GENEL - 01 Ağustos 2018 Çarşamba 14:02

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:

A
A
A
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü yemin törenine katıldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü yemin törenine katıldı. 2018-19/2 . dönem polis özel harekat yemin törenine katılan Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen astsubayın eşi Nurcan Karakaya ve 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın ailesine baş sağlığı diledi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda astsubayın eşinin ve oğlunun şehit düşmesinin ardından gözyaşlarıyla konuşarak, “Güya adalet için şu Karabük’ten geçerek Ankara’dan İstanbul’a, ’Sırtımızı PKK’ya yasladık’ diyen adamlarla kolkola yürüyenler var. Seçim öncesi gidip bunları hapishanede ziyaret eden, bunların cezaevinden çıkması lazım diyenler vardı. Şimdi ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Kendim için değil insanlık adına biraz onurları, haysiyetleri kalmıştır diye düşünüyorum. Milletin karşısına çıkıp, ’Allah bu PKK’nın da ona destek verenlerin de belasını versinler’ diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak şu ülkeye borçlarıdır ve bizim hakkımızdır” ifadelerine yer verdi.



“Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım"


Spor salonunda yapılan törende konuşan Bakan Soylu, “Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım. Türkiye 2002’den beri büyük bir değişim geçirdi. Birilerinin bundan nasıl rahatsız olduğunu, 15 Temmuz ihanetinden sonra bu aziz milletin, bu asil milletin, devletine, topraklarına, namusuna nasıl sahip çıktığını anlatacaktım. Sizlere bu ülkede artık kanıksanmaya başlayan, belki de herkesin istemeyerek ne yapalım diye kabul etmeye başladığı sorunların nasıl üzerine gidildiğini, trafikle, uyuşturucuyla, terörle nasıl kıran kırana bir mücadele edildiğini anlatacaktım. Sadece bu yıl 57’si üst düzey olmak üzere 827 PKK’lıyı, hatta sabahleyin aslanlarımız yine Şırnak’ta bir üs bölgemize Kuzey Irak’tan saldırmaya çalışan 5 PKK’lının da iflahını kesti onları etkisiz hale getirdi. Toplam 832 PKK, 241 DEAŞ’lıyı, 16 tane de aşırı sol terör örgütleri mensubunu nasıl etkisiz hale getirdiğimizi yılbaşından bu yana 13 bin 215 uyuşturucu satıcısını nasıl cezaevine tıktığımızı anlatacaktım. Bizim evlatlarımızın ürettiği yerli malı İHA’lar ile nasıl operasyon yaptığımızı, etrafımızdaki coğrafyadan ülkemize gelen denizlerimizde göçmenlerimize nasıl el uzattığımızı, sınırlarımızda yakaladığımızı, denizlerde nasıl hayat kurtardığımızı anlatacaktım. Türkiye’de yıllarca kronikleşmiş sorunların üzerine gittiğimizi, bir yandan içimizdeki FETÖ cerahatini, öte yandan Türkiye’nin bölgesinde Kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde nasıl bir güç haline geldiğimizi, dünyanın artık kimseye süper güç falan demediğini, süper güç masallarını artık dinlemediğini anlatacaktım. Ve size yeni Türkiye’yi yarınlarımızı, hayallerimizi, umutlarımızı ve ayaklarımızın üzerinde nasıl durduğumuzu anlatacaktım. 21. asrın başından itibaren Türkiye’nin her gün daha fazla güçlendiğini anlatacaktım. Demokrasimizin nasıl güçlendiğini, Türkiye’nin artık darbe akımları ile yönetilmeyeceğini, yarınlara yönelik umutlarımızı, beklentilerimizi, Türkiye’nin bu yeni dönemde daha fazla zenginleşeceğini Ortadoğu’ya nasıl barış getireceğini anlatacaktım. Bunların hepsi gerçektir. Doğrudur. Bunları başka zaman yine size anlatmak Allah bize nasip eder” diyerek sözlerine başladı.



Astsubay ile telefon görüşmesini aktardı.


Bakan Süleyman Soylu, Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Büyükçiftlik beldesi Susak Deresi mevkisinde üs bölgesinde görevli astsubay eşi Serkan Karakaya’yı ziyaretten dönen Nurcan Karakaya (25) ve yanındaki 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın PKK’lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşmesi olayıyla ilgili de astsubay ile yaptığı telefon görüşmesini şöyle aktardı:


“Dün aldığımız haber konuşmamı tamamen değiştirdi. Bugün sorumluluklarımızı, vicdanımızı, bu üniformalarımızı hangi sorumluluklarla giydiğimizi, bu kürsülere hangi sorumluluklarla çıkılması gerektiğini konuşacağız. Bu törenden çıktıktan sonra Cumhurbaşkanımızla birlikte Sivas’a gideceğiz. Orada içine kor ateş düşmüş yürekler var. Orada iki tane şehit cenazesi var. Onların cenaze merasimine katılacağız. Şehitlerimiz asker mi, polis mi, koruyucu mu? Hayır. Bir tanesi gencecik bir anne, diğeri de O’nun 11 aylık tertemiz evladı. Kıymetli astsubayımıza dün olayın akabinde hemen görüştük. Çelik gibi bir iradesi vardı. Bana dedi ki ’Bayramda geldiğim, kalan üst bölgesi var ya. O Ramazan bayramında. Hanım oraya benim yanıma gelmek istedi. Çocukla beraber. Başımıza böyle bir iş geldi. Vatan sağ olsun.’ Çıktığınız yolun, nasıl bir yol olduğunu, bu topraklarda neyi ifade ettiğini, şuralarda sizi Ayetel Kürsiler ile beraber zırh etmeye çalışan annelerinizle, babalarınızla, kardeşlerinizle, adım attığınızda sizi İhlaslarla, Fatihalarla donatmaya çalışan bu büyük milletimizle, bu asil milletimiz de neyi ifade ettiğini herhalde en güzel, en anlamlı şekilde dün astsubayımın o kahraman cümleleriyle ifade edebiliriz.”



“Amerika 5 bin tır gönderip de PKK’yı, PYD’yi orada besleyecekmiş”


Avrupa’da yıllardır teröristlere destek verenler olduğunu, Amerika’nın da 5 bin tır silah gönderip PKK ve PYD’yi destekleyeceğine yönelik sözlerini hatırlatan Bakan Süleyman Soylu, “Hiç bir şeyden korkmayın. Amerika 5 bin tır silah gönderip de PKK’yı, PYD’yi orada besleyecekmiş. Avrupa onlara destek verecekmiş. Bilesiniz ki Avrupa’da, Amerika bunların arkasında oldu. Sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, koruyucumuz bu toprakları onlara zindan etti, mezar etti, onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi. Asker olan, eşini görev yerinde ziyaret etti dönerken yola kurulan pusuda şehit oldu. Batı’da Avrupa’da yıllardır bu teröristlere destek verenler, ülkelerinde oturma hakkı verenler, gösteri yapma hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler anında kabul edenler, 5 bin tır silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara akıl verenler, taktik verenler, destek verenler, okyanus ötesinden adamlarını gönderenler, Kandil’de PKK’nın katillerine eğitim verenler, devletleri üzerinden buraya para gönderip Anadolu coğrafyasının birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışanlar, şu ayyıldızlı bayrağıma göz dikenler, askere, polise pusu kurmamışlar, bir anne ve 11 aylık bebeğine pusu kurmuşlar” diye ifade etti.



“Kimsenin Türkiye’nin terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur”


Bakan Soylu, PKK’nın bebek katili olduğunu da söyleyerek, “Kimsenin Türkiye’nin terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur. Bu cinayetin görmezden gelme, üstü örtülü yanı yoktur. Artık hiç birisi ne bizim operasyonlarımıza, ne mahkemelerimize, ne yargımıza laf söyleyebilir, ne de kiminle ortaklık yapacağımıza, kiminle alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. PKK 40 yıl önce de bebek katiliydi, liderinden, kurucusundan en altına kadar PKK’nın alayı dün de bebek katiliydi, bu gün de bebek katilidir. PKK ile kol kola kim girmiş herkes, her grup bu katliama ortaktı, bu gün de ortaktır. Hiç merak etmeyin. Annesiyle beraber sadece ailesini değil, bu aziz milleti orada kucaklamak için orada beklemektedirler. Biz inanıyoruz ki onlar şu anda aramızdadırlar. Çünkü biz onlar öldüğünü zannederiz. Ama onlar diridirler ve bizimle birliktedirler. Dünya bu konuda dün de ikiyüzlüdür, bu gün de ikiyüzlüdür. Kimse kimseyi kandırmasın. Kimsenin terörle mücadele ettiği falan yoktur. Kimse Ortadoğu’ya on bin kilometre öteden terörle mücadele için gelmiş değildir. Bilakis kendi askerinin canı yanmasın diye teröristlere destek verip, Ortadoğu’yu yağmalamak isteyen bir akıl bu gün masum insanlara bu acıları yaşatmaktadır. Türkiye ne ile karşı karşıya kaldığın görmektedir. Ama bugün dünden bir farkımız vardır. Allah’a hamdolsun, bu gün kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Türkiye terörle mücadelede geri dönülmez bir yola girmiştir. İşte zorlarına giden budur. Bize parmak sallıyorlar, tehdit ediyorlar. Para etmiyor. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değildir. Ve en büyük ortakları PKK bugün can çekişmektedir. Bu gün kanlı ortaklarını kurtarmak istiyorlar ama başaramayacaklar. Şimdi benim burada bir beklentim var. Bir şey istiyor ve bunu görmek istiyorum. Sandığa gittiğim zaman oy pusulasında PKK’nın sözcülüğünü yapan partileri görmüştüm. O partilere oy isteyen, ‘1 Oy bize, 1 oy şu partiye aman barajı geçsin’ diye seçmenine akıl veren partileri görmüştüm. Vicdanen burada söylüyorum, onlara soruyorum. Ne zamandan beri sustum ve tek bir söz söylemedim. partilere söylüyorum. Trabzon’da Eren Bülbül’ü şehit eden, oradaki astsubayı şehit eden o hainin, alçağın cenazesine giden 4 tane milletvekilinin gördüler de rahat ettiler mi? Etmediler mi? Onu sormak istiyorum. Yazıklar olsun” diye konuştu.



“Milletin karşısına çıkıp, ’Allah bu PKK’nın da ona destek verenlerin de belasını versinler’ diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum”


CHP’nin adalet yürüyüşünü üstü kapalı hatırlatan Bakan Soylu, “Güya adalet için şu Karabük’ten geçerek Ankara’dan İstanbul’a, ’Sırtımızı PKK’ya yasladık’ diyenlerle kolkola yürüyenler var. Seçim öncesi gidip bunları hapishanede ziyaret eden, bunların cezaevinden çıkması lazım diyenler vardı. Şimdi ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Bu mevkiler, bu makamlar geçer. Benden önce de İçişleri Bakanı vardı benden sonra da İçişleri Bakanı olacak. Eğer makamlar ve mevkiler ’Aman birileri rahatsız olacak’ diye içimizdekileri söylemeye engel oluyorsa bilesiniz ki engel olamayacak. Doğru olduğuna inandığımız, vatandaşımız gönlünü bastırıp sabrıyla beklediği her şeye ortak olmak zorundayız. Kendim için değil insanlık adına biraz onurları, haysiyetleri kalmıştır diye düşünüyorum. Milletin karşısına çıkıp, ’Allah bu PKK’nın da ona destek verenlerin de belasını versinler’ diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak şu ülkeye borçlarıdır ve bizim hakkımızdır. Biz burada polisimizle, askerimizle, jandarmamızla, koruyucumuzla, yetmedi vatandaşımızla, 11 aylık bebeğimizle, annelerimizle acı üstüne acı yaşarken artık kimin artık hangi safta olduğunu adam gibi söylesin istiyorum. Bunlar 4-5 gün önce öğretmenlerimiz kura çektiler. Bir kızımız şöyle bir laf etti, ’Allah’a şükür Batman’a tayinim çıktı.’ Bu ne demektir biliyor musunuz? Bundan yıllar önce Şırnak’a tayini çıkan, Batman’a tayini çıkan öğretmenlerimiz ’Acaba ben ne yapacağım’ diyordu. Şimdi Aybüke öğretmenimizin şehit olduğu yere, Şırnak’a giderek bu ülkenin evlatlarını yetiştirebilmek için güle oynaya gidiyorlar. Amerika bu sana kapak olsun. Bu ülkenin üzerine bu anlayışla gelerek bizi pes ettireceğini zannedenler, bir casus Rahip üzerinden Türkiye’ye diz çöktürmeyi çalışacağını zannedenler bilesiniz ki Türkiye’nin gücünü bundan sonra daha kudretli ve kuvvetli görecekler. Hiç kimsenin endişesi olmasın, öyle kolay değil” şeklinde konuştu.



“kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, terörist olduğunu kendileri söylesinler”


Bakan Süleyman Soylu, Karabük’ün ardından Sivas’a şehit cenazesi törenine katılacağını ekleyerek sözlerini şöyle tamamladı:


“Buradan çıkıp o cenazeye inşallah katılacağız. Ben aynı zamanda iki evlat sahibi babayım. Bir şehit eşiyle konuşurken nasıl ezildiğimi, o insanın acısını nasıl hissettiğimi iyi bilirim. Şimdi istiyorum ki kendi kitlelerine, kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, terörist olduğunu kendileri söylesinler. Ama biliyorum söyleyemeyecekler ve yine kıvıracaklar. Kim ne yaparsa yapsın bizim yolumuz bellidir. Bu vatan bizim, ben sizlerle sadece yüreğimdeki acıyı paylaştım. Yoksa ne bu millet ne de bu devlet acizdir. Güçlüdür, metindir, bir yola girmiştir ve bu yoldan asla dönecek değildir. 15 Temmuz ihanetinin üzerinden 3 ay geçmişti. 10 bin özel harekatçı alacağız dedik. Alacağımız sayının neredeyse 30 katı başvurdu. Bu gün de 3 bin 386 kardeşimiz yemin edip göreve başlayacak. Bu meslek zenginlik ve rahatlık vadeden bir meslek değildir. Canı cebinde gezilen bir meslektir. İşte bu 30 katlık başvurunun tek bir izahı vardır, bu aziz millet, asil millet evlatlarına helal süt emdirmişlerdir. Bizim en büyük gücümüz, millet. Allah bu salondaki herkesten razı olsun. Zor ve meşakkatli bir yola girdiniz. Sizin evlatlarınızın milletin gönlündeki makamı, sevgisi, duası bilesiniz ki parayla satın alınabilecek gibi değildir. Allah sizlerden razı olsun bu güzel çocuklar yetiştirdiniz, bu milletin emrine verdiniz. Asla unutmanızı istemediğim bir şey var. Bu gün şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan’ı asla unutmayın. Bu mesleği niçin yaptığınızı, bu üniformayı niçin giydiğinizi asla unutmayınız.”


Yemin törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Karabük Valisi Kemal Çeber, TBMM Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş, KBÜ Rektörü Refik Polat, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük İl Emniyet Müdürü Mehmet Emin Akay ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra protokol üyeleri ve mezun olan özel harekat polislerinin aileleri katıldı.


Mezunlar, konuşmaların ardından yemin törenini gerçekleştirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Vali Eldivan’dan kurum amirlerine talimat: "Hizmetlerde aksaklığa mahal verilmeyecek" Bayburt’ta İl İdare Şube Başkanları Toplantısı gerçekleştirildi. Vali Mustafa Eldivan başkanlığında düzenlenen toplantıda, kamu hizmetlerinin etkinliği ve kurumlar arası koordinasyon konuları masaya yatırıldı. Kurum amirlerinin, şube müdürlerinin katılımıyla yapılan toplantıda Vali Eldivan, kamu hizmetlerinin verimli, etkin ve vatandaş odaklı bir anlayışla yürütülmesinin temel öncelik olduğunu vurguladı. Eldivan, kamu kurum ve kuruluşlarının tam bir iş birliği ve koordinasyon içerisinde çalışmasının, hizmet kalitesini artıracağını ifade etti. Toplantı kapsamında, 2025 yılı içerisinde il genelinde yürütülen çalışmalar kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. İl genelinde Sunulan hizmetlerin mevcut durumu, devam eden projelerdeki son aşamalar ve gelecek döneme ilişkin stratejik hedefler detaylıca ele alındı. "Hizmetlerde aksaklığa mahal verilmeyecek" Vali Eldivan, vatandaşlara sunulan hizmetlerin herhangi bir aksaklığa mahal verilmeden sürdürülmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiğini bildirdi. Genel iş ve işlemlerin titizlikle yürütülmesi konusunda kurum müdürlerine kesin talimat veren Eldivan, kamu disiplininin önemine dikkat çekti. Toplantı sonunda Vali Eldivan, 2025 yılı boyunca özveriyle görev yapan tüm kurum amirleri ve personele teşekkür ederek, yeni dönem çalışmalarında başarılar diledi.
Malatya Malatya’da ‘Terörsüz Türkiye" konferansı AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansında yaptığı konuşmada, "Terörün Türkiye’ye yıllık maliyeti yaklaşık 140 milyar dolardır. Bu sorun sadece bir veya iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız. Biz çocukların ölmediği, silahların konuşmadığı bir Türkiye istiyoruz" şeklinde konuştu. Milletvekili Babacan konuşmasında, "Hiçbir siyasi kaygı duymadan, oy hesabı yapmadan, ‘yeter ki Türkiye kazansın, yeter ki milletimiz kazansın’ diyerek bu tarihi sorumluluğu üstlenen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum" dedi. Yeşilyurt Belediyesi ve Yeşilyurt Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansı, Kongre ve Kültür Merkezinde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, konferansın amacının, toplumsal farkındalığı artırmak ve terörün her türlüsüne karşı ortak bir duruş sergilemek olduğunu söyledi. Başkan Geçit, "Terörsüz Türkiye" hedefinin birlik ve beraberliğin, kardeşliğin ve güçlü demokrasinin hâkim olduğu bir Türkiye ideali olduğunu ifade ederken, " Terör; sadece can güvenliğimizi tehdit eden bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal huzurumuzu, kardeşliğimizi ve ortak geleceğimizi hedef alan büyük bir tehdittir. Bu nedenle terörle mücadele, yalnızca güvenlik güçlerimizin değil; milletçe hepimizin ortak meselesidir. "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşmanın yolu ise, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, ortak değerler etrafında kenetlenen bir toplumsal bilinçten geçmektedir. "Terörsüz Türkiye" süreci, yüzyıllardır kangrene dönüşmüş önemli bir süreci ele alıyor. Bu sorun ülkemizin tüm enerjisini alan, ekonomik ve insan kaynaklarına darbe vuran bir sorundur. Bu ciddi sorunun kökten çözümlerle ortadan kalkması için sadece elini değil gövdesini de taşın altına koyan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. Sayın Babacan’da kurulan komisyonda çok önemli görevler üstlendi, hazırlanan raporların tüm süreçlerinde aktif bir şekilde yer aldı. Ülkemizin en ciddi sorununun çözümünde sorumluluk alması bizim için gurur vesilesidir" şeklinde konuştu. AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan ise, terörün toplumsal yapıya verdiği zararlar, demokratik kazanımlar, milli dayanışmanın önemi ve terörle mücadelede toplumsal farkındalığın rolü üzerinden önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, Türkiye’nin terörle mücadelesinde gelinen noktayı değerlendirerek, terörün yalnızca güvenlik boyutuyla değil; sosyal, kültürel ve demokratik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı. Terörle mücadelede gelinen nokta, milli dayanışmanın önemi, kardeşlik ikliminin güçlendirilmesi ve demokratik kazanımlarımız üzerine konuşan Milletvekili Babacan, "Terörsüz bir Türkiye hedefi, sadece devletimizin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Milli birlik ve kardeşlik duygularımızı güçlendirdiğimiz ölçüde, terörün zemin bulması da imkânsız hale gelecektir" dedi. Milletvekili Babacan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinin, terörle mücadelenin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirterek, "86 milyonunun tamamı olarak, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla, Çerkeziyle, Laz’ıyla; Sünnisiyle, Alevisiyle, gayrimüslimiyle yıllardır terör belasından çok çektik, artık bu meseleyi hep birlikte hareket ederek, ülkemizin hem bugününü hem de yarınlarını düşünerek bitirmemiz gerekiyor. Bu mesele çözülmezse, yarın başka bir terör ve şiddet biçimiyle karşımıza çıkar. Ben buradan iki önemli lidere, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. 6 aylık süreçte gördüm ki inanılmaz bir samimiyetle, bu işin çözülmesi için uğraşıyorlar. Hiç bir siyasi kaygı olmadan, "oy kazanırım veya kaybederim" kaygısı taşımadan "yeter ki ülkemiz kazansın milletimiz kazansın yeter ki Türkiye kazansın" diye bu soruna bakan, bu uğurda her türlü fedakârlığı yapan, her türlü sorumluluğu üstlenen kararlı bir duruş sergiliyorlar. Gösterdikleri ufuk ve liderlikten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bu sorun sadece bir ve iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız" ifadelerini kullandı. "Terörsüz Türkiye’ vizyonunun devlet ve millet projesi olduğunu, Türkiye’nin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini isteyen herkesin bu süreçte aktif rol alması gerektiğine yürekten inandıklarını sözlerine ekleyen Milletvekili Babacan, terörün Türkiye’ye yıllık yaklaşık 140 milyar dolar maliyet oluşturduğunu, bu büyük mali kaybın Türkiye’nin ekonomik büyüme hamlelerine ciddi zararlar verdiğini, milli gelirin ise 5 trilyon dolar seviyesine ulaşabileceğini dile getirdi. Devletin bütün kurumlarının eşgüdüm içinde çalışmasıyla birlikte son yıllarda terör eylemlerinin ciddi biçimde gerileme olduğunun altını çizen Milletvekili Babacan, silahın ve şiddetin olduğu yerde hiçbir şeyin konuşulamayacağını, toplumun her kesiminin sorunlarının ortak irade, karşılıklı diyalog ve milli birlik ve dayanışma içerisinde çözülebileceğini hatırlattı. Milletvekili Babacan, konuşmasının sonunda konferansı düzenleyen Yeşilyurt Belediyesi ile Yeşilyurt Kent Konseyine teşekkürlerini sundu. Soru-cevap bölümüyle devam eden programda katılımcılar, terörle mücadele, toplumsal barış ve demokrasi konularında görüş ve düşüncelerini paylaşma imkânı buldu. Konferansı, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, AK Parti İl Başkanı Ali Bakan, MHP İl Başkanı Gökhan Gök, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci, MHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Süleyman Emre, MHP Battalgazi İlçe Başkanı İlhan İlhan, Malatya Hacı Bektaşı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, sivil toplum ve meslek örgütleri yetkilileri, mahalle muhtarları ve çok sayıda vatandaş takip etti.