POLİTİKA - 17 Nisan 2024 Çarşamba 11:17

Baki Ersoy: "2 Haziran’da şanlı Türk bayrağımızı, heybetli Üç Hilalimizi Pınarbaşı’nda yine dalgalandırmaya devam edeceğiz"

A
A
A
Baki Ersoy: "2 Haziran’da şanlı Türk bayrağımızı, heybetli Üç Hilalimizi Pınarbaşı’nda yine dalgalandırmaya devam edeceğiz"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy; 2 Haziran’da Pınarbaşı ilçesinde yapılacak seçimde zaferin MHP’nin olacağını söyleyerek; "2 Haziran’da şanlı Türk bayrağımızı, heybetli Üç Hilalimizi Pınarbaşı’nda yine dalgalandırmaya devam edeceğiz" dedi.



MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy; 2 Haziran’da Pınarbaşı ilçesinde yapılacak olan seçimle ilgili açıklamalarda bulundu. Ersoy; "Liderimiz parmağıyla bize işaret ettiğinde, biz parmağın ucuna değil, ülkemiz, davamız, partimiz için işaret ettiği hedefe bakarız anında. Liderimiz Devlet Bahçeli, sandıkta kurulan tezgâhları ve oynanan oyunları son anda bozduğumuz ve 2 Haziran 2024 tarihinde tekrarlanacak Pınarbaşı seçimleri için, “Bizim için çok değerli ve kıymetli olan, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in memleketi olan Pınarbaşı’nda yine Üç Hilali dalgalandırın, Türklük anıtını mahzun bırakmayın. Her daim Pınarbaşı’nın yanındayım evladım” işaretini verdi.


Bizzat Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli tarafından yaptırılan Pınarbaşı’ndaki Türklük Anıtını mahzun bırakmayacağız ve Üç Hilali yine dalgalandıracağız. Biliyorsunuz, Pınarbaşı ilçemiz 2012 yılında terör örgütü PKK’nın saldırısına uğramış, bir polisimiz şehit olmuş, 17 vatandaşımız yaralanmıştı. Pınarbaşı halkı o gün yaşanan terör saldırısını asla unutmayacaktır. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM ile birçok il ve ilçede “Kent Uzlaşısı” yapan CHP’lilerin, 31 Mart akşamı Pınarbaşı meydanında zafer işaretleriyle zılgıt çekerken kime mesaj verdiği sorgulayacaktır" dedi.



"CHP’nin Ankara’da DEM’lenen kadrosu niçin Pınarbaşı’na bu kadar önem vermekte ve üzerinde çok durmaktadır?" diyen Baki Ersoy; "Eski CHP Genel Başkanı, mevcut Genel Başkanı ve kadrosu, bir nevi Doğu ve Güneydoğu’ya açılan kapı olan ve çok stratejik bir konuma sahip olan Pınarbaşı ilçemizi DEM için ‘Kurtarılmış Bölge” yapma hevesi mi vardır? PKK’nın siyasi uzantılarıyla yıllardır işbirliği yapan CHP’den şüphelenmeyeceğiz de kimden şüpheleneceğiz? Türklük anıtı olan Pınarbaşı’nı özellikle hedef seçen PKK’nın 2012 yılında verdiği mesajı anlamayan var mıdır? ‘Pınarbaşı’nı “Kanbaşı” yapmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacağız. Gaflet içinde olanları uyandıracağız, milli şuur içinde olanları birleştireceğiz ve 2 Haziran’da şanlı Türk bayrağımızı, heybetli Üç Hilalimizi Pınarbaşı’nda yine dalgalandırmaya devam edeceğiz.


Liderimiz Devlet Bahçeli, Pınarbaşı için işaret verdiğine göre, bize düşen görev artık Pınarbaşı’nda zafere ulaşmaktır. 2 Haziran 2024 günü Pınarbaşı’nda zafer MHP’nin olacaktır. Zafer işaretleri eşliğinde zılgıt çekenlere inat, şimdiden hepinizi milli marşlarımızı her bir ağızdan söylemek için Pınarbaşı meydanında buluşmaya davet ediyorum. Pınarbaşı’nın önemini bilenlere ve bunun için gönüllerini birleştirenlere selam olsun" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Güleç; “1 Mayıs emek ve dayanışma günümüz kutlu olsun” Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Teşkilatlanma Sekreteri Mehmet Güleç, 1 Mayıs gündemiyle ilgili yaptığı basın açıklamasında “1 Mayıs emeğin, emekçinin bayramını en içten dileklerimizle kutlarken alın terinin karşılığını alamayan emekçimizin sesini bu anlamlı günde bir kez daha haykırmak istiyoruz” dedi. Emeklinin, işçinin, memurun toplumun tüm kesimlerinin yaşanan ekonomik kriz ortamında, yüksek enflasyon ve artan geçim sıkıntısı karşısında olumsuz yönde etkilenmeye devam ettiği belirten Güleç, açılmasını şöyle sürdürdü; “Emekli maaşının yetersizliği emeklilerin birçoğunun çocuklarından destek almasına veya onların yanına sığınmalarına, çocuklarının ise artan geçim sıkıntısı ve giderek düşen alım gücü karşısında daha da zorlanmalarına sebep olduğu görülmektedir. Bu duruma büyükşehirlerde artan fahiş kira bedellerini de ekleyince durumun içinden çıkılmaz bir hal aldığı görülmektedir. Her sektör ve alanda yaşandığı gibi eğitim çalışanları üzerinde de ekonomik sorunların getirdiği yük gün geçtikçe daha da artmaktadır. Eğitim camiasının yığınla çözülmeyi bekleyen meseleleri sorunun bir boyutu iken artan ekonomik darboğazla birlikte yaşanan sıkıntılarda sorunun bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Yaşanan ekonomik buhran karşısında ne emekli öğretmenin aldığı emekli ikramiyesinin değeri kalmıştır ne de emekli öğretmen maaşıyla çocuk okutmak ve evlendirmek mümkün olabilmektedir. Şartların iyileştirilmesi gerekmekle birlikte hâlihazırda görev yapmakta olan ve bilhassa mesleğinde 10 hizmet yılını doldurmamış öğretmenlerimizin maaşlarının düşük oluşu eğitim camiamızın kıymetli emekçileri olan öğretmenlerimizin alın terinin ne kadar ödendiği gerçeğini de ortaya koymaktadır. Asla emeğin karşılığı olmayan ek ders ücretlerine de gerekli zammın yapılması ve büyükşehirlerde görev yapan memura kira desteği verilmesi elzemdir. Öğretmenin mali ve sosyal hakları yok denecek ölçüde emeğinin karşılığını almaktan uzaktır. Alelacele çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yetersiz ve birçok soruna davetiye çıkarıcı nitelikte olduğunu ifade etmiştik. Bu gün gelinen noktada Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun sorunlarla dolu olduğu ortadadır. Öğretmenler Odası’nda gelir dengesizliği oluşmuş ve hatta uçurumlar oluştuğu görülmüştür. Emekçilerimiz emeklerinin karşılığını alabilmeyi beklemekte, sosyal ve ekonomik hakları tanımlanmış, daha adil ve şartları iyileştirilmiş bir meslek kanunu beklemektedir. Çalışan memurlarımızın tamamı bayram ikramiyesinden faydalanmayı beklerken diğer yandan atanmayı bekleyen binlerce meslektaşımızı da hatırlatmayı emeğe saygının bir gereği olarak gördüğümüzü beyan etmek isteriz. Zira o kadar yıl okuyup, puanlarını alıp atanmayı bekleyen meslektaşlarımızın da biran evvel okullarına, öğrencilerine kavuşmalarını temenni ediyoruz. 9 aydır bekletilen ve mülakatın kaldırılacağına ilişkin söz verilen öğretmenlerimizin kontenjanlarının biran evvel gönülleri rahatlatacak bir sayıyla ilan edilmesini arzuluyoruz. Üniversitelerde görev yapmakta olan üniversite idari personelinin (GİH, THS, YHS, SHS, 4/B Sözleşmeli) en temel haklardan biri olan tayin/nakil hakları olmaksızın çalıştırılması 21. Yüzyılda kabul edilebilir bir durum değildir. Üniversitelerde görev yapan tüm personelin tayin hakkı için Üniversiteler Arası Atama ve Yer Değişikliği Yönetmeliği’nin hazırlanarak yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Bu yönetmelikte yer değişikliğinin şartları, mazeret tayinleri, eğitim hakkı tayini, becayiş vb. düzenlemelerin net bir şekilde ifade edilmesi ve bu düzenlemelerin rektörlerin keyfi kararına bırakılmaksızın, torpil vb. durum söz konusu olmaksızın gerekli tedbirlerin alınması elzemdir. Bu çalışanlarımızla ilgili sürgün maddesi diye bilinen 13-b/4 geçici görevlendirme maddesinin tamamen kaldırılması, eğitim ve öğretim hizmet kolunda verilen zam, tazminat, üniversite ödeneği, teşvik vb. haklardan da faydalanmalarını sağlayacak şekilde yasal düzenlemelerin yapılması elzemdir. Tüm bu sorunların çözümü için TBMM Milli Eğitim Komisyonunu oluşturan vekillerimizi göreve davet ediyoruz. Bizlerde 1 Mayıs günü tüm teşkilatlarımızla birlikte Ankara’da meydanda olacağız. Her alanda emek sarf eden tüm emekçilerimizin bu emeklerinin karşılığını alabilmelerini temenni ediyor, birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs Bayramı’nı kutluyorum. Emekçilerimizin hakları için mücadele etmeye devam edeceğimizi bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyorum.”