POLİTİKA - 23 Ağustos 2017 Çarşamba 17:39

Çaltılıdere’deki arazi büyükşehir belediyesine satılacaktı, reddedildi

A
A
A
Çaltılıdere’deki arazi büyükşehir belediyesine satılacaktı, reddedildi

Aliağa Belediye Meclisi tek gündem maddesi ile olağanüstü toplanırken, meclisin gündemine alınan Çaltılıdere Mahallesindeki Aliağa Belediyesine ait arazinin İzmir Büyükşehir Belediyesine satılmasına ilişkin madde oy çokluğuyla ret edildi.

Aliağa Belediye Meclisi tek gündem maddesi ile olağanüstü toplanırken, meclisin gündemine alınan Çaltılıdere Mahallesindeki Aliağa Belediyesine ait arazinin İzmir Büyükşehir Belediyesine satılmasına ilişkin madde oy çokluğuyla ret edildi.


İzmir kamuoyunu uzunca bir süre meşgul eden Çaltılıdere Mahallesindeki 461 parsel numaralı araziye talip olan ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin oy birliği ile satın alınmasına karar verdiği arazinin satışını oylamak için, Aliağa Belediye Meclisi olağanüstü toplandı. Aliağa Belediye Meclisin gündemine getirilen madde, oy çokluğu ile reddedildi.



MHP kabul CHP ve AK Partili ret oyu verdi


Oylamada, AK Partili meclis üyeleri ret oyu kullandı. Yapılan oylamada yine CHP’li üyeler de, İzmir Büyükşehir Belediyesinin satın alınmasına oy birliği ile karar verdiği madde için ret oyu kullanarak arazinin İzmir Büyükşehir Belediyesine satılmasını onaylamadı. Oylamada ise sadece MHP ve bağımsız üyeler kabul oyu kullandı.


Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, oylama öncesinde gerçekleştirdiği sunum ile Çaltılıdere Bölgesine Aliağa Belediyesi tarafından yapılması planlan, hedeflenen projeler hakkında meclis üyelerine ve katılımcılara bilgi verdi. Başkan Serkan Acar barkovizyon eşliğinde yaptığı sunumda Çaltılıdere Mahallesinin yakın bir zamanda hem İzmir’in, hem de Türkiye’nin en önemli cazibe merkezlerinden biri olacağını ifade etti.



"Tüm projelerin takribi toplam maliyeti 50 milyon dolardır"


Aliağa’ya hizmet noktasında meclis üyelerinden parti rozetini bir tarafa bırakmaları ricasında bulunan Başkan Serkan Acar, “Çaltılıdere’deki araziye İzmir Büyükşehir Belediyesi talip olmuşsa biz bu araziyi büyükşehire satarız. Yeter ki Aliağa’ya hizmet gelsin. Çaltılıdere Mahallesinin üç bir tarafı beton santralleri, taş ocakları, asfalt şantiyeleri ile çevrilmiş durumda. Çaltılıdere Mahallesi’ne daha önce Ekonomi Bakanlığınca serbest bölge kurulmak istendi; fakat biz bu bölgeye 5 bin öğrenci kapasiteli bir üniversite yapılmasını istedik. Çaltılıdere’yi cazibe merkezi haline getirmek ve çevre kirliliğine sebebiyet verecek unsurlardan uzak tutmak bu bölgeye yapılmak istenen yat tersanesinin yapımına da karşı çıktık. Çaltılıdere’de 1 milyon 72 bin metrekarelik arazimiz içerisine Güzel Sanatlar Okulu, Meslek ve Teknik Lisesi için 30 bin metre kare yer ayırdık. Turizm Meslek Lisesi ve Uygulama Oteli için ise 20 bin metre kare yer ayırdık. Bunların dışında TOKİ ve Emlak Konut ile yapılan görüşmelerde bu bölgeye 5 bin konut kapasiteli toplu konut projesi hedefledik. Aliağa’mıza yakışan projelerin, sosyal tesislerin yapılabilmesi için Kanadalı, Dubaili ve Katarlı iş adamlarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Belediye başkanı olarak Aliağa’ya en iyi yatırımı getirmek benim görevimdir. Planlanan tüm projelerin takribi toplam maliyeti 50 milyon dolardır. Tüm bunlar sayesinde Aliağa halkı, Aliağa esnafı büyük rant sağlayacak. Bu sayede Aliağa sadece sanayi şehri değil, eğitim ve turizm şehri olacak. Ben bu hayallerimi öyle ya da böyle gerçekleştireceğim. Bizim kuru gürültü sevdamız yok. Bizim bir hayalimiz var. 2023 yılında Aliağa’yı dünya şehri yapmak istiyoruz" dedi.



Acar’dan, Kocaoğlu’nun ’Ne aceleniz var?’ eleştirisine yanıt


Başkan Serkan Acar, 461 parselin satışı konusunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun basın üzerinden kendisine yönelttiği ’ne aceleniz var’ eleştirilerine de yanıt verdi. Başkan Serkan Acar, meclis üyeleri ve katılımcılar karşısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:


"Aslında bu soruyu sorabilecek ilk kişi Aziz Bey’di; çok doğru bir soruydu. Aslında şahsından kaynaklı sorunlar olduğunu sanmıyorum. Belki birimleriyle ilgi sıkıntılar var; ama Aliağa’da su altyapısının yenilenmesi işi 2011’de başladı. Sadece su hatları borular değişecek. Yeni hatlar devreye girecek. Su patlaklarının önüne geçilecek. Bir su hatları yenilecek, 7 yıldır yollar kazılıyor, su hatları hala yeni hatlar devreye sokulmuyor. 7 yıl olmuş. 3 buçuk yıldır Şakran’da kanalizasyonda ihalesi bekliyoruz. Yolları yapmıyorsunuz. Tamam yapmayın; ama gözünüzü seveyim şu su hatlarını bitir. Eski hatları devre dışı bırakın. Yeni hatları bağlayın evlere. Yeni hatları devreye sokun. Biz sizden bir gram asfalt istemiyoruz. Bir gram destek de istemiyoruz. İstesek de vermiyorsunuz zaten. Destek de istemiyorum; ama altyapıyı bitirin de biz işimizi yapalım. Bize önce Yalı Mahallesini teslim ettiler. Yalı Mahallesinin asfaltını bitirdik. Kültür Mahallesini teslim ettiler; ama halen yeni hatları devreye sokmuyorlar, tutuluyor. Niye? Patlasın da o asfaltı kazalım diye. Yeni Mahalleme, Kurtuluş Mahalleme yol yapmam lazım. İnsanlar tozun çamurun içerisinde. Biz zulmü hak etmiyoruz. Bugün Aliağa ekonomik kalkınmışlıkta İzmir’de birinci. İzmir Büyükşehir Belediyesi oturup desin ki; ’Aliağa bize yılda ne kadar para getiriyor?’ ’Biz Aliağa’ya buna karşılık ne yapıyoruz?’ Oturup bunun bir hesabını yapsınlar. Bizim ödediğimiz vergiler, paralar, İzmir Büyükşehir Belediyesinin kasasına giren paraların bize hizmet olarak bir an önce dönmesini istiyoruz. Şuan Aliağa’da 2 bin 500 tane branşman bağlanmak üzere bekliyor. Vatandaş bekliyor; ama yapmıyorlar. UKAME’den de diyor ki; ’Buraya asfalt bir gram atamazsın. Giremezsin buraya.’ Biz Aliağa olarak acele ediyoruz. İşimiz var. Ben 8-10 yıl bekleyemem. Bizler 5 yıllığına seçiliyoruz. Benim milletime sözüm var."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Uludağ Ekonomi Zirvesi için ’BTSO Business School’ önerisi Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, son yıllarda Sapanca’da yapılmasının Bursa’ya haksızlık olduğunu söyleyen Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, önümüzdeki yıldan itibaren zirvenin tekrar Bursa’ya dönmesi yönünde çağrıda bulundu. Ekonomi alanında pek çok kurum, kuruluş, uzman isim ve yetkilileri bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi, bu yıl 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılıyor. Adını Uludağ’dan alan zirvenin son yıllarda Sapanca’da yapılmasının Bursa için prestij kaybı olduğunu ifade eden Bursa Afyonkarahisarlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, konuyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Duran, “Uludağ Ekonomi Zirvesi adını Bursa’mızın Uludağ’ından alıyor ama Sakarya Sapanca’da yapılıyor. Zirve neden asıl ait olduğu yer Uludağ’da yapılmıyor?” sorusunu yöneltti. Son 3 yıldır Sapanca’da yapılan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, ait olduğu adrese geri dönmesi gerektiğini belirten Bursa AFSİAD Başkanı İlker Duran, “İş dünyasının dikkatle takip ettiği, ekonomi alanındaki tarafları bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi başladığı 2012’den 2019 yılına kadar adını taşıdığı Uludağ’da yapıldı. Daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci nedeniyle 2020’de ertelenen zirve, 2021 yılında ise kasım ve mart aylarında online olarak gerçekleştirilmişti. Sonrasında taşıdığı ‘Uludağ’ ismine rağmen zirve, alınan kararla 2022 yılından itibaren Sakarya’nın Sapanca ilçesinde yapılmaya başlandı. Bu yıl da Uludağ Ekonomi Zirvesi yine ekonomi dünyasını Sapanca’da buluşturuyor. Bizler, Bursa iş dünyası olarak bu tezatlığın düzeltilmesini istiyoruz. Herhangi bir somut gerekçe gösterilmeden Bursa’dan koparılan bu büyük buluşma, tekrar ait olduğu şehre dönmeli. Önümüzdeki yıl Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin, yine Uludağ’da gerçekleştirilmesi adına Bursa AFSİAD olarak, düzenleme komitesine çağrıda bulunuyoruz. Zirve için; Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Uludağ’daki tarihi Kirazlıyayla Sanatoryum binasını restore ederek şehre kazandırdığı “Bursa Business School” adres olarak değerlendirilebilir. Türkiye’deki tüm oda ve borsaların üst düzey eğitimlerinin verildiği, önemli toplantı ve eğitimlere ev sahipliği yapan Business School, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne layıkıyla ev sahipliği yapacaktır. Bu konuda tüm Bursa’yı, zirveyi organize eden taraflara çağrıda bulunmaya davet ediyorum. Uludağ Ekonomi Zirvesi ait olduğu şehre geri dönmelidir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu. “iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz” Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Başkan Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin en köklü mobilya ve dekorasyon fuarı olan ve bu yıl 50’ncisi düzenlenen Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı’nı (MODEF) ziyaret etti. Bozbey, "İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur" dedi. Türkiye’nin önemli mobilya üretim merkezlerinden biri olan İnegöl İlçesinde düzenlenen fuar, yurt içi ve yurt dışından gelen mobilya profesyonellerini bir araya getirdi. 171 firmanın yeni sezon ürünlerini sergileme imkanı bulduğu fuarı ziyaret eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, fuar alanındaki esnafı gezerek fuarın hayırlı olması temennisinde bulundu. Mobilya üretiminde çalışan tüm emekçileri ve firma yetkililerini tebrik ederek söze başlayan Başkan Bozbey, “Dile kolay 50 yıldır gerçekleşen, gelenekselleşmiş bir fuardayız. Mobilya denilince artık akla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da değil, dünyanın birçok yerinde İnegöl geliyor. İnegöl, Bursa’nın çok önemli bir ilçesi. Fuarlar aracılığıyla İnegöl mobilyasını dünyada tanıtmak hepimizin sorumluluğudur. Çünkü İnegöl mobilyasını tanıttığımız sürece ihracat artacaktır. İhracat arttığı sürece de hem kentimiz hem de ülkemiz kazanacaktır” diye konuştu. Firma sorumlularının İnegöl mobilyasını tanıtmak noktasında duyarlı ve özverili olduğunu belirten Başkan Bozbey, kent yöneticileri olarak arzu ettikleri ve hedefledikleri hizmetleri yerine getirmekten sorumlu olduklarını ve bu manada yapılması gereken çalışmaları takip edeceklerini ifade etti. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ, fuarı ziyaretlerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Teşkilatı’na teşekkür etti. Tüm esnafa hayırlı işler dileklerinde bulunan Başkan Bozbey, firma yetkilileri ve fuarı ziyarete gelen vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.