EĞİTİM - 21 Nisan 2016 Perşembe 09:32

Nevvar Salih İşgören Vakfı'ndan Üniversiteye Yurt Binası

A
A
A
Nevvar Salih İşgören Vakfı'ndan Üniversiteye Yurt Binası

İzmir’de özellikle bilim, sağlık ve eğitim alanında önemli projelere imza atan Nevvar Salih İşgören Vakfı, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ile beraber büyük bir yatırım için çalışma başlattı. Üniversitenin Balçova’daki sağlık kampüsü içinde 8 katlı öğrenci yurdu ve bilim adamlarının konaklayabileceği merkezin yapımı için ilk imzalar, İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın da katıldığı protokol töreninde atıldı. Yurda Nobel ödüllü bilim adamı Aziz Sancar’ın adının verilmesi planlanıyor.
İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın makamında düzenlenen imza törenine Nevvar Salih İşgören Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ömer Şener, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Urgun, Denetim Kurulu Başkanı Ünal Ödemiş, Genel Koordinatör Berna Şahin, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Köse, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Kenan Kırkpınar ve Genel Sekreter Abidin Öztürk katıldı.
DEÜ Rektörü Füzün yaptığı konuşmada, "Bu proje tamamlandığında gençlerimizi kendi bağrımızda tutabilme şansı bulacağız. Yurdun bir kısmında buraya doktora için gelen özellikle yabancı konuklarımızı misafir etme şansı yaratılacak. Hatta fırsat kalırsa bizim asistanlarımız da 4 yıllık ihtisasları döneminde buradan faydalanabilecek. Dolayısıyla böyle bir yapı Dokuz Eylül Üniversitesi’ne, oradaki sağlık kampüsüne çok büyük bir hizmet sunacak. Ben de kar amacı gütmeden bu çalışmaları yapan Nevvar Salih İşgören Vakfı yönetimine bir kez daha teşekkür ediyorum" dedi.
"YURT PROJESİ İÇİN PROTOKOL YAPMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ"
Nevvar Salih İşgören Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Urgun da, Vali Mustafa Toprak’ın destekleri ile kısa sürede 8 önemli protokol imzaladıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Bu konuda bize verdikleri destek nedeniyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Nevvar Salih İşgören Vakfı olarak yatırımlarımızın yüzde 90’ını kamuya yönelik yaparken, kalan yüzde 10’luk dilimi de yine kamudan gelen taleplere yönelik değerlendiriyoruz. Dokuz Eylül Üniversitesi ile son olarak geçtiğimiz günlerde sağlık kampüsü içinde Genom Merkezi’nin tamamlanmasına yönelik çok önemli bir projeye imza atmıştık. Şimdi de bu kampüste eğitim gören öğrencilere yönelik yurt projesi için protokol yapmanın mutluluğu yaşıyoruz. Burası bir öğrenci yurdu olmanın yanı sıra, bilim insanlarına da hizmet veren her türlü imkanıyla modern bir yaşam alanı olacak."
İzmir Valisi Mustafa Toprak ise son 10 günde özellikle DEÜ’ye, Nevvar Salih İşgören Vakı tarafından hayırseverlerin adlarının yaşatılmasına yönelik önemli katkılarda bulunulduğuna dikkat çekerek, "Bilginin teknik alanda, teknolojiye yönelik kullanılmasını çok önemsiyoruz. Bilginin iyi bir şekilde kullanılması ülkemizin, devletimizin var olma sebebidir. Aynı zamanda bu, insanlarımızı mutlu ve müreffeh yaşatmanın da temelini teşkil ediyor. Hayata geçirilecek bu proje Dokuz Eylül Üniversitesi sağlık kampüsüne yakışmıştır. Bu yurtla birlikte oradaki gençlerimiz, bilim insanlarımız inşallah gelecek için hayırlı projeler gelişmesi adına ciddi katkılar sunarlar. Son dönemde bu konulara daha da yoğunlaşan Nevvar Salih İşgören Vakfı’na da bu manada çok teşekkür ediyorum. Vakıflar kendi amaçları doğrultusunda hareket ederler ama siz bir taraftan rahmetli Nevvar ve Salih İşgören’in sizlere emanet ettiği kaynakları hem değerlendirebilmek adına, hem de değerlenen kaynakları faydalı; bilim yararına, ülke yararına, teknoloji yararına insanlık yararına işlere yönlendirebiliyorsunuz. Bu vesile ile rahmetli Nevvar ve Salih İşgören’imizi rahmetle, saygıyla anıyorum" şeklinde konuştu.
İşbirliği protokolünün çok olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını ifade eden Vali Toprak şunları söyledi:
"Üniversitelerimizin iyi olması, vakıflarımızın verdiği destek İzmirimiz adına bir güzellik. Dolayısıyla İzmirimizde böyle üniversitelerin çalışmaları ve çabaları, öğretim üyelerimizin ve bilim insanlarıyla olumlu ve güzel işlere konu olması; aslında Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 78 milyon onurlu, gururlu her bir ferdinin gurur kaynağıdır. Vakfımızı da tebrik ediyorum. Sadece 9 Eylül Üniversitesi değil, ilimizde desteklenmesi gereken, dokunulması gereken, kurumlara verdikleri desteğin yanı sıra isabetli projeleri de verdiğiniz destekle taçlandırıyorsunuz."
HEM ÖĞRENCİLER HEM BİLİM İNSANLARI KALACAK
DEÜ’nün Balçova’daki sağlık kampüsü içinde yapılacak olan 8 katlı yurt binası 4 bin metrekarelik arazi üzerinde 10 bin metrekarelik mimari projeden oluşuyor. Proje tamamlandığında 1+1’lik bölümlerden 170 öğrenci yararlanabilecek. Ayrıca projede doktora öğrencileri, araştırmacılar ve bilim adamlarının konaklayıp çalışabilecekleri 23 süit daire bulunuyor. 3 adet konferans ve çok amaçlı salonun yanı sıra, tesiste kreş ile sosyal yaşam alanları da yer alıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Fıstık fiyatları arttı: Sahtekarların kullandığı gıda boyası ve bezelyeye dikkat Son günlerde toz Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, dolandırıcıları hareketlendirdi. Fıstıklı tatlılarda gıda boyası ve bezelye kullanılmasına karşı vatandaşları uyaran tatlıcı Zeynep Geyik, "Ucuz tatlı yiyeyim derken sağlığınızdan olmayın" dedi. Son dönemde Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, bazı sahtekarları da harekete geçirdi. Artan fiyatları fırsata çevirmek isteyen kötü niyetli kişilerin, fıstıklı tatlılarda gerçek Antep fıstığı yerine bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığına dikkat çekiliyor. Görünüm ve renk üzerinden tüketiciyi yanıltan bu yöntemlerin hem ekonomik aldatma hem de halk sağlığı açısından ciddi risk taşıdığı belirtiliyor. Adanalı tatlıcı Zeynep Geyik, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Özellikle baklava ve fıstıklı tatlılarda taklit ve tağşiş riskini yükselttiğini ifade eden Geyik, bazı işletmelerin maliyeti düşürmek için bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığını söyledi. Bu tür ürünlerin gerçek fıstık görünümü vermek için boyandığını aktaran Geyik, tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Güvenilir ve bilinen işletmelerin tercih edilmesini öneren Geyik, "Aşırı ve bilinçsiz gıda boyası tüketimi mide-bağırsak rahatsızlıkları, alerjik reaksiyonlar ve uzun vadede farklı sağlık problemlerine neden olabilir" ifadelerini kullandı. Vatandaşlara çağrıda bulunan Geyik, "Kaliteli fıstığın maliyeti bellidir. O sebeple ucuz tatlı alıp sağlığınızdan olmayın. Ucuz tatlı sağlığınızdan eder. Yeni yılda da tatlı alırken ucuza kaçmayın" dedi.
Adana Çöpleri belediye yerine gönüllüler topladı Adana’nın Çukurova ilçesinde çevre kirliliğine dikkat çekmek isteyen gönüllüler, bir araya gelerek çöp topladı. Gönüllüler belediyenin yapmadığı işi kendilerinin yaptığını aktarırken, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" dedi. Merkez Çukurova ilçesinde Seyhan Nehri kenarında kirliliğe dikkat çekmek isteyen çevre dostu gönüllüler, bir araya gelerek çöp toplama etkinliği düzenledi. Kurulan gönüllü platformun çağrısına kulak veren vatandaşlarda alana gelip temizlik yaparak çevreye sahip çıktı. Gönüllüler, hem yetkililere hem de vatandaşlara seslenerek çevreye sahip çıkılması çağrısında bulundu. "Yetkililer görevini yapsın, halkımız da çevreyi kirletmesin" mesajı ise etkinliğin ortak talebi oldu. "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" Gönüllüler adına konuşan Akif Temel Kuran, Adana’nın sahip olduğu güzelliklere rağmen ciddi bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi. Oysa en güzel şehirlerden biri. Bu durum hem halkın bilinçsizliğinden hem de belediyenin yetersizliğinden kaynaklanıyor" dedi. Yaklaşık 100 torba çöp topladıklarını ifade eden Kuran, belediyeden yalnızca çöp poşeti desteği aldıklarını belirterek, "Biz halk olarak elimizden geleni yapıyoruz ama topladığımız çöpleri götürecek bir yerimiz yok. Belediyenin gelip bu çöpleri alması gerekiyor" sözleriyle yetkililere çağrıda bulundu. Gönüllülerden Selahattin Menteşoğlu ise yıllardır çevre temizliği konusunda bireysel çabalar gösterdiklerini, şimdi ise gençlerle birlikte daha organize hareket ettiklerini söyledi. Menteşoğlu, "Amacımız Adana’nın temiz olması. Tamamen temizleyemeyeceğimizi biliyoruz ama bizi görenlerin çevre duyarlılığının artmasını istiyoruz. Hem halk hem de belediye sorumluluk almalı" diye konuştu. "Adana adeta çöp kente döndü" Etkinliğe oğlu ile katılan Elif Nur Özdoğan, "Milletin atıp bıraktığı çöpleri topluyoruz. Küçük bir hareket ama umarım çoğalırız. Adana adeta çöp kente döndü, bu bizi çok üzüyor" ifadelerini kullandı. Ahmet Remzi Özdoğan ise, "Buranın kirlenmesini istemiyorum. Atılan çöpleri topluyorum" diyerek duygularını dile getirirken Nuri Erzi, "Adana için çalışan bu küçük ama güzel ekibe katkı sağlamak istedik. Tüm esnafın bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Temiz bir ülke ve gelecek herkes için şart" ifadelerini kullandı.
Hakkari Kırgız gelin ve Yüksekovalı damadın kargoda başlayan aşkı mutlu sonla bitti Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Halim Batmaz, İstanbul’da bir kargo şubesinde tanıştığı Kırgızistan uyruklu Aidana Kabylbekova ile dondurucu soğuğa rağmen düzenlenen görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Yüksekova ilçesi sınırları aşan bir aşk hikayesine ev sahipliği yaptı. İstanbul’da çalıştığı dönemde bir kargo şubesinde Kırgızistanlı Aidana Kabylbekova (27) ile tanışan Halim Batmaz (33), 6 yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandırdı. Çiftin tanışma hikayesi, Batmaz’ın ticaretle uğraştığı dönemde Kabylbekova’nın çalıştığı kargo şubesine gitmesiyle başladı. Zamanla ilerleyen arkadaşlık, ailelerin de onay vermesiyle resmiyete döküldü. İstanbul’da yapılan nişan töreninin ardından çift, ilk düğün merasimi için Yüksekova’yı tercih etti. Güngör Mahallesi’ndeki bir düğün salonunda gerçekleştirilen tören, bölgedeki dondurucu soğuklara rağmen yoğun katılımla yapıldı. Yöre geleneklerine göre yapılan düğünde, Kırgız gelin Aidana Kabylbekova’nın yöresel halaylara eşlik etmesi renkli görüntüler oluşturdu. "Aşk engel tanımaz" mesajı veren çiftin mutluluğuna, çok sayıda davetli ortak oldu. Düğün töreninde mutluluğunu dile getiren gelin Aidana Kabylbekova, her iki kültürün geleneklerini de yaşatmak istediklerini belirterek şunları kaydetti: "6 ay önce İstanbul’a geldim ve kargo sektöründe çalışmaya başladım. Orada tanıştık, konuştuk ve evlilik kararı aldık. Nişanımızı İstanbul’da, ilk düğünümüzü ise Yüksekova kültürüne uygun şekilde burada yaptık. İkinci düğünümüzü kendi ülkemde, Kemin şehrinde gerçekleştireceğiz. Çok mutluyuz" dedi. Damat Halim Batmaz ise uluslararası ticaret yaparken eşiyle tanıştığını vurgulayarak, "Kara kışa rağmen çok güzel bir düğünle dünya evine girdik. Ailelerimizin desteğiyle bu mutlu günü yaşıyoruz. Allah tüm misafirlerimizden razı olsun" ifadelerini kullandı. Çift, Yüksekova’daki törenin ardından ikinci düğün merasimi için Kırgızistan’a gitmeye hazırlanıyor.