YEREL HABERLER - 29 Mart 2017 Çarşamba 10:45

"Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” konferansı

A
A
A
"Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” konferansı

Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen “Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” konulu konferans Rektörlük Kültür Merkezinde gerçekleşti.

Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen “Arapça’nın İslami İlimler Üzerindeki Önemi” konulu konferans Rektörlük Kültür Merkezinde gerçekleşti.


İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir verdiği konferans, Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Badawy Mohammed Elsawy’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.


Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir, Hz. Muhammed’in (sallallahü aleyhi vesellem) Cenab-ı Mevla’dan (celle celalüh) vahiy olarak aldıklarını ashabına tevdi, tebliğ ettiğini söyledi. Prof. Dr. Özdemir, "Aldığı vahiyi ashabına iletiyordu ve karşılaştığı sorulara da cevaplar veriyordu. Herkes her şeyi aynı anda anlamıyordu. Anlaması da beklenemezdi zaten. Herkesin anlama kapasitesi eşit değildir. Dil bilgisi eşit değildir. Bilgisi, kültürü aynı değildir. Dolayısıyla Ashab-ı Kiram’dan kimileri ya Resüllüllah bu nedir? Diye sorular soruyordu, O da cevaplar veriyordu. O’nun bugün itibariyle ve O’ndan sonraki dönem itibariyle üstünlüğü neydi? Yorumculara göre, yorum izah getirmek, açıklama yapmak demektir. Diğer yorumculara göre O’nun özelliği neydi? O, yanılmayan, Cenab-ı Mevla’nın (celle celalüh) hata yapmasına izin vermediği bir otoriteydi. Kur’an-ı Kerim’in ve Hadis-i Şerif’in dili Arapça. Kur’an-ı Kerim’den ve Hadis-i Şerif’ten üretilen ilimler var. Bunları almak için Arapçayı iyi bilmek lazım” dedi.



“Medreselerdeki eğitimden sonra kişi parmağınızla gösterdiğiniz kelimeyi söyler hale geliyor”


Öğretim biçimlerinden bahseden Özdemir, “Bizim Türk medreselerinde subha-i sıbyan diye bir tekerlememiz var. Önce lügat öğretiliyor. Yani dil bilgisinden önce dil öğretiliyor. Bugün modern dünyanın geldiği nokta aslında budur. Günümüzde şu çekişme göze çarpıyor. Klasik metotla mı Arapça öğretelim yoksa modern metotla mı? Aslında biri diğerinin alternatifi değil. Bir dil konusunda başlangıç yapabilmek için asgari 2 bin kelimeye ihtiyacınız var. Osmanlı bunu nasıl yapardı? Türk medreselerinde subha-i sıbyan ezberletirdi. Bugün medrese eğitimi verenlerde bu kademe eksik kalıyor. Oysaki 2 bin kelime ile dili bilmek lazım. Medreselerdeki eğitimden sonra kişi parmağınızla gösterdiğiniz kelimeyi söyler hale geliyor. Şimdi bizim ilahiyat fakültelerinde öğretmeye çalıştığımız kademe, bu kademedir. Yani lügat kademesi. Bütün bu yapılan çalışmaların tek bir amacı var. Öğrenciye en az 2 bin kelime kazandırmaktır” ifadelerini kullandı.


Konferans, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Salih İnci’nin, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir’e teşekkür ederek plaket ve çiçek takdim etmesiyle sona erdi.


Konferansa Kırklareli Müftüsü Hüseyin Demirtaş, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Salih İnci, fakülte akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.