SPOR - 15 Şubat 2018 Perşembe 13:37

Aziz Kocaoğlu: "İzmir’in 30 - 35 bin kişilik bir stada ihtiyacı var"

A
A
A
Aziz Kocaoğlu: "İzmir’in 30 - 35 bin kişilik bir stada ihtiyacı var"

İzmir Spor Tarihi Sempozyumu’nda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Stat bizim işimiz değil ama iki tane biz yaptık, üç tane de hükumet yapıyor.

İzmir Spor Tarihi Sempozyumu’nda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Stat bizim işimiz değil ama iki tane biz yaptık, üç tane de hükumet yapıyor. Buca Stadı ile birlikte toplam altı tane stat işimizi görür ama İzmir’in uluslararası müsabakalar için en az 30-35 bin kişilik bir stada acil olarak ihtiyacı var" dedi.


Türkiye Spor Yazarları Derneği İzmir Şubesinin İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlediği İzmir Spor Tarihi Sempozyumu, Yaşar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İzmir’in Türk spor tarihi açısından öneminin ele alındığı sempozyum dokuz ayrı oturumda gerçekleştirildi. Çok sayıda araştırmacı ve akademisyen yaptıkları sunumlarda birbirinden çarpıcı bilgiler paylaştı. İzmir’in stat ihtiyacı doğrultusunda Bornova Belediyesi ile birlikte 10 bin kişilik Bornova Stadını ve 15 bin kişilik Tire Stadını kente kazandırdıklarını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, "Tabii stat bizim işimiz değil ama iki tane biz yaptık, üç tane de hükumet yapıyor. Buca Stadı ile birlikte toplam altı tane stat işimizi görür ama İzmir’in uluslararası müsabakalar için en az 30 - 35 bin kişilik bir stada acil olarak ihtiyacı var" diye konuştu.



"Çok amaçlı spor salonları kurduk"


1971 yılında Akdeniz Oyunları ve 2005 yılındaki Universiade Yaz Oyunları sayesinde İzmir’in önemli bir spor altyapısına sahip olduğunu vurgulayan Başkan Kocaoğlu, şunları kaydetti:


"Bunların dışında bize bağlı beldelerde çok amaçlı spor salonları kurduk. Yakında Foça Gerenköy’de 27.’sini açacağız. Bornova Belediyesi ile birlikte Atatürk Spor Salonunu yaptık. Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’na Buz Sporları Salonu yaptık Buradan yetişen çocuklarımız gençlerimiz başarıdan başarıya koşuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bugün 37 branşta 5 bin lisanslı sporcuyla Türk sporuna hizmet veriyor."



"Altyapı tamamlandı, gelişim başladı"


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sempozyumun açılış bölümünde yaptığı konuşmada, kentin spor tarihinin irdelenmesi ve bu yolla geleceğe ışık tutulmasının önemini vurguladı. İzmir’in, tarihi boyunca hep Batı’yla iç içe olmuş, modernliğiyle öne çıkmış, sosyal ve kültürel etkinliklere öncülük etmiş bir kent olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, ülkemizde futbol, at yarışı, atletizm, bisiklet, yüzme ve kayık yarışları gibi modern sporların, levantenlerin de etkisiyle ilk önce İzmir’den başladığını söyledi. Başkan Aziz Kocaoğlu, Türkiye’nin resmi anlamda ilk futbol takımının Bornova’da 1800’lerin sonunda kurulduğunu, halen profesyonel liglerde faaliyet gösteren Türkiye’nin en köklü kulüplerinin de İzmir’de bulunduğunu dile getirdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, "14 yılda altyapı konusundaki bütün eksiklerimizi tamamlamak için büyük gayret içindeyiz. Bu konuda Türkiye’nin en fazla yatırım yapan kenti olduk. Bir kentin kalkınması, ekonomik olarak büyümesi, beraberinde birçok artıyı da getiriyor. Bugün İzmir bir kalkınma trendine girmeseydi, belki ne Göztepe ne de Altınordu bu noktaya gelemeyecekti. İnanıyorum ki, yarın Karşıyaka, Altay ve Bucaspor da bu gelişimi gösterecek" açıklamasında bulundu.



Devamı gelecek"


Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer ise böyle bir bilimsel çalışmaya ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, "Türk spor tarihi ile ilgili birçok konunun ve sporun birçok branşının ele alındığı oturumlarda Türk sporunun tarihsel gelişimine de ışık tutacağız. Böyle önemli bir sempozyuma destek olmaktan dolayı çok mutluyuz" dedi. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila da, Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle kente önemli spor tesisleri kazandırdıklarını, gençlerin spor yapabileceği tesisler kurduklarını söyledi. Türkiye Spor Yazarları Derneği İzmir Şubesi Başkanı Bahri Okumuş ise 8 bin 500 yıllık tarihe sahip İzmir’in ülkemizde modern sporların ilk kez yapıldığı şehir olma özelliğini de taşıdığını vurgulayarak, "Sempozyumu gelecek yıllarda da devam ettirmenin kentimize önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu konuda bizle işbirliği yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kapılarını bize açan Yaşar Üniversitesi’ne teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.