GENEL - 26 Mayıs 2016 Perşembe 21:18

6. Kastamonu Ahşap Fuarı Kapılarını Açtı

A
A
A
6. Kastamonu Ahşap Fuarı Kapılarını Açtı

6. Kastamonu Ahşap Fuarı, Kuzeykent Fuar alanında düzenlenen törenle kapılarını ziyaretçilerine açtı.
Kuzeykent Kapalı Pazaryeri’nde düzenlenen fuarın açılışına KKTC Meclis Başkanı Sibel Siber, Kastamonu Valisi Şehmus Günaydın, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı ve Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ile çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı.
Ahşap Fuarının açılışında konuşan KKTC Meclis Başkanı Sibel Siber, “Bu fuarda bulunmaktan son derece mutluyum. Güzel Kastamonu bizi kültürüyle, doğasıyla karşıladı. Türkiye’nin her köşesi farklı bir güzelliğe sahip ve bu güzellikler bir bütün halinde çok daha güzel bir mozaik oluşturuyor. Kastamonu’nun her geçen gün daha da büyüyerek, gelişerek hak ettiği değeri alacağına inanıyorum. Ahşabın değeri, ağacın değeri gün geçtikçe daha da iyi anlaşılacak. Ağaçları korumak çok önemli. Ahşapta hem sanayisi hem de bize kattıklarıyla önem taşıyor. Kastamonu’nun bu konudaki zenginliği ve sanayisinin şehrin geleceği için önemli olduğunun farkındayız. Bu noktada da bir birinize sahip çıkarak Kastamonu’yu daha da güzelleştireceğinize ve geliştireceğinize inanıyoruz” dedi.
“AHŞAP ÖNEMLİ DEĞERLERİMİZ ARASINDA YER ALIYOR”
Geçtiğimiz yıl düzenlenen Ahşap Fuarında bir takım haklı eleştirilerin olduğuna dikkat çeken Vali Şehmus Günaydın ise, “Ortak görüş bunun Ticaret ve Ahşap Odası bünyesinde yapılması idi. Aldığımız kararla bu sene ahşap fuarının Ağaç Odası koordinatörlüğünde yapılması kararı aldık. Umarım bu sistem oturur ve sonsuza dek yaşar. Ahşap Kastamonu için çok önemlidir. İlimiz ormanlarla kaplıdır. Bunun Kastamonu ekonomisine daha fazla getiriler sağlaması için çok daha fazla çalışmak gerekir. Bu konuda ustalarımız için kurslar açıyoruz. Zengin tarihi olan ilimizin en önemli değerleri arasında ahşap yer alıyor. Ben burada bir müjde daha vermek istiyorum. Yaklaşık 4 yıldır devam eden 2’nci organize sanayi bölgesi çalışmalarımız tamamlandı. Sanayi Bakanlığı tarafından yazı geldi. 2’nci organize sanayimiz Kastamonu’muza hayırlı olsun diyelim. Burada daha geniş bir alan ilan edildi. Sanayi bölgemiz 144 dönümden oluşacak. Firmalara talep ettikleri taktirde yer vereceğiz” diye konuştu.
“ARTIK AHŞABA GERİ DÖNÜŞ VAR”
6. Kastamonu Ahşap Fuarının hayırlı olması temennisinde bulunan AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik de, “İlkini Belediye binasının önünde düzenlemiştik ve aradan 6 yıl geçmiş. Ahşap Kastamonu için ve insanımızın günlük yaşamında ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Artık teknoloji çağında ahşap her zaman bizim özlediğimiz bir şeydir ve artık ahşaba bir geri dönüş var. İşte bu isteğin karşılanabileceği 1’inci mekan Kastamonu’dur. Ahşabın ana merkezi Kastamonu diyebiliriz. Geçmişten bugüne kadar Kastamonu üzerindeki bitki örtüsünün karşılığını vermiş. Bütün dünyayı Kastamonu’ya bekliyoruz. Ahşap Kastamonu’da bütün artık bütün dünyayı Kastamonu’ya bekliyoruz. Bölgede bir farklılık yarattık ve unutulan Kastamonu’yu insanlar hatırlamaya başladılar. Turizm biraz daha canlandı ve artış var. Bunu devam ettirmemiz gerekiyor. Kastamonu diğer illere oranla nüfus artışı yaşayamamış bunun başlıca nedeni ise ulaşım imkanlarının kısıtlı oluşu, fabrikalaşmalar gibi sorunlardır” dedi.
“AHŞAP KASTAMONU’NUN TARİHİNDE VAR”
Kastamonu olarak bu yıl 6’ncısını düzenledikleri Ahşap Fuarı’nın Türkiye’de bu sektörde yapılan ilk ve tek fuar olma özelliği taşıdığına dikkat çeken Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, “Yerel ahşap ürünlerin sergileneceği bu fuarı her sene geliştirmek daha çok kitleye hitap etmek, Kastamonu ahşabını tanıtmak istiyoruz. Ahşap Kastamonu’nun tarihinde var. Kastamonu tarihi ve kültürü ile gerçekten dünyaya örnek olacak bir şehir. Kastamonu’nun yüzde 70’i ormanlarla kaplı. Bizde bu orman varlığını hem maddi hemde manevi değerlendirmek istiyoruz. Ben özellikle Kastamonu’da bu alanda yatırım yapan firmalara teşekkür ediyorum. Yatırımcılarımız Kastamonu ekonomisine büyük katkı sağlıyorlar. Kastamonu’da sivil mimarinin en güzel örneklerine rastlıyoruz. 60’lı yıllarda bu tarihi dokunun değeri bilinememiş ve tamamen tahrip edilmeye başlanmış. Biz buna dur dedik. Biz artık eski konakları bir bir restore edip, fonksiyon yükleyip halkımızın hizmetine sunuyoruz. Bugüne kadar 21 konak satın aldık ve restorasyonuna başladık. Belediye olarak önemsediğim vizyonel projem bu tarihi mirası korumak, onarmak ve gelecek nesillere aktarmaktır. Kastamonu’nun geleceğinin bu tarihi mirasın korunmasında, onarılmasında ve çalıştırılmasında olduğuna inanıyorum. Bu noktada da başarılı olabilmemiz için sivil toplum kuruluşlarına, vakıflara ve iş adamlarına da görev düşüyor. Sadece kamu kurumlarından çalışma yapmasını beklemek yeterli değil. Bu nedenle tüm iş adamlarımıza bir konak satın alıp onarmaları çağrısında bulunuyorum. Önümüzdeki yıllarda bu fuarı daha çok geliştirip ulusal ve uluslararası bazda daha çok duyurulmasını sağlayabilirsek amacımıza ulaşmış olacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Konuşmaların ardından KKTC Meclisi Başkanı Sibel Siber, Vali Günaydın, Milletvekili Çelik ve Belediye Başkanı Babaş ile birlikte açılış kurdelesini kesti. Açılışın ardından davetliler, stantları gezerek ürünler hakkında bilgiler aldı. Fuarın, 29 Mayıs Pazar gününe kadar açık kalacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Havaların ısınmasıyla tozun etkisini hissettirdiği enkaz kentte yaşayan vatandaşlara maske uyarısı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da yaşayan vatandaşlara, uzmanından maske takmaları konusunda uyarı geldi. Doktor Ercan Nural, astım ve alerjik reaksiyonu olan hastalarda toza bağlı olarak geçmeyen öksürükler, burun akıntıları ve hapşırıklar görüldüğünü söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Hatay’da bahar aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklığı da 35 dereceyi bulmaya başladı. Yaz mevsimiyle birlikte artan toz bulutları sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor. Dr. Ercan Nural, astım ve alerji hastalarını maske kullanmaları ve dışarıda giyindikleri kıyafetleri yüksek sıcaklıkta yıkamaları konusunda uyardı. Yağışlı havanın etkisini yitirmeye başlamasıyla toz bulutlarının etkisini arttırmaya başladığını dile getiren Dr. Nural, "Yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden ötürü çok fazla enkaz mevcut. Yağmurun azalmasına bağlı olarak yaz ayının gelmesiyle birlikte toz bulutları çok fazla olmaya başladı. Astım, alerjik reaksiyonları olan hastalarımızda çok sıkıntılar yaşıyoruz. Hastalarımda özellikle geçmeyen öksürükler, burun akıntıları, hapşırıklar, deri döküntüleri ve kaşıntılar çok fazla olmaya başladı. Bu tip hastalarımızın tedavilerini aksatmamaları, dışarıya çıkarken maske takmaları ve dışarı çıkarken giyilen kıyafetinin tekrar eve sokulmaması lazım. Dışarıya giyilen kıyafetin çıkartılıp 60 ya da 90 derece aralığında yıkanması gerekiyor. Toz bulutları çocuklarda ileri ki yaşlarda bağışıklık sistemlerinin gelişimi için fazla toza maruz kalmamaları gerekiyor. Çocukların ve yetişkinlerin iyi beslenmesi gerekiyor. Protein içeren yemekler, bol yoğurt ve sıvı tüketmeleri konusunda önerilerim var. Çocukları ne kadar dengeli beklerseniz bağışıklık sistemleri gelişmiş olacak. Asıl tedavinin etkenden uzaklaştırmak olduğunu düşünüyorum. Bu inatçı öksürüklerde hastalarımda deprem sonrası artış görüyorum" dedi.
Elazığ Kayısıyı ’sis’ vurdu, rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor Elazığ’da geçen sene don vuran kayısıyı bu sene de sis vurdu. Üretici rekoltede yüzde 60 düşüş beklerken, bazı ağaçlarda hiç meyve olmadığını ifade etti. Türkiye’nin önemli kayısı üretim merkezlerinden olan ve 100 bin dekar alanda bir milyona yakın kayısı ağacı bulunan Elazığ’ın Baskil ilçesinde, yılda ortalama 60 bin ton kayısı üretimi gerçekleşiyor. Elazığ’daki bu kayısının yüzde 95’i ise Baskil ilçesindeki bahçelerde oluyor. İlçede üretilen kalitesi ve aroması ile ilk sıralarda yer alan Baskil kayısısının önemli pazar yeri ise Malatya’da bulunuyor. 2 yıldır çeşitli meteorolojik olaylardan ve hastalıklardan dolayı çiftçi istediğini bir türlü alamazken bu sene de kayısı sis vurdu. Bahçelerin üzerlerini kaplayan sis, kayısı tomurcukları üzerinde su tanecikleri biriktirdi. Gece yaşanan en ufak bir soğukta su tanecikleri donarak kayısıyı adeta öldürdü. Her sene bir olayla karşılaştıklarını ve yaklaşık 3 sezondur istediklerini alamadıklarını dile getiren çiftçiler, rekoltede bu sene ortalama yüzde 60 düşüş beklediklerini söyledi. Bu sene kayısının olmamasının en büyük etkeninin sis olduğunu belirten üreticilerden Nusret Abiç, "Sis, ağaç üzerinde su tanecikleri bırakıyor. Bu tanecikler buz dönüştüğü zaman meyve kalmıyor. Hepsi yanıp gidiyor. En büyük etken sistir. Aşırı soğuk veya sıcaktan değil, bu seneki kayısının olmamasının sebebi sistir. Bu sene geçen seneden de düşük. Geçen sene zaten düşüktü, bu sene onun da altında kaldı. Bu sene işçiliği, elektriği, suyu ve gübresini çiftçi cebinden ödeyecek. Geçen seneye göre kayısıda yüzde 60 düşüş var. Geçen sene kadar olması imkansız gibidir. İklimlerin bozulması mı diyelim artık kayısı olmuyor. Geçen sene don vurdu, bu sene sis vurdu. Seneye de ne vurur onu Allah bilir" dedi. Üreticilerden Hamza Abiç ise, "Geçen sene çiçeğe yağmur vurdu ve dondurdu. Bu sene ise aşırı bir sis vardı. Sis tomurcukların üzerinde su olarak birikti. Gece de dondurduğu için tomurcukların hepsi dondu. Bu sene yapacak bir şey yok. Her zaman kazandırmıyor bazen de götürüyor. Bu sene de cepten götürecek. Rızkın kefili Allah’tır. Yapabileceğimiz bir şey yok. Geçen seneye göre bazı yerlerde yüzde 60, bazı yerlerde ise yüzde 100 düşüş var. Bazı ağaçlarda 3-5 kilo var. Bazı ağaçların üzerinde ise hiç yok. 3 sezondur bahçeden verim alamıyoruz. Bahçenin üzeri kırmızı sürgülerle dolu. Bu bahçenin artık verimden düştüğünün bir göstergesidir. Artık bahçe kendi gelişime verdi. 3 senedir meyve olmadığı için ağaç, meyve vermeyi bir nevi unuttu gibi, bu yüzden artık sadece kendini büyütüyor" diye konuştu.
Ankara Türkiye Arıcılık Haritası 2023 verileri ile güncellendi Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ülkenin arıcılık ile ilgili bilgilerinin yer aldığı Türkiye Arıcılık Haritası’nın 2023 verileri ile güncellendiğini belirterek, "Türkiye Arıcılık Haritamıza yeni coğrafi işaret alan ballarımız ile damızlık ana arı üreten illerimiz de eklendi" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sahip olduğu coğrafi konum ve biyoçeşitlilik dolayısıyla dünya ballı bitkiler florasının yüzde 75’ine sahip olan Türkiye’nin, bal üretiminde dünyada ikinci sırada bulunduğuna dikkati çekerek, dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 90’ının da Türkiye’de gerçekleştiğinin altını çizdi. Son 22 yılda arıcılığın geliştirilmesi ve bal üretiminin artırılması amacıyla çok sayıda projenin hayata geçirildiğini anımsatan Yumaklı, bu kapsamda, Bakanlığa bağlı Hayvancılık Genel Müdürlüğünün hizmete sunduğu Türkiye Arıcılık Haritası internet sitesinin üreticiler için önemli bir dijital rehber olduğunu vurguladı. Bakan Yumaklı, “TarımCebimde” mobil uygulamasından da ulaşılabilen Türkiye Arıcılık Haritası internet sitesinde arıcılıkla ilgili birçok veri ve istatistiki bilgi bulunduğuna işaret ederek, “Ülkemiz geneli ve illere göre ayrı ayrı hazırlanan haritamız, renk skalası ile belirtilmiş üretici sayısı, kovan sayısı, bal üretimi ve kovan başı bal verimi gibi bilgiler içeriyor. Haritada ayrıca, ülkemiz genelinde üretimi yapılan bal çeşitleri ve bu balların illere göre dağılımı, illerde en çok üretimi yapılan bal çeşitleri, tescil edilmiş coğrafi işaretli ballar, damızlık ana arı üreten iller ve kapasiteleri, damızlık ana arıların ırk özellikleri ve tescilleri, bombus arısı üreten iller ve kapasiteleri de yer alıyor” değerlendirmesinde bulundu. Zaman zaman yeni bilgiler eklenen Türkiye Arıcılık Haritası’nın 2023 verileri ile güncellendiğini bildiren Yumaklı, şu bilgileri aktardı: "2023 TÜİK verilerine göre 9,2 milyon adet kovan varlığına sahip olan ülkemizde yıllık bal üretimi 115 bin ton, ortalama kovan başı verim ise 12,5 kilogram düzeyinde bulunuyor. 2002 yılında 74 bin ton olan bal üretimimiz, Bakanlığımızın çalışmaları sonucu 2023 yılında yüzde 54 artışla 115 bin tona, 4,1 milyon olan arılı kovan sayımız ise yüzde 122 artışla 9,2 milyona yükseldi. Muğla, Ordu, Adana, Mersin ve İzmir en fazla kovana sahip illerimiz arasında yer alıyor. Kovan başına en fazla verim Ordu’da gerçekleştirilirken, bu ilimizi Adana, Çanakkale, Sivas ve Kars takip ediyor. En fazla bal üretimi Ordu, Adana, Muğla, Sivas ve İzmir illerimizde yapılıyor. Muğla, Sivas, Antalya, İzmir ve Ordu en fazla arıcılık işletme sayısına sahip illerimiz olarak ön plana çıkıyor." Türkiye Arıcılık Haritası’nda güncellenen verilerden birinin de bal ormanı sayısı olduğunu vurgulayan Yumaklı, “2022 yılında 750 olan bal ormanı sayımız, 2023 yılında 796’ya ulaştı. Buna göre, ülkemiz genelinde toplam 1 milyon 6 bin 183 kovan kapasitesine sahip 95 bin 283 hektarlık alanı kaplayan 796 adet bal ormanımız bulunuyor” ifadelerini kullandı. Bakan Yumaklı, yapılan güncelleme ile Türkiye Arıcılık Haritası’na yeni coğrafi işaret alan ballar ile damızlık ana arı üreten illerin de eklendiğini belirterek, “Ülkemizde coğrafi işaret alan 29 adet tescilli bal çeşidi bulunurken, 27 bal da başvuru aşamasında tescil almayı bekliyor. Ardahan, Ankara, Çorum, Artvin, Muğla, Ordu, Ankara, İzmir, Mersin ve Düzce illerimizde de damızlık ana arı üretimi yapılıyor” bilgisini verdi. "Bal üreticilerimize desteklerimiz sürecek" Tüm bu çalışmaları, arıcılık ile uğraşan üreticilerin ülkenin sahip olduğu kapasiteyi daha yakından tanıyarak bilgi sahibi olmaları amacıyla yürüttüklerini vurgulayan Yumaklı, şunları kaydetti: "Bal ve diğer arı ürünlerinin üretiminde verimliliğimizi daha da ileriye taşımaya yönelik projeler geliştirmeye, desteklerimizi artırmaya devam edeceğiz. 2023 yılında 80 bin 479 arıcımıza 473 milyon 22 bin TL destekleme ödemesinde bulunduk. Bu minvalde, güncellenen Türkiye Arıcılık Haritamızın üreticilerimiz için her yönden yol gösterici olmasını ve üretimlerine güç katmasını temenni ediyorum."
Ankara Türkiye Arıcılık Haritası 2023 verileri ile güncellendi Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ülkenin arıcılık ile ilgili bilgilerinin yer aldığı Türkiye Arıcılık Haritası’nın 2023 verileri ile güncellendiğini belirterek, “Türkiye Arıcılık Haritamıza yeni coğrafi işaret alan ballarımız ile damızlık ana arı üreten illerimiz de eklendi” dedi. Bakan Yumaklı, sahip olduğu coğrafi konum ve biyoçeşitlilik dolayısıyla dünya ballı bitkiler florasının yüzde 75’ine sahip olan Türkiye’nin, bal üretiminde dünyada ikinci sırada bulunduğuna dikkati çekerek, dünyadaki çam balı üretiminin yüzde 90’ının da Türkiye’de gerçekleştiğinin altını çizdi. Son 22 yılda arıcılığın geliştirilmesi ve bal üretiminin artırılması amacıyla çok sayıda projenin hayata geçirildiğini anımsatan Yumaklı, bu kapsamda, Bakanlığa bağlı Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nün hizmete sunduğu Türkiye Arıcılık Haritası internet sitesinin üreticiler için önemli bir dijital rehber olduğunu vurguladı. Bakan Yumaklı, “TarımCebimde” mobil uygulamasından da ulaşılabilen Türkiye Arıcılık Haritası internet sitesinde arıcılıkla ilgili birçok veri ve istatistiki bilgi bulunduğuna işaret ederek, “Ülkemiz geneli ve illere göre ayrı ayrı hazırlanan haritamız, renk skalası ile belirtilmiş üretici sayısı, kovan sayısı, bal üretimi ve kovan başı bal verimi gibi bilgiler içeriyor. Haritada ayrıca, ülkemiz genelinde üretimi yapılan bal çeşitleri ve bu balların illere göre dağılımı, illerde en çok üretimi yapılan bal çeşitleri, tescil edilmiş coğrafi işaretli ballar, damızlık ana arı üreten iller ve kapasiteleri, damızlık ana arıların ırk özellikleri ve tescilleri, bombus arısı üreten iller ve kapasiteleri de yer alıyor” değerlendirmesinde bulundu. Zaman zaman yeni bilgiler eklenen Türkiye Arıcılık Haritası’nın 2023 verileri ile güncellendiğini bildiren Yumaklı, şu bilgileri aktardı: “2023 TÜİK verilerine göre 9,2 milyon adet kovan varlığına sahip olan ülkemizde yıllık bal üretimi 115 bin ton, ortalama kovan başı verim ise 12,5 kilogram düzeyinde bulunuyor. 2002 yılında 74 bin ton olan bal üretimimiz, Bakanlığımızın çalışmaları sonucu 2023 yılında yüzde 54 artışla 115 bin tona, 4,1 milyon olan arılı kovan sayımız ise yüzde 122 artışla 9,2 milyona yükseldi. Muğla, Ordu, Adana, Mersin ve İzmir en fazla kovana sahip illerimiz arasında yer alıyor. Kovan başına en fazla verim Ordu’da gerçekleştirilirken, bu ilimizi Adana, Çanakkale, Sivas ve Kars takip ediyor. En fazla bal üretimi Ordu, Adana, Muğla, Sivas ve İzmir illerimizde yapılıyor. Muğla, Sivas, Antalya, İzmir ve Ordu en fazla arıcılık işletme sayısına sahip illerimiz olarak ön plana çıkıyor. “ Türkiye Arıcılık Haritası’nda güncellenen verilerden birinin de bal ormanı sayısı olduğunu vurgulayan Yumaklı, “2022 yılında 750 olan bal ormanı sayımız, 2023 yılında 796’ya ulaştı. Buna göre, ülkemiz genelinde toplam 1 milyon 6 bin 183 kovan kapasitesine sahip 95 bin 283 hektarlık alanı kaplayan 796 adet bal ormanımız bulunuyor” ifadelerini kullandı. Bakan Yumaklı, yapılan güncelleme ile Türkiye Arıcılık Haritası’na yeni coğrafi işaret alan ballar ile damızlık ana arı üreten illerin de eklendiğini belirterek, “Ülkemizde coğrafi işaret alan 29 adet tescilli bal çeşidi bulunurken, 27 bal da başvuru aşamasında tescil almayı bekliyor. Ardahan, Ankara, Çorum, Artvin, Muğla, Ordu, Ankara, İzmir, Mersin ve Düzce illerimizde de damızlık ana arı üretimi yapılıyor” bilgisini verdi. “Bal üreticilerimize desteklerimiz sürecek” Tüm bu çalışmaları, arıcılık ile uğraşan üreticilerin ülkenin sahip olduğu kapasiteyi daha yakından tanıyarak bilgi sahibi olmaları amacıyla yürüttüklerini vurgulayan Yumaklı, şunları kaydetti: “Bal ve diğer arı ürünlerinin üretiminde verimliliğimizi daha da ileriye taşımaya yönelik projeler geliştirmeye, desteklerimizi artırmaya devam edeceğiz. 2023 yılında 80 bin 479 arıcımıza 473 milyon 22 bin TL destekleme ödemesinde bulunduk. Bu minvalde, güncellenen Türkiye Arıcılık Haritamızın üreticilerimiz için her yönden yol gösterici olmasını ve üretimlerine güç katmasını temenni ediyorum.” (MEA-
Hatay ’Doktor Civanım filmindeki motosikletin orijinali bende’ dedi, depremzedeler için satışa çıkardı Kemal Sunal’ın başrol oynadığı ‘Doktor Civanım’ filminde kullanılan 1971 model motosiklet, Ali Meftunzade isimli iş adamı tarafından depremin vurduğu Hatay’a getirildi. Kendisinde bulunan motosikletin filmde kullanılan araç olduğunu iddia eden Meftunzade, "Böyle güzel bir hatıranın taklidi olamaz" diyerek açık artırma usulünde satılacak motosikletten elde edilecek paranın, depremzede insanların yararı için kullanılacağını söyledi. Türk sinemasının unutulmaz aktörlerinden olan ve onlarca filmle insanların hafızasına kazınan Kemal Sunal’ın başrol oynadığı “Doktor Civanım” filminde kullandığı 1971 model sepetli motosiklet, turizm rehberi Ali Meftunzade tarafından depremin vurduğu Hatay’a getirildi. Antakya ilçesinde bulunan kendisine ait garajda aracı sergileyen Mefunzade, motosikleti 5 yıl önce Yeşilçam’ın tanınan ismi Tuna Ercun’dan satın aldığını iddia etti. Kentteki depremzede çocukların moralini yükseltmek isteyen Meftunzade, depremin en çok hasar verdiği Hatay’da düzenleyeceği organizasyonda motosikleti satışa çıkaracak. Meftunzade, açık arttırmayla satılacak motosikletin satışından ve gerçekleştirilecek organizasyondan elde edilecek paranın da depremde uzvunu kaybeden vatandaşların yararına kullanılacağını söyledi. “Türk sinemasının yıldızı ve tek koleksiyonu olan ‘Doktor Civanım’ın sahibiyim” Doktor Civanım filminde kullanılan motosikletin sahibi olduğunu söyleyen iş adamı Meftunzade, “Türk sinemasının yıldızı ve tek koleksiyonu olan ‘Doktor Civanım’ın sahibiyim. Motosikletimizi, depremzede çocuklarımıza katkı sağlamak amacıyla açık artırmayla satışa çıkarttık. Biz bu günlerde Hatay’daki çocuklarımızın moral ve motivasyona ihtiyacı olduklarını düşündüğümüzden dolayı organizasyon çerçevesinde motosikletimizi Hatay’a getirdik. Motosikletimiz şu anda açık artırımda ve gerçekten çok ciddi teklifler alıyoruz. Motosikletimiz Türk sinemasına 40 yıl boyunca emek vermiş bir motosiklettir. 1982 yılında rahmetli Kemal Sunal ve Bahar Öztan’ın oynadığı ‘Doktor Civanım’ filminde bu motosiklet kullanıldı. Motosikletimizi Hatay’a getirip depremzede çocuklarımızın psikolojilerine iyi gelecek güzel bir organizasyon yapmak” dedi. “Filmdeki plaka hala motosikletin üstünde duruyor” Motosikleti 5 yıl önce aldığını belirten Meftunzade, “Türk sinemasına 40 yıl emek veren Tuna Ercun’dan satın aldım. Filmdeki plaka hala motosikletin üstünde duruyor. Filme de dikkatli bakıldığında motosiklet burada. Böyle güzel bir hatıranın taklidi olamaz. Bende bir klasik rahatsızlığı var. Gördüm, beğendim ve satın aldım. Motosikletimizi ancak böyle bir organizasyon için satılışa koyabilirdim. Memleketimizde depremzede çocuklarımıza elektrolit kol ve bacak protezler almak için Yeşilçam sinemasına emek veren bu motosikleti satışa çıkarttım. Bu vesileyle motosikletimizi Hatay’a getirdik. Depremzede çocuklarımızla büyük bir organizasyonla, moral ve motivasyon olacak şekilde bir araya getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Hatay Havaların ısınmasıyla tozun etkisini hissettirdiği enkaz kentte yaşayan vatandaşlara maske uyarısı Depremin vurduğu Hatay’da yaşayan vatandaşlara, uzmanından maske takmaları konusunda uyarı geldi. Doktor Ercan Nural; astım ve alerjik reaksiyonu olan hastalarda toza bağlı olarak geçmeyen öksürükler, burun akıntıları ve hapşırıklar görüldüğünü söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Hatay’da bahar aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklığı da 35 dereceyi bulmaya başladı. Yaz mevsimiyle birlikte artan toz bulutları sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor.. Doktor Ercan Nural, astım ve alerji hastalarını maske kullanmaları ve dışarıda giyindikleri kıyafetleri yüksek sıcaklıkta yıkamaları konusunda uyardı. Yağışlı havanın etkisini yitirmeye başlamasıyla toz bulutlarının etkisini arttırmaya başladığını dile getiren Doktor Ercan Nural, "Yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden ötürü çok fazla enkaz mevcut. Yağmurun azalmasına bağlı olarak yaz ayının gelmesiyle birlikte toz bulutları çok fazla olmaya başladı. Astım, alerjik reaksiyonları olan hastalarımızda çok sıkıntılar yaşıyoruz. Hastalarım da özellikle geçmeyen öksürükler, burun akıntıları, hapşırıklar, deri döküntüleri ve kaşıntılar çok fazla olmaya başladı. Bu tip hastalarımızın tedavilerini aksatmamaları, dışarıya çıkarken maske takmaları ve dışarı çıkarken giyilen kıyafetinin tekrar eve sokulmaması lazım. Dışarıya giyilen kıyafetin çıkartılıp 60 ya da 90 derece aralığında yıkanması gerekiyor. Toz bulutları çocuklarda ileri ki yaşlarda bağışıklık sistemlerinin gelişimi için fazla toza maruz kalmamaları gerekiyor. Çocukların ve yetişkinlerin iyi beslenmesi gerekiyor. Protein içeren yemekler, bol yoğurt ve sıvı tüketmeleri konusunda önerilerim var. Çocukları ne kadar dengeli beklerseniz bağışıklık sistemleri gelişmiş olacak. Asıl tedavinin etkenden uzaklaştırmak olduğunu düşünüyorum. Bu inatçı öksürüklerin hastalarım da deprem sonrası artış görüyorum" dedi. (AGT-VK-