak, diğer yandan da Türkiye’nin haklı tezlerini tüm dünyaya duyurmak hedefleri doğrultusunda şekillendi. 19. yüzyılda eser vermiş Batılı edebiyatçı Alfred Musset kendi dönemini anlatırken der ki ’Asrın bütün marazları iki sebepten ileri gelmektedir. Vaktiyle ne var idiyse ortadan kalkmış, gelecekteki hiçbir şey ise henüz meydana çıkmamıştır.’ Musset’nin bu sözleri esas itibariyle modernliğin o gününden bugününe modern insanın yaşadığı sıkışmışlığı, çaresizliği gözler önüne sermektedir. Geleneğin sarsıldığı, modern olanın inşa edilemediği ve hızla değişen bir dünyada yaşamak zorunda kalmak. Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir. Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki meydan okuma vardır. Bugün her ne kadar küresel adaletsizliği doğuran temel sebep sağlıklı bir toplumlararası iletişim sisteminin yokluğu olmasa da, toplumlararası ilişkilerde karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprülerinin azlığı, zayıflığı küresel adaletsizliği derinleştirmektedir. Bugün küresel alanda karşı karşıya kaldığımız zulümlere bir bakın. Zalimlerin kulakları sağır eden gürültüleri olmasa bu zulümler devam edebilir mi, mazlumlar daha fazla konuşabilse, insanlık mazlumları anlamak için onları dinlese bu zulüm düzeni devam eder mi?” dedi. “Toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var” İçinde, toplumların gerçek ve sağlıklı bir iletişim kurabildiği bir dünya sistemi kurmanın zorunluluk olduğuna değinen Altun, “Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Önyargı, sömürünün gıdasıdır. Önyargısız sömürü sistemi kurulamaz. Sömürü sistemlerini yıkmak önyargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Önyargıları ortadan kaldırmaksa iletişim kurmakla mümkündür. Tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişim. Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir. Biz, uluslararası yayıncılığı da, TRT’nin farklı dillerde giderek artan oranda yaptığı yayınları da bu bağlamda değerlendiriyoruz. TRT, son iki yılda TRT Fransızca’yı, 3 farklı Balkan dilinde yayın yapan TRT Balkan’ı, 4 ayrı dilde yayın yapan TRT Afrika’yı hayata geçirdi. Yeni açılan bu kanallar, çok kısa süre içerisinde milyonlarca takipçi kazandı. TRT Uluslararası Dijital Haber Kanallarının takipçi sayısı 44 milyonu geçti. Ben eminim ki bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Dijital Haber Platformu da aynı ilgiye mazhar olacak” ifadelerini kullandı. “TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Açılışta konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ise, “Dünyadaki birçok ülkeyle güçlü bağlar geliştirmeyi hedefleyerek, önemli bir bölgesel güç ve küresel aktör olma konumunu pekiştiriyor. Ülkemiz, İspanya’dan Latin Amerika’ya uzanan ve yaklaşık 560 milyon İspanyolca konuşan insanın bulunduğu bu geniş bölge ile köklü iş birliği bağları ve stratejik ortaklıklar tesis ederek, ilişkilerimizi her alanda geliştirecek çalışmalar yürütüyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Lansmanı ve TRT - İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ise, TRT ile İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kuruluşları arasında güçlenen iletişimin en somut göstergesidir. Bugün, TRT İspanyolca dijital haber platformumuzun yayın hayatına başlamasıyla, uluslararası yayın ailemizin en yeni üyesi yolculuğuna başlıyor. Bunun yanı sıra, TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak bizler, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin küresel ölçekte verdiği ’daha adil bir dünya’ mücadelesine medya alanında elimizden gelen tüm katkıyı vermek için çaba sarf ediyoruz" dedi.