ASAYİŞ - 31 Aralık 2020 Perşembe 10:09

Sakarya’da 6 günde çıkan 8 farklı yangında 4 kişi hayatını kaybetti

A
A
A
Sakarya’da 6 günde çıkan 8 farklı yangında 4 kişi hayatını kaybetti

Sakarya’da son 6 gün içerisinde meydana gelen 8 farklı yangında 4 kişi hayatını kaybederken, 1 kişi ise ağır yaralandı. Yılın on günlerinde meydana gelen ayrı ayrı yangınlarda baba ve kızı ile yaşlı çifti ölüm ayıramadı.

Sakarya’da son 6 gün içerisinde 8 farklı yangın meydana geldi. 1’i ormanlık alan, 1’i fındık bahçesi, 1’i atölye, 1’i baraka ve 4’ü ise ev olmak üzere çıkan toplam 8 farklı yangında 4 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi ise ağır yaralandı. Sakarya İtfaiyesi son 6 günde meydana gelen yangınlar ile mücadelesini sürdürdü.

Ev yangınında baba ile kızı hayatını kaybetti
İlk yangın, 25 Aralık Cuma günü akşam saatlerinde Arifiye ilçesi Türkçaybaşı Mahallesi’nde 704. Sokak üzerinde bulunan bir evde meydana geldi. İddiaya göre, 45 yaşındaki baba Seyfi Altın benzinle sobayı yakmaya çalıştığı esnada bir anda parladı. Yangın sonrasında bölgeye çok sayıda itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Alevlere teslim olan 45 yaşındaki baba Seyfi Altın ile 4 yaşındaki kızı Rabia Su Altın’ın cansız bedenleri, ekiplerce söndürülen yangın sonrasında evin oturma odasında bulundu. Otopsi merkezinde yapılan incelemelerden sonra baba ve kızı için Arifiye Çaybaşı Fuadiye Mahalle mezarlığında cenaze namazı kılındı. Kılınan cenaze namazının ardından baba ve 4 yaşındaki kızı Arifiye Çaybaşı Fadiye Mahalle mezarlığında yan yana toprağa verildi. Yangında ağır yaralanan ve hastaneye kaldırılan 10 yaşındaki Mirza Altın’ın ise tedavisinin sürdüğü öğrenildi.

Sakin şehir Taraklı’da ahşap ev yandı
İkinci yangın, 27 Aralık Pazar günü gece saatlerinde Sakarya’nın ‘sakin şehir’ unvanına sahip Taraklı ilçesinde meydana geldi. Hacımurat Mahallesi Altın Sokak üzerinde bulunan Ali Ö.’e ait iki katlı ahşap evde yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler, evin çatısını sardı. Olayın haber verilmesi üzerine bölgeye gelen itfaiye erlerince yangın kısa sürede söndürülerek kontrol altına alındı. Sakin şehir unvanına sahip ilçede sokağa çıkma kısıtlamasında meydana gelen yangın kısa süreli paniğe neden oldu. Ekiplerin kısa sürede söndürdüğü yangında herhangi bir can kaybının olmaması sevindirirken, evde maddi hasar oluştu.

İl Ormanında korkutan yangın
Üçüncü yangın, 28 Aralık Pazartesi günü gece saatlerinde Arifiye ve Sapanca ilçeleri sınırlarında bulunan İl Ormanında yaşandı. Uyuşturucu ile alkol kullanan kişilerin yangına sebep olduğu iddia edildi. Arifiye ilçesi Cumhuriyet Mahallesi mevkiinde çıkan yangını fark eden mahalleli ekiplere konuyu bildirerek, hemen bölgeye koştu. Büyüyen yangın bölgedeki ağaçları sardı. İtfaiye, polis ve vatandaşların seferber olduğu yangın güçlükle kontrol altına alındı. Öte yandan, yangının çıktığı bölgede bulunan alkol şişeleri ve uyuşturucu kullanımında kullanılan malzemeler tespit edildi. Yangını söndürmek için bölgeye koşan Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Yusuf Yavuz’da yangını çıkaranlara tepki gösterdi.

Dört kişinin yaşadığı baraka yangında küle döndü
Dördüncü yangın, 28 Aralık Pazartesi günü öğle saatlerinde Karasu ilçesi Yalı Mahallesi liman mevkiinde meydana geldi. Hamide Y.’nin yaşadığı baraka birden yanmaya başladı. Komşusuna gittiği esnada barakanın yandığını fark eden Hamide Y., durumu ekiplere bildirdi. Bölgeye sevk edilen itfaiye ekiplerince yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. 4 kişinin yaşadığı öğrenilen baraka dakikalar içerisinde küle dönerken, yangın esnasında içeride kimsenin bulunmaması olası bir faciayı önledi. Daha önce de iki kez barakasının yandığı öğrenilen Hamide Y.’nin bu yangınla birlikte toplam 3’üncü kez yaşadığı baraka alevlere teslim oldu. 3’üncü kez barakası yanan Hamide Y., söndürme çalışmalarını çaresiz gözlerle izledi.

Yaşlı çift çıkan yangında hayatını kaybetti
Beşinci yangın, 28 Aralık Pazartesi günü akşam saatlerinde Geyve ilçesi Eşme Mahallesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, iki katlı ahşap evin ikinci katında yangın çıktı. Haber verilmesi üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerince yangın kısa sürede söndürülürken, sağlık ekipleri içeride mahsur kalan 81 yaşındaki Mehmet Şervan ve 80 yaşındaki Havva Şervan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Yaşlı çiftin cenazeleri Geyve Eşme Mahalle Merkez Camisinde kılınan cenaze namazının ardından Geyve Eşme Mahalle Mezarlığına defnedildi. Olay ile ilgili soruşturma başlatıldı.

Marangozhane alev alev yandı
6’ncı yangın, 29 Aralık Salı günü öğlen saatlerinde Akyazı ilçesi Akbalık Mahallesi’nde meydana geldi. Mesut A.’ya ait olduğu öğrenilen marangozhanede henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı yangın çıktı. Durumun haber verilmesi üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Kısa sürede alevlere teslim olan marangozhane, itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınarak söndürüldü. Meydana gelen yangında ölü ya da yaralanan olmazken büyük çapta hasar oluştu. Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

Fındık bahçesini temizlerken 30 dönümlük alanı yaktı
7’nci yangın, 30 Aralık Çarşamba günü Karası ilçesi Darıçayırı Mahallesi’nde yaşandı. Edinilen bilgilere göre, fındık bahçesindeki anızları temizlemek için yakılan ateş rüzgarında etkisiyle büyüyerek ormanlık alana sıçradı. Durumun haber verilmesi üzerine olay yerine itfaiye ekibi sevk edildi. Yaklaşık 30 dönümlük alana yayılan yangın itfaiye ekiplerince kontrol altına alınırken vatandaşların da ekiplere yardım ettiği görüldü. Toplam 4 dönümün küle döndüğü yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

7 yıl önce annesini öldüren şahsın evinde yangın
Son yangın ise, 30 Aralık Çarşamba günü akşam saatlerinde Serdivan ilçesi Reşadiye Mahallesi İstiklal Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, 7 yıl önce annesini öldüren ve psikolojik sorunları bulunduğu öğrenilen Ahmet B. yaklaşık 2 ay önce cezaevinden çıktı. Ahmet B.’nin yaşadığı iki katlı kerpiç evde henüz bilinmeyen sebepten yangın çıktı. Kısa sürede tüm evi saran alevler üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. İtfaiye erlerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınan yangın, mahalleliyi de sokağa döktü. Psikolojik sorunları bulunduğu iddia edilen Ahmet B.’nin kendi yaşadığı evi yaktığı öne sürülürken, şahsın nerede olduğunun bilinmemesi ise ekipleri seferber etti. Şahsın evin içerisinde olabilme ihtimaline karşı itfaiye erleri yaklaşık 1 buçuk saatlik arama gerçekleştirdi. Çalışmalar sonunda Ahmet B.’ye ait herhangi bir bulguya rastlanılamadığı öğrenilirken, yangın ile ilgili inceleme başlatıldı.

Burak Can Tokyürek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.