POLİTİKA - 17 Şubat 2013 Pazar 15:41

DAVUTOОLU`NDAN İŞADAMLARINA ``˜ORTADOОU`YA GİDİN` ÇAОRISI

A
A
A
DAVUTOОLU`NDAN İŞADAMLARINA ``˜ORTADOОU`YA GİDİN` ÇAОRISI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye`nin tarihi olarak Avrupa`nın bir parçası olduğunu belirterek, ``Hiçbir güç bizi Avrupa`dan koparamaz`` dedi. İşadamlarına Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde girişimlerde bulunma çağrısı yapan Davutoğlu, ``Gerekirse risk alın, ama onları kendi kaderlerine terk etmeyin. Biz terk etmeyeceğiz siz de terk etmeyin`` ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MUSİAD tarafından düzenlenen ``Uluslararası Gelişmeler Işığında Ufuk Turu`` konulu toplantıya katıldı. Salonu dolduran işadamlarına seslenen Davutoğlu, Türkiye`nin dış politikası ile ilgili bilgiler verdi.
Türkiye`nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika`daki gelişmeleri sadece akli bir mekanizma ile değil, insani ve vicdani bir sorumlulukla takip ettiğini söyleyen Davutoğlu, ``Aslına bakarsanız bu gelişmeler 2010 yılında başladığımda ve olaylar hızla geliştiğinde o zaman kendimize yöneltilen bir soruda bunun geç kalmış bir süreç olduğunu ifade etmiştik. Aslında bu sürecin 90`lı yıllarda yaşanması lazımdı. Ama o zaman uluslararası toplum bugün Tunus`ta iktidarda olan El Nahda hareketinin diktatör Bin Ali tarafından bastırılmasına sessiz kalmıştı`` dedi.
``Bizi bize bıraksınlar yeter. Bizi bize bıraksınlar bu coğrafya çok lider çıkarır`` ifadelerini kullanan Davutoğlu, ``Ortadoğu dediğimiz coğrafya modern dönemde İngilizlerin ürettiği bir isimdir. Bizim için Suriye demek Şam`ı Şerif demektir. Irak demek, ana gibi yar olan Bağdat diyarı demektir. Bizim için Filistin, Kudüs`ü Şerif, Mescid-i Aksa demektir. Kimse bizi o topraklardan çıkaramaz`` şeklinde konuştu.
Bakan Davutoğlu, İslam kültüründe ``Cihat`` kavramının kutsal ve önemli olduğunu vurgulayarak, ``Amerikada Neoconların, İsrail yanlılarının bu kavramı kirletmesinden hareketle onların kullandığı şeklide kullanmayın. Bu salon içinde bile ``˜cihat` ismi vardır. Cahit vardır, mücahit vardır. Benim bir danışmanım 11 eylül ardından Amerika`ya gidiyor. İsmi Cihat. Karşılayacak olanlar ``˜cihat` diye bağırınca herkes yere yatıyor. Bu bilinçli bir kampanyadır. Bizde insanlara yardım eden de kendi nefsi ile savaşan da cihat etmiştir`` diye konuştu.
2013 yılını seçimler yılı olarak gördüğünü söyleyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü;
``Domino etkisi ile olumlu ya da olumsuz etki yapabilecek ama mutlaka bir şekilde seçimlere dayalı bir yıl olacak. Libya`da Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimler yapılacak. Tunus`ta seçimler yapılacak. Geçiş dönemleri sonrasında kalıcı siyasi iktidarlar olacak. Kuzey Afrika bütününde siyasal değişim süreci tamamlanmış olacak``
MUSİAD üyelerine Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde iş yapmaları yönünde çağrıda bulunan Davutoğlu, ``Ne olur gidiniz ve bu ülkelerin iktisadi yapılarının ayağa kalkması için her türlü desteği verin. Gerekirse risk alın, ama onları kendi kaderlerine terk etmeyin. Biz terk etmeyeceğiz siz de terk etmeyin. İş dünyası olarak risklerine rağmen bu coğrafyada her alana girmenizi istiyoruz`` dedi.
Dünyadaki ikinci önemli kriz bölgesinin Avrupa olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü;
``Burada da sizlerden beklediğimiz çalışmalar var. Akdeniz havzasında yaşanan büyük ekonomik krizin yol açabileceği riskleri yakından izliyoruz. Düşününüz Türkiye`nin batısında, Yunanistan`dan Portekiz`e kadar uzanan geniş bir sahil kuşağında büyük bir ekonomik kriz var. Bu sadece ekonomik kriz olarak kalmıyor, sosyal patlamalara ve siyasal krizlere dönüşüyor. En önemlisi kültürel bir takım dışlayıcılığı beraberinde getiriyor.
Avrupa`da iki büyük akım var. Birincisi Fransa ve Almanya`nın başını çektiği, Avrupa Birliği`ni derinleştirerek federal bir devlete dönüştürülme çabası. Yani parasal birlik politikaları sonrasında mali birlik, bütçe birliğine gidiş. Bir de buna kısmen tepki olarak İngiltere gibi ülkelerin başını çektiği, Avrupa`nın daha esnek bir yapıya kavuşması. Bu tartışma Avrupa`nın geleceğini belirleyecek ölçekte önemli değişim izlerini taşıyor. Biz Türkiye olarak şunu ısrarla söylüyoruz Türkiye tarihi olarak da Avrupa`nın bir parçasıdır, gelecek perspektifi itibariyle de bir parçasıdır, bugün demografik olarak da Avrupa`nın önemli bir parçasıdır. Hem balkanlardaki mevcudiyetimiz hem de batı Avrupa`daki vatandaşlarımızın mevcudiyetiyle. Hiçbir güç bizi Avrupa`dan koparamaz. Nasıl hiçbir güç Antep`i Halep`ten koparamaz ise, hiçbir güç de Edirne`yi Saraybosna`dan hatta Berlin`den koparamaz``
Davutoğlu konuşmasının sonunda Türkiye`nin yeni açılımlar içerisinde olduğu Doğu Asya v Latin Amerika ülkelerinde de işadamlarının faaliyetlerini artmasını temenni ettiklerini söyledi. Büyükelçiliklerin işadamlarına her türlü yardıma hazır olduğunu belirten Davutoğlu, ``Şunu bilin bütün büyükelçiliklerimizle sizin emrinizdeyiz. Özellikle söylüyorum emrinizdeyiz. Vizeleri kaldırırken emrinizdeyiz, oralarda başınız sıkıştığınızda, oralarda işleriniz yürütülmesinde emrinizdeyiz. Sizin orada ürettiğiniz her değer bizim stratejimizin altına konan bir çimentodur`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Lisede teknolojik dönüşüm Oltu MTAL’de teknolojik dönüşüm başladı, atölyeler yeni nesil makinelerle donatıldı. Erzurum’un Oltu ilçesi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Metal Teknolojisi ile Mobilya ve İç Mekân Tasarımı alanlarında yaptığı büyük teknolojik yatırımla dikkat çekti. Okul bünyesindeki atölyeler, yeni nesil makinelerle yenilenerek öğrencilerin sektör standartlarında eğitim almasına imkân sağladı. "Çelik gibi irade, teknolojiyle buluştu" anlayışıyla hareket eden okul yönetimi, öğrencilerin hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerini güçlendirdi. Toplam 13 yeni nesil makinenin kazandırıldığı atölyelerde artık ahşap ve metal alanlarında her türlü üretim yapılabiliyor. Okulda gerçekleştirilen yenileme çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla Oltu Kaymakamı Mustafa Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin ve Okul Müdürü Anıl Demircan atölyeleri ziyaret etti. Ziyaret sırasında meslek öğretmenlerinden makinelerin teknik özellikleri ve eğitimdeki kullanım alanları hakkında bilgi alındı. Yetkililer, yapılan yatırımlar sayesinde öğrencilerin iş hayatına daha donanımlı şekilde hazırlandığını belirterek, okulun üretken, geliştiren ve geleceği inşa eden bireyler yetiştirmeye devam edeceğini vurguladı. Öte yandan Bilişim Teknolojileri Alanı atölyesi de yenilenerek 10 adet yeni nesil bilgisayar okul bünyesine kazandırıldı. Oltu MTAL geleceğin yükselen değeri Atölyelerin modern makinelerle donatılmasında emeği geçenlere teşekkür edilirken, Metal Teknolojisi Alanı için alınan makineler şu şekilde sıralandı: Lazer Kaynak Makinesi, Argon (TIG) Kaynak Makinesi, Plazma Kesme Makinesi, Punta Kaynak Makinesi, Mobilya ve İç Mekân Tasarımı Alanı için alınan makineler ise şöyle: Kenar Yapıştırma Makinesi, Planya Makinesi, Şerit Testere Makinesi, Yatay Delik Makinesi, Kalınlık Makinesi, Freze Makinesi, Sütunlu Dikey Matkap, Çoklu Delik Makinesi, Ahşap Lazer Kesim Makinesi, Okul Müdürü Anıl Demircan yapılan 4,5 milyona alınan ve Yapılan yatırımlarla Oltu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, bölgenin mesleki eğitimdeki önemli merkezlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
İzmir Gazeteci Yazar Gökhan Çelik’ten yeni roman: ’Hilal Birliği’ Gazeteci ve yazar Gökhan Çelik, aynı zamanda Türkiye Atıcılık Federasyonu As Başkanı olarak görev yaparken, edebiyat alanındaki üretkenliğini de yeni romanıyla sürdürüyor. Çelik’in dokuzuncu romanı olan "Hilal Birliği" okurla buluşarak raflardaki yerini aldı. 42. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı ile birlikte satışa çıkan Hilal Birliği, tarihin gölgelerinde kurulmuş, varlığı hiçbir zaman kayıtlara geçmemiş gizli bir teşkilatın izini sürüyor. Roman, bir milletin hafızasında saklı kalmış, susarak hükmeden ve her dönemde varlığını koruyan bir aklın hikâyesini merkezine alıyor. 1990’lı yılların karanlık sokaklarında bir müzisyenin cebine bırakılan gizemli bir mektupla başlayan hikâye; geçmiş ile geleceği, birey ile devleti, hakikat ile sırrı iç içe geçirerek ilerliyor. Alparslan Türkeş’ten Turgut Özal’a, Muhsin Batur’dan Adil Erdem Bayazıt’a, Barış Manço’dan Necip Hoca’ya uzanan gerçek isimler, romanda tarih sahnesinin perde arkasındaki taşıyıcılar olarak yer alıyor. Yeni eserini okuyucularının beğenisine sunmanın heyecenını yaşadığını ifade eden Çelik, şöyle devam etti: "Hilal Birliği, hayal ile gerçeğin arasındaki en ince çizgide yürürken, okuru yalnızca bir hikâyeye değil bir sorgulamanın içine davet ediyor. İlk satırdan itibaren okur, sanki kendi cebine bırakılmış bir mektubun çağrısıyla baş başa kalıyor ve şu soruyla yüzleşiyor: ’Ben gitmeli miyim?’ " Yeni romanıyla tarihsel derinliği, politik arka planı ve güçlü kurgusuyla, okuru hem düşünmeye hem de hatırlamaya çağıran Çelik, bunu "Çünkü bazı sırlar anlatılmaz; ancak hak edenin kulağına fısıldanır." şeklinde ifade ediyor. Önceki romanları Gökhan Çelik, daha önce "Türk Mülkünün Nizamı: Nizamülmülk", "Ahi Evran", "Denizlerin Tufanı: Piri Reis", "Çaka Bey - Beni Denizlere Gömün", "Fatih Zamanı: Veladet", "Şahzade - Hükümdarlık Satracı", "Kurt Gecesi: İmparatoryum" ve "Kıbrıs Baskını" adlı romanlara imza atmıştı.