KÜLTÜR SANAT - 18 Nisan 2018 Çarşamba 16:37

Türk Dünyası ülkelerinde ortak dil çağrısı

A
A
A
Türk Dünyası ülkelerinde ortak dil çağrısı

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Avrasya Yazarlar Birliği ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) katkılarıyla 9.

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Avrasya Yazarlar Birliği ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) katkılarıyla 9. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi Kastamonu’da gerçekleştirildi.


Şehit Şerife Bacı Öğretmenevinde düzenlenen 9. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresinde konuşan Vali Yaşar Karadeniz, Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Kastamonu’da yıl boyunca Türk dünyasını ortak etkileyen değerlerin olduğu etkinlikleri birlikte yapacaklarını belirterek, “Etkinliklerde hem ilimizin kamu ve kuruluşları ve sivil toplum örgütleri bu çalışmanın içindeler. TÜRKSOY değerli katkılarıyla devamlı yanımızda. Birçok kuruluşların desteğiyle etkinliklerimizi sürdürüyoruz. Bugün edebiyat konusunda bir aradayız. Türk dünyasında ortak bir edebiyatın önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Kültür Başkentliğini almak için Kazakistan’a gittiğimde şunu gördüm; birçok konu da ortaklığı paylaşıyoruz ama oradaki ülkeler birbiriyle başka bir dil üzerinden anlaşabiliyorlar. Bunu konuşmak gerekiyor. Her şeyden önce alfabeyi ortak kılmak gerekiyor. Tercümanla Kazak yazarımızın konuşması tercüme edildi ancak yazılı dilde Anadolu’da kullanılan ortak kelimeler olduğunu görürsünüz. Bir süre dinleyince ortaklık fark ediliyor. Bizde ‘y’ harfi ile başlayan birçok kelime Kazakçada ‘j’ harfi ile başlıyor. Zaman içinde bu tip etkinlikler ile farklılıklar anlaşıldığında birbirimizi anlayabilir hale geleceğiz. Birbirimizi anlamak demek, bu lehçeleri yok etmek demek olmamalıdır. Her bir lehçe Türkçenin ayrı bir zenginliğidir ve lehçeler yaşadığı sürece Türk dünyası zenginliğini korumuş olacaktır” dedi.



“Türk dünyası birbirine yaklaşıp, kültürel bağlarımız güçlenecek”


TÜRKSOY Genel Serketeri Düsen Kaseinov ise, bu etkinliklerle Türk dünyasının birbirine yaklaştığını ve bağlarının giderek kuvvetlendiğini ifade ederek, “9. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi de ortak bir dilde anlaşmamız için önemli bir etkinliktir. Türk Dünyası, edebiyattan güzel sanatlara, resimden tiyatroya pek çok alanda kültür-sanat buluşmalarına imkan sağlıyor. Bu şekilde bir yandan şehrin kültür hayatı canlanıp, Kastamonu halkının yaşam kalitesi yükselirken, bir yandan da Türk dünyası birbirine yaklaşıp kültürel bağlarımız güçlenmektedir. 16 farklı Türk topluluğunu temsilen 28 edebiyat dergisinin katıldığı bugünkü etkinliğimizin kültür başkentine yakışan, içerik açısından da kalıcılık açısından da en faydalı işlerden birisi olduğuna inanıyorum. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tataristan, Başkurdistan, Kırım, Gagavuzya, İran, Irak, Kosova, Makedonya, Kıbrıs’tan gelen çok kıymetli yazarlarımıza, edebiyatçılarımıza ve yayın yönetmenlerine ayrı ayrı teşekkürlerimi sunmak istiyorum” diye konuştu.



“Edebiyatçılarımızın ve yazarlarımızın öldükten sonra değil yaşarken de kıymetini bilmeliyiz”


Edebiyatçı ve sanatçıların yalnızca öldükten sonra değil yaşarken de hatırlanması gerektiğine işaret eden TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov, “Hepinizi bildiği gibi TÜRKSOY, sanatımıza ve kültürümüze hizmet etmiş ve eşsiz eserler bırakmış öncü şahsiyetleri yeni nesillere tanıtmak ve eserlerini yaşatmak için anma yılı ilan etmektedir. Bu yıl Azerbaycan’ın büyük bestekarı Kara Karayev’in doğumunun 100. yılı, Kazakistan’ın büyük şairi Mağjan Jumabayev’in doğumunun 125. yılı ve Kırgızistan’ın büyük yazarı Cengiz Aytmatov’un doğumunun 90. yılıdır. Edebiyat dergilerimizde hem Kastamonu hem de bu öncü şahsiyetler geniş yer bulacaktır. Tabii ki, edebiyatçılarımızı, sanatçılarımızı sadece öldükten sonra değil yaşarken de hatırlanmak ve onlara kıymet vermek gerekmektedir. Bu çerçevede kongremizde her yıl bir yılın edebiyat adamı seçilmekte ve ödüllendirmektedir” şeklinde konuştu.



“Fikir akımlarının ilk işaretleri edebiyat dergilerinde ortaya çıkmıştır”


Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu, şunları kaydetti: “Edebiyat Dergileri ilk kez toplandığı zaman edebiyatın tek yayın organı durumundaydı. Kitap yayıncılığı Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde neredeyse durma noktasına geldi. Kaliteli ve seviyeli edebiyatın tek yayın organı edebiyat dergileriydi. Dergiler elbette bugünümüzü yaşayan ve geleceği inşaa eden kurumlardır. Edebiyat dergilerinde ilk şairler orada kendi isimlerini gösteriyorlar. İlk yazarlar ilk yazılarını edebiyat dergilerinde yayınlıyorlar. Fikir akımlarının ilk işaretleri edebiyat dergilerinde ortaya çıkmıştır. Bugünü yaşarken geleceği de inşaa etmiş oldular. Ortak bir gelecek inşaa etmek istiyorsak, bunun en önemli organlarından bir tanesi hiç şüphesiz edebiyat dergileridir. Fikirler edebi ürünlerin içerisinde hikayelerle şiirlerle anlatıldığı zaman halk tarafından anlaşılması çok daha kolay oluyor. Dolayısıyla edebiyat dergilerinin bir araya gelmesi de Türk Dünyasında ortak bir gelecek ve dostluk ve kardeşlik bağlarının kurulması için çok mühim bir olaydır. Dergilerimiz, bu vazifeyi imkanları ölçüsünde yapıyorlar. Dergiler, her sayılarında gerek Türkiye’den gerekse Türk Dünyasının diğer ülkelerinden şairlerin, yazarların eserlerini sayfalarına taşıyorlar. Bu, birbirimizin yazarlarını ve şairlerini tanımamız için bir imkan oluşturuyor”


Konuşmaların ardından katılımcılara ödülleri ve hediyeleri verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.