EKONOMİ - 20 Şubat 2013 Çarşamba 15:24

MERSİN LİMANI YILDA 600 MİLYON EURO KATMA DEОER ÜRETİYOR

A
A
A
MERSİN LİMANI YILDA 600 MİLYON EURO KATMA DEОER ÜRETİYOR

OECD Bölgesel Kalkınma Politikaları Komitesi tarafından hazırlanan ``˜Küresel Liman Şehirlerinin Rekabetçiliği: Mersin Örneği` raporuna göre Mersin Limanı, son 40 yıl içerisinde ortalama yüzde 5,8`lik istikrarlı bir büyüme oranı yakaladı. 17 bin kişilik iş gücü yaratan liman, yılda ortalama 600 milyon euro katma değer üretiyor.
Çukurova Kalkınma Ajansı`nın (ÇKA) desteği ve koordinasyonunda yerel kurum-kuruluşların katkıları ile OECD Bölgesel Kalkınma Politikaları Komitesi tarafından hazırlanan `Küresel Liman Şehirlerinin Rekabetçiliği: Mersin Örneği` raporuna ilişkin bulgular, Hilton SA Oteli`nde düzenlenen toplantı ile açıklandı. Toplantıya Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suha Aydın ile il protokol üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Vali Güzeloğlu, söz konusu çalışmanın 2010 yılında başlatıldığını belirterek, ``2010 yılından bu yana OECD`nin incelediği 5`nci liman Mersin Limanı`dır. Dünyanın en büyük limanları açısından bakıldığı zaman ilimiz limanının 5`nci sırada incelenmesi önemlidir. Bu sadece Mersin Limanı`na bağlı değerlendirmenin değil, uluslararası alanda Türkiye ekonomisinin küresel ölçekte öne çıkması ve son 10 yılda sürdürülebilir büyüme adına başarılı bir ülke olmanın sonucudur. Ülkemizin bir liman araştırmasına konu edilmesi ve Türkiye genelinde Mersin Limanı`nın değerlendirmeye konu edilmesi ayrı bir başarıdır`` diye konuştu.
"BİR LİMANIN BÜYÜMESİ BİR KENTİN BÜYÜMESİ ANLAMINI TAŞIMAKTADIR"
Gelişmenin yerel düşünülüp evrensel boyutla ilişkilendirilerek tüm bağlantıların bu doğrultuda planlanıp konu edilmesi gerektiğinin altını çizen Vali Güzeloğlu, ``Bir limanın büyümesi bir kentin büyümesi anlamını taşımaktadır. Bir kentin büyümesi de ülkenin gelişmesi demektir. Her ülkenin taşıyıcısı ve geliştiricisi kentleri vardır. Mersin de limanı ile birlikte ülkemizin taşıyıcı kentlerinin başında gelmektedir. Günümüzde Çin dünya genelinde ekonomik bir büyüklüğe ulaşmışsa, bunun nedeni liman özellikli bir gelişme anlayışını sürdürmesidir. Bu yolculukta ülkemiz, 2023 yılında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alma yolunda ilerlerken, ilimiz bu yürüyüşün zenginleştiricisi bir kentidir`` şeklinde konuştu.
Mersin Limanı`nın dünyanın ticaret anlamında en büyük limanlarından birisi olduğuna vurgu yapan Güzeloğlu, ``Ülkemiz 2023 hedeflemesinde 15 milyon konteyner TEU yük kapasitesine ulaşmayı öngördüğümüz limanımız, yeni yatırımlar ve altyapılar ile uluslararası deniz taşımacılığının yönlendiricisi limanları arasında en güçlü adaydır`` ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından raporda yer alan bulgular açıklandı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
``Mersin Limanı, Doğu Akdeniz`in gelişmekte olan en önemli çıkış kapılarından bir tanesidir. Liman, son 40 yıl içerisinde ortalama yüzde 5,8`lik istikrarlı bir büyüme oranı yakalamıştır. Türkiye`nin Ambarlı Limanı`ndan sonra en büyük ikinci konteyner limanı olan Mersin Limanı, 2007 yılındaki özelleştirmeden beri küresel ekonomik krize rağmen hacmini yüzde 6,5 artırmıştır. Mersin Limanı`nın içerisinde bulunduğu bölgeye çok önemli ekonomik etkileri bulunmaktadır. Liman yaklaşık olarak 17 bin kişilik iş gücü yaratırken, yılda ortalama 600 milyon euro katma değer üretmektedir. Liman faaliyetleri bölgenin ticaret ve imalat sanayi deseni ile bağlantılıdır. Özellikle gıda ürünleri, otomotiv, makine ve tekstil sektörü bu noktada öne çıkmaktadır. Ulusal `ihracata dayalı büyüme stratejisi` çerçevesinde Mersin Limanı büyük bir öneme sahiptir. Buna karşın, ulusal politika çevresi ile liman gelişme politikaları arasında uyumlaştırma, negatif çevresel etkilerin sınırlandırılması ve limanın bölgesel fayda sağlama konusunda daha pro-aktif yer alması gibi konularda alınacak yol bulunmaktadır. Mersin Uluslararası Liman İdaresi`nin çevresel politikalar konusunda daha etkin ve şeffaf olması ile daha yeşil bir liman yaratma yaklaşımı, limanın rekabetçi üstünlüğü açısından önemlidir. Mersin Limanı`nın hali hazırda göreceli olarak daha az çeşitlilik arz eden denizyolu ve kıtalararası rota bağlantılarının zaman içerisinde artırılması ile demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi ve özel sektörün bu alana olan ilgisinin yükseltilmesi, limanın geliştirilmesi ile birlikte düşünülmesi önerilen önemli politikalar olarak öne çıkmaktadır."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri farklı ülkelerde Kütahya’yı tanıtıyor Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi İngilizce Öğretmeni ve proje koordinatörü Özlem Çalışkan Yoğunlaştırılmış Yabancı Dil Ağırlıklı 5/C sınıfıyla birlikte faklı ülke ve şehirlerden öğretmen ve öğrencilerle bir araya gelerek Kütahya’yı tanıtıyor. Okul Müdürü Rüştü Benli konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kuruculuğunu Trabzon Mahmut Celaleddin Ökten Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu’nun üstlendiği, Romanya’nın kurucu ortak olduğu “My History,My Town, My Culture” ( Tarihim,Kasabam,Kültürüm) isimli eTwinning Projesine ortak olarak katılan Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin proje çerçevesinde Kütahya’yı tanıttıklarını ifade etti. Müdür Rüştü Benli, “ Her ülkenin ve şehrin kendi kültürel, tarihi zenginliklerinin öğrenciler tarafından tanıtıldığı proje faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’nin kuruculuğunda Romanya, İtalya, İspanya, Azerbaycan, Yunanistan, Polonya, Litvanya ve Arnavutluk’taki okullarla ortak faaliyetler yürütülmektedir. Bu çerçevede Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi İngilizce Öğretmeni ve proje koordinatörü Özlem Çalışkan “Yoğunlaştırılmış Yabancı Dil Ağırlıklı 5/C sınıfımızla birlikte faklı ülke ve şehirlerden öğretmen ve öğrencilerle bir araya geliyor ve biz de kendi şehrimiz Kütahya’mızı tanıtıyoruz. Efelerimizi ve Efe oyunlarımızı anlatarak başladığımız projemizde, Kütahya’mıza özgü şalvar, çini, iğne oyası, hamam bohçası, bor madeni ve benzeri ürünler ile Kütahya Kültür köşesi oluşturduk. E müzede sergilenecek olan bu çalışmamızdan sonra okulumuzda Kütahya’mıza özgü yemeklerin yer aldığı Kütahya Yöresel Yemek günü düzenledik. Sıkıcık çorbası, dolamber böreği, leblebi, haşhaşlı lokum, gözleme, ılabada dolması gibi pek çok yöresel yemeği yapılış aşamaları ile birlikte ortaklarımızla paylaştık. Bundan sonrası için de proje faaliyetlerimiz çerçevesinde Kütahya’mızı tanıtmaya devam edeceğiz. Kütahya’mızın sahip olduğu tüm bu güzellikleri paylaşmaktan çok mutluyuz. Kütahya Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak okulumuzun da adı olan şehrimiz Kütahya’yı tanıtıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz ve bu süreçte desteklerini esirgemeyen velilerimize de çok teşekkür ediyorum” dedi.
Kocaeli İki belediyenin çalışanları birbirine girdi Kocaeli Şehir Hastanesi’nin etrafının düzenlenmesi sırasında iki belediyenin çalışanları karşı karşıya geldi. Yaşananlar üzerine Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet görüştü. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları karşı karşıya geldi. İki grup arasında zaman zaman kavgalar da yaşanırken, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bölgeye geldi. İzmit Belediyesi ile gelen grupta yer alan bir kişi İzmit Belediyesi meclis üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen İbrahim Efe’ye İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile yanında bulunanlar, "Kendini yere atıyorsun, numara yapma" diye tepki gösterdi. Bu sırada Fatma Kaplan Hürriyet’in yanında bulunan bir kişi de yere düştü. Yaşananlar an be an kaydedildi. Ayağa kalkan İbrahim Efe, "Başkanım bu yapılanlar doğru mu?" diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’e tepki gösterdi. Yaşananların ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık’ta bölgeye geldi. Fatma Kaplan Hürriyet ile Hasan Aydınlık karşılıklı görüşme gerçekleştirdi. Fatma Kaplan Hürriyet açıklama yaptı Yaşananların ardından Fatma Kaplan Hürriyet yaptığı açıklamada, "Lütfen biraz uzlaşı. Lütfen beraber hizmet edelim. Birbirimize bilgi verelim. Biz bu konuda erinmeyiz. Teşekkür etmekten de asla gocunmayız. Sonuçta seçilmiş belediye ve belediye başkanlarıyız. Dolayısıyla nezaket gereği birbirimize bilgi vermek çok zor olmasa gerek. Bundan sonra biz yapıcı tavrımızı devam ettireceğiz. Uzlaşı arayışımızı devam ettireceğiz. İnşallah bu uzlaşı arayışımıza olgunlukla cevap gelir" dedi.
Denizli Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”