EKONOMİ - 13 Ağustos 2018 Pazartesi 13:26

Dolar operasyonuna akademisyenlerden mesaj: "Üzerimize düşeni yapmaya hazırız"

A
A
A
Dolar operasyonuna akademisyenlerden mesaj: "Üzerimize düşeni yapmaya hazırız"

Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyeleri, bir açıklama yaparak bilgi birikimi, akademisyenlerle alınacak olan önlem ile politikaların oluşturulması ve hayata geçirilmesinde üzerine düşeni yapmaya hazır olduklarını vurguladı.

Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyeleri, bir açıklama yaparak bilgi birikimi, akademisyenlerle alınacak olan önlem ile politikaların oluşturulması ve hayata geçirilmesinde üzerine düşeni yapmaya hazır olduklarını vurguladı. Akademisyenler yazılı açıklamada, "Türkiye’nin, 1994, 1998-99, 2001, 2008-09 krizlerinden elde edilen deneyimleri vardır. Ülkemiz, iş dünyasının potansiyeli ve deneyimleri, insan kaynağı, bilimsel birikimi, köklü ve geleneği olan kurumlarıyla bu krizden de başarıyla çıkacak güce sahiptir" mesajı verdi.


Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, güncel ekonomik gelişmelerle ilgili Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyeleri ile bir araya geldi. Budak başkanlığındaki öğretim üyeleri, Dolar’daki fiyat artışını ve ekonomik gelişmeleri masaya yatırdı. Öğretim üyeleri, daha sonrada bir basın açıklaması yaparak, üzerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirtti.


Açıklamada, "2008 küresel ekonomik krizinden sonra, merkez ülkelerdeki (ABD, AB, Japonya gibi) durgunlukla mücadelenin bir aracı olarak likidite, olağanüstü düzeyde bollaşmış ve faiz oranları sıfıra kadar düşmüştür. Bu sayede, merkez ülkelerdeki finansal sermaye, çevre ülkelere yayılmıştır. Bol ve ucuz finansman kaynağı, çevre ülkelerin açıklarını finanse edip daha fazla açık vermelerine, zayıf ekonomilerinin bir süre daha sürdürülmesine ve yapısal reformların ertelenmesine neden olmuştur. Merkez ülkelerin durgunluktan çıkması ile birlikte yükselen faiz oranları nedeniyle, sermaye merkez ülkelere yeniden yönelmiş ve çıktığı ülkelerde döviz kuru üzerinde yukarı yönde bir baskı oluşturmuştur. Yakın zamanda ABD tarafından başlatılan ticaret savaşları, küresel neoliberal paradigmanın da artık bir çıkmazda olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Diğer yandan, ülke kaynaklarının, ihracata konu olmayan ve döviz kazançları da sınırlı olan inşaat sektöründe aşırı yoğunlaştığı da gözlenmiştir. Tarım sektöründeki ithal girdi maliyetlerindeki artış, tarımda üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Neoliberal ekonomik düzenin ortaya çıkardığı tüm bu ekonomik kırılganlıklar, sermaye akımlarının serbest dolaşımı ile geçici olarak sürdürülmek zorunda kalınmıştır" denildi.



Önerileri sıraladılar


Yapılan açıklamanın devamında, "Bugün geldiğimiz noktada spekülatif sermaye akımlarının ekonomik kırılganlıkların üstünü artık kapatmaması sonucu ortaya çıkan derin bir döviz kuru krizi yaşanmaktadır. Bu krizin, ekonomi politikalarının değişmesi ve kendi kaynaklarıyla ve dinamikleriyle gelişen, istikrarlı bir şekilde büyüyen bir ekonomiye geçiş için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu açıdan kısa ve uzun vadede alınacak önlemler farklılaşmaktadır. Kısa vadede, kısa vadeli borç servisi ve cari açığın finansmanının oluşturacağı ekonomik baskının ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler önem taşımaktadır. Bunlar arasında; Merkez Bankasının araç bağımsızlığından hareketle, esnek kur rejimine sahip ekonomilerde para politikasının etkin biçimde uygulanabilirliğinin avantajlarının kullanılması, büyüme hedefinin yüzde 3’ün altına çekilerek cari açığın kontrol altına alınması, gerekirse, piyasalar dışından devletler üzerinden ucuz maliyetli kredi bulunması yoluyla, özel sektör borçlarının devlet tarafından ödenmesi, özel sektörün devlete TL cinsinden borçlandırılması, kamu yatırımlarına ilişkin maliyet ve fiyatlamaların gözden geçirilmesi, ekonomi yönetiminin uluslararası piyasalara güven veren söylemleri sürdürmesi gibi önlemler sayılabilir. Orta ve uzun vadede ekonominin yapısal reformuna odaklanan ve neoliberal ekonomi politikalarına alternatif politikalar değerlendirilmelidir. Bunlar arasında; kısmi ithal ikamesi (seçilmiş alanlarda) modeli uygulanması, ithalatı caydırıcı ve korumacı önlemler alınması, ekonomide dolarizasyonun önüne geçmek için önlemler alınması, dış ticaretin karşılıklı ulusal paralar cinsinden yapılmasını öngören anlaşmaların yaygınlaştırılması gibi önlemler sayılabilir. Yaşanan kriz yeni bir ekonomik kalkınma modeli için fırsat olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’nin, 1994, 1998-99, 2001, 2008-09 krizlerinden elde edilen deneyimleri vardır. Ülkemiz, iş dünyasının potansiyeli ve deneyimleri, insan kaynağı, bilimsel birikimi, köklü ve geleneği olan kurumlarıyla bu krizden de başarıyla çıkacak güce sahiptir. Ege Üniversitesi, bilgi birikimi ve akademisyenleriyle bu önlem ve politikaların oluşturulması ve hayata geçirilmesinde üzerine düşeni yapmaya hazırdır" ifadelerine yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.