SAĞLIK - 10 Mayıs 2024 Cuma 09:47

Türkiye’de her 5 kişiden 1’i obezite ile savaşıyor

A
A
A
Türkiye’de her 5 kişiden 1’i obezite ile savaşıyor

Obezite, dünya genelinde giderek artan bir sağlık sorunu olarak öne çıkarken, TÜİK verilerine göre, ülkemizde her 5 kişiden 1’i obezite sorunu yaşıyor. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, “Obezite, birçok hastalığa davetiye çıkarabilir. Obezite tedavisinde ilk seçenek her zaman diyet ve egzersizle desteklenen bir yaşam tarzı değişikliği olmalıdır. Diyet ve egzersizle yeterli kilo kaybı sağlayamayan hastalarda ilaçlar, endoskopik ve cerrahi tedaviler uygulanabilir” dedi.


Obezite, vücut ağırlığı ve özellikle yağ oranının, sağlık üzerinde olumsuz etkiler oluşturacak derecede fazla olması durumu olarak tanımlanırken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizde her 5 kişiden 1’inin obez olduğu görülüyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, obezitenin artmasının sebebini sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı ve beslenmede hazır gıdaların çok fazla tüketilmesi olarak açıkladı. Obezitenin sadece fiziki olarak değil, sağlık açısından da birçok zararı bulunuyor.



"Alınan kalori ile harcanan kalori dengede olmalı"


Anne karnında başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreç olan beslenme büyük önem arz ediyor. Çocuklarda büyüme ve gelişmenin sağlıklı olabilmesi için yeterli ve dengeli beslenmenin olması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Bilal Toka, yetişkinlerde ise; yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik özelliklere ve sağlık durumuna göre değişen günlük kalori miktarının aşılmaması gerektiğini ifade etti. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan kalori ile harcanan kalorinin dengede tutulması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, “Aşırı kalori alımının yanı sıra düşük kalori tüketimi de, artan enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasına ve obezitenin oluşmasına yol açar. Özellikle santral ya da elma tipi obezite, kronik sağlık sorunlarının oluşması açısından daha yüksek risk barındırmaktadır” şeklinde konuştu.



"Kalp hastalıkları, diyabet ve hipertansiyon riskini artırır"


Obezitenin etkili bir şekilde yönetilmesi ve tedavi edilmesi birey ve toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Obezitenin başka hastalıklara da davetiye çıkardığını söyleyen Doç. Dr. Bilal Toka, “Obez hastalarda uyku bozuklukları, aşırı terleme, nefes almada zorluklar, horlama, çabuk yorulma, ayaklarda ödem, adet düzensizlikleri, cinsel işlev bozuklukları, sırt ağrıları, reflü, şişkinlik ve kabızlık gibi birçok şikayet görülebilir. Ayrıca kalp ve damar hastalıkları, tip 2 diyabet, bazı kanser türleri, hipertansiyon, depresyon, karaciğer yağlanması ve siroz gibi birçok ciddi hastalığın oluşmasında da obezite ciddi bir faktördür. Kısacası fazla kalori alımı kronik hastalıkları da beraberinde getirir” diye konuştu.



Türkiye, obezitede ilk sıralarda


Dünya Sağlık Örgütü’nün 2024 verilerine göre, Türkiye, yüzde 66.8’lik oranla Avrupa’nın en obez ülkesi konumunda bulunuyor. Sağlıklı bir toplum olabilmek için bu verilerin değişmesi gerektiğine dikkat çeken Gastroentroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, “Obezitenin tedavisinde ilk seçenek her zaman diyet ve egzersizle desteklenen bir yaşam tarzı değişikliği olması gerekir. Diyet ve egzersizle yeterli kilo kaybı sağlayamayan hastalarda ilaçlar, endoskopik ve cerrahi tedaviler uygulanabilir” ifadelerini kullandı.



"Mide balonu, cerrahi bir işlem değildir"


Son yıllarda teknolojideki gelişmeler sayesinde endoskopik olarak obezitenin yönetimi ve tedavisinde büyük kolaylıklar sağlandığına dikkat çeken Doç. Dr. Bilal Toka, “Endoskopik tedaviler, daha az invazif olmaları ve daha az risk taşımaları nedeniyle giderek daha fazla popülerlik kazanmaktadır. Başlıca mide botoksu, mide balonu ve endoskopik sütürlerle uygulanan gastroplasti yöntemlerini içermektedir. En yaygın uygulanan endoskopik tedavi yöntemi ise mide balonu yöntemidir. Bu işlemde, bir endoskop aracılığıyla mideye yerleştirilen şişirilebilir bir balon, mide hacmini artırarak tokluk hissini artırır. Bu sayede, kişiler daha az yemek yemekte ve kilo vermeye başlamaktadır. Mide balonu tedavisi, cerrahi bir işlem olmaması nedeniyle bazı avantajlar sunmaktadır. Hastalar, mide balonu çıkartılana kadar normal günlük aktivitelerine devam edebilir. Ayrıca mide balonu, obeziteye bağlı diyabet gibi bazı sağlık sorunlarını da iyileştirebilir veya kontrol altına alabilir. Endoskopik gastroplastiler ise cerrahi tedavilere önemli bir alternatif olarak öne çıkmakta, ameliyatsız olarak mide hacminin endoskopik sütürlerle küçültülmesi esasına dayanmaktadır. Cerrahi tedavi seçenekleri gastrik by-pass ve sleeve gastrektomi gibi çeşitli mide ve barsak ameliyatlarını içermektedir. Sindirim sisteminde kalıcı değişiklikler oluşturması nedeniyle ancak ileri derecede obez olan hastalarda tercih edilmektedir. Sonuç olarak her hasta için en uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesi gerekir ve deneyimli bir hekim kontrolünde detaylı bir incelemeyle kişiye özel tedavi seçimleri büyük önem taşır” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Büyükşehir’den ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ paneli Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 21-27 Mayıs Türk Mutfağı Haftası dolayısıyla 21 Mayıs Salı günü Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ Paneli düzenliyor. Pastırmasından sucuğuna, mantısından yağlamasına, nevzinesinden gilaburusuna çeşit çeşit lezzetleri ile Kayseri’yi gastronomi alanında da dünyaya tanıtmak için Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın girişimleri ve talimatları doğrultusunda önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Bu çerçevede, binlerce yılı aşan kültür, gelenek, toplumsal miras ve köklü bir tecrübenin birikimi ve mirası olan zengin Türk Mutfağı, 21-27 Mayıs tarihleri arasında yeniden bereketli sofrasının eşsiz serüvenini ve lezzetini dünya ile paylaşırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kayseri Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi bu özel hafta dolayısıyla ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ Paneli düzenliyor. Türk mutfağı konusunda farkındalık oluşturmak, markalaşmak ve Türk mutfağının sağlıklı, geleneksel ve atıksız özelliklerini yurt içi ve yurt dışında vurgulamak, bilinirliğini, sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla her yıl kutlanan Türk Mutfağı Haftası’nın üçüncüsü bu yıl 21-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında kutlanacak. Bu yıl 3’üncüsü kutlanacak Türk Mutfağı Haftası’nda, Gastronomi Günleri etkinliği ile tanıtımı yapılan ve hizmete giren, Türkiye’nin en büyük millet bahçelerinden biri olan Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde düzenlenecek panel, birbirinden değerli konuşmacıları ağırlamaya hazırlanıyor. Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Ülker Moderatörlüğünde "Türk Mutfağında Modern Yaklaşımlar” konusu ile gerçekleştirilecek panele sektöründe uzman kişiler konuşmacı olarak katılacak. Ana teması "Sürdürülebilir, Atıksız Türk Mutfağı" olan etkinlik haftasının yurt içinde uygulanacak faaliyet konsepti "81 İlin Coğrafi İşaretli Ürünleriyle Türk Mutfağı Kutlaması", yurt dışında uygulanacak faaliyet konsepti ise "Tarih, Kültür ve Doğanın Buluşması: Turkaegean Lezzetleri" olarak belirlendi. Türk Mutfağı Haftası’nın, valilikler ve yerel yönetimler tarafından düzenlenecek gastronomi temalı etkinliklerle tüm paydaşların katkısı ile kutlanması hedefleniyor.
Ankara Bakan Tunç: "Netanyahu ve Gallant için yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır" dedi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır. İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Refah bölgesinde yaptığı saldırılarla uluslararası hukuku ayaklar altına almakta, en temel insan hakları olan yaşam hakkını, mülkiyet hakkını, güvenlik hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü yok saymaktadır. Masum insanları hedef alan İsrailli yetkililer, en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır ve hesap vermeleri sağlanmalıdır. Türkiye olarak, daima işgalci İsrail’in adaletsizliklerini, yaptığı soykırımı, işlediği insanlık suçlarını gündemde tutmaya devam edecek, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olmayı sürdüreceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığının kabul edilmesi ve Filistinli kardeşlerimizin kendi ülkelerinde özgürce ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için çaba göstermekten geri durmayacağız" ifadelerine yer verdi.