Nilüfer Belediyesi, Uludağ Üniversitesi ve Bursa Gazeteciler Cemiyetinin birlikte düzenlediği "Yüz Yüze Söyleşileri"nde anayasa tartışıldı. Prof. Dr. Kaboğlu, “Eğer yeni bir anayasadan söz ediyorsak, izlediğimiz yöntemde sorun var” derken, gazeteci yazar Faruk Mercan ise, yeni anayasanın mümkün olduğunca farklı grupların katkısıyla hazırlanması gerektiğini söyledi.
Nilüfer Belediyesi, Uludağ Üniversitesi ve Bursa Gazeteciler Cemiyetinin birlikte düzenlediği Yüz Yüze Söyleşileri, Basın Kültür Sarayı’ndaki Uğur Mumcu Salonunda “Nasıl bir Anayasa” konusu ile başladı. BGC Başkanı Nuri Kolaylı’nın yönettiği söyleşide, ilk sözü Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu aldı. Türkiye’nin, yaklaşık 30 yıldır 1982 Anayasası üzerinde tartıştığını, son on yıldır da yeni bir anayasa yapma çabası içinde olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Kaboğlu, anayasada yöntem sorunu üzerinde durdu.
Kaboğlu, “Yeni anayasa: anlamı, mekanı, zamanı denildiğinde, bir yıl öncesine değin çok kimse anlamıyor, ‘ne demek oluyor, bu?’ diyordu. Oysa Arap Baharı denilen olaylar başladıktan sonra, yeni bir anayasanın anlamı, mekanı ve zamanı ile birlikte değerlendirilmesinin önemi açıkça anlaşıldı” dedi. İbrahim Kaboğlu şöyle devam etti:
"Bu Meclis, yasama görevi için seçildi, anayasa yapmak için değil. Yasama görevini sürdürsün, sürdürürken de yeni anayasa için yolu kolaylaştıracak yasalar çıkarsın. Fakat anayasa yapma işini halkın yeni anayasayı kursun, yapsın diye seçtiği bir meclise bıraksın.
Gazeteci yazar Faruk Mercan ise , “Şu an Büyük Millet Meclisi’nde Anayasa Uzlaşma Komisyonu görev yapıyor. Komisyonda farklı partilerin temsilcileri var. Yöntemde yanlışlık yok” dedi.
Mercan, yeni anayasa konusunda asıl önemlisinin mümkün olduğunca farklı kesimlerin, grupların katkılarıyla hazırlanması olduğunu belirtti.








