SAĞLIK - 18 Nisan 2024 Perşembe 12:25

Dünyadaki en ölümcül hastalıktan korunmanın yolu egzersiz

A
A
A
Dünyadaki en ölümcül hastalıktan korunmanın yolu egzersiz

Kalp hastalıklarının dünyada en çok ölüm olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edileceğinin bilinmesinin önemli olduğunu, düzenli egzersiz yaparak riskleri azaltmanın mümkün olduğunu söyledi.


12-19 Nisan Kalp Sağlığı Haftasında asıl konunun tedavinin anlatılması değil, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin bilinmesinin daha da önemli olduğunu ifade eden Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp hastalıklarının dünyada ve ülkemizde en çok ölüm nedeni, en çok sekel bırakan hastalık grubunda olduğunu söyledi. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özdemir, “Dolasıyla bu hastalıkla mücadele ederken yapmamız gereken şey, hastaları tedavi etmekten ziyade bu hastalığı engellemek için neler yapabiliriz ona vurgu yapmamız lazım. Çünkü çok yaygın bir hastalık, endemik bir hastalık. Bununla mücadelede başarılı olabilmenin yegane yolu hastalığı önlemekten geçiyor. Bunun için yapmamız gereken en önemli birtakım hususlarımız var. Bizim bunu daha önce de müteaddit tekrarladığımız gibi insanlara anlatmamız lazım. Kendi hazırladığımız bir algoritmamız var. ‘YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritması ile hastalara yaklaşmamız, devamlı bunu hatırda tutmamız açısından önem arz ediyor” dedi.



“Kalp hastalıkları daha erken yaşlarda görülmeye başlandı”


YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritmasını anlatan, kalp hastalıklarına etki eden faktörleri sıralayan Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “İlk faktörümüz yaş. Yaş ilerledikçe kalp hastalığı riski artar. Onun için biz diyoruz ki özellikle riskli hastalar 45-50 yaşından sonra mutlaka kalp kontrolünden geçmesi gerekir. Bu da genç yaşta görülmeyecek anlamına gelmez. Çünkü neden, diğer risk faktörleri de arttı ve hastalık daha erken yaşlarda görülmeye başlandı. İkincisi şişmanlık, obezite olarak da tarif edilen kilo artışı. Bu da önemli bir kalp hastalığı için risk faktörüdür. Bunun engellenmesi gerekiyor. Üçüncüsü sigara. Birçok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da en önde gelen sebeplerden birisidir. Sigara içim sayısıyla paralel olarak artmakla birlikte az sayıda içmekle risk az olur anlamına gelmez, bırakın içmeyi, içilen ortamda bulunmak bile kalp, damar sağlığı açısından ciddi bir risktir. ‘YAŞaSın’daki 3 temel riskimiz bu” şeklinde konuştu.



“Diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek genetik riskini düzenleyebiliriz”


Birçok faktörün arasında da genetik risklerinde ön plan da olduğunu belirten Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “A dediğimiz aile öyküsü. Genetik riski bulunan kişilerde kalp hastalığı riski artar. Bu demek değildir ki her hasta yakını ileride hasta olacak anlamına gelmez. Şu açıdan önemli: Eğer biz diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek kişinin genetik riskini düzenleyebiliriz. B basınç, kan basıncı. Kan basıncı da maalesef günümüzde en önde gelen kalp damar sağlığı açısından ciddi, hayatı tehdit eden risk faktörlerinden birisidir. Kendi başına bir hastalık olduğu gibi kalp damar tıkanıklığına etki eden en önemli faktörlerden birisidir. Kan basıncını normal seviyelerde tutmak ki ideal seviye 130/80 mm arasındadır. C ise cinsiyet ve kolesterol. Kolesterol yüksekliği önemli bir faktör. Bu günümüzde çok yaygın bir tartışma olmakla birlikte her kolesterol yüksekliği olan hastaya ilaç başlamak şeklinde değil, bunu öncelikle yaşam tarzında düzeltme olarak kişileri bilinçlendirmek önemli. Cinsiyetteki vurgumuz ise erkekler kadınlara göre daha risk altındadır. Ama menopoz dönemi sonrasında kadınların riski erkeklere eşitlenir” diye konuştu.


Sonrasında DD diye niteledikleri diyabet ve diyetle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Diyabet yani şeker hastalığı eşittir kalp damar hastalığı olarak bilinir. O nedenle diyabetik olan hastaları mutlaka erken tedavi etmek hatta diyabet olmadan bu kişilerin hasta önüne geçmek kalp damar hastalığı açısından yine önem arz eder. Diyet de aynı şekilde kalp damar hastalığı için önemli bir faktör. Önerimiz, sebze meyve ağırlıklı beslenmek. Özellikle 3 beyaz diye tarif ettiğimiz şeker, un ve tuzdan mümkün olduğunca uzak durmak, hayvansal gıdaları yemeyin ama azaltmak tarzında önerimiz. Özellikle zeytinyağı tüketiminin arttırılması bu hususta önem arz eder” ifadelerini kullandı.



“Kalp hastalığı riskini azaltmak için çok önemli bir tedavi şansı sunar”


Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, son olarak E diye nitelendirdikleri emosyonel stres hakkında ise, "Her ne kadar tek başına bir risk kabul edilmese de ciddi bir tetikleyici faktör. Bazen tek başına hiçbir riski olmayan hastalarda kalp krizine sebep olabilecek bir faktör. Onun için emosyonel stresten kişileri uzak tutmak, bununla ilgili tedavi önerilerini vurgulamak önem arz ediyor. Son olarak ve belki daha önemlisi egzersiz. Hareketsiz yaşam günümüzde yine Türk toplumunda oldukça yaygın olan bir risk faktörüdür. Onun için belki diğer risk faktörlerinin bile hepsini düzeltici etkisi olan, buna mümkün olduğu kadar riayet lazım. Neden, çünkü belki de en etkili, en ucuz ve en zararsız tedavi şeklidir. Önerimiz, kişilerin günde en az 45 dakika yürüyüş, koşu, bisiklet sürmek gibi sporları düzenli her gün yapması. Haftanın beş günü ama ideal olarak her günü yürüyüş en basit uygulayabileceğimiz tedbirlerden birisidir. Biz bunlara ne kadar dikkat eder, bunları ne kadar erken yaşta insanlarımıza anlatırsak ileride kalp hastalığı riskini azaltmak için bize çok önemli bir tedavi şansı sunar” dedi.



Dünyadaki en ölümcül hastalıktan korunmanın yolu egzersiz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da ilk kez denendi, kestane üreticisine umut oldu Geçtiğimiz yıl 24 bin tona yaklaşan kestane üretimi ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Aydın’da, kestane gal arısı ile mücadele çerçevesinde ilk kez dağıtılan ve salınımı yapılan avcı böcekler, üreticilere umut olacak. Kestane üretiminin önemli kısmının karşılandığı Aydın’da kestane ağaçlarındaki dal kanseri ve gal arısı hastalıkları üreticilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Hastalıkların önüne geçmek için ilgili kurumların işbirliği ile ciddi çalışmalar yapılırken, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde de Aydın’da ilk kez olan uygulamayı gerçekleştirdi. Pilot bölge olarak belirlenen Efeler ilçesi Eğrikavak Mahallesi’nde kestane gal arısı ile biyolojik mücadele çerçevesinde 528 adet predatör böceklerin salınımı gerçekleştirildi. Avcı böcekler olarak da bilinen predatörlerin salınımıyla birlikte biyolojik mücadelenin üreticilere umut olması bekleniyor. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Aydın ilimiz 2022 TÜİK rakamlarına göre 7 bin 824 hektar ekili alanı ve 23 bin 439 ton kestane üretim miktarı ile ülke sıralamasında 1. sırada yer almaktadır. Üretim miktarımızın ülke üretim miktarının yüzde 29’una tekabül etmekte olup, 2022 yılında 4 bin 57 ton 2023 yılında ise 2 bin 240 ton kestane yurtdışına ihraç edilmiş ve 7,8 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Aynı zamanda Aydın Kestanesi Avrupa Birliği tescilli Coğrafi İşaret almış ürünümüzdür. Kestane ilimizin belli bölgelerinde özellikle Efeler, Köşk, Sultanhisar ve Nazilli ilçelerimizde üreticilerimiz için önemli bir geçim kaynağını oluşturmaktadır. Kestanenin en önemli zararlısı olan Kestane Gal Arısı Çin orjinli olup, günümüzde Japonya, ABD, Kore ve Avrupa’ da üretim alanlarını tehdit etmektedir. Halihazırda Kestane Gal Arısının kimyasal mücadelesi mümkün bulunmamaktadır. 2005 yılında ülkemize girdiği tahmin edilen bu zararlıya karşı yapılabilecek en önemli mücadele biyolojik mücadele olarak öne çıkmaktadır. Bugün bu amaçla Muğla Orman Bölge Müdürlüğümüz ile ortaklaşa olarak İlimizde ilk defa Efeler İlçemiz Eğrikavak Mahallesinde Kestane Gal Arısı biyolojik mücadelesinde paratizoit organizma olan 528 adet Torymus Sinensis salınımı gerçekleştirilmiştir. Predatör böcek salınımı sonrasında yapılan bu biyolojik mücadelenin nasıl gerçekleşeceği, üreticilerimizin nelere dikkat etmeleri ve biyolojik mücadele yanında kültürel mücadele olarak üreticilerimizin nasıl davranmaları konularında İl Müdürümüz İbrahim Altıntaş, Aydın Orman İşletme Müdürümüz Engin Evcin, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürümüz Mehmet Hayri İlhan ile Köşk ilçesi Orman İşletme Şefi Ali Üreden tarafından gerekli bilgilendirmeler üreticilerimize yapılmıştır. Aydın ilimizde ilk defa yapılan bu biyolojik mücadelenin Kestane Gal Arısı ile mücadele konusunda İlimize önemli bir katkı sağlayacaktır” ifadeleri yer aldı.
Yozgat Hafızlık öğrencileri sanatla motive oluyor Yozgat’ın Sorgun ilçesinde Hz. Aişe Kız Kur’an Kursu’nda hafızlık ve Kur’an-ı Kerim eğitimlerini sürdüren öğrencilerin sanatsal faaliyetlerle de zihinlerini dinlendirerek motive olmaları sağlanıyor. Sorgun Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce Hz. Aişe Kız Kur’an Kursu’na açılan resim kursunda yaşları 12 ila 15 arasında değişen hafızlık öğrencileri, boş zamanlarını sanatla uğraşarak geçiriyorlar. Günün büyük kısmını Kur’an-ı Kerim ve hafızlık eğitimi alarak geçiren öğrenciler, Sorgun Halk Eğitim Merkezi’nde görevli resim öğretmeni Selver Şimşek öncülüğünde resim, ahşap yakma ve taş boyama kurslarına da katılıyorlar. Öğrencilerin kursta hem motivasyon düzeyleri yüksek tutuluyor hem de yeteneklerini keşfederek geliştirmeleri sağlanıyor. Hafızlık öğrencileri yeteneklerini tablo ve taşlara yansıtırken, kurs binasının boş duvarlarına da resimler çizerek duvarları güzelleştiriyorlar. "Motive olup stres atıyorlar" Sorgun Halk Eğitim Merkezi’nde görevli Resim Öğretmeni Selver Şimşek, resim kursunun 2 yıldır devam ettiğini söyleyerek, “Biz burada öncelikle çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmek için uğraşıyoruz. Öğrencilerimiz burada aynı zamanda hem hafızlık eğitimlerini sürdürüyorlar hem de motive olup stres atıyorlar. Onlar için güzel etkinlikler yapıyoruz. Karakalem, tuval çalışmaları, taş boyama gibi etkinlikler yaparak faydalı olmaya çalışıyoruz. Etkinliğimiz 2 yıldır devam ediyor” dedi. "Biz gitarla ilahi besteleyip ilahi de çalıyoruz" Öğrencilerin sanatla motive olduklarını belirten Şimşek, “Dersimizi eğlenceli hale getirmek ve onların streslerini azaltmanın yolu sanatla oluyor. Biz de bunu gerek resim, gerekse de müzikle birleştirerek daha eğlenceli hale getirmeye çalışıyoruz. Müzik ruhun gıdasıdır, insana rahatlık veriyor. Biz gitarla ilahi besteleyip, ilahi de çalıyoruz. Bu da öğrencilerimize farklı bir motivasyon kaynağı oluyor. Öğrencilerimizin daha önce belli bir yetenekleri vardı ancak kursumuzla beraber potansiyellerini daha da üst seviyeye taşıdılar. Gerçekten çok güzel çalışmalar ortaya çıkardılar” şeklinde konuştu. Hafızlık öğrencileri ise Halk Eğitim Merkezi’nce açılan kursların kendilerini motive ederek, zihinlerini dinlendirdiğini söylediler.
Manisa Turgutlu’nun Dumanlı Papaz Eriğinde hasat başladı Türkiye’nin en önemli erik üretim merkezlerinden biri olan Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişen, bol sulu olması, iriliği, sertliği ve üzerindeki buğusuyla diğer erik türlerinden ayrılan Dumanlı Papaz Eriğinde hasat başladı. Geçen yıla göre rekoltenin daha yüksek olduğu Dumanlı Papaz Eriği Turgutlu’dan Türkiye’nin her yerine, Avrupa’ya, Dubai’ye ve Katar’a gönderiliyor. Sadece Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişen, tadı ve üzerindeki buğusuyla hem Türkiye’de hem de dünyada adından söz ettiren Dumanlı Papaz Eriğinde bu sene hasat erken başladı. Gediz Nehri’nin bereketlendirdiği Turgutlu Ovası’nda, yaklaşık 10 bin dekar arazide yıllık ortalama 40 bin ton civarında üretilen Dumanlı Papaz Eriğinde 2 gün önce başlayan hasat çalışmalarının mayıs ayı boyunca devam edeceği öğrenildi. Rekoltenin fazla olduğu bazı erik bahçelerinde dallar ahşap desteklerle kırılmasın diye desteklenirken erik bahçelerinde sabah 06.00’da başlayan işçilerin mesaisi saat 14.00’a kadar devam ediyor. Büyük bir titizlikle dallarından toplanan Dumanlı Papaz Erikleri aynı özenle iriliğine göre ayrılarak halin yolunu tutuyor. Turgutlu halinden Türkiye’nin dört bir yanına ve dünyanın önemli merkezlerine gönderilen Dumanlı Papaz Eriği bahçede 30-40 lira arasında fiyatı değişirken kalitesine göre hal çıkışı 60 ila 100 TL arasında değişiyor. “Sadece Turgutlu’da yetişiyor” Turgutlu’nun İzmir girişindeki yaklaşık 15 dönümlük Dumanlı Papaz Eriği bahçesinde 2 gün önce hasada başladıklarını kaydeden tüccar Orhan Özdemir, “Bu sene rekolte çok güzel. Bu fazlalık fiyatlara da yansırsa daha da güzel olur. Şu an fiyatlar güzel ama ilerleyen zamanlarda ne olur belli değil. Dumanlı Papaz Türkiye’de sadece burada Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yetişiyor. Türkiye’nin her yerine gönderiyoruz ve Avrupa’ya ihraç ediyoruz. Yakın zamanlarda uçak kargolarla Dubai’ye, Katar’a ve İngiltere’ye gönderiyoruz. Dumanlı Papaz sadece Turgutlu’ya has bir erik başka yerlerde de papaz erikleri var ama Dumanlı Papaz Eriğinin yerini tutmaz. Öbürlerinin üzerinde duman yok. Mersin’de, Aydın’da İznik’te yetişiyor ama onların üzerinde dumanı yok. Dumanlı Papaz’ın kilogramı 100 lira. Bu ürün pazara gittiği zaman fiyat daha da yükseliyor. Halci var, halcinin aldığı komisyon var oradan pazarcı var pazarcının eklediği fiyat var. Bu halkımıza yüksek gelir ama maliyetler çok yüksek. Bir işçinin günlük maliyeti bin lira. Bu bahçeye günlük 30 işçi geliyor. Maliyetleri yükseltiyor, ilaç gübre, mazot ve işçi servisi giderleri çok yüksek. Tarlaya her gün 3 araba gelip gidiyor” dedi. “En kalitelisi Dumanlı Turgutlu Papaz Eriği” Erik tüccarı Kamuran Toprak ise, “Mersin Mut eriği var. Mut eriği başladığı zaman fiyatlar çok aşırı yüksek, ihracata gidiyor. 600 lira, 700 lira bin liradan başlayan bir fiyat. Mersin Mut eriği önceden başladığı için bu fiyatları alabiliyor. Oysa ki bizim Turgutlu Dumanlı Papaz Eriği hem badem aşılı hem sulu hem ince kabuklu. Mut eriğinden bin kat daha kaliteli bir erik. Parayı alan Mersin, zorluğu çeken biziz. Şu anda Dumanlı Papaz Eriğin zaten çok tercih ediliyor. Üzerindeki ambalajlarda yazar Turgutlu Dumanlı Papaz Eriği diye. En çok Turgutlu’da yetişir. Turgutlu Sebze ve Meyve Haline aittir. İzmir Menemen’de vardır. Bir de Aydın’da vardır ama onlar da bizim buradaki eriğin yerini tutmaz. Bizim toprağımız, aşılarımız, badem aşısı yaptığımızdan ince kabuk ve sulu olur. Faydalı bir erik. Evine alan insanlar sağlıklı bir şekilde güvenle yiyebilir. Zehir atmayız, hiçbir şekilde hormon kullanmayız. Dumanlı Papaz Eriğinin bir günü vardır. Turgutlu’da 10- 15 Mayıs arasında toplamaya başlanır. Bu sene 10 gün önceden başladık. 5 gün sonra eriğimiz daha da güzelleşecek. İnşallah fiyatları da istediğimiz gibi alırız. Bugün 100-80 liranın altına düşerse para kazanamayız. Amele fiyatları da yüksek. Allah’ın izniyle her şey güzel olur. Biz bu malı buradan alırken, tüketiciyi de düşünmek lazım herkes alıp yiyebilirsin ama her şey pahalı.” diye konuştu. Emekli olduktan sonra aldığı bahçede Dumanlı Papaz Eriği üretmeye başladığını anlatan üretici 72 yaşındaki İsa Zengin, “Bu sene rekolte çok güzel ama rekolte çok olunca da erik tanelerini fazla büyütmüyor. Eriklerimiz 10 gün sonra daha da irileşir.” diyerek ilerlemiş yaşına rağmen üretime devam ettiğini ve herkesin de üretime yönelmesi gerektiğini söyledi.