POLİTİKA - 27 Mart 2024 Çarşamba 16:03

Hamza Dağ, Tarihi Kemeraltı hayalini anlattı

A
A
A
Hamza Dağ, Tarihi Kemeraltı hayalini anlattı

Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “Kemeraltı’nı ve Konak’ı İzmir’in yeniden can damarı yapmayı hedefliyoruz. Sokak sanatçılarının performansları, açık hava sergileri, müzik etkinlikleri ve lezzet festivalleri ile Kemeraltı, İzmir’in kültürel yaşamının kalbinde yer alacak” dedi.


Hamza Dağ, seçim çalışmasına bugün Konak’ta başladı. Dağ, beraberinde Cumhur İttifakı Konak Belediye Başkan Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı ve AK Parti Konak İlçe Başkanı Said Başdaş ile birlikte Kemeraltı Çarşısı’nda kurulan TARKEM’i ziyaret etti. Hamza Dağ ve beraberindekileri, TARKEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Bartın ve üyeler karşıladı.



“Yaşanabilir bir İzmir için 31 Mart’a hazırlanıyorum”


Hamza Dağ, milletvekilliği dönemi başta olmak üzere uzun yıllardır bir taraftan İzmir’in sorunları çözmek için gayret gösterenlere omuz verdiğini, bir taraftan da sürüncemede kalan, kangren haline gelmiş sorunlar için de çözüm yolu arayışını sürdürdüğünü belirterek, “Uzun soluklu bu çalışmalarımızın ardından şimdi elimize bir fırsat geçti. 18 Ocak’tan itibaren büyükşehir belediye başkan adayı olarak İzmirlilere projelerimizi, çözüm yollarımızı anlatıyorum. Şehrimizin her insanına daha yaşanabilir bir İzmir bırakmak, geçmişi ihya, geleceği inşa etmek için büyük bir aşkla 31 Mart’a hazırlanıyorum” ifadelerini kullandı.


Tarihi Kemeraltı bölgesi için hem hayallerine hem de projelerine değinen Hamza Dağ, “Projemizin adı ‘KALBİMİZMİR: Tarihi Konak Atatürk Meydanı Ve Kemeraltı cazibe merkezi projesi’ İhtiyaç duyduğu ilgi ve bakımı görmemesi nedeniyle zaman içerisinde eski canlılığını yitiren bölgemizde hayata geçireceğimiz projemizle bu değerli mirası restore ederek Kemeraltı’nı ve Konak’ı İzmir’in yeniden can damarı yapmayı hedefliyoruz. Konak ve Kemeraltı’ndaki tescilli binalar, projemizin en önemli parçalarından birini oluşturuyor. Bu binaları, müzeler ve kültürel mekanlar olarak işlevlendirileceğiz. Sokak sanatçılarının performansları, açık hava sergileri, müzik etkinlikleri ve lezzet festivalleri ile Kemeraltı, İzmir’in kültürel yaşamının kalbinde yer alacak” şeklinde konuştu.



“Turist sayısını 2 katına çıkaracağız”


Hamza Dağ, son 30 yılda, İzmir’e yıllık 1 ile 1.5 milyon turistin geldiğini belirterek, “Projelerimizle görev süremin sonunda bu rakamı en az iki katına çıkaracağımıza inanıyorum. Tabii bunları hayalden gerçeğe dönüştürebilmemiz için önümüzde bir sınav var. Önce bu sınavı geçmemiz gerekiyor ve ancak sizin desteğinizle sınavı başarıyla verebiliriz. İzmir’i, İzmir yapan tüm paydaşların desteğine ihtiyacımız var” vurgusu yaptı.



“Kemeraltı’nın UNESCO listesine girmesini istiyoruz”


Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın UNESCO sürecine değinen Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadelere değindi:


“Önümüzdeki dönem çok sıkı takip edeceğimiz, inşallah çok zor olmayacak şekilde de netice alacağımız bir süreç olacak. Bir yok kazası var o yol kazasını atlatacağız. Bizde Kemeraltı’nı UNESCO listesine girmesi taraftarıyız. Bunun da sonuna kadar takibini yapacağız. Önümüzdeki dönemde çok gecikmeden bu konuda başarılı olacağımızdan hiç şüphem yok.”


Program sonunda TARKEM yöneticileri, sununlar ile tarihi çarşıya ilişkin Hamza Dağ ve beraberindekilere bilgi verdi. Hamza Dağ daha sonra Kemeraltı Çarşısı esnafını ziyaret ederek seçimde destek istedi.



Hamza Dağ, Tarihi Kemeraltı hayalini anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta kayak tarihi kitap oldu Türkiye’nin kayak tarihi açısından önemli bir yere sahip illerinden bir tanesi olan Sivas’ın kayak tarihi kitap oldu. Yapılan araştırmalar sayesinde Türkiye’de ilk kayak okulunun Sivas’ta askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Sivas’ta yaşayan ve yaklaşık 26 yıl Türk milli takımını çalıştıran Kayak antrenörü İlhan Erzurum, hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce bir adım attı. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerini tek tek araştıran Erzurum, Sivas’ın kayak kronolojisi çıkarmayı başardı. Araştırmalar sırasında Türkiye’nin ilk kayak okulunun 1917 yılında Arif Hikmet Koyunoğlu tarafında Sivas’ın Suşehri ilçesi Buldur köyünde, askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Bu zengin geçmişe ışık tutan İlhan Erzurum’un ‘Sivas Kayak Tarihi’ kitabı Türkiye’nin ilk kayak merkezinden günümüze kayak sporunun gelişimi ve Sivas’ın bu alandaki öncü rolünü anlatıyor. “Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır” İlhan Erzurum, Türkiye’de kayak sporunun askeri amaçla başladığını ifade ederek, “Sivas’ın kayak kronolojisi çok zengin. Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır. Sivil hayata geçmesi 1930 yıllarına denk gelir. Ama Türkiye’nin ilk resmi kayak okulu Suşehri Buldur köyünde Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından açılmıştır. Kronolojisi bu kadar zengin olan bir şehir. 1917 yılında ilk resmi kayak okuluyla başlayıp 1930’lu yıllarda kayakla ilgili sempozyumların yapıldığı Türkiye’nin ilk kayak kulüplerinden Yıldız Dağı Kayak Kulübü, 1933 yılında Sivas’ta kurulmuştur. Türkiye’nin katıldığı ilk kış olimpiyatlarına giden dört sporcudan birisinin Sivaslı olması ve ilerleyen yıllarda da olimpik sporcuların olması ve bugün totalde 30 - 40’a yakın milli sporcunun yetişmiş olduğu görüyoruz. Turizm ayağında da uzun yıllar hayalleri kurulmuş olan Yıldız Dağı kış sporları merkezi Sivas’ta dördüncü kayak merkezidir. Türkiye’nin en modern kayak merkezlerinden birine sahip olmamız hasebiyle bu bilgilerin bir şekilde toparlanması gerekliydi. Ben de bunları toparlayıp bir kitap haline dönüştürüp gelecek nesillere aktarmak istedim” dedi. “Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış” Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihinin eşzamanlı başladığını aktaran Erzurum, “Kitabımın ofis çalışması üç yıl sürdü. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerinde araştırmalar yaptım. Kitabın neredeyse yüzde 90’ı zaten gazete arşivlerinden temin edildi. Hiçbirisi ansiklopedik bilgiler değil. Bir iki kitaptan faydalandım. Ama bunun dışındakilerin hepsi gazete arşivleri ve ansiklopedik bilgi olmayan bilgiler, gün yüzüne çıkmamış bilgiler. Kayak Türkiye’de askeri amaçla başladı ve 1. Dünya Savaşı’nda Rusların ülkeye girmesi ile birlikte Arif Hikmet Koyunoğlu ki bu kişi Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından bir tanesidir. Türkiye’deki birçok ünlü binanın mimarlarından birisidir. Balkanlar’da savaşmış bir yedek subay. Giderken öğrendiği Suşehri Buldur köyü havzasında kaldığı için Rusların Anadolu’ya girmesi ile birlikte de orayı güvenli ve karın çok olduğu bir bölge olması sebebiyle ilk kayak okulunu orada açmıştır. Ama bu askeri amaçlıdır. Sivil hayata geçmesi Cumhuriyet kurulduktan sonra halk evleri aracılığıyla 1930’lu yıllara denk gelmektedir. Orada da Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış ve ilerlemiştir” diye konuştu. “Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor” Erzurum, Kayak sporu çalışmalarının Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başladığını ifade ederek, “Türkiye’de spor teşkilatının yapılanmasına kısaca baktığımız zaman Osmanlı döneminde Türkiye İdman Cemiyeti daha sonra Türkiye İdman Cemiyeti birliği ve sonra Beden Terbiyesi Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı’yla gelir. Genç Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında halk evleri kuruluyor. Halkın savaş sonrası moral motivasyonu yükseltmek için Türk gençlerini spor yapması için ve halk evlerinde sportif faaliyetler sanatsal, oyunsal faaliyetler başlıyor. Bu arada da 1930’lu yıllarda kayak sporu 3-4 tane spor branşında bir tanesi. Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor. Bunların başında da Erzurum,S ivas, Sarıkamış, Bursa Uludağ ve Ankara gibi iller geliyor. Kayseri ve bunlar ilk yıllarda halk evleri arasında çeşitli etkinlikler yaparak kayak sporunu geliştirmeye çalışıyorlar. Onlara kitabımızda genişçe yer verdik” şeklinde konuştu.