EKONOMİ - 08 Kasım 2018 Perşembe 12:44

Bakan Pakdemirli: "EXPO 2023 Kahramanmaraş’a saygınlık kazandıracak”

A
A
A
Bakan Pakdemirli: "EXPO 2023 Kahramanmaraş’a saygınlık kazandıracak”

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Kahramanmaraş’ta EXPO 2023’ün tanıtım toplantısına katıldı.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Kahramanmaraş’ta EXPO 2023’ün tanıtım toplantısına katıldı.


Onikişubat Belediyesi tarafından yapımı tamamlanacak rekreasyon alanından hayat bulacak ve dünyada çapında üst düzey öneme sahip olacak olan EXPO 2023 için lansman toplantısı düzenlendi.


Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen toplantıda konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, düzenlenecek fuarı 40 ülkeden 2 milyon kişinin ziyaret edeceğini söyledi. Pakdemirli, "EXPO’lar, olimpiyatlar ve dünya kupasının ardından, dünyada düzenlenen en büyük organizasyonlardan biridir. EXPO 2023 Kahramanmaraş için, büyük bir öneme sahip. EXPO 2023 Kahramanmaraş, temelde 1. sınıfı, uluslararası kategoride bir bahçecilik EXPO’sudur. İnşallah, Kahramanmaraş’ta 23 Nisan-31 Ekim 2023 tarihleri arasında, 192 gün süreli bir etkinlik olacak. 21. yüzyılın temel sorunlarından biri, küresel çapta giderek yayılan kentleşme olgusudur. Artan nüfusla doğal alanların imara açılması ve tamamen insan ve üretim odaklı mekan tasarımı, dünyamızın geleceğini tehdit etmektedir. EXPO 2023 Kahramanmaraş’ın ana teması, bu yüzden ’doğa dostu şehir ve duyarlılık’ olmuştur. Bu vesile ile inşallah, Kahramanmaraş’a, 40’tan fazla ülkeden yatırımcı ve turist gelecek. Bu fuara yurt içi ve dışı olmak üzere; toplamda 2 milyon ziyaretçinin gelmesi beklenmektedir. Bilgi, deneyim ve paylaşım güçtür. bu bağlamda EXPO, inşallah Kahramanmaraş’a saygınlık kazandıracak ve değer katacaktır" dedi.



"Avrupa tarımsal hasılada 1 numarayız"


Tarım alanında verilen desteklerin arttığını belirten Bakan Pakdemirli, "Ülkemizde, tarım kesimine verdiğimiz destek ödemelerini, yıllık 1,9 milyar liradan, 15 milyar liraya çıkardık. Böylece genel bitkisel üretimi yıllık, 98 milyon tondan, 115 milyon tona yükseltmeyi başardık. Büyükbaş hayvan varlığımız, 9,9 milyon adetten, 16 milyon adete çıktı. Küçükbaş hayvan varlığımız ise 32 milyon adetten, 44 milyon adedin üzerine çıktı. İnşallah, kısa bir zamanda artık, hayvan ithaline de ihtiyacımız olmayacak. Orman varlığımızı, 1,5 milyon hektar artırarak, bu konuda dünyadaki nadir ülkelerin arasına girdik. Barajlarımızın sayısını 276’dan 538’e çıkardık. Hidroelektrik santrallerimizin sayısını, 105’ten 533’e çıkardık. İçme suyu tesislerimizin sayısını 31’den 210’a çıkardık” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı, yüzde 50 kayıp kaçak moral bozdu Sivas Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, 50 kilometre uzaklıkta ki Pusat Özen barajdan kentin içme suyunu karşılayan 4 Eylül barajına yapılan ishale hattı tamamlandı. Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. “Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında” Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi. “Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir” Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “ Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Astım ve KOAH hastaları çöl tozuna dikkat etmeli” Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine değinen Prof. Dr. Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir. Bu hastaların hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acile başvuru ve ölüm oranlarının arttığına dair daha önce yaşanmış büyük hava kirliliği epizotlardan bildirilen veriler vardır” diye konuştu. “Astım ve KOAH hastalarında şikâyetler ortaya çıkabilir” Bu dönemde astım ve KOAH hastalarının şikâyetlerinin artabileceğini dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Hastalarımızın şikâyetleri ortaya çıkabilir, var olan yakınmaları artabilir, mevcut tedavileri yetersiz kalabilir. Nefes darlığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum gibi yakınmalarınız ortaya çıkmışsa veya bu yakınmalarının şiddet ve sıklığında artma varsa, genel durumunuzda bir bozulma hissediyorsanız, uykudan uyandıran şikâyetleriniz oluyorsa hemen hekiminize başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. “Tozun yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı” Tozun yoğun olduğu saatlerde dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Özellikle tozun yoğun olarak hissedildiği saatlerde dışarıya çıkmayınız, pencerelerinizi kapalı tutunuz. Dışarıya çıkmanız mutlaka gerekli ise maske kullanınız” dedi. “Çöl tozu gözlerde kurumaya neden olabilir” Çöl tozlarının bireyi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Çöl tozları gözlerde ve ciltte kurumaya, tahrişe, kaşıntı ve kızarıklık gibi yakınmalara neden olabilir. Eşya ve yüzeylerde çizilmelere, tahriplere, boyalarda deformasyona da yol açabilir. Çöl tozları ile taşınan mantarlar solunabilir ve duyarlı konakçılarda akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.