ASAYİŞ - 13 Temmuz 2018 Cuma 14:11

Cinayet sanığından şok savunma: "1915’te bile öyle çatışma olmamıştır"

A
A
A
Cinayet sanığından şok savunma: "1915’te bile öyle çatışma olmamıştır"

Kayseri’nin İncesu ilçesinde iki aile arasında çıkan silahlı, sopalı, parke taşlı kavgada 2 kişinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı ve 4 sanığın tutuklu yargılandığı cinayet davası başladı.

Kayseri’nin İncesu ilçesinde iki aile arasında çıkan silahlı, sopalı, parke taşlı kavgada 2 kişinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı ve 4 sanığın tutuklu yargılandığı cinayet davası başladı. Cinayet sanığı, "Ellerinde demirler, sopalar, parke taşları, tüfeklerle geldiler. Evimize gelip, ‘savaş başladı, çıkın lan’ diye bağırıyorlardı. 1915’te bile öyle bir çatışma olmamıştır” dedi.


4 Temmuz 2017’de İncesu ilçesi Ötebatan Mahallesi’nde meydana gelen olayda aralarında geçmişten kaynaklı husumetli olan iki aile arasında silahlı, sopalı, taşlı kavga çıktı. Çıkan kavgada 40 yaşındaki mahalle muhtarı Bekir S. ile amcası 55 yaşındaki Mustafa S. hayatını kaybetti, 9 kişi de yaralandı. Olayla ilgili gözaltına H.H.T., M.T., Z.T. ve M.T. tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada tutuklu sanıklar H.H.T., M.T., Z.T. ve M.T. ile müşteki Y.S., mağdur Ş.T., müşteki Y.S., mağdur S.S. ile avukatlar hazır bulundu. Tutuklu sanık M.T. duruşmada yaptığı savunmasında şunları söyledi:


"Ben ahırda hayvan suluyordum. Bir anda silah sesi duydum, bağrışmalar oldu. Ellerinde demirler, sopalar, parke taşları, tüfeklerle geldiler. ’Tutun bunları, gözlerinin önünde ailelerini sinkaf edin’ diye bağırıyorlardı. 1915’te bile öyle bir çatışma olmamıştır. Bizimkilerin hepsi eve saklandı. Bizden babam yaralandı, ben sol elimden yaralandım. M.S. ’savaş başladı, çıkın lan’ diye bağırıyordu. Ben üzerime kayıtlı ruhsatlı av tüfeğimi aldım, sıktım. Benim tüfeğimden çıkan kurşunlar Mustafa S.’yi öldürdüyse saygı duyarım ama ben namusumu, şerefimi korumak için havaya doğru sıktım. Bekir ile Mustafa’yı kim vurdu bilmiyorum, belki birbirlerini vurdular."



"Oy vermedik diye yolumuzu kesiyorlar, düşmanlık besliyorlardı"


Olay günü karşı taraftan yoğun bir şekilde ateş edildiğini söyleyen tutuklu sanık H.H.T. ise "Karşı taraf bizlere bağırarak ’çıkın lan dışarı, savaş başladı’ diye kadınlarımıza saldıracaklarını söyleyecek sözler söylüyorlardı. Yoğun bir şekilde ateş edildiği için kimin vurduğunu görmedim. Kendimi traktörün garajına attım, jandarmayı aradım, karşı taraf suçlamaları bize atıyor. 2014 mahalli seçimlerinden beri husumet var. Muhtarlığı Bekir S. kazandı ama biz onlara oy vermedik diye yolumuzu kesiyorlar, düşmanlık besliyorlardı. Biz sürekli şikayet ettik ama önemsenmedi” dedi.


Tutuklu sanık M.T. de "Olaydan önce muhtarı cep telefonu ile aradım. Senin kardeşlerin neden bize sürekli saldırıyor, alacağımız vereceğimiz mi var ki diyerek azarladım. O da bana ’sen aradan çekil. Allah ya size ya bize. Benim vur emrimi bekliyorlar’ diyerek telefonu kapattı. Daha sonra bu olay yaşandı. O gün ben eğer bizimkileri içeri almayıp, kapıları kapatmasaydım oradan 20 ölü çıkacaktı" diye konuştu.


Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verirken, öğleden sonraki oturumda mağdur, müşteki ve tanıkların dinlenilmesi bekleniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.