GENEL - 24 Ekim 2017 Salı 14:12

Altın Kızlar Çetesi’nin lideri olduğu iddia edilen Derya Ertal:

A
A
A
Altın Kızlar Çetesi’nin lideri olduğu iddia edilen Derya Ertal:

Kocaeli’de polisin operasyonuyla gözaltına alınan Altın Kızlar Çetesi’nin lideri olduğu iddia edilen Derya Ertal, hakkındaki iddialara cevap verdi.

Kocaeli’de polisin operasyonuyla gözaltına alınan Altın Kızlar Çetesi’nin lideri olduğu iddia edilen Derya Ertal, hakkındaki iddialara cevap verdi. Ertal, kızı erken doğum yaptığı için ödemelerini yapamadığını söyledi.


Geçtiğimiz Eylül ayında Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, yürütülen bir soruşturma kapmasında ’Altın Kızlar’ ismi verilen bir gruba yönelik operasyon yaptı. Operasyonda O.S., S.Ç. ve P.P. isimli şahıslar ile çetenin lideri olduğu iddia edilen Derya Ertal gözaltına alındı. Emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından Gebze Adliyesi’ne çıkarılan şahıslara, mahkeme tarafından 90 gün ev hapsi cezası verildi. Kendisine verilen ev hapsi cezasından dolayı Gebze ilçesinde bulunan evinden çıkamayan ve Altın Kızlar çetesinin lideri olduğu iddia edilen Derya Ertal, hakkında yapılan tüm iddialara cevap verdi.



“5 kişiyle başladığım iş bir anda 250-300 kişiye ulaştı”


Gözaltına alınmalarına ve ev hapsi cezasına çarptırılmalarına sebep olan işi anlatan Derya Ertal, “Benim 10 sene önce ayrıldığım ilk eşim nafaka parasını bana ödeyemeyek bunu çeyiz malzemesi olarak temin etti. Ben de bunları mağaza fiyatına değil de elimden çıkarmak için yarı fiyatına veya yüzde 60, yüzde 70 daha uygun fiyatlara satarak insanları memnun ettim. Komşum aldı, onun kızı geldi, onun görümcesi geldi derken 5 kişiyle başladığım bu iş bir anda 250-300 kişiye ulaştı. Benim elimdeki ürünler bitti ama bu sefer de talep çoğaldı. İnsanlar dışarıdan, ‘Onu alabilir miyiz? Bunu alabilir miyiz?’ diye sormaya başladılar. Ben de o dönemde insanlara, ‘Bu ürünün fiyatının belli bir kısmını sizden alacağım ama ürünü size 15 gün sonra teslim edeceğim’ diyerek başladım bu işe. Herkes bunu kabul etti. Bu şekilde başladık ve ben bunu yaklaşık 5 yıldır yapıyorum. Hiçbir sıkıntımız yoktu. Bu iş büyüdü ve benim bayağı bir müşteri potansiyelim oldu. Buna beni yeni tanıyanlar veya hiç tanımayanlar eklendi. İnsanlar birilerine kefil olarak müşteri getirdi” dedi.



“Kızım erken doğum yaptı, bu süreç içerisinde kimseye ödeme yapamadım”


Kızının sağlık problemi sebebiyle müşterilerine bir süre ödeme yapamadığını belirten Ertal, “Bundan yaklaşık 9 ay önce kızım erken doğum yaptı. Ben de kızımın geçirdiği bu süreç içerisinde, yaklaşık 1 buçuk, 2 aylık bir zaman boyunca kimseye ödeme yapamadım. Paralarını geri verdiğim insanlar oldu. Ama veremediklerim de oldu. Vermek istediklerim, ‘Biz sana şu kadar para verdik. 2 ay içerisinde bizim verdiğimiz 100 TL oldu 2 bin TL, 5 bin TL’ gibi şeyler söylediler. İş bir anda ticarete döndü ve herkes bir faiz peşine düştü. Ben işin içinden çıkamaz duruma geldim. Kalkıp ana paralarını verdiğim halde bunu kabul etmeyenler oldu. Yani zorlama yok, ısrar yok. Duyan katıldı ve ürünler alındı. Bu süreç sonrasında beni tanımayan birkaç tane bayan, beni kızımla beraber çok kötü ifşa ettiler. Resimlerimizi minibüslere, direklere astılar. Numaralarımızı yazdılar. Sosyal medyadan bize çok çirkin ithamlarda bulundular. Özel hayatımıza kadar girdiler” şeklinde konuştu.



“Suçumuzun ne olduğunu bilmeden orada psikolojik bir baskı gördüm”


Kendilerine yapılan karalama kampanyasının ardından aynı şahısların polise kendileri hakkında şikayette bulunduğunu iddia eden Derya Ertal, “Daha sonra, bu ifşalar kesildi ve şikayetler başladı. Bir sabah saat 05.00’da kapı çaldı. 8 tane emniyet personeli, ’Cumhuriyet Savcılığı’nın emriyle aramaya geldik’ diyerek içeri girdiler. Hepimiz kalktık. Bana, ‘Altın ve telefon var mı?’ diye sordular. Ben altın ve telefon ticareti yapmıyorum. Siz benden bir ürün istiyorsunuz, ben gidip 15 gün sonra alıyorum. Sistem havuz sistemi. Bende hep bir nakit para var. Ben sırası geldikçe gidip oradan ürünü alıp teslim ediyorum" diye konuştu.


Kendisine 90 günlük ev hapsi cezası verildiğini söyleyen Ertal, “Hakim bizi serbest bıraktı. Ben daha sonra gidip savcı beyden defterlerimi istedim. Savcı bana, ‘Ödeme yapma. Mahkeme devam ediyor. Bekleyecekler. Bu işleri yapma. Daha kötü olur’ dedi. Ben ona saygı duyuyorum. Bu çok güzel bir şey. Bize akıl verdi orada. Eve geldikten sonra bana 90 günlük ev hapsi cezası tebliğ edildi. Benim başımda kimsem yok. 3 yaşında bir çocuğum ve 17 yaşında bir lise öğrencisi oğlum var. Benim çöplerim balkonda yığılmış durumda. Benim ekmeğimi getirecek kimsem yok” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.