SAĞLIK - 28 Mayıs 2018 Pazartesi 11:40

İnsanları koruyan aşı değil, aşılama yöntemleri

A
A
A
İnsanları koruyan aşı değil, aşılama yöntemleri

Ege Üniversitesi Biyokimya Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof.

Ege Üniversitesi Biyokimya Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. İsmet Deliloğlu Gürhan, aşının çocuklar, büyükler hayvanlar için önemli olduğuna dikkat çekerek, "Hayvanlar ne kadar sağlıklı ise insanlar da o kadar sağlıklıdır. İnsanları koruyan aşı değil aşılama yöntemleridir. İzlenecek yol önemlidir." dedi.


Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü ile Aşı Bilimi Derneği tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Aşı Bilimi Kongresi - ISV Destekli DNA Aşısı Çalıştayı kapsamında “Aşı Üretiminde Potens ve Güvenlik Testleri” ve “DNA Aşısı Geliştirilmesinde Klinik Araştırmalar” sunumları gerçekleştirildi.


“Aşı Üretiminde Potens ve Güvenlik Testleri” başlıklı sunumu yapan Ege Üniversitesi Biyokimya Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. İsmet Deliloğlu Gürhan, “Aşı; çocuklar, büyükler hayvanlar için önemli. Hayvanlar ne kadar sağlıklı ise insanlar da o kadar sağlıklıdır. İnsanları koruyan aşı değil aşılama yöntemleridir. İzlenecek yol önemlidir. Aşıları sadece denek hayvanlar üzerinde denemek bu iş için yeterli değildir. Aşılama, oldukça karmaşık bir çalışma. Pek çok faktör var. Aşı üretiminin önemli bir ayağı da ekonomik faktörler. Aşının üretim başarısı kadar ekonomik ve sürdürülebilir olması da önemlidir. Aşı çalışmasına öncelikle bir araştırma ile başlanır. Araştırmanın ardından araştırma sonucunda elde edilen bulguların geliştirilmesi, üretime geçilmesi, satış, pazarlama ve aşının yayılması; aşı üretiminin genel aşamalarıdır. Aşı üretimi, oldukça zor ve zahmet gerektiren, karmaşık, riskli bir alandır, maliyetlidir ve geliştirilebilmesi için akademik altyapının ve konuya hakimliğin yüksek olması gerekir” diye konuştu.


Ege Üniversitesi, İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi (ARGEFAR) Müdürü Prof. Dr. Ercüment Karasulu, “DNA Aşısı Geliştirilmesinde Klinik Araştırmalar” hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Karasulu, “Türkiye’de aşı ya da ilaç geliştirme süreci hızlı ve bir o kadar da sıkı ilerliyor. Türkiye’den ve dünyadan birçok firmayla ortak aşı geliştirme ile ilgili çalışmalarımız var. Ülkemizde de aşı, ilaç geliştirme konusunda ilmik ilmik ilerliyoruz diyebilirim” diye konuştu. İlaç geliştirme çalışmalarına katılan gönüllülere değinen Prof. Dr. Karasulu, Sağlık Bakanlığı’nın izni alınarak çalışmalara katılacak gönüllülere öncelikle çalışma hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldığını, kendilerine araştırma ilacı ve uygulama süreci ile ilgili tüm bilgiler aktarıldığını ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.