ASAYİŞ - 25 Temmuz 2017 Salı 21:00

İKÇÜ’den ihraç edilen akademisyenlerin FETÖ davası

A
A
A
İKÇÜ’den ihraç edilen akademisyenlerin FETÖ davası

Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) akademisyenlerine yönelik yapılan FETÖ/PDY soruşturmasının ardından tutuklanan eski Rektör Yardımcısı ve Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof.

Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) akademisyenlerine yönelik yapılan FETÖ/PDY soruşturmasının ardından tutuklanan eski Rektör Yardımcısı ve Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tancan Uysal ile ’Üniversite imamı’ olarak bilinen Adem Fidan’ın da aralarında bulunduğu 8’i tutuksuz 28 sanığın, ’Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkları davada tanıklar dinlendi.


İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün 3. duruşmaya tutuklu yargılanan 20 sanık, tutuksuz yargılanan 7 sanık, sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı, gelen raporları okuduktan sonra tanık dinlemelerine geçildi. Katip Çelebi Üniversitesi’nde uzman olan tanık Celal T., "Sanıklardan Tancan Uysal, cemaat döneminde hekimlerin akademik kariyerlerinde etkiliydi. 2010 yılın kadar cemaatteydi. Daha sonra sosyal paylaşım sitelerinde cemaat karşısı paylaşımları vardı. Ancak cemaatten ayrıldı mı bilmiyorum" dedi.



FETÖ’nün evine referans ile giriliyormuş


Tanık olarak dinlenen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Şehir ve bölge Planlama Bölümü eski Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yakup Eğercioğlu, "2013 yılında üniversitenin akademik çalışması için Amerika’ya gitmiştik 3 ay süreyle, 800 dolara 3 artı 1 ev tuttuk. 4 arkadaştık herkes bir odada kalıp akademik çalışmamızı yürüttük. Kaldığımız ev, FETÖ’nün evi değildi. Orada 3-4 defa Türk evlerine iftara gittik ama FETÖ evleri değildi. Amerika’ya gitmeden önce New York ve Washington’a gitmek istiyorduk. Sanık İsmail Özdemir Pensilvanya’ya gitmek istediğini söyledi. Bunun için referans gerekiyordu. New Yorak’a gittik oradan Pensilvanya’ya geçtik. Sanık Mehmet Çete ile sanık İsmail Özdemir Pensilvanya’da Fetullah Gülen’in evine girdi, Hakan Oflaz ile benim referansım olmadığı için biz içeri giremedik. Hakan ile birlikte dışarıda dolaşıp yemek yedik dolaştık. Daha sonra evin kapısına gelince güvenlikler bizi içeri aldı. Orada namaz kıldık. Sohbete katılmadık. Namazlara Fetullah Gülen de geliyordu orada gördük sadece. Ertesi gün oradan ayrıldım" dedi.


Mahkeme başkanının “referansı kim buldu” sorusu üzerine tanık Yakup Eğercioğlu, "Biz Pensilvanya’ya gitmeden önce telefon ile İsmail Özdemir konuşuyordu, referansı o buldu" dedi. Üniversiteden son çıkan KHK ile ihraç edildiğini söyleyen Yakup Eğercioğlu, bu olaylar yüzünden hakkında dava açıldığını, bu tür ortamlarda bulunduğu için pişman olduğunu söyledi.



Para istemişler


Tanık olarak dinlenen Menemen ilçesinde esnaf olan İsmail S., "2014 yılı bahar aylarıydı, dükkanıma sanık Adem Fidan geldi. Kendisi bana cemaatin Menemen imamı olan Dağıstan Kibar’ın yerine geldiğini söyleyerek öğrenci yurdunun okula çevrileceğini, bunun için 10 bin lira istedi benden. Ben vermedim. Sanık Adem Fidan, bir yıl sonra tekrar gelip aynı parayı borç olarak istedi. Ben yine vermedim, bir daha da görmedim" dedi.



Savcı tutukluluklarının devamını istedi


Duruşma savcısı verdiği mütalaasında, dinlenen tanıkların beyanlarına bir diyeceklerinin olmadığını, gelmeyen tanıkların zorla getirilmesini, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.



"Kendini bilmez iki hayvan yüzünden"


Daha sonra sanıklara ve sanık avukatlarına söz verildi. Sanıkların hepsi suçsuz olduklarını ileri sürerken tutuklu sanıklar tahliye taleplerinde bulundular. Kendisinin FETÖ’ye üye olmadığını, örgütle hareket etmediğini belirten sanıklardan Sedat Bakar, Muğla’da sanık askerlerden Astsubay Gökhan Güçlü’nün duruşmaya, üzerinde ’kahraman’ anlamına gelen ’hero’ yazılı tişörtle gelmesinden dolayı FETÖ sanıklarının tek tip elbise giymesinin gündeme gelmesi ilgili, "İki tane kendini bilmez hayvanın yüzünden tek tip elbise çıkartılacak" dedi. Sanık Bakar, örgütle bir bağlantısının olmadığını ileri sürdü. Sanık avukatları da, müvekkilleri aleyhindeki hususları kabul ermezken müvekkillerinin tahliyesini talep etti.


Mahkeme heyeti aradan sonra tutuklu sanıklardan Sedat Bakar’ın tahliyesine diğer tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddedildiğini belirterek duruşmayı Aralık ayına erteledi. Yargılamada böylece tutuklu sayısı 19 inerken tutuksuz sayısı 9’a yükseldi.



Davanın geçmişi


İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, polis tarafından geçtiğimiz 12 Ağustos’ta, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde görevli akademisyen ve çalışanlara yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda ’Üniversite imamı’ olarak bilinen Adem Fidan ile birlikte, hakkında yakalama kararı bulunan 44 kişiden 40 kişi gözaltına alındı. Aralarında Prof. Dr. Tancan Uysal, Prof. Dr. Recep Sütçü, Prof. Dr. Şerafettin Karaca, Doç. Dr. Salih Yılmaz ile Adem Fidan’ın da bulunduğu 29 şüpheli tutuklanırken 11şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz, FETÖ/PDY üyesi oldukları ileri sürülen, örgütün haberleşme programları ’ByLock’, ’Turkuaz’ ve ’Coverme’ kullandıkları belirtilen 29- tutuklu sanık hakkında, ’Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. Davanın ilk duruşmasında bütün sanıklar haklarındaki iddiaya kabul etmezken 8 sanık tahliye edilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.