KÜLTÜR SANAT - 21 Mart 2018 Çarşamba 14:21

Nevruz ateşi, Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan yakıldı

A
A
A
Nevruz ateşi, Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan yakıldı

Türk dünyasının Nevruz ateşi, bu yıl Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da Kültür ve Turizm Bakanı Prof.

Türk dünyasının Nevruz ateşi, bu yıl Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) tarafından 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımıyla yakıldı.


Türk Cumhuriyetlerine bağlı kentlerden birinin her yıl kültür başkenti ilan edildiği ve yıl boyu sürecek etkinliklerin 21 Mart’ta Nevruz ateşinin yakılmasıyla başladı. Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımıyla 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da Nevruz ateşi yakıldı. Kutlamalara Türk Dünyasından 18 farklı ülkenin temsilcileri de katıldı.



“Nevruz’u bu yıl irfan şehri Kastamonu’da kutluyoruz”


Şehrin en tarihi yerlerinden birisi olan Cumhuriyet Meydanında gerçekleştirilen Nevruz Bayramı kutlamalarında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Bu sene irfan geleneğimizin önemli merkezlerinden birisi olan Kastamonu’da Şeyh Şabanı Veli’nin manevi gölgesi altında Nevruz Bayramını kutluyoruz. Her iki güzelliğe birden ev sahipliği yapıyor Kastamonu, bundan dolayı Kastamonuluları tebrik ediyorum” dedi.


Nevruz’un binlerce yıldır çok geniş bir coğrafyada kutlanan bahar bayramı olarak yeniden hayatın canlanışı, toprağın canlanışının olduğunu söyleyen Bakan Kurtulmuş, “Orta Asya’da Balkanlara kadar Mezopotamya’dan Kafkaslara kadar birçok coğrafyada çok geniş bir bölgede canlı bir şekilde kutlanmaya devam ediyor” diye konuştu.



“Nevruz Bayramı kutlamalarına 18 farklı ülkeden katılım sağlandı”


Kastamonu’da gerçekleştirilen Nevruz Bayramı kutlamalarına 18 farklı ülkeden katılımın olduğunu açıklayan Bakan Kurtulmuş, “Nevruz’un bize hatırlattığı üç temel unsur var. Birincisi, Nevruz yeniden doğuşu, yeniden dirilişi hepimize gösteren bu Dünyada da gösteren önemli bir bayramdır. Börtü böcekten ağaçlara kadar, kış ayları boyunca yok olduklarını öldüklerini, çekildiklerini zannettiklerimiz yaratılmış birçok özelliği yeniden dirilişidir, yeniden ortaya çıkışıdır. Bu aynı zamanda bize öbür tarafta yeniden diriliş olduğunu her yıl vurgulayarak hatırlatan önemli bir bayramdır. Nasıl geriye çekilmiş, uyumuş, yok olmuş ya da üstü örtülmüş olsun bahar geldiğinde her tomurcuk yeniden açar, bahar geldiğinde her toprak yeniden canlanır, yeşerir, bahar geldiğinde her ağaç yeniden filiz vermeye başlar. Bahar, Nevruz bizim için bir diriliş, bir uyanış yeniden kendimize geliştir” şeklinde konuştu.



“Nevruz, bize insanlarında farklılıklarıyla, çeşitlilikleriyle aslında bir, beraber ve insanoğlu olduğunu ortaya koyuyor”


Nevruz’un bir olmayı ve beraber olmayı öğrettiğine dikkat çeken Bakan Kurtulmuş, “İkincisi, Nevruz bize yeniden farklılığı, renkliliği, çeşitliliği, farklı farklı olmayı ama bütün bu farklı renklerle, bütün bu farklı desenlerle bir olmayı, beraber olmayı birlikte olmayı öğretiyor. Bahar geldiği zaman kışın hepsini aynı renkte gördüğümüz doğada, çiçeklerin renk renk açtığını, ağaçların filizlerinin, ağaçların çiçeklerinin rengarenk olduğunu ama hiçbir rengin bir diğeriyle uyumsuz, bir diğeri ile çelişki ve çatışma içerisinde olmadığını görüyoruz. Bu yönüyle bahar, bu yönüyle Nevruz bize insanlarında farklılıklarıyla, çeşitlilikleriyle aslında bir, beraber ve insanoğlu olduğunu ortaya koyuyor. Bizim atalarımızda tarih boyunca insanların farklılığını, çeşitliliğini bir zenginlik olarak görmüş. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi farklılaştırmadan, hiç kimseyi karşı tarafa koymadan herkesi Allah’ın yarattığı kutsal bir yaratık olarak görmüş, her insanı hazreti insan olarak kabul etmiştir” ifadelerini kullandı.



“Kainat ve insanlar, yaratılan her şey bir devinim içerisindedir”


Kainatın ve insanların, yaratılan her şeyin bir devinim içerisinde olduğunu söyleyen Bakan Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Nevruz’un bize öğrettiği üçüncü şey ise hayatın bir devinim ve gelişme üzerine oturduğu gerçeğidir. Kainat ve insanlar, yaratılan her şey bir devinim içerisindedir. Aynı hal üzeri duran hiçbir yaratık yoktur. Yaratılanların şekilleri değiştiği gibi Allah’ın ruh vererek, akıl vererek, vicdan ve vererek eşrefi mahlukat olarak ortaya koyduğu kainata getirdiği insanda sürekli değişim halindedir”



“Nevruz, Dünyaya gelen her şeyin devinim içerisinde olduğunu bir fiil gösteren önemli bir derstir”


Nevruzun dirilişin, canlanışın, yeniden ortaya çıkışın bize gösterildiği ders olarak öğretildiği baharın başlangıcı olduğunu vurgulayan Bakan Kurtulmuş, şunları söyledi: “Nevruz, farklılıklarıyla, renkleriyle, çeşitlilikleriyle ama bir ahenk içerisinde var olmanın bize öğretildiği bir bahar bayramıdır. Aynı şekilde Nevruz, Dünyaya gelen her şeyin ister insan isterse diğer mahlukat olsun yani yaratılan yani canlı olan her şeyin değiştiğini, geliştiğini, devinim içerisinde olduğunu öğreten, bir fiil gösteren önemli bir derstir. Nevruz’dan bu dersleri alarak ahengimizi, birliğimizi, dirliğimizi daha fazla arttıracağız. Nevruz’dan bu dersleri çıkartarak kainatla olan, tabiatla olan ilişkimizi daha kuvvetli bir şekilde kuracağız. Yaratılmış ne varsa her şeyi bir mirasımız olarak kabul edeceğiz. Çok daha güzel bir şekilde inşallah dostluğu, kardeşliği, paylaşmayı da Nevruz ile birlikte öğreneceğiz”



“Bütün Dünyaya barış, huzur ve esenlikler diliyorum”


Tüm Dünyaya Nevruz Kutlamaları çerçevesinde barış, huzur ve esenlikler dilediğini aktaran Bakan Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Bu vesileyle Türk Dünyasının bütün ülkelerine barış, huzur ve esenlik diliyorum. Dünyada yaşayan 7,5 milyar insanın yaşadığı bütün ülkeler içinde barışı, huzuru, birlikte yaşamayı ve huzur içerisinde gelişmeyi temenni ediyorum. Ülkemiz içinde yeryüzünün en sıkıntılı bölgelerinden birisinde yaşayan ve ne yazık ki ileriye gitmesini önlemek için niceleri tarafından önü kesilen ülkemize de huzur, barış ve esenlik diliyorum. Bu ülkenin birlik ve barış içerisinde yaşaması, ileriye gitmesi daha da güçlenmesi için mücadele eden, gayret gösteren herkese Allah, çabalarında kolaylıklar versin diye temenni ve dualarımı iletiyorum”



“Nevruz, kökleri beş bin yıl öncesine uzanan milli bayramımızdır”


Türk Milleti’nin düşman baskısından kurtuluşunu, yeniden doğuşunu ve dirilişini simgeleyen ve asırlardır Türk’ün bayramı olarak kutlanan Nevruz ateşinin Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan yakılmasından dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, “Nevruz, insanın irfan ve ilim diyarına yeniden doğuşunu, cehaletten kurtuluşunu ifade etmektedir” dedi.


Nevruz’un kökleri 5 bin yıl öncesine uzanan Milli bir bayram olduğunu söyleyen Başkan Babaş, “Nevruz Bayramı, bütün Türk Dünyasını birleştiren, ortak duygu ve düşüncede bir araya getiren, sevinç ve tasalarımızı paylaşmamızı sağlayan, kökleri beş bin yıl öncesine uzanan milli bayramımızdır. Birliğimizi, kardeşliğimizi, bağımsızlığımızı korumak, tarihi köklerimize sahip çıkmak, sağlıklı, bolluk ve bereket içinde yaşayan büyük bir millet olarak varlığımızı ebediyete kadar devam ettirmek adına tüm ortak değerlerimize sımsıkı sarılmalıyız” diye konuştu.


Kastamonulular olarak, 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmekle son derece şerefli bir vazifeyi üzerilerine aldıklarının farkında olduklarını söyleyen Başkan Babaş, “Başta Nevruz Bayramı kutlamaları olmak üzere 2018 yılı boyunca yapacağımız her türlü etkinlikle bu kutlu görevi en iyi şekilde yerine getirmek için büyük çaba sarf edeceğiz. Bu süre zarfında hedefimiz Kastamonu’muzu dünyaya tanıtmaktır. Büyük bir birliktelikle çıktığımız yolda hedefe ulaşacağımızdan en ufak bir şüphem yoktur. Baharla birlikte yeşeren ümitlerimizin, Nevruz Bayramı’yla beklediğimiz neticeye ulaşacağına ve Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak kentimizin önünde yepyeni bir dönemin açılacağına yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.


Babaş, şöyle devam etti: “Zatı alinizin himayelerinde, Türk Dünyası Kültür Başkenti 900 yılı aşkın Türk yurdu Kastamonu’muzun, işgale uğramamasına rağmen devleti için, vatanı için binlerce evladını cepheye gönderdiğini, kadınıyla yaşlısıyla kağnılarla mermi taşıdığını; Atabey Gazi, İsmail Bey, Şeyh Şaban-ı Veli, Benli Sultan, Taşköprülüzade, Yavuz’un Hocası Halimî Çelebi, Ahmet Siyahi, Miralay Halit Bey, İhsan Ozanoğlu, Mehmet Feyzi Efendi gibi değerler yetiştirdiğini, tarihine ve kültürüne her zaman sahip çıktığını bütün Türk Dünyası’na anlatma fırsatı bulacağız. Doğal güzelliklerimizi tanıtacağız, halkımızın konukseverliğini bir kez daha ispat edeceğiz”



Kosova ekibinden Afrin harekatına pankartlı destek


Konuşmaların ardından TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, semeni sunumu yaparak Nevruz duası etti. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, beraberindeki heyetle birlikte Nevruz ateşini yaktı ve üzerinden atladı. Bakan Kurtulmuş, örsün üzerinde demirde dövdükten sonra yumurta kırdı.


Ardından Alaslama (Geleneksel Dua Töreni) yapıldı ve devamında Azerbaycan Devlet Sanatçısı Azerin, Nevruz konulu türkü seslendirdi. Büyük katılımın sağlandığı Nevruz Kutlamalarına katılan 18 Türk Dünyası ülkeleri, ülkelerine özgü halk oyunlarını sergiledi. Halk oyunları gösterileri esnasında Kosova’dan kutlamalara katılan halk oyunları ekibi, sahneye üzerinde Türkçe yazılı zeytin dalı resimlerinin bulunduğu ‘Seninleyiz Türkiye’ yazılı pankartla çıktı. Kosova’nın TSK’nın Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatına destek vermesi, katılımcılar tarafından büyük alkış topladı. Ülkelerin sanatsal gösterilerinin ardından Bakan Kurtulmuş, Cumhuriyet Meydanı etrafında açılan hediyelim eşya, milli yemekler ve el sanatları ustalarının açtığı stantları gezdi. Daha sonra Bakan Kurtulmuş, beraberindekilerle birlikte milli kıyafetler, bayrak ve dövizlerle birlikte Cumhuriyet Meydanından Kışla Parkana kadar kortej yürüyüşü gerçekleştirdi. Yürüyüş esnasında vatandaşlar, sevgi gösterilerinde bulundu. Buna karşılık olarak Bakan Kurtulmuş, vatandaşları selamladı.


Ayrıca törene katılan davetlilere siyez bulguru ve yöresel ürünler ikram edildi. Bakan Kurtulmuş, burada vatandaşlara fidan da dağıttı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 7 kişinin can verdiği olayda kan donduran kaçış planı Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.’nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım’da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7’şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3’er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B’ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "Sigortası olmayanları denetimde eve gönderdiler" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan’ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. Acılı aileler: "Cenazeleri DNA testiyle teşhis edebildik" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa’yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek’in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu’nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "Kurtuluş Oransal bana, ’Yangından haberim var, yoldayım’ dedi" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal’ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal’ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal’ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik’in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal’ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal’ı 2010 yılında Düzce’de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası’ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası’nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "Çocuklarım, babalarını kendilerini uzak tutmak için bu iş yerini açtı" Kurtuluş Oransal’ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal’ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay’ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal’ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal’ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal’ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal’ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "Laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal’ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal’ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna’nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla ’Fabrikada yangın çıkmış’ diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal’ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal’a teslim ettiğini kaydetti. "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A’nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ’da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli’de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A’yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A’nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."
İstanbul 51Talk, gençleri Birleşmiş Milletler’in iklim sahnesine taşıyacağını duyurdu Çevrimiçi İngilizce öğrenme platformu 51Talk, Birleşmiş Milletler’e bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Çocuklar için çevrimiçi bire bir İngilizce öğrenme platformu olan 51Talk, uluslararası topluluğundan genç öğrencilerin 15-21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) sırasında BM’ye bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; 2023 yılında başlatılan ve üçüncü yılına giren girişim, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Tayland ve Vietnam’dan çocukların iklim ve çevrenin korunmasına ilişkin bakış açılarını İngilizce olarak paylaşmaları için fırsatlar oluşturuyor. Katılımcılar, BM düzeyinde uluslararası bir sahnede yapılan konuşmalarla yerel gözlemlerini küresel bir sohbete taşıyarak iklim sorunlarının dünyanın dört bir yanındaki genç nesiller tarafından nasıl deneyimlendiğini ve ele alındığını vurguladı. 51Talk CEO’su Jack Huang, "Her çocuğun dünyayla konuşma fırsatını hak ettiğine inanıyoruz. Çocuklara doğru araçlar ve rehberlik sağlandığında, düşünceli fikirler ifade edebilir ve küresel meselelerle anlamlı bir şekilde ilgilenebilirler. Öğrencilerimizi Birleşmiş Milletler iklim sahnesinde konuşurken görmek, eğitimin neleri ortaya çıkarabileceğinin güçlü bir hatırlatıcısıdır" dedi. Türkiye’den, aile desteğiyle küçük yaşta İngilizce öğrenmeye başlayan on iki yaşındaki Osman Batu, COP30’a hazırlanırken özgüven ve akıcılık konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Üç dakikalık bir video göndererek ve konuşma becerilerinin, dilbilgisinin, telaffuzunun ve özgüveninin değerlendirildiği İstanbul’daki ulusal bir yarışmada yarışarak çok aşamalı bir seçim sürecinden geçerek birinciliği ve Birleşmiş Milletler’de Türkiye’yi temsil etme fırsatını kazandı. Osman, COP30’da Türkiye’deki orman yangınlarından büyükannesinin bahçesindeki kelebeklerin yok olmasına kadar tanık olduğu iklim değişikliğinin etkilerinden bahsetti.
Gaziantep Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Güneri, "Obstrüktif Uyku Apnesi hayatı sessizce tehdit ediyor" Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Gün içinde aşırı uyku hali, dikkat dağınıklığı ve baş ağrılarının da sık görülen şikâyetler arasında yer aldığını ifade etti. Uzm. Dr. Güneri, obstrüktif uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme, diyabet ve trafik kazaları riskini artırabileceğine dikkat çekti. Özellikle obezite, boyun çevresinin kalın olması, sigara ve alkol kullanımı ile genetik faktörlerin hastalık riskini yükselttiğini vurguladı. Tanının uyku testi (polisomnografi) ile konulduğunu belirten Güneri, tedavinin hastalığın şiddetine göre planlandığını söyledi. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri önerilirken, orta ve ileri dereceli olgularda CPAP cihazı, ağız içi aparatlar veya cerrahi yöntemlerin gündeme gelebileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, "Sürekli horlama, gece nefes durması veya gün içinde aşırı uyku hali yaşayan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekir. Erken tanı ve doğru tedavi, hem yaşam kalitesini artırır hem de ciddi sağlık sorunlarının önüne geçer" diyerek vatandaşları uyardı. Medical Point Gaziantep Hastanesi, uyku bozukluklarının tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşımıyla hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.
Denizli Başkan Tatık evleri yanan aileyi yalnız bırakmadı Denizli’nin Tavas ilçesinde elektrik panosu sebebiyle bir evde yangın çıktı. Yangında evleri kullanılamaz hale gelen aileyi Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık ziyaret etti. Başkan Tatık, ailenin geçici süreliğine barınmasını sağlamak amacıyla konteyner ev tahsis etti. Yangın, Denizli’nin Tavas ilçesi Güzelköy Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Cüneyt Fırlayış’a ait evde elektrik panosundan kaynaklı yangın çıktı. Evden yükselen alevleri gören vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerini uzun uğraşları sonucunda yangın kontrol altına alındı. Alevlerin sardığı ev kullanılamaz hale geldi. Tavas Kaymakamı İsmail Demir ve Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, yangından sonra Fırlayış ailesini geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette Başkan Tatık ailenin geçici barınması sağlamak amacıyla konteyner desteği sağladı. Başkan Tatık konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Güzelköy Mahallemizde dün akşam saatlerinde meydana gelen, ilk belirlemelere göre elektrik tesisatından kaynaklanan ev yangınında zarar gören vatandaşımız Cüneyt Fırlayış’ı ziyaret ettik. Herhangi bir can kaybı ve yaralanmanın yaşanmamış olması en büyük tesellimizdir. Yangından etkilenen ve evi kullanılamaz hale gelen vatandaşımızın temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik gerekli aksiyonlar alınmış olup, Tavas Belediyemiz tarafından geçici barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla konteyner desteği sağlanacaktır. Vatandaşımız Cüneyt Fırlayış’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz" şeklinde konuştu.